Tarikatı eleştirene komiserden tehdit: Azrailin olur canını alırım

Burası Türkiye, dış güçler Türkiye’de ortak olarak tarikatları seçtiler.

Tarikatı eleştirene komiserden tehdit: Azrailin olur canını alırım

Kayseri Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürü Metin Tanrıver’in “Hiçbir kimse ya da örgüte, hele hele hiçbir cemaate ya da tarikata, hiçbir şıha ya da şeyhe bağlı olmayacaksınız. Bağlı olacağınız tek bir yer vardır, o da devlettir” uyarısından bir kaç gün sonra, Sivas Kangal’da görevli bir komiser, Menzilciler tarikatını eleştiren bir paylaşım yapan vatandaşı sosyal medya üzerinden tehdit etti.
Yayınlanma günü: 25 Temmuz 2018 Çarşamba, 06:58

Gizli FETÖ’cü olduğu anlaşıldı.

Sivas Kangal’da komiser olarak görev yapan Ahmet Aker
Sivas Kangal’da komiser olarak görev yapan Ahmet Aker
Ahmet Aker
Ahmet Aker

 

Sosyal medya hesabında Menzil Cemaati’ni eleştiren bir video paylaşan Nuri Başkapan, Sivas Kandal’da görev yapan bir komiser tarafından ölümle tehdit edildi.

Bunun üzerine daha önce Sivas Kangal İlçe Emniyet Müdürü olan, şimdi ise Sivas Kangal’da komiser olarak görev yapan Ahmet Aker, Nuri Başkapan’ı ölümle tehdit etti. Menzil Cemaati’ni eleştiren videoyu paylaşan Nuri Başkapan’a, “Adım Ahmet Aker sivasta komserim senin azrailin olur canını alırım”şeklinde yorum yazdı.

Başkapan’ın adresini isteyen komiser Ahmet Aker, Menzil Cemaati’ni destekleyen şu yorumda bulundu: “Bu gün ki durumu fırsat bilip tarikat ve cemaatlere saldıranların hiç birinde iyi niyet aramam kimin ne maksadı varsa ortaya çıkarmasınıda gereğini yapmasını da bilirim.”

Ahmet Aker
Ahmet Aker

Tehditler üzerine Nuri Başkapan, komiser hakkında suç duyurusunda bulundu.

[Haber görseli]

İşte o tehdit mesajları:

[Haber görseli][Haber görseli][Haber görseli]

Almanya ile yeni sorun kapıda: UETD’yi izliyoruz

Almanya ile yeni sorun kapıda: UETD’yi izliyoruz

Alman iç istihbarat teşkilatı BfV’nin Başkanı Maassen, AKP’ye yakınlığıyla bilinen UETD’nin faaliyetlerinin anayasal düzen ile uyumlu olmadığını belirterek, kuruluşun iç istihbaratça izlendiğini açıkladı. Maassen, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’ni (UETD) milliyetçi bir grup olarak tanımladı ve Almanya’nın özgürlükçü, demokratik düzeniyle uyuşmadığını söyledi. Maassen, “Peki UETD’yi gözlemliyor mu?” sorusuna ise “Evet” yanıtını verdi.
Yayınlanma tarihi: 25 Temmuz 2018 Çarşamba, 10:10

[Haber görseli]Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer, ülkesindeki tehditlerin çok yönlü olduğunu ve yabancı terör zanlılarının kararlı ve hızlı bir şekilde sınır dışı edilmeleri gerektiğini söyledi.

Seehofer teşkilatın 2017 yılı raporunu Berlin’deki Federal Basın Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısıyla tanıttı.

Almanya’nın iç istihbarat birimi olan Anayasa Koruma Teşkilatı (BfV), AKP’ye yakınlığıyla bilinen Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin ( UETD ) Almanya’daki faaliyetlerinin izlendiğini açıkladı.

BfV Başkanı Hans Georg Maassen, kurumun 2017 yılı raporunun açıklandığı basın toplantısında, UETD hakkında eleştirel ifadeler kullandı. “UETD’yi milliyetçi bir grup” olarak tanımladıklarını söyleyen BfV Başkanı Maassen, “UETD’yi özgürlükçü, demokratik ilkelerin oluşturduğu anayasal düzen ile uyumlu olmayan bir grup olarak değerlendiriyoruz” dedi.

Maassen, “Peki UETD’yi izliyor musunuz?” sorusuna da “Evet” yanıtını verdi.

İçleri boş, başları boş, ossuruktan birileri,çoğuda ibne. Buyurun! Bunlarda içimizdeki AMERİKALILAR.

Geçmişte muhalefet partilerinin, UETD’nin iç istihbarat servisi tarafından “izlemeye alınması” yönünde yaptığı çağrılar, hükümet tarafından kabul görmemişti.

BfV’nin bugün açıklanan 2017 raporunda ise UETD’nin kuruluş statüsünde, herhangi bir siyasi amaç gütmeyen sivil toplum kuruluşu görüntüsü verdiği, ancak gerçekte ise AKP’nin lobi kuruluşu gibi hareket ettiği belirtildi.

[Haber görseli]

UETD’nin 29 Şubat 2016 tarihli kongresine dönemin Bakanları Volkan Bozkır, Fatma Betül Sayan Kaya ve Suat Kılıç da katılmıştı. 

MİT bu işi eline ayağına bulaştırdı. MİT başkanı HAKAN FİDAN çok çabuk görevini bırakmalıdır.

hakan fidan
hakan fidan

 

Hakan Fidan Abdullah Gül: içimizdeki Ermeniler.
Hakan Fidan Abdullah Gül: içimizdeki müslüman Ermeniler.

“AKP çıkarlarını savunuyor”

Köln merkezli UETD’nin AKP iktidarının çıkarlarını savunduğuna işaret edilirken, “UETD, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin gayriresmi yurt dışı örgütlenmesidir” denildi.

16 Nisan 2017 tarihindeki anayasa referandumu sürecine de değinilen raporda, “UETD, Almanya’da yaşayan ve seçme hakkı olan Türklerin, tartışmalı değişikliklerin kabulü doğrultusunda oy vermeleri konusunda sert bir kampanya yürüttü” ifadesi kullanıldı.

Mayıs ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla Saraybosna’da düzenlenen genel kurul toplantısında UETD ismi Uluslararası Demokratlar Birliği (UİD) olarak değiştirilmişti.

Raporun 2017 yılına ışık tuttuğuna, bu nedenle “UETD” ismine yer verildiğine dikkat çeken yetkililer, isim değişikliğinin, ilgili kuruluşun izlendiği gerçeğini değiştirmediğini kaydetti.

BfV raporunun UETD ‘ye ilişkin bölümünde 18 Şubat 2017’de dönemin Başbakanı Yıldırım’ın Oberhausen seçim mitingiyle ilgili broşür de yer aldı.

BfV raporunun UETD ‘ye ilişkin bölümünde 18 Şubat 2017’de dönemin Başbakanı Yıldırım’ın Oberhausen seçim mitingiyle ilgili broşür de yer aldı.

[Haber görseli]

 AKP’li Mehmet Ali Şahin’in UETD ziyaretinden bir kare

MİT’e sitem

BfV Başkanı Maassen Berlin’deki basın toplantısında ayrıca Milli İstihbarat Teşkilatı’nın ( MİT ) Almanya ‘daki istihbarat faaliyetleri konusunda “endişeli” olduklarını ve bu nedenle bu yıl açıklanan raporlarında bu faaliyetlere kapsamlı bir şekilde yer verdiklerini söyledi.

Maassen, “Bu faaliyetler bizde endişeye yol açıyor. Çünkü bu faaliyetler, espiyonaj nedeniyle bazı kişilerin Almanya’da tutuklanması ve yargılanması noktasına geldi. Raporumuzda bu endişe ifade buluyor” diye konuştu.

