Bu günün Türkiyesi, AKP+MHP: Ermeni iz düşümü

Türkiye’nin müslüman Ermenileri kimler?

Salak ülkücü gözünü aç, yoksa satıldığını anlaman çok geç olacak!

Bu gün Türkiye’deki gelişmeleri görünce durumu anlatan yazıda yazasım gelmemektedir. 

Neden?

Çünkü eskiden özel araştırmalar yaparak, Erdoğan yoönetiminin açıklarını araştırıp, binbir güçlükle yazılar yazardık ancak şimdi Erdoğan yönetimi öyle açılıp saçıldıkı, ortada kendisini aklayamayan bir imam hatipli “Reis” sessiz kala kaldı. 

Ermeni kökenli Sedat Peker, AKP ye yalakalık ettiği dönemlerde elde ettiği bilgileri, MİT’ten bazılarının da arka çıkması ile Süleyman soylu’nun kendine karşı yapıtığı  uygulamanın öcünü almak amacı ile basın yayını kullanarak, AKP’nin bütün yasadışı işlerini duyurmaya başlayınca, bu ALLAH, bu İSLAM, bu PEYGAMBER, bu NİZAM-I ALEM diyenlerin ne kansız vurguncu, talancı oldukları tık ortaya çıktı.

Cok ilginçtir, MHP içinde olan ALLAH, İSLAM, NİZAM-I ALEM diyenlerde AKP’deki müslümanlardan geri kalmadılar. Onlarda talan, vurgun yapanlarla, tarikat, tekkelerle isbirliği içinde AKP’nin bu yasadışı işlerine ortaklık ederek, alçakça yoksullaşan halkın durumunu görmezlikten gelmektedirler.

Artık o başlarınızda canlanan kutlu bir amaç, ülkücü kurtarıcı olarak görülenlerin içi boş çıktı. Yiğit olan yiğitlerimiz arada öldürüldüler.

Yıllar sonrada Alparslan Türkeş’in gerçek adının Hüseyin Feyzullah olduğunu öğrendik, kendisinin bir Ermeni göçmeni olduğunuda ortaya çıkardık. Bu durum 1980 öncesi Mustafa Okça sık sık dile getirilsede, tabanda tartışılamamakta idi, çünkü Ülkü Ocakları eliyle bu konuları öne sürenler öldürülmekte idi.  

Sonra, bu günde MHP’yi yöneten Devlet Bahçeli’ninde adının değistirildiğini anladık. Devlet Fettahoğlu Devlet Bahçeli olmuş. Oda Ermeni göçmeni olarak MHP’nin başında tutuldu. Doğu Perincek’te bir Ermeni olarak sonuçta bu günün Erdogan’ına arka çıkmaktadır. 

devlet bahçeli
devlet bahçeli

Konu çok karışık. Halkın kimin elinin kimin cebinde  olduğunu anlaması çok güç.

Bu kara halk bu yönetime 4 okka una, şekere oy verdi. Gecmişte AKP’ye oy veren ülkücüler, sulcular iyi misiniz?

El Kaide cilere uyup, “Ya allah bismillah allahuekber” diye danalarca bögüren ülkücüler iyi misiniz?

Bu toplumu siz aldattınız, siz sorumlusunuz.

Bu gelişmeleri iyi biçimde derinlemesine ele alıp, halkı aydınlatmak dileği ile…

Gizli Ermeniler’in sürtüşmeleri, yangına döndü

Kübra Par
Gizli Ermeniler

(KÜBRA PARMAKSIZOĞLU COŞKUN) EŞİ (MAHMUT FAZIL COŞKUN)

Değerli okuyucularımız, içinde bulunduğumuz bu günlerde bu konuya girmek istemezdik, ancak şimdi gelişmeler bize bu konuya değinmemizi gerektirdi. 

Konu geçmişte birlikte yeyip, içip sıcan dönme müslümanlar (kılınç artıkları) şimdi birbirlerini ele verdiler. 

Kubra Par
Kubra Par
  1. Orhan Pamuk, 2. Aslı Akyavaş, 3. Nagehan Alçı, 4. Rasim Ozan Kütahyalı, 5. Kübra Par (Parmaksızoğlu) Bu Ermenileri koruyanlarda Recep Tayyip Erdoğan ile Devlet Fettahoğlu (Bahçeli)’ dirler.
Ermeni sevicisi Recep Tayyip Erdogan
Ermeni sevicisi Recep Tayyip Erdogan

Olay konusu: Ermeniler’in Türk basın yayınına sızmalarından bir eskertkiş (anı yada anıt).

Böyle bir belgeyi biz istesekte bulamazdık.

Şimdi kendileri ortaya koydular, çok sağ olsunlar.

Neden bu boşluğa düştüler?

Çünkü “Türkler kuş beyinliler, içlerindeki satkınları göremezler.” sandılar. 

Habertürk yazarı Kübra Par (Parmaksızoğlu), “Orhan Pamuk linç edilmeyi hak ediyor mu?” başlıklı yazısında Rasim Ozan Kütahyalı’nın Orhan Pamuk ile birlikte çektirdiği (10 Ocak 2020) sonrada, sosyal medyada gündem olan fotoğrafını yazdı.

Söz konusu yazıya Kütahyalı tepki gösterirken Par’dan cevap gecikmedi.

Twitter hesabı üzerinden ROK’a cevap veren Kübra Par, Kütahyalı’nın köşe yazsına çok bozulduğunu söylerken “Kimseden talimatla yazı yazmadım, yazmam. Kendinle karıştırma, kumpas işini sen iyi bilirsin” sözleriyle de ağır eleştirilerde bulundu.

Bu çekişmeler bize, bir derin geçmişin izlerini göstermektedir. 

Başımıza takılan ilk soruda bu Kubra Par neden kendi adını kullanmamaktadır? Neden doğduğu köyü gizlemektedir? Anası kim? Atası kim? açıklamaktan çekinmektedir. İlk izlenimimiz onun Ermeni kökenli bir ayıladan (aile) geldiği yönündedir. Bundan da önemlisi bir Ermeni olan Orhan Pamuk’u neden savunur?

Haber Türk’te bir kesim dönme müslümanların (kılınç artığı çeteler) olduğu bilinmekte idi. Ancak örgütlü olduklarıda bu fotografla ortaya çıktı. Kübra Par, iste bu nedenle delirmiş, Rasim Ozan Kütahyalı’ya verip veriştirmektedir.

Gerçekte tartışmanın kökü kökeni Rasim Ozan Kütahyalı’nın Kübra Par’ın gizli kimliğini ortaya çıkarması nedenine dayanmaktadır. İyide Kübra Par (Parmaksızoglu) Ermeni değilse neden takma adla yayınlarda, neden kimliğini gizlemektedir?

Bu tartışma çok sular götürecektir. Gerisi yarın yazılacaktır.

Bu gün yine ermeni kökenli Erdoğan’ın sevicisi olan Nagehan Alçı yeni bilgiler vererek tartışmaya katıldı. Bizde “Bunlar bizim Ermeni yuttaşlarımız, konu: Ermeni oluşları değil, gizli bir çete oluşturmalarıdır.” demekteyiz. Bizim çetecilik yapmayan bir Ermeni ile sorunumuz yoktur. Ancak bu kılınç artığı çeteci Nagehan Alçı, Türk karşıtı olarak, bagışlanamaz, bu bir korkutma değil, kışkırtma değil, biz yalnızca onun gizli Ermeni çetesi elemanı olduğunu açıklamakla yetiniriz.

