OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ

OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ

Osman Yüksel Serdengeçti,  CIA için yaşadi
Osman Yüksel Serdengeçti, CIA için yaşadi

Görsel

Görsel

Tayyip Erdoğan Rum, Hüseyin Çelik Kürt, Abdullah Gül Ermeni

Hayko Bağdat GOMALAK 25.10.2013
Hayko Bağdat
R.

Tayyip Erdoğan Rum, Hüseyin Çelik Kürt, Abdullah Gül Ermeni

 
Siyaset arenasında rakiplerinin kökenine atıfta bulunmak uzun süredir moda oldu.
Erdoğan
’a, Kılıçdaroğlu’na, Gül’e ve daha pek çok siyasiye bu anlayış ile vekillerden yazarlara varana kadar değişik kesimlerden “itham”larda bulunuldu, haklarında kitaplar yazıldı.Fakat MHP lideri Bahçeli’nin son grup toplantısı konuşmasında ifade ettiği kadar ağır bir ırkçılığa ilk kez rastlıyoruz.Şöyle ki:“Göroymak’a NorşinAydınlar’a TilloTunceli’ye Dersim isimlerini vermenin arifesinde olan Başbakan ve etrafındaki bazı zevat, acaba kendi isimlerini de değiştirerek asıllarına rücu edecekler midir?
Yedi yaşında Türkçe öğrendiğini her fırsatta ifade eden, ama Türk Dili ve Edebiyatı alanında doçent unvanı alarak bugünkü seviyesine ulaşan AKP’nin kapı gıcırtısı ve akordu bozuk sözcüsü acaba ismini değiştirmek için neyi beklemektedir?

Türk milletine şükran duyması gerekirken etnik tetikçiliğe soyunan, Ali Suavi’den hiçbir şey anlamadığı da net olarak anlaşılan bu zat, mesela HadoHazo ya da Hander ismini almayı düşünmekte midir?
(….)
Bunun yanında, Başbakan Erdoğan’ın gündeminde kendi ilçesi olan Güneysu’nun adını Potamya olarak değiştirmek var mıdır?

Eğer olursa bizim nüfuz cüzdanlarımızda yazacak aidiyetimiz ve kökümüz hamdolsun bellidir ve bilinmektedir.


Karanlıktan aydınlığı taşa tutan namertler, sanal korkuluklara kafa tutmayı maharet gören ahmaklar, siz kendinizi ne olarak tasvir edecek, ne olarak sunacaksınız?


Acaba Başbakan muhtemel yeni nüfus cüzdanlarına kendisini ne diye kaydettirecek, kimliğini ve kökenini ne şekilde ifade edecektir?

Tercüme edelim.

Bu ülke Türklerindir.

Türkler buraları fethettikten sonra geçmişe dair tüm izleri silmekle, yok etmekle mükelleftir.

Bu topraklarda yaşayan halkların çocuklarına kendi kültürlerinden isimler vermesi, yaşadıkları coğrafyaları kendi dilleriyle adlandırması bildiğin bölücülüktür.

Geleneksel devlet politikalarının dışında davranan herkese potansiyel hain olduğunu hatırlatmak için Kürtlük, Ermenilik, Yahudilik ithamında bulunmak normaldir.

Çünkü bu ülkede Türk kimliğine itaat etmeyerek kendi kültürünü yaşatmak isteyen herkes hedeftedir.

Cumhurbaşkanı olabilirsiniz fakat anneniz Müslümanlaşmış bir Ermeni ise dikkatli olmanızda fayda var.

Bakan olabilirsiniz fakat adınız HadoHazo ya da Hander olamaz.

CHP’ye genel başkan olabilirsiniz ama Dersim’li Alevi iseniz ve annenizin adı Yemuş ise içimiz pek rahat etmez.

Şimdi oturup bu zihniyetin fenalığını anlatacak değilim.

Sadece ortalama akıl ile bazı sorular soracağım.