MİT’i “partner” olarak tanımlayan, özellikle radikal İslam, terörizm ve PKK konularında Türk istihbaratı ile işbirliğine ihtiyaç duyduklarını söyleyen Maassen, “Öte yandan Türk istihbaratının Almanya’da istihbarat faaliyetleri yürütmesi bizim açımızdan kesinlikle kabul edilemez”” sözlerini kaydetti.

BfV; Rusya, Çin ve İran’ın yanı sıra ilk kez geçen yıl Türkiye’nin Almanya ‘da yürüttüğü istihbarat faaliyetlerini rapora dahil etmişti. Bu faaliyetlere raporunun “Espiyonaj ve Diğer İstihbarat Faaliyetleri” başlığı altında yer veren BfV, MİT’in gözetim altına alındığını açıklamıştı. BfV’nin bu yıl açıklanan raporunda Türkiye’nin Almanya’daki faaliyetleri yine aynı başlık altında yer aldı.

 “Kamuoyu oluşum sürecine nüfuz etme çabası”

Raporda, MİT’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kontrolünde olduğuna ve Almanya’daki farklı Türkiye temsilciliklerinde akredite görevlileri bulunduğuna dikkat çekilirken, söz konusu görevlilerin, “Türkiye toplumunun ötesinde Almanya’da kamuoyu oluşum sürecine de nüfuz etmeye çalıştıkları” belirtildi.

Raporda ayrıca MİT’in yurt dışındaki asli görevi “muhaliflerin ortaya çıkarılması” olarak ifade edildi, en yüksek önceliğinin de Gülen yapılanması olduğu aktarıldı.

Şubat 2017’de MİT’in Almanya’daki Gülen yapılanması hakkında Alman makamlarına ilettiği dosyanın hatırlatıldığı raporda şu değerlendirme yapıldı:

“Listede yer alan verilerin kapsamı ve kalitesi, Türk istihbaratının Almanya’da bulunan ve Gülen hareketi mensubu oldukları iddia edilenler hakkında sistematik olarak bilgi topladığını ve bunun için insan kaynağını kullandığını belgeliyor.”

Raporda ayrıca bilgi edinme faaliyetleri kapsamında Türk devletinin artan oranda diasporadaki kurumlarını kullandığına dikkat çekilerek, Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği’ne (DİTİB) işaret edildi.

UID’den tepki: Yüz kızartıcı bir olay

Uluslararası Demokratlar Birliği ( UID ) Genel Başkanı Bülent Bilgi , Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) tarafından izlendiklerinin ortaya çıkmasına tepki göstererek “Hukuk devleti olarak bildiğimiz Almanya ‘nın böyle bir karar alması Almanya adına yüz kızartıcı bir olay.” dedi.

Genel merkezi Almanya ‘nın Köln kentinde bulunan eski adıyla Avrupalı Türk Demokratlar Birliği ( UETD ), yeni adıyla UID ‘in Genel Başkanı Bilgi, AA muhabirine açıklamada bulundu.

Alman yasalarına ve Alman anayasasına karşı kurumlarının şimdiye kadar hiçbir faaliyette bulunmadığının altını çizen Bilgi, şöyle konuştu:

“Hukuk devleti olarak bildiğimiz Almanya ‘nın böyle bir karar alması Almanya adına yüz kızartıcı bir olay. Eski adıyla UETD , yeni adıyla UID ‘in Alman yasalarına ve Alman anayasasına karşı kurum olarak hiçbir faaliyeti bulunmamaktadır. UID her zaman tüm yöneticileriyle birlikte Alman anayasasına saygılıdır. Ne söylemde ne de eylemde takibi gerektirecek bir faaliyette bulunmamıştır. Bu Almanya için utanç verici bir olaydır.”

Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da çalışmalarına aynı şekilde devam edeceklerini vurgulayan Bilgi, gerek Almanya gerekse dünyanın başka bölgelerinde yaşayan azınlık ve ezilmişlerin haklarını savunmaya devam edeceklerini belirterek, şunları kaydetti:

Almanya sadece siyasetçileriyle değil toplumsal anlamda da çok tehlikeli bir alana kayıyor. Almanya tam olarak faşist olmasa da prefaşist bir döneme girmiş bulunuyor. Bunu sadece ben söylemiyorum akademisyenler de bunu aynı şekilde ifade ediyor. Almanya çok tehlikeli bir alana kayıyor, onunla birlikte sadece kendisini değil tüm Avrupa’yı çok tehlikeli bir alana kaydırıyor. Bu kabul edilebilir birşey değil yani Almanya ‘daki demokratik güçlerin bu eksen kaymasına karşı durmaları gerekiyor.”

[Haber görseli]

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 Mayıs’ta Saraybosna’daki Zetra Olimpiyat Salonu’nunda Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin ( UETD ) 6’ıncı Olağan Genel Kurulu’na katılarak Avrupalı Türklere Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’dan seslenmişti.

Son 2 genel başkanı AKP’li siyasetçi

21 Mayıs 2018’de yapılan  UETD ‘in 6. Olağan Genel Kurulu’nda, Avrupalı Türk Demokratlar Birliğinin ismi Uluslararası Demokratlar Birliği ( UID ) olarak değiştirildi.

Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin ( UETD ) yapılan genel kurulunda Balıkesirli Bülent Bilgi MKYK ardından MYK listesine girdi ve yapılan görev dağılımında önemli olan Genel Sekreterlik görevine getirildi.

Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin ( UETD ) yapılan genel kurulunda Balıkesirli Bülent Bilgi MKYK ardından MYK listesine girdi ve yapılan görev dağılımında önemli olan Genel Sekreterlik görevine getirildi. Avrupa’da yaşayan Türk yurttaşlarının 2004 yılında dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşvikiyle Köln merkezli kurulan bir sivil toplum kuruluşu olan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği ( UETD ) genel kurulunu yaptı. Zafer Sarıkaya’nın Başkanlığa getirildiği kongrede Balıkesirli olan ve Balıkesir AK Parti Milletvekili Aday Adayı da olan Bülent Bilgi önemli bir göreve getirildi.

2016 ile 2018 arasında UETD Genel Başkanlığı görevini üstlenen Zafer Sırakaya ise 24 Hazian seçimlerinde AKP’den İstanbul Milletvekili seçilerek Meclis’e girdi.

 

Muharrem İnce AKP’yi akladı, MİT’te Muharrem İnce’yi aklıyor!

2012 yılından sonra nerede ise sık-sık görüştüğüm bir mit köstebeği ile birlikte Türkiyedeki gelişmeleri AKP’nin yükseliş nedenlerini konuşur iken, birden bire bana AKP’nin durumu iyide, CHP çok yaman durumda dedi. 

Neden dedim. “Bu Kılıçdaroğlu milli değil, ancak Deniz Baykal milli” dedi. “Baykal iyi bir yurtsever” dedi.

Bende çok sert biçimde “Kılıçdaroğlu’da yurtseverdir” dedim. 

Köstebek “Kılıçdaroğlu sonuçta bir Ermeni, Baykal Türk’tür, siz neden Türk’ten yana değilsiniz”, dedi.

Bende ona dönüp” “ Baykal dediğin kişi, AKP yöneticilerinden biri olan Bülent Arınç’ın halasının oğludur. Oda sonuçta Ermeni kökenlidir” dedim.

Sonuçta köstebek, bin dereden su getirip, Baykal’ı öve öve bitiremedi. “Birde o yeri geldiğinde partisini bile yok sayıp AKP ile uyumlu olabiliyor” dedi.

Bu neden böyle oluyor diye sorunca köstebek sustu.

Ben “ Bak koçum bu Deniz Baykal ile ilgili MİT’in elinde çok belgeler var. O MİT’ten korkup, sürekli Erdoğan’ı kurtarmaktadır, çünkü mit’in esiridir, bu nedenlede Kılıçdaroğlu Türkiye’ye gereklidir” dedim.

O günlerdede, AKP liler Deniz Baykal’a çok olumlu bakıyorlardı.

