Fethullah Gülen

Ülkücüler ses verdiler.

Ülkücü gözü ile Fethullah Gülen Hocaefendi kimdir?

 http://www.ulkucutavir.com/fetosyan-cek-pis-elini-ulkuculerin-uzerinden.html 

FETOŞYAN ÇEK PİS ELİNİ ÜLKÜCÜLERİN ÜZERİNDEN

Görsel

Bizler kalemimizle iki satır yazı yazarken, Genel Başkanımızın-Genel Merkezimizin açıklamaları ve Genel Başkanımızın basın danışmanlarının yazılarındaki üslubu örnek alırız.
Genel Başkanımızın işaret etmediği veya gündeme getirmediği olayları veya kişileri yazmak gibi bir had aşma girişiminde bulunmayı dahi, teşkilatımıza ihanet olarak algılarız.

Genel Başkanımız ve Genel Merkezimiz sertleşirse, bizde kalemimizle sertleşiriz.
Genel Başkanımızın basın açıklamalarını takip ederek, bir konuda hassas davranılması gerekiyorsa, bizlerde hassasiyetle konuya yaklaşır, kalemimizin hareket alanını belirleriz.
Sadece kalemimizin mi?
Hayır,
Kalem tutan ülkücü yazılarının hareket alanını, kahvede oturan ülkücü sohbetinin hareket alanını, devlet kadrosu olan ülkücü sabır alanını, partide görev alan ülkücü görev ve söylev alanını, kısacası;yaşamımızı teşkilat-lider-doktrin üçleminde a’dan z’ye dizayn ederiz, en azından etmeye çalışırız.
Bazen görürüz görmezlikten geliriz, bazen duyarız duymazlıktan geliriz, biliriz ki; Liderimiz en iyisini bilir.
Gerekli yerde, uygun zamanda gerekli müdahaleyi yapacağından eminizdir.
Korkumuzdan mı?
Sindiğimiziden mi?
Asla…
Başbuğumuz Alpaslan Türkeş’le var olma sürecini başlatan ve o var olma sürecinde, döneklerin O döneklerki: 12 EYLÜL’ün hemen sonrasında cezaevinden “Türklük için mücadele eden bedenlerimiz,bundan sonra İslam’i Cihat’ta canlı bomba olacaktır” sloganı ile başlayan manifestolar yayınlarken, Başbuğ’a “Türklük ve Cumhuriyet sevdanızdan vaz geçinle başlayan,tehdit mektupları yazıyorladı.
Dün,Yeşil Kuşağın İslamcılarıyla işbirliği yapan bu güruh, bugünde BOP’ un işbirlikçisi Eşbaşkanı ve CIA’nin kontrolündeki cemaatlerle,Türk düşmanlığı noktasında yine sahnedeler.
Bu her dönemin döneklerinin ihanetine rağmen büyüyen, kök salan Türk Milletçisi ruh, artık Devlet Bahçeli Bey ile kurumsallaşıp, iktidara yürümektedir.Aykırı bir davranış, iktidara yürüyen Türk Milletçisi ruhun, kurumsal beden haline geldiği MHP’ye gölge olmaktır.
Gölge olmak Türklüğe ihanetin ayrı bir motifidir.
MHP Parti İçi Yöneticilik Okulunda bulunduğumuz esnada, bir MHP Milletvekili ile sohbetimiz esnasında, Fetullah GÜLEN ve Cemaati ile ilgili düşüncelerini sormuştum.
Milletvekilimizhassas bir konu, ellerindeki medya dönem dönem ülkücülere saldırıyor ama hele sabredip izlemekte yarar var, Cemaatinin mensuplarının kendileri değilse de, birçoğu ülkücü ailelerin çocukları hele sabır…”diye bir tespitte bulunmuştu.
Evet haklıydı.
Sohbet ettiğim Cemaat mensuplarında,bende bunu fark etmiştim.
Birçoğunun da beyinlerine sanki format atılmıştı, halisane niyetlerle kandırıldıkları bir gerçekti.
Keza bende çocukluk yıllarında, Erzurum’daki evimizde Babam Fetullah GÜLEN’in kasetlerini dinler, o ağladıkça hüzünlenir, bende Babamın bu hüzünlü haline ve kasetteki şahsın ağlamasına dayanamaz, bende ağlardım.
Bizim evimizde ve büyüdüğüm ocaklarda hiçbir zaman, bu şahıs hakkında kötü söz söylenmezdi.
Hatta Başbuğ Alpaslan Türkeşbenim cenaze namazımı Fetullah GÜLEN kıldırsın” diyebilecek kadar, ülkücü camianın da saygı duymasını sağlamıştı.
Ben ve benim gibi birçok ülkücü, sırf bu yüzden sevmesekte, saygı duyup Başbuğumuzun hatırına kötü söz söylememeye dikkat ettik.
Ama
Hooop Hoca Efendi!
Her şeyinde bir sınırı var.
Sabır dediysek, hatır dediysek, Baba – Başbuğ nasihati dediysek, çöl gülü taşı (Sabır Taşı)da değiliz.
Senin ve CIA kontrollü şakirtlerinin her iftirasında, şükür çekip “yine gel” diyecek Mevlana’da değiliz.
Babasını asan cellâda âşık olan,nağmeler dizen,Yahudi kızı hiç değiliz.

