Sadettin Tantan neden FETÖ cü oldu?

Tantan’dan Gülen’e koruma

FETÖ lideri Gülen, ABD’ye gittikten sonra, kendisine bir başkomiser yakın koruma olarak gönderildi. Korumanın yazısını onaylayan ise eski bakan Sadettin Tantan…

GİZLİ CIA’CI ORTAYA CIKTI

Tantan’dan Gülen’e koruma

Emniyet’in yönetiminde iken, tarikatlara, tekkere arka çıkmış olan Sadettin Tantan, Fetö’nün yasadışı islerinede göz yumuyordu. İyi bir güvenlikçi olan Tantan, iyide bir islamcı, tarikatçı idi. Kendisi Çerkez olarak bilinirdi, Türklüge karşı islamcı oluşumu güçlendirmeye çalışmakla tanınırdı. Onun döneminde özellikle emniyette islamcılara yer verilmeye başlandı.
Fethullahçı Terör Örgütü‘yle ilgili yeni detaylar ortaya çıktı. CIA‘ya çalışan Fetullah Gülen‘in ABD‘ye gittikten sonra, Ahmet Akgün adlı bir başkomiserin yakın koruma olarak gönderildiği belirtildi. Darbe Komisyonu’na gelen bilgide, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ersin Yılmaz tarafından bakanlık makamına sunulan yazıda, “İstanbul Emniyet Müdürlüğü emrinde görevli 128058 sicil sayılı başkomiser Ahmet Akgün (15 Temmuz’dan sonra rutbeleri söküldü), emekli vaiz Fetullah Gülen’e yakın koruma olarak refakat etmek üzere 4 Mayıs- 4 Haziran 1999 tarihleri arasında Amerika’ya gönderilmiştir. Ancak, ABD’de bulunan Fetullah Gülen’in tedavisi uzadığı için adı geçen koruma görevlisi personelimizin görev süresinin, tüm masrafları korunan şahıs tarafından karşılanmak üzere 4 Haziran’dan itibaren uzatılması hususunu tensiplerinize arz ederim” ifadeleri dikkat çekti. Komisyona gönderilen aynı yazıda, yakın korumanın dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan tarafından verildiği belirtilerek şöyle denildi: Bu yazıyı 12 Haziran‘da dönemin İçişleri Bakanlığı müsteşarı (daha sonra Ankara Valiliği’ne atandı ve yaş haddi doluncaya kadar bu görevde bulundu) Yahya Gür, uygun buldu ve imzaladı. Aynı gün İçişleri Bakanı Sadettin Tantan olur” verdi. Daha sonra her ay başkomiserin görev süresi aynı yöntemle uzatıldı. Fetullah Gülen tarafından masrafları karşılanan başkomiserin halinden son derece memnun olduğu ve kendisine son derece iyi bakıldığı bilinmektedir…

FETÖ devlet gizli bilgilerini CIA’ya aktardı. ‘Sırlar gizli dış güçlerin eline geçti’

Bu alıntı yazıyı yayınlamamızın nedeni, bu gün gerek MHP içinde gerek Ülkü Ocakları içinde sayısız FETÖ’cü köstebekler bulunmaktadır. MHP ile Ülkücü kuruluşlara FETÖ’nün sızması yeni değildir. 1980 lerden öncelere dayanır. Yyeıl 1976 da Hüseyin Feyzullah başta Ankara, Istanbul, İzmir olmak üzere ülkücülerin ellerindeki yurtlarda Fethullah Gülen yapılanmasına diger tarikatlara olduğu gibi yol vermişti. Ankara’da Musin Yazıcıoğlu başta olmak üzere ÇERKEZ ile KÜRT kökenli ülkücüler akın akın FETÖ’yü dinlemeye gidiyorlardı.

Çok ilginçtir şimdilerde bir Alişan Satılmış çıkıp FETÖ’ye karşı olduğunu söyleyebiliyor. Eyy alçak pislik! Sen başkan iken bu CIA’nın kuyrugu FETÖ’ye karşı o günlerde bir kerecik karşı çıktın mı? Geçmişte FETÖ’ye karşı yazdığın bir satır yazı  var mı?

Şimdi iş işten geçmiş götü boklu Alişan Feto’  karşı olmuş! Kime ne?

Bu ülkücü dernekler en büyük yarayi Ermeni kökenli müslüman Harun Öztürk döneminde aldı. Artık dernekler FETO’cü yetiştirme yurtlarına dönüşmüştü.

Bu günde bazı il, ilçelerde ülkücülerin başlarında FETÖCÜLER bulunmaktadır. Bunlar artık kasarlanmış ülkücü orospulardır. Ne Bahçeli ne sen, ne ben bu köstebekleri birden bire ülkücülerin içinden bulup çıkaramayız.