Şimdi gelelim günümüzün konusuna!

Bu günlerde MİT’in köstebekleri gece gündüz Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı basın-yayın üzerinden saldırılar düzenliyorlar. Üstelik “Kılıçdaroğlu Ermenidir” diyorlar. İyide AKP’de de sayısız Ermeni var, ona ne demeli?” diyorum. 

MİT geçmişte Kılıçdaroğlu’na karşı Deniz Baykal’ı, şimdilerdede Kılıçdaroğlu na karşı Muharrem İnce’yi koruyor. 

Muharrem İnce
Muharrem İnce

Sabah gazetesi: Muharrem İnce Ana Muhalefet diyor.

Bence MİT’in elinde M. İnce ile ilgili iyi belgeler var. O CHP’de başa gelirse onu ellerinde oynatabileceklerini düşünerek, ona görede ona arka çıkıyorlar.

Bütün basın yayında AKP’li yazarlar-çizerler gece gündüz “CHP değişmelidir, Muharrem İnce AKP’ye uyumludur” diyorlar.

Ben CHP’li delegeleri buradan uyarıyorum. Seçimi AKP, oy çalarak kazandı. AKP’yide M. İnce kutladı, akladı. Gerisini siz düşünün…

FETÖ, ABD’deki Türk camilerinin gerçek yüzlerini gösteriyor

FETÖ, ABD’deki Türk camilerinin gerçek yüzlerini gösteriyor

AKP, geçmişte FETÖ ile iç içe idi. Fetöcüler, AKP ile iç içe idiler, devletin bütün gizli işlerini bildikleri için, şimdi eski ortaklarından öç alıyorlar.

Camilerin  birer “istihbarat” yerleşkeri olduğu bir gizli olayda değil. Fetöcüler, şimdi bu bilgileri ortalığa saçıverdiler.

Bu camileri bulundukları yerlerde dış “istihbarat”la ilişkilendirenlerde, geçmişte Erdogan’ı destekleyen Fetöcülerdi. Ellerinde sağlam bilgiler vardı.  Bu olayı bende Franc adında bir “istihbarat”çıdan duymuştum. 

Fetöcüler geçen yılda Almanya, Belçika, Hollanda, Fransa’da da bu bilgileri adı geçen yerlerin gizli bilgi toplama Kuruluşları’na (istihbarat) bildirdiler. Bu arada Milli Görüş camileri içinde bunu söylüyorlar.

Bütün bunlar doğrudur. Biz bunların yanlış işler olduğunuda yıllardır söylemekteyiz.

Amerikan Fox medya grubu, FETÖ firarilerinin yorumlarına dayanarak ABD’de Diyanet‘e bağlı camilerin Türk istihbaratı için bilgi topladığını ve FETÖ bağlantılı kişileri takip ettiğini iddia etti.

Giriş Tarihi: 19.7.2018 23:03 Güncelleme Tarihi: 19.7.2018 23:28
FETÖ ABD’deki Türk camilerini hedef gösteriyor

ABD’deki Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) firarileri, sağ görüşleriyle bilinen Amerikan medyasına demeç vererek Amerika Diyanet Merkezi (DCA) başta olmak üzere ülkede Diyanet’e bağlı camileri hedef gösterdi.

Amerikan Fox medya grubunun internet sitesinde Hollie McKay imzasıyla yayınlanan “Muhalifler, Türkiye’nin ABD’deki camileri siyasi oyunlara ve düşmanlara yönelik ajanlık için kullandığını söylüyor” başlıklı makalede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın “kendi İslamcı milliyetçiliğini” yurt dışındaki camiler üzerinden yaymaya çalıştığı iddia edildi.

Fetullahçı Terör Örgütü, ABD’deki Türk camilerini hedef gösteriyor

Ülkücülerin düşledikleri müslüman Türkiye’nin öbür yüzü!

Amerika, Avrupa, Arab topraklarında yaşayan göçmen Türkiye kimliği taşıyanların yüzde kaçı erkek-erkege yada bayan bayana ilişki içinde yaşıyorlar? Biliyor musunuz?

erkek erkeğe ilişkiler
erkek erkeğe ilişkiler

Müslüman Türkiye’nin öbür yüzü!

erkek erkeğe ilişkiler
erkek erkeğe ilişkiler
Zeynep Oral

Derin devlet – derin aile

19 Temmuz 2018 Perşembe

Derin devlet sözünü görüp, faili meçhul cinayetlerden ya da şu sıralar fazlasıyla popüler olan Adnan Hoca’cılarla FETÖ’cüler karşılaştırmaları yapacağımı sanmayın… Hayır. Konumuz, her yeni açıklamayla hop oturup hop kalktığımız, “Türkiye’nin utancı” diye haykırıp, bir süre sonra unuttuğumuz; yeni bir açıklamayla, “çocuk anneler vahşeti” ortaya çıktığında yeniden ayaklandığımız sonra yine unuttuğumuz “ensest”
Türkiye’de son 6 yılda, 18 yaşından küçük 119.046, yaklaşık 120 bin kız çocuğun anne olduğunu açıkladı CHP Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi birkaç gün önce. 15 yaşından küçük çocuklar tarafından dünyaya getirilen bebek sayısı 2 bin 215.
Kaybolan kız çocukları, taciz saldırısına uğrayan çocuklar, yılda 400-500 çocuk hamilenin getirildiği hastaneler; bunları kayıtlara geçirmeyen görevliler; soruşturmayı engelleyen başhekimler; ihbar edeni sürgüne yollamalar… Medyaya düştüğü an kıyameti koparıyor sonra unutuveriyoruz. 14 yaşındaki kız çocuk doğumda “Hem dayım, hem abim tecavüz etti” diyor; yine veryansın ediyoruz sonra yine unutuyoruz… Ve hiçbir şey değişmiyor.
Bizler unutsak da bunlar var. Ve bunlar toplumun güncel yaşamının bir parçası… Peki değişmeyeni nasıl değiştireceğiz!?

Ailenin karanlık yüzü
Önümde müthiş bir kitap var: “Ailenin Karanlık Yüzü: Ensest.” (Metis Yayınları) Yeni çıktı üç bilim insanı, akademisyen Alanur Çavlin, Filiz Kardam, Hanife Aliefendioğlu tarafından 18 uzmanın araştırma, uygulama ve gözleme dayanan birikimleriyle hazırlandı. Türkiye’deki durumu ayrıntılarıyla ortaya koyuyor. Durumu saptıyor; ayrıntılarıyla koşulları örnekleri irdeliyor ve asıl önemlisi önerilerde bulunuyor, yol gösteriyor, yapılması gerekenin altını çiziyor…
Birkaç satırbaşıyla bu kitabın vurguladığı noktaları özetliyorum:
– Ensest toplumsal bir sorundur. Ağır ceza gerektiren insan hakkı suçudur.
– Her çocuğun kendini güvende hissedeceği onu anonim kötülüklerden koruyacağına inanılan aile ortamında gerçekleşir.
– Ailenin mahremiyetini arkasına alarak gizlenir ve sürdürülür. Elbet bu ataerkil iktidarların kanatları altında sağlanır…
– Çocuğun kendisini olayın suçlusu olarak görmesi olayın ortaya çıkmasını önler. (Anımsayın: “Ben imamım benim sözüme mi yoksa sana mı inanırlar” laflarını duyduk tecavüzcü imamlardan…)
– Devleti ailenin babası; aileyi toplumun mikrokozmosu olarak gören cinsiyetci tutum, hukuktan, ders kitaplarından medayaya, televizyon dizilerine her alana egemendir…

Annenin rolü
Kitabın birkaç önemli yanı var: Mağdur olan çocuğun tarafını tutarak yazılmış olması… Ayrıntılı bilgiye ve derinlemesine incelemeye yer vermesi… Ailedeki rolleri sorgulaması… Çözüm önerileri getirirken de olayın çok yönlülüğüne dikkati çekmesi.
Zihniyet değişikliği kaçınılmaz: Kadını da çocuğu da bir birey olarak ele almadığımız, kabul etmediğimiz sürece bu rezilliği geriletmek çok zor. Ancak ve ancak kadını ve çocuğu birey olarak kabul ederek ve ettirerek çözüm yolları arayabiliriz.
Kadını siz sadece aile içindeki rolüne hapsederseniz; ensest olayı karşısında onu da “suç ortağı” olarak kabul edersiniz… Oysa yanlış! Bu kitapta kadınların konumunun, erkeklerle eşitsizliğinin, onun çocuğunu koruyamamasına yol açması; yaşanan travmadan nasıl etkilendiği de ortaya konuyor.