Ülkücüleri karalama seferberliğinde, Aziz Mübarek günde iftirayı ölçü alman, ne derece Müslüman kılığına girmiş münafık olduğunun, dünyada bedenini bulmuş şeytanın ta kendisi olduğunun,taraftarlarının da hizbulşeytanlar olduğunun göstergesidir.
Evet, sen bir şeytansın.
Evet, şakirtlerin de senin gibi bir şeytanın ideallerini,ideal edinen hizbulşeytanlardır.
Ey Hoca Efendi!
Diyette bittiii, saygıda…

Sanırmısın ki;
Dedenin,Pasinlerli İbrahim Bey’in hizmetkârlığını yapan bir Ermeni olduğunu bilmiyoruz…
Sanırmısın ki;
Ağlama sebebinin, gerçekte gençlik yıllarında, bir Erzurumlu ailenin kızına sevdalanıp ta, istediğinde Erzurumlu ailenin de, Türk katliamında görev almış eli kanlı bir ermeni ailesinden gelme bir, ermeni soylu olmanı bilmesinden dolayı, kızı sana vermediklerini,
Ve
Her ağlayışında,buna sebepten kin gözyaşlarını akıttığını, evlenmeme sebebinin de;Allah Nur’u yolunda mücadele ederken, dünyevi zevklerden aranmaktan dolayı değil de, akan damlaların Allah aşkıyla hiçbir alakası olmadığını,Türk’e kininden sinirlerinin boşalması, psikolojik durum olduğunu biz Erzurumlular safız bilmiyoruz.
Sanırmısın ki;
Gözlerinin çeşme olup, damla damla akma sebeplerinden birinin de, CIA’den aldığın emirle Türk’e ve Türkiye Cumhuriyeti’ne kin tohumlarını yeşertmek için ve Türk’ü Türk’e kırdırmak şiarından kaynaklandığını, biz Türk’ler safız bilmiyoruz.
Sanma ki;
Ermeni Dedelerinin, Müslüman kıyımında aktif rol aldığını,
Bugünkü PKK’ya eşdeğerde eylemlerinin sonucunda Osmanlı tarafından Revana sürüldüğünü,
(Revan: bugün İran sınırları içerisinde Ermeni nüfusunun yoğun bulunduğu ve PKK’nın İran’daki versiyonu PEJAK’ın kurulduğu, hala PKK’nın yuvası olan il…)
O zamanlar, Revan’da yer ve arazi alamadıklarından,tekrar Osmanlı sınırına dönmek istediklerinde,Osmanlı’nın bunlara “dönersiniz ama Müslüman TÜRK kimliğiyle şartı koştuğunu,
Dedelerinin de o şekilde döndüğünü,
Ama Müslüman halka,bilhassa Kürt halkına katliam yaptıklarından Bitlis’e dönemediklerini,
Sonra Erzurum’a dönüp yerleştiklerini….
Biz Müslümanlar safız bilmiyoruz.
Bunlar iftira diyenlere;
Biz siz değiliz iftira atalım.
İnanmıyorsanız acın Erzurum/ Hasankale Osmanlı arşivlerini araştırın.
Orada hepsi mevcut.
Tabii Arşiv yakmasıyla meşhur AKP, kendi soylarının açığa çıkması, dedelerinin Müslüman ve Türk kıyımındaki, aktif rollerinin bilinmesi tedirginliği ile, bir sürü yakmış oldukları arşivler gibi onları da yakmadıysalar…
(Bugün bile, doğuda birçok “Kürt’üm” diye, kendini adlandıranların dedelerinin veya babalarının doğum yerlerinde Revan yazar.
Ya Kürt olarak, ya da Türk olarak, Çerkez olarak gelen de vardır. Mesela Oğuzhan Asıltürk…
Türk ve çeşitli kimlikleri kamufle ederek PKK’yı destekleyenler, bu Ermenilerin torunlarıdır.
İslam düşmanı olmasına rağmen hümmetçiliği ön planda tutan Cemaat, Tarikat vb.oluşumların kanaat önderi olarak şu an Türkiye’nin geleçeği noktasında meydanlarda çözüm seneryosu üretenlerin büyük bir bölümü gerçekte işte bu Ermeni soyluların torunlarıdır.
Mesala Turgut Özal’da bir taşnak Ermenisi sulelesinden gelmedir,bu belgeleriyle açıklanmak istenmiştir,ama o zaman da Malatya Osmanlı Arşivi yakılmıştır.
İnanmıyorsanız Malatya arşivi yakılmışmıdır bir araştırın.Yusuf Halaçoğlu bu konularla ilgili belgeleri kitaplaştırarak sunmak istemiştir.O da baskılara dayanamamış başka bir bahara veya hiç görmeye nasip olamayacağımız başka bir güne ertelemiştir.)
Ey gerçekte İslam düşmanı Münafık!
Büyük tiyatrocusun vesselam.
Yıllarca Erzurum kimliğini kullanırken Erzurumlu olmamana rağmen, Erzurum’luları kullanarak Türk’e kin kustun, kusturdun…
Kürtçülüğü-Ermeniciliği İslam’la özdeşleştiren tek büyük tiyatrocusun.
Tiyatroculuğunla Babamı da kandırdın, Başbuğumu da…
Hakkını vermek lazım, sana helal olsun.
Benim oyunculukta Oscar Ödülü adıyım sensin.
Sen fitne senaryolarının baş aktörü olarak, Oscar ödülüne layık dünya tarihinin en büyük oyuncususun.