Buda Kübra Par (Parmaksızoglu)’na kapak olsun. Biz basın yayında çalışan bütün Ermeniler’i tanımaktayız, kimse “ben Türkler’i sattım, kendimi gizledim” diyemez.

Kendilerini geçmişte gizleyen bazı Ermenileri tanıyın.

Ermeni kökenliler
Ermeni kökenliler
Kübra Par
Kübra Par
Nagehan Alçı
Nagehan Alçı

Kazan Bey

KURULTAY: Rasim Ozan Kütahyalı Kübra Par’ı Erzincanlı diye aşağıladı. 2.Boşnak skandalı vakası. Kübra Par da ROK’u yerin dibine sokacak cevap verdi

Kubra Par’ın yazdığı, Ermeniler’in alkışladığı yazı budur.

Orhan Pamuk linç edilmeyi hak ediyor mu?

29.01.2021 – 02:19 Güncelleme: 29.01.2021 – 12:41

Sosyal medyada 2 gündür yoğun bir Orhan Pamuk eleştirisi, daha doğrusu linci var. Meseleyi alevlendiren Rasim Ozan Kütahyalı’nın yıllar önce 32. Gün programında Pamuk’a sorduğu sorunun dolaşıma sokulması oldu.

Ardından Rasim Ozan, Orhan Pamuk ile ailece çektikleri bir fotoğrafı paylaşınca kıyamet koptu. Enver Aysever’in Aykırı Sorular programında Metin Akpınar’ın Pamuk hakkındaki sert sözleri yayılarak muhalif kesimler tarafından haksız bir kampanya başlatıldı.

Rasim Ozan Kütahyalı’ya karşı duyulan öfke nedeniyle Orhan Pamuk neden linç ediliyor anlamış değilim.

Fotoğrafın ne zaman, nerede, hangi nedenle çekildiği belli değil.

Orhan Pamuk’un yeni bir açıklaması da yok.

Bir fotoğraf karesinden hareketle Pamuk, Kütahyalı ile aynı siyasi görüşteymiş ya da artık muhalif değilmiş gibi yansıtılıyor. Halbuki son röportajlarında çok sert eleştiriler getirmişti hükümete.

İstanbul’da seçimlerin iptal edilmesini eleştirmiş, “Ayasofya’yı yeniden camiye çevirmek dünyanın geri kalanına ‘Artık seküler değiliz’ demektir” demişti.

Yani Rasim Ozan Kütahyalı ile poz verdi diye Orhan Pamuk’un siyasi duruşunu değiştirdiğini ima etmek zorlama bir suçlama…

Efendim geçmişte de Kemalizm eleştirisi yapmış, zaten siyasi duruşu belliymiş…

E yapar tabii, bakın bugün CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin eski çizgisiyle ilgili çok daha derin eleştiriler yapıyor. CHP’yi 10 yıldır dönüştürmeye çalıştığını, geçmişte muhafazakârlara dönük bakışın çok problemli olduğunu anlatıp duruyor.

Ya da ‘Bir Başkadır’ dizisine neden övgüler diziyoruz? Aynı çarpıklığı aktardığı için…

İşin tuhafı önce siyasi görüşleri nedeniyle iktidar destekçisi kesimler tarafından da ağır saldırılara maruz kalmıştı. Yani her iki kesim tarafından da sıkça linç ediliyor dünya çapındaki yazarımız…

Pamuk son röportajında “Düşünce özgürlüğünde dünyanın en kötü ülkelerinden biriyiz. Ve baskının sonucu oluşan bu sessizlik de zehirliyor bizi” demişti. Bu tespitine bir cümle de ben ekleyeyim. Kendisi gibi düşünmeyeni direkt yaftalayan, müzmin iktidar yanlıları kadar müzmin muhaliflerin tahammülsüzlüğü de zehirliyor bizi. Üstelik hiç de sessiz değiller…

Dünün en güzel haberi, Türk kökenli Profesör Metin Tolan’ın Göttingen Üniversitesi’nde oybirliğiyle rektör seçilmesiydi.

Aziz Sancar, Uğur Şahin, Özlem Türeci, Metin Tolan gibi gurur duyduğumuz isimler neden hep yurt dışında yaşamayı tercih ediyor diye soruyoruz ya bazen… Cevabı Orhan Pamuk’a yapılanlarda gizli.

Nagehan Alçı

Nagehan Alçı: "bende Ermeniyim" dedi.
Nagehan Alçı: “bende Ermeniyim” dedi. Bir kilisenin önünde bir papazla görülüyör.

Nagehan Alçı: "Ermeni'yim" dedi.
Nagehan Alçı: “Ermeni’yim” dedi.

 

Nagehan Alçı kimdir önce kendi verdiği bilgilerden kendisini tanıyın. Bu çok eşli bayanın bir tek özel bilgisi yada başarısı yok.

Ancak, Recep Tayyip Erdoğan ile AKP ‘nin arka çıkması ile kendisi Ermeni kimliğini öne çıkararak, sürekli Türkler’e saldırmaktadır. Çok ilginçtir, ne türkçü geçinenlerden nede ülkücü geçinenlerden gereken tepkiyi görmedi. Bir iki ülkücü yazar Orhan Karataş, Yıldıray Çiçek, Mustafa Önder gösterdikleri tepki ile Nagehan Alçı’yı kınamışlar. Bu çok iyi bir girişim ancak, kuru sözle tepki göstermek yerine onlar, bu kadını koruyan AKP yönetiminden bu bayanın kovulması için MHP’nin tepesiyle konuşmaları gerekirdi. Her boka burnunu sokan Devlet Fettahoğlu iş “Türkler’e (katil) deyen, Ermeni kökenli birisine gelince sesi soluğu çıkmadı.

Nagehan Alçı adında Ermeni bir bayan AKP'yi arkasına alıp, ver yansın Türkler'e saldırıyor. MHP'lilerde mal mal bakıyorlar.

Nagehan Alçı adında Ermeni bir bayan AKP’yi arkasına alıp, ver yansın Türkler’e saldırıyor. MHP’lilerde mal mal bakıyorlar.

 

Üç ülkücü  yazar, tepki koysada MHP sessiz kaldı.

Sayın Devlet Fetthahoğlu beyin Ermeni oluşunun etkisi ile mi sassiz kaldı demekten kendimizi alamiyoruz.

Öylede sıradan bir CHP’iyi sokakta döven ülkücüler, ne olduda sıra bu Ermeni bayana gelince sus-pus oldular?

Yoksa MHP, Nagehan Alçı’yı onaylıyorda, üç yazar ülkücülerin tepkisini dile getirip, ülkücülerin derin tepkisini önlemeye mi çalşmaktadırlar?

 

NAGEHAN ALÇI KİMDİR?

İstanbul Erkek Lisesinden mezun oldu. Daha sonra Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslarası İlişkiler Bölümünde öğrenim gördü.  Gazetecilik hayatına Hürriyet gazetesinin dış haberler servisinde staj yaparak başladı. Daha sonra 32. Gün programında ve Avusturya‘daki bir televivizyonda devam ettirdi.