Umarız, Genel Başkan (Olcay Kılavuz) kendisini yeniler, bu sızmalara karşı önlemini alır.

Bu yazıda FETÖ’nün bu yurdu sattığı anlaşılmaktadır. Belkide bazi FETÖcü ülkücüler uyanır diye yayınladık.

Çırağan Yokuşu Ülkü Ocağı

05 Aralık 2016 Pazartesi

‘Sırlar gizli dış güçlerin eline geçti’

‘S%C4%B1rlar+gizli+servislerin+eline+ge%C3%A7ti%E2%80%99

FETÖ çatı iddianamede örgütün, gizli belgeleri kullanımına ilişkin iddialar yer alıyor. İddianameye göre TİB’e kurulan düzeneklerle bütün dinleme kayıtları yabancı ülke istihbaratlarına da düşüyordu

 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanan FETÖ çatı iddianamede terör örgütü FETÖ/PDY’nin devletin gizli bilgi ve belgelerini ele geçirme yöntemleri ve bu bilgilerin kullanımına ilişkin çarpıcı iddialar yer alıyor. İddianamenin ‘Devletin gizli belgelerini ele geçirmek’ başlıklı bölümünde FETÖ’nün 12 bin hakim ve savcının sicilini illegal yollardan temin ettiği, bu bilgilerin yabancı istihbarat örgütleriyle paylaşıldığı bilgisine yer veriliyor.

İddianamede, “Örgüt UYAP (Ulusal Yargı Ağı) üzerinden bütün adalet teşkilatını, Polnet üzerinden Emniyeti, e-devlet üzerinden devletin bütün kamu kurumlarını kendine tabii kılmıştır. Bir ülkenin yargı teşkilatının her türlü bilgisinin diğer devletin istihbaratının elinde olması korkutucu bir durumdur” deniliyor.

Konya’daki büro

İddianameye göre “Konya’daki O. Hukuk Bürosu’nda M.O. adlı bir avukatın bilgisayarında Türkiye’deki herkese ait nüfus bilgilerinin olduğu tespit edildi. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB) kurulan düzeneklerle bütün dinleme kayıtları örgüt ile birlikte yabancı ülke istihbaratlarına da düştü. FETÖ, ülkenin savunma sanayiinin projelerini, yeni buluşlarını, devletin savunma ve dış politikasını, bilimsel araştırma ve geliştirme çalışmalarını, enerji politikalarını gizlice öğrenip dış ülkelerin istihbaratlarına ulaştırdı. Örgüt bu yolla yabancı ülke ve istihbaratları nezdinde amacına yarayacak fayda peşindeydi ve bu gizli ilişkiler sayesinde ABD’de 74 senatör, dışişleri bakanına mektup yazdı, Brüksel’deki AB yetkilileri Türk devlet adamlarına baskı yapabildi. Örgüt elde ettiği bilgileri verme karşılığı küresel menfaati peşindeydi.”

Duvarın içindeki bölmede harddisk

İddianamede, “Eğer ülkenin, Başbakanı, Dışişleri Bakanı, MİT müsteşarı dinleniyorsa bu vahim durumun sonuçlarını hayal etmek imkânsızdır” ifadesinin yer aldığı iddianamede, “Ergenekon ve Balyoz davalarının TSK içindeki FETÖ kadrolarının dışarıya sızdırdığı belgeler üzerinden kurgulandığı, bilgilerin yurt dışına çıkarılarak devlet güvenliğinin tehlikeye atıldığı, devlet aleyhine bu bilgilerin kullanıldığı ve yabancı ülke istihbarat servislerine Türkiye ile ilgili birçok bilgi sızdırıldığı öne sürüldü. Özel Harp Dairesi bünyesindeki Kozmik Oda’ya hakim sokularak devlet sırlarının elde edildiği, örgütün gerçekte aranması istenen kozmik odanın sır olarak saklandığı yönünde kamuoyunda algı yaratmaya çalıştığı, aranan yerin basit bir kozmik bilgiler ihtiva eden yer olduğuna dair haberlerin örgüt tarafından uydurulduğu” öne sürüldü. Isparta’da TEM Teknik Büro Amirliği’nde kullanılan bilgisayarda yapılan incelemede, Emin Abi masa üstü klasöründe 3 Word belgesi içinde tape kaydına rastlandığı, Kaynak Holding’e ait binada duvar içinde gizli bir bölmede 300 terabayt bilgisayar harddiski ele geçirildiği, Kimse Yok Mu Derneği’ne ait 40 terabayt bir sunucu bulunduğu vurgulandı.

Ülkü Ocağı