Tüm rehber öğretmenler okumalı
Kitabı hazırlayanlardan Filiz Kardam, “Türkiye, altına imza attığı çocuk haklarına ilişkin uluslararası sözleşmeleri yerine getirmeli. Bu sözleşmelere uygun program yapılanmasını gerçekleştirmeli. Ancak o zaman bu sorunu ciddiye aldığını ortaya koyar” diyor… Görüyorsunuz çok şey değil, öncelikle verdiğimiz sözü yerine getirmeyi istiyoruz!
Kitabın tüm yazarları vurguluyor: Aile bireyleri, akrabalar, öğretmenler, sağlık personeli, avukatlar, hâkimler, güvenlik güçleri, medya çalışanları, sivil toplum kuruluşları ama en çok en çok kamu otoritesinin yükümlülükleri var ensest olayından.
Benim diyeceğim ise şu: Bu yol gösterici kitabı eğitim sistemi içindeki herkes okumalı. Tüm rehber öğretmenler, Eğitim Bakanı… Mümkünse tüm bakanlar… Zor ama yine de söyleyeyim: Meclis’teki herkes… Yeni rejimde Meclis görevlerinin çoğu Cumhurbaşkanı’na devredildiğine göre, devletin başı da okumalı.

Adil Seçim Platformu’nda köstebek kimdir?

Adil Seçim Platformu’nda köstebek kimdir?

Köstebek görevini yaptı.

Az sonra yorumumuz gelecek.

Adil Seçim Platformu’ndan skandal açıklama

18.07.2018 11:30
Adil Seçim Platformu'ndan skandal açıklama
24 Haziran seçimlerinde sonuçları aktaramadığı için eleştirilere maruz kalan Adil Seçim Platformu, skandal bir açıklamaya imza attı. Seçime ilişkin rapor yayınlayan Platform, seçim öncesinde deneme yapmadıklarını söyledi.

24 Haziran’daki seçimlerde sonuçların aktarılmasında yaşanan sorunlarla ilgili eleştirilen Adil Seçim Platformu’nun (ASP), seçime ilişkin yayınladığı kapsamlı raporunda “ASP uygulamasında seçim öncesinde deneme ve simülasyon çalışması gerçekleştirilmediğinden, olası aksaklıklar önceden telafi edilememiştir” dendi.

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, HDP ve bazı sivil toplum kuruluşlarının desteklediği Adil Seçim Platformu, 24 Haziran’daki seçimlere 415 bin sandık kurulu üyesi ve 295 bin müşahit görevlendirmesi yaptığını belirtmişti.

’24 Haziran Adil Bir Seçim Oldu mu?’ başlıklı bir rapor yayımlayan ASP, son olarak 24 Haziran’la ilgili seçmenlerin beklentisini karşılayamadıkları için özür açıklaması yapmıştı.

Seçim günü saat 17.55 itibariyle tutanak göndermeye başlandığını ve toplam 79 bin 914 tutanağın sisteme yüklendiği belirtilen raporda, tutanak göndermede sıkıntılar yaşandığı da aktarıldı.

ALTYAPIDA ENTEGRASYON PROBLEMİ

Rapora göre, oy verme işlemi tamamlandıktan sonra platform üyesi siyasi partilerin, veri akışının başlamasının ardından yaşanan Adil Seçim uygulaması altyapısıyla entegrasyon problemleri de görüldü. Bu sebeple sandık başlarından gelen seçim sonuçlarını karşılaştırarak yayınlama sisteminin çalışmasında, saat 21.00’e kadar ciddi sorunlar yaşandı. Bu süre içinde seçim sonuçlarının paylaşılamadığı belirtildi.

Saat 21.00’den sonra veri akışının normale döndüğü, anlık sıkıntılar yaşansa da ‘adilsecim.net’ üzerinden sonuçların paylaşıldığı açıklandı.

PLATFORMUN VERİLERİ

Raporda yurt içi 180 bin 524 sandığın yüzde 99.6’sında, seçmen sayısı itibariyle 56 milyon 342 bin 263 seçmenin yüzde 99.9’unun oyunun güvenliğini sağlamak üzere yaklaşık 415 bin sandık kurulu üyesi ve 295 bin müşahit görevlendirmesi yapıldığı bildirildi.

Oy kullanılan 180 bin 477 sandığın 176 bin 945’inde ASP görevlisi bulunduğu ifade edildi.

Buna göre, seçim günü tutanaklar ile teyit edilebilen sandık sonuç bilgileri şu şekilde:

Toplam yurt içi sandık sayısı: 180 bin 524

Oy kullanılan yurt içi sandık sayısı: 180 bin 477

MİLLETVEKİLLİĞİ SEÇİM ORANLARI

Teyit edilen tutanak sayısı: 176 bin 945

Teyid edilen tutanak oranı: yüzde 98

Teyit edilen geçerli oy sayısı: 48 milyon 68 bin 540

Teyit edilen geçerli oy oranı: yüzde 98.8

Teyit edilemeyen tutanak sayısı: 3 bin 532

Teyit edilemeyen geçerli oy toplamı: 562 bin 826

Teyit edilemeyen tutanaklar için açıklanan YSK sonuçları: AKP 350 bin 454, CHP 37 bin 90, HDP 23 bin 385, İYİ Parti 30 bin 103, MHP 102 bin 939, SP 5 bin 153, Diğer 13 bin 202

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİM ORANLARI

Teyit edilen tutanak sayısı: 176 bin 680

Teyit edilen tutanak oranı: Yüzde 97.9

Teyit edilen geçerli oy sayısı: 47 milyon 943 bin 307

Teyit edilen geçerli oy oranı: Yüzde 98.8

Teyit edilemeyen tutanak sayısı: 3 bin 797

Teyit edilemeyen geçerli oy toplamı: 618 bin 777

Teyit edilemeyen tutanaklar için açıklanan YSK sonuçları: Doğu Perinçek 828, Meral Akşener 31 bin 954, Muharrem İnce 64 bin 880, Recep Tayyip Erdoğan 499 bin 211, Selahattin Demirtaş 17 bin 560, Temel Karamollaoğlu 4 bin 344

“BEKLENTİYİ KARŞILAYAMADIK”

ASP uygulamasında seçim öncesinde deneme ve simülasyon çalışması yapılmadığı için olası aksaklıkların önceden telafi edilemediği belirtildi. Raporda platformun bu sebeple seçim sonuçlarını açıklamak konusunda toplumda yarattığı beklentiyi karşılayamadığı ifade edildi.

ASP’nin raporunda şöyle dendi: “Platform bileşenleri sebep olduğu güven kaybının giderilmesi için gerekli önlemleri almak ve 24 Haziran seçimlerinden öğrendikleri doğrultusunda daha etkin ve etkili bir biçimde gelecek dönemde çalışma iradesini ortaya koymaktadır.”

 

CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü.

 

Bu R. T. Erdoğan ile CHP arasında neler oluyor? Bilen varsa beri gelsin.

Başkanlık 24.ünde verildi, şimdi ne alınıyor?

CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı külliyede ziyaret ederek tebrik etti.