Nagehan Alçı, Show TV dış haberler bölümünde çalıştı, Irak Savaşı sırasında simultane çeviriler yaptı, sonra 2007 yılında Akşam gazetesine geçerek burada köşe yazarlığı yapmıştır. SkyTürk TV‘de Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut ile ‘Sosyal Bilgiler’ adlı bazı belgeseller hazırladı. Aynı zamanda Kanaltürk‘te Kısa bir süre Pelin Batu ile birlikte ‘Sınırsız’ adlı programda yorumculuk yaptı. Milliyet gazetesinde köşe yazarlığı yapmıştır. Daha sonra Kanal 24’te ‘Nerede Kalmıştık’ programında sunucu ve yorumcu olarak görev yaptı.

2011 yılından itibaren Beyaz TV’de ‘Medcezir’ programında ve CNN TÜRK‘te ‘Dört Bir Taraf’ programında yorumculuk yapmaya başladı.Nagehan Alçı, , Almanca ve İspanyolca biliyor. Az derecede de Fransızca ve Arapça bilmektedir.

Nagehan Alçı, 27 Aralık 2010 tarihinde köşe yazarı ve televizyoncu Rasim Ozan Kütahyalı ile evlendi. 7 Temmuz 2013 tarihinde Birinin ismi Betül Yasemin öbürünün ismi Ayşe Ela olan ikiz kız çocukları oldu.

 

 

 

 

Yukarıda okuduğunuz, Nagehan Alçı’nın özgeçmişi ile, kendisinin basın yayında bu günkü yerini almasını sağlayamazdı.

Ancak bir gizli el, kendisini Aydın Doğan’ın eliyle öne çıkarı verdi. Çok ilginç, o günlerde Taraf Gazetesi’nde, Nagehan Alçı’nın Istanbul’da doğduğunu, Türkiye’de kırımlara uğramış olan kendi Ermeni toplumu iyi tanıdığını, kendi halkının sorunlarınıda iyi biçimde dile getirebileceğini yazmıştı. O günlerde Aydın Doğan ile çekilmiş bir fotografıda yayınlamışlardı.

Buradan, kendisinin Ermeni olduğunu Ermeni yazarlardan öğrenmiş olduk.

Bunun yanısıra kendisi yine Ermeni kökenli olan Kütahyalı ile evlenerek, kendi kimliğine uygun bir yuvada kurdu. Bir başka Ermeni ile evlenerek Ermeniliği’ni gelecek kuşaklara ulaştırma amacınada yetişmiş oldu.

Bütün bu  gerçeklere uygun olarakta çalıştığı basın yayın kuruluşlarında Ermeniler’in çıkarlarını savunarak görev yapmıştır.

Nagehan Alçı eğer bir kişiyi övmüşse o kişi incelendiğinde onun övdüğü kişinin bir Ermeni olduğu anlaşılır.

Bir yazarla görüşüyor, o Ermeni çıkıyor. Ekonomi uzmanı bir kişiyi Erdoğan’a bakan yapmasını öneriyor, oda Ermeni çıkıyor. (Aşağıda ek bilgide okuyabilirsiniz; Daron Acemoğlu) Kütahyalı ile evlenmeden önce bir erkekle arkadaşlık ediyor, oda Ermeni çıkıyor. Evlendikten sonrada kendisine iş vermiş olan Aydın Doğan ile gizli ilişkisi olduğuda bilinmektedir. Üstelik bir AKP li (milletvekili) ile ilişkide olduğu için Ermeni yurttaşlarımızın dillerine düşmüş durumda.

Nagehan Alçı'nın Aydın Doğan ile gizli ilişkisi
Nagehan Alçı’nın Aydın Doğan ile gizli ilişkisi

 

İyide, sorulacak soru bu değil mi? Bu bayanı AKP, neden besliyor? Yararı nedir?

Onun AKP’yede Erdoğan’ada yararı var. Ne mi?

Çünkü o, basın yayında mitin istediği çizgide AKP ile Erdoğan’ı savunuyor.

Ancak en sonunda geldi, son konuşmasında Haber Türk’te “Türk devleti katildir” dedi.

Bu devleti elinde tutan AKP’lilerdende Erdoğan’danda tık yok.

Erdoğan, yönetimde kalabilmek için elindeki devlete bile “katil” dedirterek, gizli Ermeni gücü ile karşı karşıya gelmeyi göze alamamıştır.

Ajaru: Biz Burada Ermenileri Yaman göstermiyoruz. Ancak sanık Nagehan Alçı’nın kimliğini belirtmek gerektiğinden Ermeni sözleri geçmektedir. Biz Hüseyin Feyzullah (Alpaslan Türkeş) ile Devlet Fettahoğlu’na uyan iyi Ermenileri’nde olduğunu biliyoruz.

Nagehan Alçı: "bende Ermeniyim" dedi.
Nagehan Alçı: “bende Ermeniyim” dedi.

 

 

 

Nagehan Alçı Daron Acemoğlu Konusunda Fena Yanıldı

 

 

16.07.2018 06:00

Nagehan Alçı Daron Acemoğlu Konusunda Fena Yanıldı

 

Gazeteci Nagehan Alçı yeni kabine belli olmadan önce “Dünyanın en iyi iktisatçılarından biri olan Acemoğlu, Türk ekonomisinin yapısal sorunlarını kökünden çözecek vizyonuyla tarihi bir görev yapabilir. Her zaman ezberleri bozan ve herkesi şaşırtan bir lider olmuş Erdoğan, Acemoğlu’na Türk ekonomisinin başına tam yetkiyle geçme teklifini yapabilir” diye yazınca, Prof. Dr. Daron Acemoğlu Türkiye’nin gündeminde ilk sıralara gelmişti. İddiasını çok önemli bir kaynağa dayandıran Alçı, Kılıçdaroğlu ‘Yüzde 30’a Nasıl Bakıyor’ başlıklı yazısında (30 Haziran 2018“Bu güzel haberin gerçekleşmesi ihtimali bile beni çok umutlandırdı” demişti.

Bunu üzerine Fatih Altaylı, “Daron Acemoğlu’nun böyle bir şeyden haberi bile yok. Kendisiyle hiçbir temas kurulmamış, kendisine böyle bir teklif veya teklif geleceği yolunda bir bilgi dahi iletilmemiş. Dahası böyle bir teklif gelse dahi Daron Acemoğlu’nun bu teklifi kabul etmesi şu an için pek olası görünmüyor. Akademik çalışmaları, ders verdiği MIT ile olan ilişkisi ve sürdürmekte olduğu bazı danışmanlık görevleri nedeniyle Acemoğlu fazlasıyla yoğun ve akademiye ara vermek gibi bir niyeti yok gibi görünüyor. Tabii yine de belli olmaz.

Bir vatansever olduğunu bildiğimiz Acemoğlu, bakarsınız gelir. Ama söyleyeyim, ihtimal çok çok düşük” yorumunu yapmış, Alçı da şu cevabı vermişti: “Not: Elbette Daron Acemoğlu’na Erdoğan’dan gidecek tekliften kendisinin haberi olamaz. Teklif ancak gittiğinde teklifin öznesi haberdar olur. Dolayısıyla dün ortaya atılan ‘Bu tekliften Acemoğlu’nun haberi yok’ laflarını anlamak mümkün değil.”