Ne o, Fetoşyan!
Ülkücüleri cımbızlama metoduyla karalarken,
Türk Milliyetçilerine saldırarak, CIA’nin sana vermiş olduğu görevin, icrasını, teknolojik boyutta en güzel şekilde ifa ederken, CIA den şilt mi alacaksın?
Be, Hey, Münafık!
Biz Türk milleti, hele hele Erzurumlular olarak, Ermeni soylu olmanı bile mesele etmeyip seninle ağladık…
Bu kadar mı kinin bedenine hâkim?
CIA den alacağın bir aferinden, bu daha ulvi değil mi?
O kadar mı bunu düşünemeyecek derecede bunadın?

Ülkü Ocakları Başkanı Harun Öztürk’ün, ne derece, her konuda olaylara hassasiyetle yaklaştığını, prokovatif eylemlerde ülkücü camiayı her zaman sokaktan çekmeye çalıştığını ve bunu da başardığını bilmezmisin a be Çaşıtyan!
O kadar mı beynin sulandı?


Sen ve şakirtlerin, pardon hizbulşeytanların ,önce sunacağım Hasan Hüseyin MEMİŞ’in “CACIKİSTAN” adlı kitabında yazanlara bir cevap ver-verin ,belki şimdi delil niteliğindeki bu belgeleri,araştırıp seni yargı önüne çıkararak, vatan hainliğinden yargılayacak savcılar,korkudan sana dokunamayabilir,ama bir gün CIA ajanı bunak FETOŞYAN bunların hesabını vereceksin, …
”ÇÖMLEK PATLADI DARBESİ”