İlhan Kesici
İlhan Kesici

CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı bugün öğleden sonra külliyede ziyaret etti. Demirören Haber Ajansı’ndan (DHA) Ümit Kozan’a konuşan Kesici, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tebrik ziyareti talebinin kendisinden gittiğini söyledi. Kesici, “Sayın Erdoğan’ı seçildiği günün sabahı bir mesaj yayınlayarak tebrik etmiştim. Ve yine kendisini ziyarete gidip tebrik etmek için randevu talebinde bulunmuştum. Bu randevuyu bugün için verdiler. Gitmeden önce Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na da bilgi verdim. Bu medeni bir ziyarettir. Sadece tebrik amaçlıdır” diye konuştu.

Öte yandan İlhan Kesici 25 Haziran sabahı sosyal medya hesabından, “Vatanımız, devletimiz, milletimiz ve halkımız için hayırlı uğurlu olsun. En başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere kazananları, seçime katılan herkesi ve çok yüksek bir katılımla oy kullanan tüm vatandaşlarımızı can ve gönülden kutluyorum.” diye tweet atarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı tebrik etmişti.

Adnan Oktar

Gözün aydın Türkiyem.

Bu yazıyı bir gazeteden alıpta size sunmamızın bir önemli gerekçesi var. Bu gün VERYANSIN KARALANAN ADNAN OKTAR, böylesine çirkin birisi ise AKP, neden 16 yıl onun yasadışılığına göz yumdu?

MHP, Adnan Oktar’ın iğrenç işlerini biliyorduda neden  onu durdurucu bir önlem almadı?

Yeni Akit Gazetesi neden onu tanıtmıştı?

AKP yandaşı yayın kuruluşları, yada Doğan yayınları neden ona karşı sessiz kalmışlardı?

MİT, Adnan Oktar’ın bunca yasa dışı işlerine karşı neden bir durdurucu eyleme geçmedi?

Biz size bunları anlatacağız.

Bunun içinde düşünce alt yapısı oluşsun diye sizlere bu bilgileri öncesinden sunuyoruz.

DEĞERLİ OKUYUCULARIMIZ,

Son günlerin en anlamlı konusu, Erdoğanlı yönetimin nereye doğru yuvarlandığı iken, birdenbire Adnan Oktar’a bir baskın düzenlendi.  Bizim bu günden yarına Erdoğan’ın uygulamalarına engel olmaya gücümüz olmadığına göre, şimdilik Adnan Oktar konusuna bir çomak sokalım.

Bilerek iki gündür bu konuda yazımızı erteliyoruz. Çünkü gerek MİT, gerekse polis elde ettiği bilgileri erkekçe halkla bolüşecek mi? diye ölçmek istedik. Ancak, böyle olmadı. Basından bu ana değin, işe yarayan bilgiler ortalığa saçılmadı.

Onun için şimdilik bir iki konuda açıklama yapalım.

Olursa MİT, polis elindeki bilgileri toplumla bölüşür.

Bizim elimizdeki bilgilere göre,

* Adnan Oktar, bazı MHP, AKP adaylara akça vererek destek oldu. Onları kendisine bağladı. 

* Adnan Oktar ile Milli Görüş, Fethullah Gülen çetesi arasında çok eskiye dayanan bir sıkı ilişki vardı. En yüksek polis değil, bakan bile ona dokunamıyordu.

Bu gün Tantan üç Milli Görüş kurultay üyesinden (milletvekili) söz etsede adlarını açıklayamamış.

Ancak, o günlerde Tantan kendiside böylesi tarikatlara sıcak bakıyordu. 

Bu konuda yalnızca Fatih Altaylı uygun açıklamaları yaptı.

http://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli-1001/2055028-bilmeyenler-icin-adnan-oktar-kilavuzu

* Adnan Oktar, bazı MİTçilerdende polislerdende güç alıyordu. 

Nagehan Alçı’nın önemli kişilerle (uzunla) sevişme görüntüleri  Adnan Oktar’ı yaktı. Nagehan bu günkü yazısındada  durumu azıcık dile getirmiş.

Şimdilik bunları yazalım. Görelim, sorumlular, ne diyecekler?

Ceylan Özgül Adnan Oktar ve örgütüyle ilgili detayları anlattı! Okuyunca şoke olacaksınız

Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
Adnan Oktar'a gözaltı! İşte ilk fotoğraflar
Adnan Oktar’a gözaltı! İşte ilk fotoğraflar
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
3 GARDİYAN İLE EVDEN ÇIKABİLİYORDUM
Cemaatte de münafık ve ajan ilan edildim, çok uzun süre cezalandırıldım. Sadece kalabalık bir grup ve zırhlı araçlarla yayınlara gidip geliyordum çoğu zaman aracımı arkadan başka bir araç takip ediyordu ve doktora gitmek gibi acil işlerimde yanımda en az 3 gardiyanla dışarı çıkabiliyordum. Bu nedenle çıkışımı ertelemek zorunda kaldım hatta belli noktalarda orada kalmaya ikna oldum ve kendimi ikna etmeye gayret gösterdim. Çünkü aileme ve akrabalarıma karşı bir linç kampanyası başlatılmasını istemiyordum ve kendimi feda ederek ailemi bu pislikten korumak istedim.
 okuyunca şok olacaksınız!
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
AİLEME DE İFTİRA ATMAYA ZORLANDIM
Zaten cemaate girdiğim ve gayet radikal olduğum ilk yıllarda ailemi ağıza alınmayacak iftiralarla çok üzmüştüm. Fakat bu yıldan sonra sürekli örgüt içinde gelgitler yaşadım ve vicdan muhasebesi yaptım. En son 2017 yılında Adnan Oktar, ana karargâhta kendisini sürekli sorgulamamdan ve eleştirmemden bıktığı için örgütün bacılar grubundaki evlerden birine beni gönderdi. Yine iyi korunan bir ev olmasına rağmen plan yaparak bu sefer kaçmayı başardım. Tabii ki kaçar kaçmaz linç, baskı, tehdit, şantaj faaliyetleri için harekete geçildi.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
REŞİT OLMAYAN KIZ ÇOCUKLARININ TACİZ EDİLMESİ BENİ SARSTI
-Örgüt içerisinde sizi en çok ne rahatsız etti?
Sanırım en çok ülkemize yapılan hainlik, her konuda inanılmaz derecede takiyye yapılması, İslam adı altında insanların dini duygularının sömürülmesi, çocuk yaştaki kızların kandırılıp hayatlarının karartılması ve birçok kızın uygunsuz şekilde fotoğraflarının çekilmesi, kameraya alınmaları. Aslında sayacak olursak, örgüt değdiği insanlara ve onların yakın çevresine tam anlamıyla bir kabus hayatı yaşatan habis bir yapıydı.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
AMAÇLARINA ULAŞMAK İÇİN KİMSEYE ACIMAZLAR
Paravan olarak kullanılan güzel hayat fotoğrafının arkasında, hiçbir iyiliği değil sadece kendi gücünü korumanın peşinde olan, varlığını sürdürmek için önüne çıkan herkesi, her engeli yok etmekten bir an bile çekinmeyen bir yapıydı.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
BU OPERASYONU BEKLİYORDUM
-Bu operasyonu bekliyor muydunuz?
Evet bu operasyonu bekliyorduk çünkü ben de müştekilerden biriyim. Örgütten ayrıldığımda bildiklerimi otoritelere anlattım. Gelişmelerin ne olduğu hakkında tabii ki bilgim yoktu ama devletimizin buna sessiz kalacağını zaten düşünmüyordum. Benim gibi ayrılan başka arkadaşlarım da bildiklerini güvenlik güçleri ile paylaştılar. Beklediğimiz gibi, devletimiz duruma seyirci kalmadı.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
İŞLEDİKLERİ SUÇLAR ÇOK KORKUNÇTU
-Bir sayfalık bir suç listesi yayınlandı ne düşünüyorsunuz?
Suç listesinin uzunluğunu ilk gördüğümde ben bile şaşırdım ama içeriğini okuyunca açıkçası hepsinin doğru olduğunu söylemek durumundayım. Bu örgüt bu suçları defalarca işledi ve devletimiz müdahale etmeseydi işlemeye devam da edecekti. Aslında sokaklarımızın nasıl bir pislikten temizlendiğini görmek için o suç listesini aklımızda tutmamız lazım.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
ADNAN OKTAR 7 YAŞINDA KIZ ÇOCUĞUNU TACİZ ETTİ
-Operasyon sırasında da gündeme geldi. Adnan Oktar’ın yaşı küçük çocukları taciz ettiği konusundaki haberler doğru mu?
Evet ne yazık ki bu haberlerin eksiği var, fazlası yok. Sanıyorum şikayetçilerin ifadeleri teker teker ortaya çıktıkça şaşırdığınız ve üzüldüğünüz daha çok fazla konu olacak. 7 yaşında, 10 yaşında kızlar bu cemaatte tacize uğradı ve çok fazla çocuk kötü anılarla büyüdü. Birçok 18 yaşın altında mağdur var.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
DİĞER MÜRİDLER DE REŞİT OLMAYAN KIZLARLA BİRLİKTE OLUYOR
-Yaşı küçük kızları sadece Adnan Oktar mı taciz ediyor? Bu iğrenç suçu işleyen başka müritler de var mı?
Bu tacizler aslında zaten genelde önce müritlerle başlıyor, sonra bu kızlar Adnan Oktar‘a getiriliyor. Ama bu konunun detaylarını size örgütten ayrılan erkekler daha detaylı anlatabilir. Bu bir fabrika şeklinde ilerleyen, sistemli bir yapıdır. Fabrikaya giren hammadde olan genç kızlar veya yaşı küçük kızlar, fabrikanın içinde ilerledikçe her aşamada işlenir, en sonunda benliğini kişiliğini kaybetmiş birer robot olarak Adnan Oktar’a teslim olmaya zorlanır.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
DİNİ KULLANARAK KANDIRIYORLAR
-Örgüte nasıl eleman kazandırılıyor? Özellikle kızla turnike denilen bu sisteme nasıl ikna edilebiliyor?
Bu örgüt 40 yıldır faaliyet gösteren bir yapı ve her devirde, her kesime yönelik farklı kız ve erkek eleman kazanma faaliyetleri olmuştur. Örneğin ben tanıştığım bir kişi tarafından “seni bir aile dostumuzla tanıştırmak istiyorum” denerek direk Adnan Oktar’a getirildim. Son derece politize ve idealist bir genç olarak dünyada acı çeken insanlar için bir şeyler yapmayı çok istiyordum. Dine karşı da eğilimim çok güçlüydü ve imani eğitimim yok denecek kadar azdı.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
İNSANLARI KÖLE HALİNE GETİRİYORLAR
Ne yazık ki bu duygularım kullanılarak dünyada tüm Müslümanların rahat edeceği bir sistemin oluşmasına hizmet etmek vaadiyle kandırıldım. Cemaatteki hücre sisteminden ve dış dünya ile bağlantımın çok sınırlı olmasından dolayı da birçok bilgiye ulaşmam zaman aldı. Bunun detaylarını herkesin öğrenmesi ve daha iyi anlaması için bir kitap yazıyorum. Turnike denilen sistem de son derece marjinal görünmekle beraber genç kızların evlilik vaadiyle kandırılması sistemidir.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
ERKEKLER EVLENME VAADİ İLE TUZAĞA DÜŞÜRÜYOR
Genç bir erkek cemaat tarafından marka kıyafetlerle giydirilip iyi bir araba verilir ve lüks cemaat evlerini kullanmasına izin verilir. Bir yandan da görüştüğü kızlara sürekli evlenmek istediği mesajı verilir. İlk başta çok nazik davranılan kızlar adım adım bir zulmün içine sürüklenir. Bu konunun detaylarına ben çok hakim değilim bu soruyu örgütten ayrılan erkeklerin cevaplaması daha doğru olur.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
AYRILMAK İSTEYENLERİ KORKUTUYORLAR

-İnsanlar örgütten neden ayrılamıyor? Adnan Oktar’ın sapkın dini görüşlerine inanıyorlar mı yoksa bir korku söz konusu mu?Bu konuda Adnan Oktar birkaç yöntemi bir arada kullanır. Öncelikle, insanların dini duygularını kullanarak, müritlerini bu örgütü bırakmanın İslam davasını bırakmak olduğuna inandırır ve vicdani engeli uzunca süre kullanır. Bunun yanında örgüte kabulde herkese ettirilen bir yemin vardır ve Adnan Oktar’a inanmayan birçok örgüt üyesi Allah’a inandığından, Allah’ın azabından korkarak bu yemini bozmak istemez. Bu yemin; “Eğer bu cemaatten ayrılırsam ve ihanet edersem, Allah’ın, meleklerin ve tüm lanet edicilerin laneti üzerime olsun” şeklindedir. Dolayısıyla lanetlenme korkusuyla çok kişi uzun süre ayrılma konusunda kararsız kalır. Bunun yanında korkutma en önemli silahıdır.
  • 20
  • 28
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
AYRILANLARA İFTİRA VE İTİBARSIZLAŞTIRMA KAMPANYASI BAŞLATIYORLAR
Sürekli ayrılanlara karşı başlatılan iftira ve itibarsızlaştırma kampanyası örgüt üyelerine gösterilir ve “ayrılırsanız aynısını size de yaparız” şeklinde gözdağı verilir. Özellikle kız kardeşler isimli grupta bir çok kızın örgüt üyeleriyle cinsel görüntüleri gizli kameraya alınıp yurt dışına gönderilir ve arşivlenirdi. Birkaç defa Adnan Oktar bacılar grubuna, bazı kızların cinsel içerikli görüntülerini göstermiş ve “hepinizi arşivledim bilginiz olsun” mesajı vererek geçmişte de olsa ilişkiye girip örgüte giren kızlara gözdağı vererek korkutmuştu.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
AYRILANLAR SOSYAL ÇEVRELERİNE REZİL EDİLİYOR
Ayrıca ayrılanlardan eğer örgüt hakkında konuşan veya konuşmasa bile göz önünde, iyi işler yapan olursa hemen çok kapsamlı, uluslararası bir linç kampanyası başlatılarak saldırıya geçilir. O kişinin işini kaybetmesi, sosyal çevre edinememesi ve ibretlik bir sıkıntıya düşmesi amaçlanır. Tabii örgütün bacılar grubunun yoğun bir şekilde, aralarında yeşil reçeteli ilaçlar da bulunan anti-depresanlar kullandırılması, sorgulama idrak ve teşhis etme yetilerini ortadan kaldırıyordu. Bunun yanında özellikle kadınlara yönelik bir gardiyanlık ve kamera ile kontrol sistemi olması, korkuyu destekleyen önemli bir unsur.

Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
ADNAN OKTAR KENDİNİ PEYGAMBERLERDEN ÜSTÜN GÖRÜYOR
-Adnan Oktar kendini hangi pozisyonda görüyor? Mehdi mi, mesih mi yoksa sahte bir peygamber mi?
Adnan Oktar kendini bilinenden biraz farklı bir Mehdi olarak görür ve gelmiş geçmiş tüm Peygamberlerden üstün görür. Kendisine sorulduğunda “asla ben Mehdiyim demeyeceğim” der, ardından da “hadislere göre Mehdi asla ben Mehdiyim demez” diye iddiasının anlaşılmasını sağlar. Fakat bu kurtarıcı Mehdi, kendini önce İsrail halkının ve dünya milletinin koruyucusu ve kurtarıcısı olarak görür.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
MEHDİ’YİM YALANI İLE KANDIRIYOR
Zaten örgütün bastırdığı bir kitapta Mehdi’nin aslında Musevilerin kurtarıcısı olan Moşiyah olduğu anlatılır. Moşiyah’ın gelişi için İbranice dualar yayınlanır ve stüdyoya gelen hahamlardan Moşiyah’ın habercisi Şofer borusunun öttürülmesi istenir. Bütün bu garip seremoniler aslında Adnan Oktar‘ın Mehdi adı altında Moşiyah olduğu inancı ile bağlantılıdır. Dolayısıyla ağzından duyduğunuz “İsrail’e dokunmaya kalkan olursa gök kubbeyi başına yıkarız” ifadesini asla Uygur Türkleri veya başka bir Müslüman halk için kullandığına şahit olmazsınız.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
SİSTEMATİK BİR İFTİRA KAMPANYASI BAŞLATIYORLAR
-Ayrılanlar ne tür zorluklarla karşılaşıyorlar? Örgütün ayrılanlarla ilgili uyguladığı bir yöntem var mı?
Ayrılanlara yönelik sistematik sindirme faaliyeti uygulanır. İftira, karalama, itibarsızlaştırma, korkutma gibi her tür sindirme yöntemi, son yıllarda özellikle sosyal medya ve interneti kullanarak yapılır. Bunun için örgütte yaklaşık 20 kişilik özel bir birim vardır ve bu birimin tek işi ayrılanlar ile örgüte muhalif seslere karşı mücadeledir. Burada Adnan Oktar aslında sadece o kişilerin pişman edilmesini amaçlamaz. Bu faaliyet ve bu birimin ana amacı örgüt içindekilerin korkutularak ayrılmayı tasarlayan varsa vazgeçirilmesidir.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
AYRILANLAR BU YÖNTEMLERLE SİNDİRİLİYOR
Bu şekilde ayrılan olursa da örgüte karşı konuşmaması, sessizce gitmesi sağlanır. Bunun örneğini bana ve arkadaşlarıma karşı başlatılan linç kampanyasında da görebilirsiniz. Ayrıca bu faaliyete bütün örgüt dahil edilerek bu kişilere suç işletilir, kapsamlı bir şekilde örgütteki her üyeye bu durum detaylıca anlatılır ve çıkmaya niyet ettiğinde başına gelecekler gösterilerek gözdağı verilir.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
AİLELER BU YAPILARA KARŞI ÇOCUKLARINI KORUMALI
-Adnancılar gibi bu karanlık yapılar her yerde karşımıza çıkabiliyor. Bundan sonra da olacaktır. Ailelere ve gençlere tavsiyeniz var mı?Bu tip şeytani yapıların en zayıf noktası başlangıç dönemleridir. Her anne – baba çocuğunu canından çok sever ve korumak ister. Eğer aileler çocuklarıyla korkudan uzak bir dostluk, sırdaşlık ilişkisi içinde olursa, çocuklar tanıştıkları herkesi aileleri ile rahatça konuşabilirler. En kötü durumda bile ani ve öfkeli tepki vermemek, akılcı ve sevecen bir yol benimsemek gerekiyor. Bir de aceleci olmayıp, sabırlı bir yaklaşım gerekiyor. En önemlisi, çocuklara her ne hata yaparlarsa yapsınlar ailelerine her zaman geri dönebileceklerini hissettirmek gerekiyor. Onları hatalarında sevip bağrınıza basın. Çünkü bu tip yapılarda beyin yıkama önce aileye karşı korkutma ile başlıyor.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
ÇOCUKLARINIZA SEVGİ İLE YAKLAŞIN
Bu nedenle çocuklarınızın hayatına giren her kişiyi ve ailesini ince ince araştırın ve sorgulayın.
Çocuklarınızın hayatındaki her değişikliği ciddiye alın. Onları gözünüzün önünden çok ayırmayın, onları sevgi ve şefkatle kontrol edin.
Fakat benim asıl seslenmek istediğim kişiler genç arkadaşlar. İdealist ve cesur gençler, dünyayı kötülükten temizlemek, dini yaymak gibi güzel idealler uğruna kandırılmaya çok açık oluyorlar. Gençler karşılarına çıkan tekliflere hemen inanmasınlar, sorgulasınlar, başkalarından fikir alsınlar. Arkadaşlarının fikirlerine de değer versinler. En önemlisi de her ne pahasına olursa olsun gençler ailelerine karşı dürüst olsunlar. İnsan gençken annesinden, babasından, yakınlarından, arkadaşlarından hep daha iyi bildiğini, onların kendisini anlayamadığını düşünme eğiliminde olabiliyor.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
AKLINIZI KİMSEYE KİRAYA VERMEYİN
Genç arkadaşlarım inanın aileniz sizi anlıyor, sizin şu an geçtiğiniz yollardan dönüyor ve sizin iyiliğinizden başka bir şey istemiyorlar. Tecrübe, insanın para ile satın alamayacağı bir mücevherdir ve kıymetini bilmek gerekiyor. Aileniz sizin karakterinize saygı duyuyorlar fakat sizi ısrarla bir şeyden uzak tutmak istiyorlarsa, onları dinleyin. Ailenize sarılın, dostlarınıza sarılın ve onları çok sevin. Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi aklınızı başkasına kiraya vermeyin.

Değer eklenme (Faiz) de durmuyor

Ekonomide ürküten tablo: Yerli ve milli kaçış

Türkiye ekonomisindeki risk artık sadece yabancı yatırımcıyı ürkütmüyor. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) yeni yayımladığı raporuna göre, yurtdışına giden yatırım, yurtdışından gelen yatırımdan daha hızlı arttı.
Yayınlanma tarihi: 17 Temmuz 2018 Salı, 20:53

[Haber görseli]Türkiye ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) yeni yayımladığı raporuna göre, yurtdışına giden yatırım, yurtdışından gelen yatırımdan daha hızlı arttı. Yurtdışına giden ile yurtiçine gelen –doğrudan yatırımların oranı Mayıs 2018’de yüzde 31.3 seviyesinde gerçekleşti.

Yurtdışına kaçan doğrudan yatırımlar 3 milyar doları buldu

TEPAV’ın incelemesine göre Mayıs 2018 itibarıyla, yabancıların yurtiçine yönelik doğrudan yatırımı yaklaşık 9.5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Türkiye’den giden doğrudan yatırımlar da son dönemde hızlanarak Mayıs 2018 itibarıyla 3 milyar dolar seviyesine ulaştı.

Olağanüstü halin (OHAL) 20 Temmuz 2016’da ilan edilmesinden bu yana Türkiye ekonomisinin ihtiyacı olan yapısal reformlar ikinci plana itilirken, ülkede yaşanan ‘olağanüstü’ gelişmeler, kaçınılmaz olarak en çok ekonomik göstergeleri etkiledi. OHAL döneminde gergin siyasi ortam ve kısıtlanan özgürlükler, tasarruf açığından dolayı yurtdışından sermaye çekmek zorunda olan Türkiye’nin, yabancı yatırımcı gözündeki algısını kötüleştirdi. Türkiye’ye doğrudan yabancı yatırımlar azalırken, cari açık da yükselişe geçti. Diğer yandan sıcak para kaçışı döviz kurlarında sert artışlara neden oldu. TL’de yaşanan değer kaybı, yüksek enflasyon ile birlikte reel ücretleri eritti.

İşte o karanlık tablo;

-19 Temmuz 2016’da 2.9775 olan dolar, iki
yılda 4.9767’ye kadar çıktı.
-4 Avro 3.2910’dan 5.8187’ye kadar çıkarak
yüzde 77 yükseldi.
-4 Tüketici enflasyonu Haziran 2016’daki yüzde
7.64 seviyesinden yüzde 15.39’a çıktı.
-4Türkiye’nin dış borcu 423.1 milyar dolardan
453.2 milyar dolara yükseldi.
-4 206.6 milyar dolar olan özel sektörün dış
borcu, 242.5 milyar dolar oldu.
-42016’nın ilk yarısında 21.9 milyar dolar olan dış
açık 40.7 milyar dolara çıktı.