Alçı, 2 Temmuz’daki yazısında da “Yazım üzerine Acemoğlu’na gelen tepkilerden yalnızca değerli hukukçu Gönenç Gürkaynak’ınkini yadırgadım. Kendisi ile Acemoğlu’nun beraber verdiği ‘Özgürlük ve Ekonomik Büyüme’ sunumunu dinlemiş ve oradaki görüşlerin neredeyse tamamına katılan bir yazar olarak Gürkaynak’tan gelen ‘Daron daha çok ‘Haklar ve özgürlükler’ derse ne olacak?’ çıkışını anlamakta zorlanıyorum” demiş, “Erdoğan ekonomi yönetimini Acemoğlu’na verirse Türkiye ileriye gider diye endişe ediyorlar. Onlardan biri şöyle bir tepki vermiş: ‘Daron Acemoğlu bu teklifi asla kabul etmez çünkü o, Kemalist Türkiye’nin yetiştirdiği aydınlık bir beyindir” tespitinde bulunmuştu.

Oysa Acemoğlu teklif götürülse bile bunu kabul edemezdi. Çünkü Ermenistan’ın yeni Başbakanı Nikol Paşinyan’ın önersine olumlu yaklaşmış, kendisine Çınar Oskay’ın yönelttiği Türkiye’de akademide görev almak aklınızdan geçiyor mu sorusuna verdiği cevabın “Şimdilik hayır” olduğunun farkında değildi.

Ayrıca Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanı iken benim 5 yıl görev yaptığım Türkiye’nin Paris’teki Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Daimi Temsilciliği için Daron Acemoğlu’na teklif ilettiklerini açıklamış, konuyu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la istişare ettiğini belirterek “Tabii Sayın Başbakanımızın kendisiyle görüşmesi de oldu. Sayın Başbakanımız bu haberler üzerine kapsamlı bir açıklama yapacak” demiş ve şu açıklamada bulunmuştu: “Sayın Acemoğlu bundan büyük bir şeref duyduğunu, bir akademisyen ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kendisi için en onurlu görev olduğunu söyledi. Ancak şu anda yürüttüğü akademik çalışmalar dolayısıyla en azından ileri bir aşamada bunu olumlu yönde değerlendireceğini ifade etti. Ama ileride şu andaki akademik çalışmalar belli bir aşamaya geldikten sonra inşallah bu noktada görev almayı büyük bir onur olarak gördüğünü ifade etti.”

Teklif götürüldü mü bilmem ama Kamer Daron Acemoğlu çok tanınmış bir iktisatçıdır. Acemoğlu 3 Eylül 1967 tarihinde İstanbul doğmuştur, Ermeni kökenlidir14 Mayıs 2018 tarihli Milliyet Gazetesi’nde şu haber yer almıştır: Ermenistan’ın yeni Başbakanı Nikol Paşinyan, 2012’de, Harvard Üniversitesi’nden James A. Robinson ile ortak kaleme aldığı Ulusların Düşüşü adlı kitapla büyük tartışma yaradan Acemoğlu’nu Ermenistan’ın ekonomisinin yeniden yapılandırılması için ülkeye davet etti. Facebook platformu üzerinden mesaj yayımlayan Paşiyan, Roma İmparatorluğu’ndan Mayalara, Ortaçağ Venedik’inden günümüz Amerika’sına uzandığı 15 yıllık araştırmayla, demokratik kurumların ekonomik refaha katkısını ortaya koyan Acemoğlu’na yönelik, ‘Ermeni milletinden dünyaca ünlü ekonomist Daron Acemoğlu ile görüştüm. O Ermenistan ekonomisine ve kalkınmasına yardım etmeye hazır olduğunu söyledi. Bay Acemoğlu Ermenistan’ı ziyaret etmeye hazır olduğunu da belirtti. Kesin tarihi önümüzdeki günlerde netleştireceğiz’ ifadesinde bulundu.” (http://www.milliyet.com.tr/acemoglu-ermenistan-ekonomisi-ekonomi-2668350/)

Haberin orijinali 13 Mayıs 2018 tarihinde yayınlanmıştır: “Prominent US Economist Daron Acemoglu, the professor at the Massachusetts Institute of Technology (MIT), has agreed to provide his assistance in restoring Armenia’s economy after the country was hit with a wave of anti-government protests, newly-elected Armenian Prime Minister Nikol Pashinyan said on Sunday.”(https://sputniknews.com/europe/201805131064403615-armenia-economy-usa-restore-pashinyan/)

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde uzun yıllar hocalık yapan Acemoğlu’nun babası Kework Acemoğlu 1988 yılında, öğretmen annesi İrma Acemoğlu 1991’de vefat etmiştir. Acemoğlu’nun eşi Asuman Özdağlar, eski Devlet Bakanı İsmail Özdağlar‘ın kızıdır. Profesör Asuman Özdağlar MIT’ de Elektrik Mühendisliği ve Bilgisayar Bilimleri’nde öğretim üyesi olup, 1 Ocak 2018 tarihinde MIT’de Elektrik Elektronik ve Bilgisayar Bilimleri Bölümünün başkanı olmuştur.

Bilindiği gibi Asuman Özdağlar’ın babası İsmail Özdağlar hakkında 1985’lerde  UM Denizcilik’in sahibi Uğur Mengenecioğlu’ndan petrol taşımacılığı konusunda 25 milyon lira rüşvet istediği iddiası ile soruşturma açılmış, Başbakan Özal da Adnan Kahveci‘yi bu olayı araştırmakla görevlendirmişti. Rüşvetle ilgili kanıtlar elde edilince Özal, parti kurucusu yaptığı Manisa Milletvekili İsmail Özdağlar’ı bakanlıktan el çektirmişti.  Özdağlar; ‘‘Bakanlık görevini kötüye kullanmak, UM Denizcilik sahibi Mengenecioğlu’nun gemilerine fazla fiyatla akaryakıt nakli sağlamak suretiyle devleti zarara uğratmak”tan  Yüce Divan’a sevk edilmiş, Mengenecioğlu’dan haksız çıkar sağladığı ve 25 milyon lira rüşvet aldığı belirlenmiş, iki yıl hapis cezası almıştır. Özdağlar cezasını çekmiştir.

Acemoğlu, Sabancı Üniversitesi 2013 yılı Akademik Yıl Kapanış Konferansı’nda Uluslar Neden Başarısız Olur başlıklı bir konuşma yapmıştır. Acemoğlu konuşmasında dünyadaki gelir eşitsizliği üzerine durmuş, Türkiye’nin ekonomik ve siyasal gelişimini ve iyi eğitimli genç neslin gelişim sürecinde oynayacağı role değinmiştir.

 

 

Gazeteci Sabahattin Önkibar’a saldırı

Yayınlanma tarihi: 25 Mayıs 2019 Cumartesi, 19:33

[Haber görseli]
Oda TV’de yer alan habere göre, yazar Önkibar, Ankara Angora Evleri önünde, kendi evine 300 metre kala saldırıya uğradı.

Önkibar’ın önünü kesen iki araçtan inen 3 kişi Önkibar’ı yumrukladı. Hastaneye kaldırılan Önkibar’ın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Önkibar, saldırganlardan şikayetçi oldu. Görgü tanıklarının ifadesine göre saldırganların kullandığı araçlardan bir tespit edildi.