Bir zamanlar RTE ona ”ağlayan şeytan” derdi.Kadere bakın ki şimdilerde onlar ”kanka” oluverdiler. Yedikleri , içtikleri ayrı gitmez oldu hatta birinin içine ettiği kaptan , diğeri yemek yer hale geldi.
2007 Milletvekili Genel Seçimleri Öncesinde Armenian and Kurdish oluvermişti.Seçim öncesi avlanma alanının temizliğinde ”ağlayan şeytan” ”esas oğlan”oluvermişti. Seçim öncesi avlanma alanının temizliği konusunda ”5 imzalı” çok önemli bir belge düzenlenmişti.Daha sonra bu belgenin aslı ortadan kayboluverdi. Eğer bu belge ortaya çık-saydı 2007 Milletvekili Genel Seçimleri iptal edilir. En az 3 Parti kapatılır ve bütün hesaplar alt üst oluverirdi. Armenian and Kurdish Party, bu belgenin ”eski” , ”şirin” ve ”haylaz” (!) bir milletvekilinde olabileceğini düşüne-rek onu içeri aldırmıştı.Sonra da ”serbest bırakmak ” zorunda kalmıştı…
Her şey bir yana , biz esas hikayemize dönelim…
Utah’ta ikamet eyleyen ”ağlayan şeytan” derin derin düşünüyordu. arada sırada çevresinde ”vaaz”ını dinle-yenler olabileceğini düşünerek burnunu çeke çeke ağlamaya başlıyor , üzerindeki hırkasını , vaaz cübbesi sanarak yakasını çekiştiriyor , burnunu da çekiştirdiği yakasına siliyordu. Yaka , üzerinde salyangoz gezmiş gibi pırıl pırıl parlıyordu.Uzun Süreden Beri Kendisi resen ”tekaut” edildiğinden , sadece ”noter”lik yapabiliyordu. İçin için lanet yağdırıyordu.Kendisini ”tekaüt” eden Faşist Kürtçü imamına: onun şerrinden diğer imamlarıda korkmuş ve sinmişlerdi kenara . Cemaatine artık Kürtçüler hakimdi. Birden Ağlamak geldi içinden , salya-sümük hıçkırmaya başladı yeniden.
Akşam olmuş , yemeğini yemiş , yemekten sonra da kendisine diyabetik şekerle yapılmış”künefe” ikram edil-mişti. Ardından 1.000 mg’lik Matofin’den bir tane almıştı.Vücudunu tatlı bir rehavet sarmıştı , tam şekerle-meye başlayacaktı ki içeri o faşist Kürtçü imamı dalıvermişti. kapıyı bile vurmadan…
Kalk hocaefendi kalk , aldığımız kararı usulen onayla da sonra ne yaparsan yap ! diye bağırmıştı…
SAYFA -351-