Abdullah Gül
’ün annesi gerçekten Müslümanlaşmış bir Ermeni ise ne olacak?

Cumhurbaşkanı istifa mı etmeli?

Gül’ün annesi tebliğ yoluyla mı Müslüman oldu?

Türkiye’de bu durumda kaç insan var?

Eğer bu hâl gerçekse tüm akrabalarının katledilerek zorla Müslümanlaştırılmış olan o annenin önünde diz çökerek özür dilememizi gerektiren bir hayat yaşamadı mı?


Yemuş
 Anne Ermeni ise Dersim’de bu kamufle kimlikle yaşayan kaç Alevi anne var?

Babalar, amcalar, dayılar nerede, niye hep anneler, anneanneler Ermeni?

Bu ülkede şüphe ile kökeninde Ermenilik, Rumluk olduğunu düşündüğümüz insanlar suçlanırken şüpheye mahal bırakmayacak şekilde, öz kimliğiyle Ermeni, Rum, Yahudi olarak yaşayanlar ne hissetmeli?

Benden bakan olma ihtimali var mı?

Sorular çok ama yer bitti.

Madem hâl böyle bari ben de “beddua” edeyim.

Zamanında Bahçeli için de “Ermenilik suçlaması”nda bulunulduğunu iyi anımsıyorum.

Bugünlerde tek dileğim bu iddianın gerçek çıkması.

Hiç olmazsa kızgınlığımız biraz eğlenceye dönüşür.

Rahatlarız.

haykobagdat@yahoo.com

Yukarıda üstü çizili yazıları ortalığa süren Adana’lı tavuk hırsızlığından içerde yatmış olan Türk İslam ülkücüsü Cengiz‘dir. Bu [Bahçeli Ermenidir] görüşünü ortaya atan kişide tarikatlarla gizli ilişkide olan Alper Aksoy’dur. Alper Aksoy’a [Bahçeli Ermenidir] öngörüsünü ortalığa yayın diyende bir MİT çidir.

Yeşil Kuşak Ülkücüsü Alper Aksoy
Yeşil Kuşak Ülkücüsü Alper Aksoy

Alper Aksoy, AKP’nin önünü açabilmek için MHP’ye karşı savaşını kimlerle yürütmektedir?

Alper Aksoy, Tarikatçı ülkücülerle MHP'yi yıpratmanın yollarını arıyor
Alper Aksoy, Tarikatçı ülkücülerle MHP’yi yıpratmanın yollarını arıyor

Oğuz Hocaoğlu, Mehmet Fatih Doğrucan, Nusret Anar, Metin Ergun, İsmail Türk, İsmail Oskay, Asri Karaaslan Uzun, Şenol Uğurlu, Feyzi Akkuzu, İbrahim Dilmaç, Alper Aksoy ve Mehmet Saral

MİT+Türk İslam Ülkücüleri+Ermeni yazarlar üçgeni

“İSLAMCI İHANETİ”

Türk İslam Ülkücüleri’nin gözlerinden kaçan bir gerçek var, oda bilerek yada bilmeyerek bölücülüge ortak oldukları gerçegidir.

Görsel

Benim görüşüme göre, çoğunluk bilinçli biçimde bölücüğe ortak olmaktadır. Bir azınlık kesim ise sözde kendilerini Allah yolunda görerek, olanları, {yurt bölünmenin eşiğine gelsede}, yandaşlarının yaptıklarını sessizce izlemekte yetinmektedirler. Bir anlamda bölücülere karşı sessiz kalarak, bölücülüğe ortak olmaktadırlar.

Allah rızası” için Türk değerlerine karşı çıkıyorlar. Din açısından bu doğrudur. Çünkü “ahiret” kapısında onlara Türklük sorulmayacaktır. Amaç “cennet”e girmekse Türklük neye gerekli dir? “takva” değil mi? Senden beklenen?