SABAHATTİN ÖNKİBAR’DAN HALK TV’YE AÇIKLAMA

Halkt TV’ye bağlanarak açıklamalarda bulunan Önkibar, “Çete mensupları eşofman vardı üzerimde markete doğru giderken 3 kişi saldırdı. Ama hazırdım. Bunların işi sokağa döktüğünü anladım. Bahçeli açıklamalarımdan sonra bekliyordum. Bana vurdular yere düştüm tekmelemeye başladılar. Esnaf geldi müdahale etti. İki tane arabaları vardı bindiler ve kaçtılar.Ben çok dikkat ediyordum. Bunu kimin yaptığını ve kimlerin yaptırdığını biliyorum. O çeteleri tutana kafa tutuyorum. Onlardan hesap soracağım. Hemen polise bildirdik. Şikayette de bulunduk. Yarın raporu da karakola ya da adliyeye bildireceğim. Ergen çocukları saldılar üstüme. 19-20 yaşında çocukları saldılar üstüme.” dedi.

TEZCAN: KILIÇDAROĞLU VE DEMİRAĞ SALDIRILARI CESARETLENDİRDİ

CHP Aydın Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Bülent Tezcan, Önkibar’a yapılan saldırıyı kınayarak, “Bu saldırıları şiddetle kınamalı ve buna karşı geniş bir mutabakatla karşı çıkmalıyız. Sayın Genel Başkan’a (Kemal Kılıçdaroğlu) Çubuk’ta yapılan saldırı ve gazeteci Yavuz Selim Demirağ’a yapılan saldırının faillerinin serbest bir şekilde dolaşması bu saldırıyı yapanları cesaretlendirmiş olacak.

AKŞENER: KAÇ GAZETECİNİN ŞİDDETE MARUZ KALMASI GEREKİYOR?

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Önkibara yapılan saldırı hakkında sosyal medya hesabından açıklamada bulundu. Akşener, “Değerli gazeteci ve yazar Sabahattin Önkibar’a yapılan saldırıyı kınıyorum. Gazetecilerimize yönelik tüm şiddet olaylarının takipçisi olacağız. İktidarın düşmanlaştırıcı dilini düzeltmesi için daha kaç gazetecinin şiddete maruz kalması gerekiyor?” dedi.

CHP’Lİ ÖZEL’DEN AÇIKLAMA

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel Önkibara yapılan saldırı hakkında sosyal medya hesabından açıklamada bulundu. Özel, “Sabahattin Önkibar’ı arayarak geçmiş olsun dileklerimizi ilettim. Olayın tüm yönleriyle takipçisi olacağız. Düşüncelerini ifade eden gazetecilere yönelik saldırıların tümünü lanetliyoruz. Bu saldırılar, farklı görüşlere tahammülsüz siyasetin, hedef gösteren dilin sonucu” ifadelerini kullandı.

“İMAMOĞLU’NA KASET VE SAHTE BELGE HAZIRLANIYOR” DEMİŞTİ

Diken’in sorularını yanıtlayan Önkibar, İmamoğlu hakkında çarpıcı iddialarda bulunarak, “Yapmaya çalıştıkları şey, çamur at izin kalsın durumu yaratmak. Bu yüzden de akla gelebilecek her türlü çamuru atacaklar. Montaj kasetler öne süreceklerini ve sahte belgeler hazırlandığı duyumunu aldım” demişti.

KIRMIZI KEDİ YAYINEVİ: SALDIRIYI KINIYORUZ

Sabahattin Önkibar’ın kitaplarını basan Kırmızı Kedi Yayınevi de, yapılan saldırıya tepki gösterdi.

Kırmızı Kedi tarafından yapılan açıklamada, “Yazarımız Sabahattin Önkibar’a yapılan son saldırıyı kınıyor ve saldırıya uğrayan tüm yazarların yanındayız diyoruz!

Sabahattin Önkibar, bugün (25 Mayıs 2019) Ankara’da kendi evine 300 metre kala üç kişi tarafından saldırıya uğradı. Tıpkı bir süre önce yine evinin önünde saldırıya uğrayan bir diğer yazarımız Yavuz Selim Demirağ gibi.

Önkibar’a karşı yapılan saldırı öncelikle düşünce ve ifade özgürlüğüne karşı yapılmıştır.
Kitabı bahane edilerek yayınevimize ve yazarımız Önkibar’a yapılan ilk saldırı 2017 Referandumu öncesine rastlamaktadır. Gerekli önlemler alınmadığı ve saldırganlar belli olmasına rağmen haklarında işlem yapılmadığı için saldırılar devam etmiş, kitap fuarlarına sıçramış ve yazarlara, gazetecilere saldırı günümüz Türkiye’sinde maalesef artık bir seçim ritüeli haline gelmiştir. Nitekim İstanbul seçimlerinin yapılması ve iptal edilmesi sürecinde önce Yavuz Selim Demirağ sonra da Sabahattin Önkibar saldırıya uğramıştır.

Her yapılan saldırının sorumlularının elini kolunu sallayarak dolaşması, bir sonraki saldırıya yol verilmesi anlamına gelmiştir. Bu döngüyü oluşturanlar ve saldırganların sırtını sıvazlayanlar ülkemize büyük kötülük yapmaktadır.

Kırmızı Kedi Yayınevi olarak Sabahattin Önkibar’a yapılan hain saldırıyı kınıyoruz. Geri adım atmayacağız, düşünce ve ifade özgürlüğünü her şart altında savunmaya devam edeceğiz.” denildi.

Adnan Oktar

Gözün aydın Türkiyem.

Bu yazıyı bir gazeteden alıpta size sunmamızın bir önemli gerekçesi var. Bu gün VERYANSIN KARALANAN ADNAN OKTAR, böylesine çirkin birisi ise AKP, neden 16 yıl onun yasadışılığına göz yumdu?

MHP, Adnan Oktar’ın iğrenç işlerini biliyorduda neden  onu durdurucu bir önlem almadı?

Yeni Akit Gazetesi neden onu tanıtmıştı?

AKP yandaşı yayın kuruluşları, yada Doğan yayınları neden ona karşı sessiz kalmışlardı?

MİT, Adnan Oktar’ın bunca yasa dışı işlerine karşı neden bir durdurucu eyleme geçmedi?

Biz size bunları anlatacağız.

Bunun içinde düşünce alt yapısı oluşsun diye sizlere bu bilgileri öncesinden sunuyoruz.

DEĞERLİ OKUYUCULARIMIZ,

Son günlerin en anlamlı konusu, Erdoğanlı yönetimin nereye doğru yuvarlandığı iken, birdenbire Adnan Oktar’a bir baskın düzenlendi.  Bizim bu günden yarına Erdoğan’ın uygulamalarına engel olmaya gücümüz olmadığına göre, şimdilik Adnan Oktar konusuna bir çomak sokalım.

Bilerek iki gündür bu konuda yazımızı erteliyoruz. Çünkü gerek MİT, gerekse polis elde ettiği bilgileri erkekçe halkla bolüşecek mi? diye ölçmek istedik. Ancak, böyle olmadı. Basından bu ana değin, işe yarayan bilgiler ortalığa saçılmadı.

Onun için şimdilik bir iki konuda açıklama yapalım.

Olursa MİT, polis elindeki bilgileri toplumla bölüşür.