”Ağlayan Şeytan” , ‘nasıl farketmedim , bunun bu kadar tuğsuz olduğunu dedi içinden , ama köşesinde toparlamayıda ihmal etmedi.
— Konuşalım sonra da onaylarız , dedi.
Malum imam acıyarak baktı yüzüne sonrada dışardakinlere seslendi.
— Ne duruyorsunuz orada , girsenize içeri !…
2-FETOŞYAN! İNSAF BE…
Kıta imamcıkları birer sığıntı gibi içeri süzülüp kapıya yakın bir yerlere oturdular. ABD yönetimi tarafından hoca efendinin yerine atanan imam konuşmaya başladı.
-Kardeşler bildiğiniz gibi bütün kurumlarda yönetimi ya ele geçirdik yada ele geçirmek üzereyiz. TSK hariç. Orayı ele geçirmezsek , diğerlerinin hiçbir önemi kalmaz. Her ne kadar elemanlarımızın bir kaç tanesi bir kaç yıl içinde orgeneralliğe kadar yükseleceklerse de bu yeterli değil. İçteki temizlik yıllarca sürebilir.Bu süreci hızlan-dırmamız gerekir.Pekeke’deki Kardeşlerimiz de TESEKA’ya baskı yapmamızı istiyorlar. Bunun İçin Sizlere daha önce ana hatları ile anlattığım çözümden başka çözümü olan var mı ?
-Yok mu ? Aferin olmasın zaten … Hoca Efendi , İşler senin planlamalarına uygun gitmiyor. olaylar bizim önümüzde koşturuyor, gündemi başkaları belirliyor. Artık ipleri ele almamız lazım.
-Nedir düşünceniz muhterem ? dedi hoca efendi.
-”Çömlek Patladı” darbesi yaptıracağız , sonrada ortalığı silip süpüreceğiz.
-Nasıl ? anlamadım….
-Bir sahte darbe planlayacağız ve sonrada darbecileri ihbar edip bizden olmayan kim varsa temizleyeceğiz hatta kendi kendilerine temizlettireceğiz…
-İçerideki mürid sayımız , bütün TSK personelinin yüzde 13′ü sempatizanlarımız yüzde 5, müridlerimizin kontrolundakiler yüzde 38 ama yinede çok riskli bir durum bana kalırsa…
-Sana kalırsa …. O zaman hiçbirşey yapamayız TSK’da ki kesin ve emin gücümüz aslında yüzde 6.5; geri ka-lanı para , pul ile tutuyoruz. Bu işi Artık bitirme zamanı geldi hoca efendi.
SAYFA -352-
-Peki Planın nedir ?
-Uzun uzun anlatacak ne zamanım var , ne de gerek var ; ama ana hatlarını açıklayayım , çünkü yarın Hava Tampa’ daki ”askeri üs”de olmam gerekiyor. Türkiye’den Gelen bizim ”fındıkçı danışman” ile buluşacağız. Kara Kuvvetleri’ndeki senin şu meşhur general var ya , onu bu işin başına geçireceğiz… Rütbesi de buna yeter. Zaten dışarıdan herkes onu ulusalcı-milliyetçi olarak bilir.
-Ama….
-Kabul etmez mi Diyeceksin ?
-Muhtemelen…
-Elimizdeki dosyalar ne güne duruyor ? Doğu Anadolu’da ”altın muhafızlarından” aldığı külçeler ; karısının kumar borçları ; kızının F.Üniversitesi hastahanesinde aldırdığı gayri meşru çocuğu ; beyefendinin gazeteci ile olan gönül bağı…
-Şantajla mı yani ?
-Gerekirse evet …
-Geri Tepmesin ? peki sonra …
-Plan aslında çok basit TSK’daki müridlerimiz çevrelerinde etki altına aldıkları ”darbe” konusunda azmetti-recek ve kendileri bu işe asla bulaşmayacaklar. Onların azmettirmesi ve adres tarif etmesi yeterli olacak. O ad-rese meyyal olanları da ”darbe listesi”ne bizimkiler dahil ettirecekler. Bu Konuyu bir zincirleme reaksiyon haline getirecekler. Aynı Arkadaşlarımız , dışardaki sivil arkadaşlarımızla el ele vererek elektronik postalar ve diğer unsurları kullanarak, bu grup üzerinde etkilerini arttırıp cepheyi daha da sağlamlaştıracaklar. onları darbeye azmettirecekler. Bu aşamada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta , bu faaliyetler ile bizim aramızda bir bağ kurulmamasına azami derecede dikkat sarf etmek : daha da önemlisi bu darbe faaliyeti için askeri yargı içinden mümkün olduğunca fazla taraftar toplamak ve listede yer almalarını sağlamaktır….
-Neden askeri yargı mensupları ?
-Darbe girişimi ortaya çıktıktan sonra darbeci personelin askeri mahkemelerde değilde kurulacak özel mah-kemede yargılanmasının önünü açmak için…
SAYFA-353-
-İyi ama orada daha da güçlüyüz…
-Ne yapalım. bazılarını gözden çıkarmadan esas amaca ulaşmak mümkün değil ki ? İsterseniz konumuza dönelim…Bütün bu faaliyetlerimizde arkadaşlarımız polis teknik takibine takılsalar bile teknik takipten çıkarı-lacaklar ama bu raddeye gelmeden arkadaşlarımızın tedbirli olmasını sağlamalıyız. Ancak darbecileri azmettirmek isteyen arkadaşlarımız kendilerine sahte isimlerle ve özellikle bayan ismi ile e-mail hesapları açarak yo-ğun yazışmalar yapacaklar bu yazışmaların teknik takibe takılması içinde yazışmaları da genel bilgisayarlardan ve azmettiricileri kişilerin bilgisayarlarından yapacaklar.Elektronik ve diğer teknik açılardan yeterli hazırlıklar tarafımızdan yapıldı ve imamlarımıza iletildi.
-Bu hassas bir iş , ateşle oynuyoruz
-Evet ama , biz onlarla oynamazsak onlar bizimle oynayacaklar…
-Tedbirler alındımı , yeterli mi ?
-Aslında darbe olmayacak ; biz olgunlaştıracağız ve onlar harekete geçmeden ‘’ihbar’’edeceğiz. ‘’darbe’’ emir-komuta zinciri içinde kurgulanmadığından genelkurmay konuya konuya titizlikle eğilecektir.Darbeciler yargılama aşamasına geldiğinde hükümet , ‘darbeciler içinde mevcutlarına oranla yüksek derecede askeri yargı mensubu olması nedeniyle yargılamanın Yargıtay tarafından ‘’özel mahkeme’’kurularak yapılmasını teklif ve tavsiye edecek , müzahir medyanın yayınları sonucu Genelkurmay da bu teklifi kabul etmek durumunda kalacaktır.Bu aşamadan sonra TSK’da temizlik hareketi başlatılacak ve manipüle edilmiş ‘’teknik takip’’raporları ile önümüzü tıkayan tıkama ihtimali olanın rütbesi ne olursa olsun temizlenecektir…
-Bu operasyonun sızma ihtimali yok mu ?
-Asla ! Bütün tedbirleri aldık …
-Tedbirler…
-Hoca efendi sen ayrıntılarla meşgul olma, biz gerekeni yaparız…
-Peki buradaki dostlarımızın konudan haberi…
-Kesinlikle var ve onayda verildi….
-Benim içimi sıkan bazı şeyler var bu planın içinde ama…
SAYFA -354-
-Yemek üzerine yediğiniz künefedendir…
-Mart ayını planlıyoruz, Mart ayının şanına (!) uygun olsun diye…
-Hangi Mart ?
-Bir sonraki yeni komuta heyeti yerine otursun hele ondan sonra
-Bu kadar süre içinde ‘’sızıntı’’ olma ihtimali yükselir, beni bu ihtimal rahatsız ediyor…
-Bunu dert etmeyin, dışarı sızsa da başarılı olucaktır… Bu darbe tarihe ‘’çömlek patladı’’ darbesi olarak geçecektir. Bir süre sonra gerçekler ortaya çıkacaktır ama… geçmiş olaa….
( Bu planlama 17 Temmuz 2007 tarihinde ABD-UTAH yerel sati ile 19:25-19:55 saatleri arasında gerçekleşmiştir. Ayrıntılara özel olarak girilmemiştir. Bugüne kadar hiçbir yayın organıda yayımlanmamıştır. Ancak Gere-ği yapılmıştır.)
SAYFA -355-
SAYFA 351-352-353-354-355
Hasan Hüseyin MEMİŞ’in “ CACIKİSTA N”adlı kitabından alıntıdır.
Yazardan bir not;
Şükürler olsun ki,Başbuğuma Devlet Töreni yapılmasından dolayı cenaze namazını Fatoşyan sen kıldırmadın…
YAZARDAN NOT: BU YAZI TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİ CEMATLE ÖZDEŞLEŞTİREN,AYNI KEFEYE KOYAN GERİ ZEKALILAR İÇİN (KURŞUN KALEMİMLE)YAZILMIŞTIR