Ancak, görev açısından bir yanlışın “ihanet”in içindeler. Havasını çekip, suyunu içtikleri, üzerinde yaşadıkları yurdu bölmek isteyenlere ortak oluyorlar. Allah adına Türklüğe, andımıza, üstelik bayrağımıza karşı çıkmaktadırlar. Türk bayrağı yerine kara çaput bağlanmış “hizbullah” bayrağını dalgalandırıyorlar.

Bunlara birkaç örnek vermek gerekirse; Hizbullah, Elkayda, Milli Görüş, Fethullahçı yapılanma, Nizam-i Alemciler, kendisini ülkücü sanan örümcek başlılar (islamcı ülkücüler)

Büyük yanılgılar: Bir dönemde kendilerini ülkücülerin arasında bulmuş olmak, kendisini bir ülkücüymüş gibi görmüş olmak, yıllar sonrasında bu kişilerin eskisi gibi ülkücü olarak kaldıklarını göstermez. Bu bir solcu içinde, dinci içinde geçerlidir. Geçmişte solcu olanlardanda bugün “şeriatçı” kesime arka çıkanlar var.

Eskiden değil ülkücü olmak, ülkücüleri yönetmiş olanlarında bugün yine “ihanet”in tepesinde olanlar var. Muhsin Yazıcıoğlu’nun yoldaşları topluca bilerek, isteyerek, başımızdaki Yahudi müslümanlarını desteklemektedirler. Eski Ülkü Ocakları Başkanları’nın çoğunluğu gizli yada açık olarak R. T. Erdoğan la, yada danışmanları ile yada MİT ile, oda olmazsa Emine Erdoğan ile  doğrudan görüşerek kendi yetiştikleri ülkücü derneklerin Amerikan çizgisine çekilmesine, MHP’nin ilerlememesi, Erdoğan’a oyların kayması için çaba göstermektedirler.

Yine bu kişiler, bir camide namaz kılıp, fotograflarını yayınlıyorlar, cezaevlerindeki günlerini gündeme getirip, İstanbul’u “fethet”miş gibi, yada topluma bir değer kazandırmış gibi ballandıra ballandıra anlatarak, toplumun kendilerine özel saygısını bekliyorlar. Bildikleri iki dua, bir besmele olsada din satışları yerinde. Olayın bir başka yönüde MİT’in istediği doğrultuda vatana hizmet olmuş oluyor.

Bunların içinde yıllarını ülkücülüğe vermiş olanlarda var, başkanlık yapanlarda var, yıllarca danışmanlık yapanlarda var, adları ülkü devine çıkanlarda var, yusuf yüzlü olanlarda, taş medreseli olanlarda var. Varda var. İhanet sınır tanımıyor. Hele birde işin içine “Allah rızası” için “ihanet” girince…

Öyleyse kimse çıkıpta bana, heeeyt lan, ben Ocak Başkanı’yım yada Ocak Başkanı’ydım diye çalım atmasın.

Atarsa altında kalır.

Soruyorum… Dava “yeşil kuşak müslüman”lığı mı idi? Dava Kara çarşaflar altındaihanet”e destek vermek mi idi?

Dava çek senet işleri mi idi?

Dava ABD istedi diye müslümanlar arası savaş çıkarmak mı idi?

Dava Ülkü Ocakları’nın paraları ile iş adamı olmak mıdır?

İşin öbür yanı bundan da acı…

Ülkücülük altında Çerkez-cilik ile Kürt-çülük  “ihanet”i ile karşılaşırsınız?

Bu gün Türkiye’yi ABD’nin bir vilayeti yapanlara bu sözde ülkücü götü boklu Türk İslam Ülkücüleri’nin söyleyecekleri bir tek söz yok mu?

 

Türk İslam Ülkücüleri’nin gözlerinden kaçan bir gerçek var, oda bilerek yada bilmeyerek bölücülüge ortak oldukları gerçegidir.