Bizim elimizdeki bilgilere göre,

* Adnan Oktar, bazı MHP, AKP adaylara akça vererek destek oldu. Onları kendisine bağladı. 

* Adnan Oktar ile Milli Görüş, Fethullah Gülen çetesi arasında çok eskiye dayanan bir sıkı ilişki vardı. En yüksek polis değil, bakan bile ona dokunamıyordu.

Bu gün Tantan üç Milli Görüş kurultay üyesinden (milletvekili) söz etsede adlarını açıklayamamış.

Ancak, o günlerde Tantan kendiside böylesi tarikatlara sıcak bakıyordu. 

Bu konuda yalnızca Fatih Altaylı uygun açıklamaları yaptı.

http://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli-1001/2055028-bilmeyenler-icin-adnan-oktar-kilavuzu

* Adnan Oktar, bazı MİTçilerdende polislerdende güç alıyordu. 

Nagehan Alçı’nın önemli kişilerle (uzunla) sevişme görüntüleri  Adnan Oktar’ı yaktı. Nagehan bu günkü yazısındada  durumu azıcık dile getirmiş.

Şimdilik bunları yazalım. Görelim, sorumlular, ne diyecekler?

Ceylan Özgül Adnan Oktar ve örgütüyle ilgili detayları anlattı! Okuyunca şoke olacaksınız

Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
Adnan Oktar'a gözaltı! İşte ilk fotoğraflar
Adnan Oktar’a gözaltı! İşte ilk fotoğraflar
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
3 GARDİYAN İLE EVDEN ÇIKABİLİYORDUM
Cemaatte de münafık ve ajan ilan edildim, çok uzun süre cezalandırıldım. Sadece kalabalık bir grup ve zırhlı araçlarla yayınlara gidip geliyordum çoğu zaman aracımı arkadan başka bir araç takip ediyordu ve doktora gitmek gibi acil işlerimde yanımda en az 3 gardiyanla dışarı çıkabiliyordum. Bu nedenle çıkışımı ertelemek zorunda kaldım hatta belli noktalarda orada kalmaya ikna oldum ve kendimi ikna etmeye gayret gösterdim. Çünkü aileme ve akrabalarıma karşı bir linç kampanyası başlatılmasını istemiyordum ve kendimi feda ederek ailemi bu pislikten korumak istedim.
 okuyunca şok olacaksınız!
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
AİLEME DE İFTİRA ATMAYA ZORLANDIM
Zaten cemaate girdiğim ve gayet radikal olduğum ilk yıllarda ailemi ağıza alınmayacak iftiralarla çok üzmüştüm. Fakat bu yıldan sonra sürekli örgüt içinde gelgitler yaşadım ve vicdan muhasebesi yaptım. En son 2017 yılında Adnan Oktar, ana karargâhta kendisini sürekli sorgulamamdan ve eleştirmemden bıktığı için örgütün bacılar grubundaki evlerden birine beni gönderdi. Yine iyi korunan bir ev olmasına rağmen plan yaparak bu sefer kaçmayı başardım. Tabii ki kaçar kaçmaz linç, baskı, tehdit, şantaj faaliyetleri için harekete geçildi.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
REŞİT OLMAYAN KIZ ÇOCUKLARININ TACİZ EDİLMESİ BENİ SARSTI
-Örgüt içerisinde sizi en çok ne rahatsız etti?
Sanırım en çok ülkemize yapılan hainlik, her konuda inanılmaz derecede takiyye yapılması, İslam adı altında insanların dini duygularının sömürülmesi, çocuk yaştaki kızların kandırılıp hayatlarının karartılması ve birçok kızın uygunsuz şekilde fotoğraflarının çekilmesi, kameraya alınmaları. Aslında sayacak olursak, örgüt değdiği insanlara ve onların yakın çevresine tam anlamıyla bir kabus hayatı yaşatan habis bir yapıydı.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
AMAÇLARINA ULAŞMAK İÇİN KİMSEYE ACIMAZLAR
Paravan olarak kullanılan güzel hayat fotoğrafının arkasında, hiçbir iyiliği değil sadece kendi gücünü korumanın peşinde olan, varlığını sürdürmek için önüne çıkan herkesi, her engeli yok etmekten bir an bile çekinmeyen bir yapıydı.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
BU OPERASYONU BEKLİYORDUM
-Bu operasyonu bekliyor muydunuz?
Evet bu operasyonu bekliyorduk çünkü ben de müştekilerden biriyim. Örgütten ayrıldığımda bildiklerimi otoritelere anlattım. Gelişmelerin ne olduğu hakkında tabii ki bilgim yoktu ama devletimizin buna sessiz kalacağını zaten düşünmüyordum. Benim gibi ayrılan başka arkadaşlarım da bildiklerini güvenlik güçleri ile paylaştılar. Beklediğimiz gibi, devletimiz duruma seyirci kalmadı.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
İŞLEDİKLERİ SUÇLAR ÇOK KORKUNÇTU
-Bir sayfalık bir suç listesi yayınlandı ne düşünüyorsunuz?
Suç listesinin uzunluğunu ilk gördüğümde ben bile şaşırdım ama içeriğini okuyunca açıkçası hepsinin doğru olduğunu söylemek durumundayım. Bu örgüt bu suçları defalarca işledi ve devletimiz müdahale etmeseydi işlemeye devam da edecekti. Aslında sokaklarımızın nasıl bir pislikten temizlendiğini görmek için o suç listesini aklımızda tutmamız lazım.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
ADNAN OKTAR 7 YAŞINDA KIZ ÇOCUĞUNU TACİZ ETTİ
-Operasyon sırasında da gündeme geldi. Adnan Oktar’ın yaşı küçük çocukları taciz ettiği konusundaki haberler doğru mu?
Evet ne yazık ki bu haberlerin eksiği var, fazlası yok. Sanıyorum şikayetçilerin ifadeleri teker teker ortaya çıktıkça şaşırdığınız ve üzüldüğünüz daha çok fazla konu olacak. 7 yaşında, 10 yaşında kızlar bu cemaatte tacize uğradı ve çok fazla çocuk kötü anılarla büyüdü. Birçok 18 yaşın altında mağdur var.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
DİĞER MÜRİDLER DE REŞİT OLMAYAN KIZLARLA BİRLİKTE OLUYOR
-Yaşı küçük kızları sadece Adnan Oktar mı taciz ediyor? Bu iğrenç suçu işleyen başka müritler de var mı?
Bu tacizler aslında zaten genelde önce müritlerle başlıyor, sonra bu kızlar Adnan Oktar‘a getiriliyor. Ama bu konunun detaylarını size örgütten ayrılan erkekler daha detaylı anlatabilir. Bu bir fabrika şeklinde ilerleyen, sistemli bir yapıdır. Fabrikaya giren hammadde olan genç kızlar veya yaşı küçük kızlar, fabrikanın içinde ilerledikçe her aşamada işlenir, en sonunda benliğini kişiliğini kaybetmiş birer robot olarak Adnan Oktar’a teslim olmaya zorlanır.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
DİNİ KULLANARAK KANDIRIYORLAR
-Örgüte nasıl eleman kazandırılıyor? Özellikle kızla turnike denilen bu sisteme nasıl ikna edilebiliyor?
Bu örgüt 40 yıldır faaliyet gösteren bir yapı ve her devirde, her kesime yönelik farklı kız ve erkek eleman kazanma faaliyetleri olmuştur. Örneğin ben tanıştığım bir kişi tarafından “seni bir aile dostumuzla tanıştırmak istiyorum” denerek direk Adnan Oktar’a getirildim. Son derece politize ve idealist bir genç olarak dünyada acı çeken insanlar için bir şeyler yapmayı çok istiyordum. Dine karşı da eğilimim çok güçlüydü ve imani eğitimim yok denecek kadar azdı.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
İNSANLARI KÖLE HALİNE GETİRİYORLAR
Ne yazık ki bu duygularım kullanılarak dünyada tüm Müslümanların rahat edeceği bir sistemin oluşmasına hizmet etmek vaadiyle kandırıldım. Cemaatteki hücre sisteminden ve dış dünya ile bağlantımın çok sınırlı olmasından dolayı da birçok bilgiye ulaşmam zaman aldı. Bunun detaylarını herkesin öğrenmesi ve daha iyi anlaması için bir kitap yazıyorum. Turnike denilen sistem de son derece marjinal görünmekle beraber genç kızların evlilik vaadiyle kandırılması sistemidir.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
ERKEKLER EVLENME VAADİ İLE TUZAĞA DÜŞÜRÜYOR
Genç bir erkek cemaat tarafından marka kıyafetlerle giydirilip iyi bir araba verilir ve lüks cemaat evlerini kullanmasına izin verilir. Bir yandan da görüştüğü kızlara sürekli evlenmek istediği mesajı verilir. İlk başta çok nazik davranılan kızlar adım adım bir zulmün içine sürüklenir. Bu konunun detaylarına ben çok hakim değilim bu soruyu örgütten ayrılan erkeklerin cevaplaması daha doğru olur.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
AYRILMAK İSTEYENLERİ KORKUTUYORLAR