Murat ALPEREN

 

YAPMA ETME ÜLKÜDAŞIM!
ÜLKÜDAŞLIĞI (F) TİPİ HAYALLERE FEDA ETME ÜLKÜDAŞIM
Ülkücülük siyasi ihtiras kokan stratejik oyunlara gelmemektir.” Şükrü Alnıaçık Ülkücülük, kinine köle olup intikam uğruna hiç bir dokusunun uyuşmadığı halde, korkusundan veya yapacağı cirkefliklerde zırh olarak düşündüğü ülkücü alerjisi olanlarla itti(F)ak kuran ve bu itti(F)akın kadrolaşdığı kurumlardan olası bir ters durumda (F) tipi dokunulmazlık alacağını sanan velev ki bu vaadi alan ,fitne fesat iftira dolu söylemlerin kime yaradığı sorusunu düşünmeden,analizini yapmadan nefis kokan ağızlardan çıkan ihanet kokusunun peşinden, dört nala gidip kendini ihanet projesinin taraftarı,ihanet çemberinin kara bir motifi,”ülkü” adlı nadide Türk kiliminde kara bir deseni olarak yer almamak, alanlara da “be hey Ülkü Devleri o derece mi nefsiniz bedeninize köle ettiniz de, bu eylemin sonucundaki ülkücü düşmanı medyaya malzeme verdiniz-vereceksiniz başka neye yarayacak bu eyleminiz sorusunu sormakdır.” Murat ALPEREN

Görsel

http://www.ulkucutavir.com/yapma-etme-ulkudasim.html

Bu bilgiler: ülkucü yayın organlarından alınmıştır.