[Haber görseli]

İşsizlik alarmı

Binlerce insan kalıcı olarak ve hukuki yolları tıkanarak işsiz bırakıldı. OHAL döneminde şirketler iflas ertelemeye başvuramıyordu. Alacaklılar ile borçlunun müzakere etmesi ve anlaşmalarının mahkemece tasdiki temeline dayanan konkordato kurumunu işlevsel hale getiren tasarı, 28 Şubat 2018’de TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Bu tarihten itibaren çok sayıda firma konkordato ilan etti. OHAL’in kaldırılmasının ardından iflasların gelmesi beklenirken bu çok sayıda çalışanın da işsiz kalacağı anlamına geliyor. Kurdaki artış OHAL sürecinde reel sektörün borcunun katlanmasına yol açarken reel şirketlerin döviz açığının 207 milyar dolardan 211.4 milyar dolara çıkmasına yol açtı. OHAL’in ardından uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Standard and Poor’s, Fitch ve Moody’s ekonomide artan riskleri gerekçe göstererek birer birer Türkiye’nin kredi notunu düşürdü. Bütçe açığı ve cari açıktaki artış ise büyümenin gelecek dönemde sürdürülebilirliğine yönelik soru işaretleri yaratıyor.

Yigit Bulut
Yigit Bulut

Yigit Bulut, artık korkuya kapıldı. Eskiden Dolarlarınızı Tl ye çevirin kormayın dedi. Cevirenler battılar. Şimdide malını satıp gidenlerin mallarını alın diye çağrı yapmaktadır. Buda girişimcilere ikinci tuzaktır.

Fitch Türkiye'nin kredi notunu düşürdü
Fitch, Türkiye’nin kredi notunu düşürerek, BB+’dan BB’ye indirdi. Görünüm negatif olarak belirlendi. Kararın ardından dolar/TL 4.86-87 bandında seyrediyor.

Kaynak Yeniçağ: Fitch Türkiye’nin kredi notunu düşürdü.

29.06.2018 12:05 |

En sonunda bütün Türkiye’yi ödünç akça karşılığı Batı’ya kaptıracaklar.

Yeni gelişme var(3):

Dolar/TL ne kadar oldu? (04.07.2018)

Enflasyonda beklentilerin üzerinde yükselişin ardından TL’de negatif ayrışma bu sabah da devam ederken, dolar/TL 4.72’yi aştı, Ancak şuan 4.70’den işlem görüyor. 10 yıllık tahvil faizi yüzde 17.70 seviyesine kadar yükseldi.

08:43 4 Temmuz 2018
Dolar/TL ne kadar oldu? (04.07.2018)

Enflasyonun Haziran ayında beklentilerin oldukça üzerinde artmasıyla dün yönünü yukarı çeviren dolar/TL, yeni güne dünkü kapanış seviyelerine yakın başlarken, ABD piyasalarının kapalı olması nedeniyle nispeten sakin seyir bekleniyor.

17:42
Dolar ne kadar oldu?
Dolar/TL 4.6760/4.6773 seviyesinde işlem görüyor. Euro/TL ise 5.4470/5.4488 seviyesinde bulunuyor.

Değer eklenme (Faiz) de durmuyor

Hem ülkenin hem de yurttaşın borçlanma maliyeti her geçen gün artıyor.
Yayınlanma tarihi: 04 Temmuz 2018 Çarşamba, 20:47

Enflasyonun haziranda yüzde 15.39 ile tarihi rekor seviyeye çıkmasının ardından gözler Merkez Bankası’na çevrilirken kur ve faizlerde yükseliş sürdü. 10 yıllık tahvilin bileşik faizi yüzde 17.70 ile rekor seviyeye geldi. İki yıllık faiz ise yüzde 19’u geçti.

Önceki gün son işlemde yüzde 19.52 olan gösterge iki yıllık tahvilin bileşik faizi dün yüzde 19.91 seviyesinden açıldıktan sonra yüzde 19.84’ten kapandı. Ekonomistler, büyümenin yılın ikinci yarısında yavaşlayacağı beklentilerinin olduğu bir ortamda Merkez Bankası’nın (TCMB) 24 Temmuz’daki toplantıda nasıl bir adım atacağının oldukça kritik olduğunu ifade ediyor. Reuters’a konuşan bir bankacı “Faizin bu denli yüksek olmasına rağmen TL’ye pek bir yabancı ilgisi görmüyoruz. TL açısından yine zorlu bir dönem bizi bekliyor. Dolar/TL’de 4.70-4.71 seviyesi üzerinde kalıcı olunursa 4.80- 4.90 yeniden test edilebilir” dedi.

Dolar/ TL dün gün içinde 4.7230’a kadar çıkarker serbest piyasada 4.6730 seviyesinden kapandı. Bir ülkenin tahvil faizlerindeki artış, o ülkenin daha yüksek faizle, daha maliyetli borçlanacağı anlamına geliyor. Öte yandan TCMB’nin mayıs ve hazirandaki faiz artışları sonrası kredi faizlerindeki yükseliş hız kesmiyor. 2017 sonunda yüzde 19.5 düzeyinde bulunan ihtiyaç kredisi faiz oranı 22 Haziran itibarıyla yüzde 23.89’a ulaştı. Taşıt kredisi faiz oranı yüzde 22.55, konut kredisi faizi yüzde 13.12’ye çıktı.

Bankaların en fazla kullandırım yaptığı ticari kredi faiz oranı da 2017 sonundaki yüzde 17.65 seviyesinden yüzde 23.56’ya yükseldi.

Lira eriyor

TCMB’nin 23 Mayıs’taki olağanüstü toplantısından bu yana faizler ihtiyaç kredisinde 3.64 puan, taşıt kredisinde 3.30 puan, konut kredisinde 0.1 puan, TL ticari kredilerde 4.02 puan yükseldi. Türkiye’nin fiyat düzeyinin ticaret yaptığı ülkelerin fiyat düzeylerine göre değişimini gösteren TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru endeksi TL’deki değer kaybına paralel haziran ayında da düşüşünü sürdürerek 77.1 ile veri tarihinin en düşük seviyesine geriledi.

Dolar/TL 23 Mayıs’ta 4.9290 ile tarihi zirvesini görmesinin ardından toparlanma sağlanamıyor. Reel efektif kurun azalışı, TL’nin reel olarak değer kaybettiğini, diğer bir anlatımla Türk mallarının yabancı mallar cinsinden fiyatının düştüğünü gösteriyor.

—————————————————————————————————————————–

Türkiye’nin dış borcu belli oldu

Hazine‘den yapılan açıklamada, Türkiye‘nin Dış Borç Stoku martta 466,7 milyar dolar olurken, stokun milli gelire oranının ise %52,9 olduğu belirtildi.

Türkiye'nin dış borcu belli oldu

Türkiye Brüt Dış Borç Stoku, Mart’ta 466,7 milyar dolar olurken, stokun milli gelire oranı ise %52,9 oldu.

Hazine Müsteşarlığı tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi:

“Kamu net borç stoku 31 Mart 2018 tarihi itibarıyla 271,6 milyar TL olarak gerçekleşmiş olup stokun milli gelire oranı ise %8,4 olmuştur. Aynı tarihte AB tanımlı genel yönetim borç stoku ise 922,3 milyar TL olarak gerçekleşmiş olup stokun milli gelire oranı %28,4 olmuştur.

TÜRKİYE BRÜT VE NET DIŞ BORÇ STOKU

Türkiye Brüt Dış Borç Stoku, 31 Mart 2018 tarihi itibarıyla 466,7 milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiş olup stokun milli gelire oranı ise %52,9 olmuştur. Aynı tarihte, Türkiye Net Dış Borç Stoku 303,2 milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiş ve stokun milli gelire oranı %34,3 olmuştur.

HAZİNE GARANTİLİ DIŞ BORÇ STOKU

Hazine garantili dış borç stoku 31 Mart 2018 tarihi itibarıyla 14,2 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir.”