-İnsanlar örgütten neden ayrılamıyor? Adnan Oktar’ın sapkın dini görüşlerine inanıyorlar mı yoksa bir korku söz konusu mu?Bu konuda Adnan Oktar birkaç yöntemi bir arada kullanır. Öncelikle, insanların dini duygularını kullanarak, müritlerini bu örgütü bırakmanın İslam davasını bırakmak olduğuna inandırır ve vicdani engeli uzunca süre kullanır. Bunun yanında örgüte kabulde herkese ettirilen bir yemin vardır ve Adnan Oktar’a inanmayan birçok örgüt üyesi Allah’a inandığından, Allah’ın azabından korkarak bu yemini bozmak istemez. Bu yemin; “Eğer bu cemaatten ayrılırsam ve ihanet edersem, Allah’ın, meleklerin ve tüm lanet edicilerin laneti üzerime olsun” şeklindedir. Dolayısıyla lanetlenme korkusuyla çok kişi uzun süre ayrılma konusunda kararsız kalır. Bunun yanında korkutma en önemli silahıdır.
  • 20
  • 28
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
AYRILANLARA İFTİRA VE İTİBARSIZLAŞTIRMA KAMPANYASI BAŞLATIYORLAR
Sürekli ayrılanlara karşı başlatılan iftira ve itibarsızlaştırma kampanyası örgüt üyelerine gösterilir ve “ayrılırsanız aynısını size de yaparız” şeklinde gözdağı verilir. Özellikle kız kardeşler isimli grupta bir çok kızın örgüt üyeleriyle cinsel görüntüleri gizli kameraya alınıp yurt dışına gönderilir ve arşivlenirdi. Birkaç defa Adnan Oktar bacılar grubuna, bazı kızların cinsel içerikli görüntülerini göstermiş ve “hepinizi arşivledim bilginiz olsun” mesajı vererek geçmişte de olsa ilişkiye girip örgüte giren kızlara gözdağı vererek korkutmuştu.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
AYRILANLAR SOSYAL ÇEVRELERİNE REZİL EDİLİYOR
Ayrıca ayrılanlardan eğer örgüt hakkında konuşan veya konuşmasa bile göz önünde, iyi işler yapan olursa hemen çok kapsamlı, uluslararası bir linç kampanyası başlatılarak saldırıya geçilir. O kişinin işini kaybetmesi, sosyal çevre edinememesi ve ibretlik bir sıkıntıya düşmesi amaçlanır. Tabii örgütün bacılar grubunun yoğun bir şekilde, aralarında yeşil reçeteli ilaçlar da bulunan anti-depresanlar kullandırılması, sorgulama idrak ve teşhis etme yetilerini ortadan kaldırıyordu. Bunun yanında özellikle kadınlara yönelik bir gardiyanlık ve kamera ile kontrol sistemi olması, korkuyu destekleyen önemli bir unsur.

Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
ADNAN OKTAR KENDİNİ PEYGAMBERLERDEN ÜSTÜN GÖRÜYOR
-Adnan Oktar kendini hangi pozisyonda görüyor? Mehdi mi, mesih mi yoksa sahte bir peygamber mi?
Adnan Oktar kendini bilinenden biraz farklı bir Mehdi olarak görür ve gelmiş geçmiş tüm Peygamberlerden üstün görür. Kendisine sorulduğunda “asla ben Mehdiyim demeyeceğim” der, ardından da “hadislere göre Mehdi asla ben Mehdiyim demez” diye iddiasının anlaşılmasını sağlar. Fakat bu kurtarıcı Mehdi, kendini önce İsrail halkının ve dünya milletinin koruyucusu ve kurtarıcısı olarak görür.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
MEHDİ’YİM YALANI İLE KANDIRIYOR
Zaten örgütün bastırdığı bir kitapta Mehdi’nin aslında Musevilerin kurtarıcısı olan Moşiyah olduğu anlatılır. Moşiyah’ın gelişi için İbranice dualar yayınlanır ve stüdyoya gelen hahamlardan Moşiyah’ın habercisi Şofer borusunun öttürülmesi istenir. Bütün bu garip seremoniler aslında Adnan Oktar‘ın Mehdi adı altında Moşiyah olduğu inancı ile bağlantılıdır. Dolayısıyla ağzından duyduğunuz “İsrail’e dokunmaya kalkan olursa gök kubbeyi başına yıkarız” ifadesini asla Uygur Türkleri veya başka bir Müslüman halk için kullandığına şahit olmazsınız.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
SİSTEMATİK BİR İFTİRA KAMPANYASI BAŞLATIYORLAR
-Ayrılanlar ne tür zorluklarla karşılaşıyorlar? Örgütün ayrılanlarla ilgili uyguladığı bir yöntem var mı?
Ayrılanlara yönelik sistematik sindirme faaliyeti uygulanır. İftira, karalama, itibarsızlaştırma, korkutma gibi her tür sindirme yöntemi, son yıllarda özellikle sosyal medya ve interneti kullanarak yapılır. Bunun için örgütte yaklaşık 20 kişilik özel bir birim vardır ve bu birimin tek işi ayrılanlar ile örgüte muhalif seslere karşı mücadeledir. Burada Adnan Oktar aslında sadece o kişilerin pişman edilmesini amaçlamaz. Bu faaliyet ve bu birimin ana amacı örgüt içindekilerin korkutularak ayrılmayı tasarlayan varsa vazgeçirilmesidir.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
AYRILANLAR BU YÖNTEMLERLE SİNDİRİLİYOR
Bu şekilde ayrılan olursa da örgüte karşı konuşmaması, sessizce gitmesi sağlanır. Bunun örneğini bana ve arkadaşlarıma karşı başlatılan linç kampanyasında da görebilirsiniz. Ayrıca bu faaliyete bütün örgüt dahil edilerek bu kişilere suç işletilir, kapsamlı bir şekilde örgütteki her üyeye bu durum detaylıca anlatılır ve çıkmaya niyet ettiğinde başına gelecekler gösterilerek gözdağı verilir.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
AİLELER BU YAPILARA KARŞI ÇOCUKLARINI KORUMALI
-Adnancılar gibi bu karanlık yapılar her yerde karşımıza çıkabiliyor. Bundan sonra da olacaktır. Ailelere ve gençlere tavsiyeniz var mı?Bu tip şeytani yapıların en zayıf noktası başlangıç dönemleridir. Her anne – baba çocuğunu canından çok sever ve korumak ister. Eğer aileler çocuklarıyla korkudan uzak bir dostluk, sırdaşlık ilişkisi içinde olursa, çocuklar tanıştıkları herkesi aileleri ile rahatça konuşabilirler. En kötü durumda bile ani ve öfkeli tepki vermemek, akılcı ve sevecen bir yol benimsemek gerekiyor. Bir de aceleci olmayıp, sabırlı bir yaklaşım gerekiyor. En önemlisi, çocuklara her ne hata yaparlarsa yapsınlar ailelerine her zaman geri dönebileceklerini hissettirmek gerekiyor. Onları hatalarında sevip bağrınıza basın. Çünkü bu tip yapılarda beyin yıkama önce aileye karşı korkutma ile başlıyor.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
ÇOCUKLARINIZA SEVGİ İLE YAKLAŞIN
Bu nedenle çocuklarınızın hayatına giren her kişiyi ve ailesini ince ince araştırın ve sorgulayın.
Çocuklarınızın hayatındaki her değişikliği ciddiye alın. Onları gözünüzün önünden çok ayırmayın, onları sevgi ve şefkatle kontrol edin.
Fakat benim asıl seslenmek istediğim kişiler genç arkadaşlar. İdealist ve cesur gençler, dünyayı kötülükten temizlemek, dini yaymak gibi güzel idealler uğruna kandırılmaya çok açık oluyorlar. Gençler karşılarına çıkan tekliflere hemen inanmasınlar, sorgulasınlar, başkalarından fikir alsınlar. Arkadaşlarının fikirlerine de değer versinler. En önemlisi de her ne pahasına olursa olsun gençler ailelerine karşı dürüst olsunlar. İnsan gençken annesinden, babasından, yakınlarından, arkadaşlarından hep daha iyi bildiğini, onların kendisini anlayamadığını düşünme eğiliminde olabiliyor.
Detayları okuyunca şoke olacaksınız!
AKLINIZI KİMSEYE KİRAYA VERMEYİN
Genç arkadaşlarım inanın aileniz sizi anlıyor, sizin şu an geçtiğiniz yollardan dönüyor ve sizin iyiliğinizden başka bir şey istemiyorlar. Tecrübe, insanın para ile satın alamayacağı bir mücevherdir ve kıymetini bilmek gerekiyor. Aileniz sizin karakterinize saygı duyuyorlar fakat sizi ısrarla bir şeyden uzak tutmak istiyorlarsa, onları dinleyin. Ailenize sarılın, dostlarınıza sarılın ve onları çok sevin. Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi aklınızı başkasına kiraya vermeyin.

ÜLKÜCÜYÜZ DEDİLER: MEHMET ALİ AĞCA nereye koşuyor?

Konumuz: “Kanımız aksada zafer islamın

MEHMET ALİ AĞCA nereye koşuyor?

Görsel

Reis: “Taş taş üstünde, baş, baş üstünde kalmayacak.”

Billiyor musunuz, bil miyormusunuz, orasını bilemem. Ancak öyle günler olmuştu, Malatya’da doğmuş, sonrada üniversite okumak için geldiği Istanbul’da bir ülkücü (türk-islam ülkücüsü) olarak, Türkiye’de doğruluğu ile, “cumhuriyet”e saygısı ile bilinen Apdi İpekçi’yi vurmuştu.

Görsel

O günlerde Aydın Doğan’a yakın olan kimler vardı MHP içinde ?

Mehmet Ali Ağca içerden kaçınca Ankara’da MHP yönetiminden kimlerle görüşmüştü?

Muhsin Yazıcıoğlu, onunla İran’a gidişine deyin neden ilgilendi?

Namık Kemal Zeybek o günlerde MHP'de önemli bir görevde idi.
Namık Kemal Zeybek o günlerde MHP’de önemli bir görevde idi.

Namık Kemal Zeybek’in MHP içindeki görevi neydi?

Aydn Doğan, MHP içindeki köstebeklerini kullanarak, İpekçi'yi aradan çıkardı.
Aydn Doğan, MHP içindeki köstebeklerini kullanarak, İpekçi’yi aradan çıkardı.

Vurdu, sonrada içerde yatar iken başladı “Ben büyük iş yapacağım. Uluslar arası alanda adı sanı olan Paus Johannes Paulus ll

(Pope 11. John Paul)’u öldüreceğim”, diye sayıklamaya.

Sonra Ağca içerden çıktı, yanına aldığı bilindik kişilerle birlikte Avrupa’ya gitti. Avrupa’da yine bilindik kişilerle birlikte İtalya’ya giderek Papa 2. Jean Paul’u vurdu.

Görsel

Ancak öldüremedi. Çünkü yanında bulunan kişi, iki nedenle görevini yapmayınca, Ağca, Papa’yı öldüremedi. Üstelik kaçamadıda. Yanında bulunan kişi, elindeki kara “çanta” ile birlikte kaçtı.

Aradan yıllar geçti, bu olayları yapanlar, şimdi neredeler, ne yapıyorlar? Kimlerle işbirliği ediyorlar diye soran olmuyor.

Ancak bizler, sizler için konuyu ele alarak, Türk toplumunu bilgilendirmek istedik.

Görsel

Abdullah Çatlı, Musa Serdar Çelebi, Muhsin yazıcıoğlu, Ahmet Malkan, Yalçın Özbey, Nihat Akgün, Yaşar Bozkurt, Ali Batman, Namık Kemal Zeybek, Fethullah Gülen, Veli Küçük, Mehmet Eymür, Aydın Doğan, Paul B. Henze (cia’nın Türkiye sorumlusu [1960-1980]) başta olmak üzere bu işin içinde olupta gölgede kalanlarıda ara sıra gündeme taşıyacağız.

Görsel

Çok kısa süre de bu konunun gizli kalan yönlerini ele alarak Türkiye’de kim kimdir sorusunu aydınlatacağız.

Paul. B. Henze, sağcı-solcu-şeriatçilari yönetebildi.
Paul. B. Henze, sağcı-solcu-şeriatçilari yönetebildi.

Bizi izleyin, bilgisiz kalmaktan korkun. Bunu edenler bizden, yada bizden değil deme! Bu bizden dediğin bazılarının, uluslararası güçlerin alt basamaklardaki birer maşası olduğunu görün.

Bizi izleyin bilgilenin, en iyi bilgide gerçek ülkücülerde olur.

Çırağan Yokuşu Ülkü Ocağı