- İBNE ÇIKAR
İBNE ÇIKAR
ASKER KAÇAĞI ÇIKAR
İBNE ÇIKAR
ASKER KAÇAĞI ÇIKAR
(O günlerde Istanbul Teknik Üniversitesi’nde okuyan, Türk aydınlarının öldürme olaylarına karışmış, Istanbul Ülkü Ocagı’ndan MUSTAFA POLAT İLE AHMET ORHAN SAR’ın yakınında bulunmuş bir Türk islam ülkücüsü olan A.G’nin MİT tutanaklarına geçen anlatımlarından)
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, “Gördüğüm ilk yerde düşman muamelesi göreceksin” diyerek kendisini tehdit eden MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt’a köşesinden yanıt verdi. Altaylı, “Tehdit ve hakaret ve hedef gösterme öyle kolay işler değil. Herkes haddini bilecek” dedi.
MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, sosyal medya hesabından Fatih Altaylı’nın “İnanç vergisi alınsın” başlıklı yazısına atıfta bulunarak, “Fatih Altaylı denen zavallı, gördüğüm ilk yerde düşman muamelesi göreceksin” diyerek Altaylı’yı tehdit etmişti.
“YARGI ÖNÜNDE HESAPLAŞACAĞIM”
Bugün köşesinde MHP’li Enginyurt’un tehdidine yanıt veren Altaylı ise MHP’li vekille yargı önünde hesaplaşacağını söyledi.
“Tehdit ve hakaret ve hedef gösterme öyle kolay işler değil. Herkes haddini bilecek” diyen Altaylı, Cemal Enginyurt ile Ali Türkşen arasında geçen polemiği de hatırlattı.
Altaylı’nın yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Söylemediğim, ağzımdan çıkmayan sözler üzerinden bana tehdit ve hakaret kampanyası yürüten iki vekil hakkında ‘Ne yapacaksın?’ diye soranlar var. Ne yapacağım. Tabii ki, yargıya gideceğim. Tehdit ve hakaret ve hedef gösterme öyle kolay işler değil. Herkes haddini bilecek. Bu kadar mı? Evet bu kadar! Bazı okurlar ise ‘Birkaç gün önce sağlık çalışanlarına dokunanı döverim boyum 190 diyordun. Cemal Enginyurt’a da desene’ demişler. İki nedenle böyle bir şey söylemem.
1- Kendisi öyle veya böyle bir milletvekili. Seçmenlerine saygımdan ötürü böyle bir şey söyleyemem.
2- Aynı kişi daha önce emekli Albay Ali Türkşen’e sallamış Türkşen’den “Yiğidim buradan boş sallama, yakın düşeriz bir gün laf çakmak nasıl olur kısa mesafeden gösteririm ben sana. Türk Ordusu’nun şerefini iki paralık edenlerle yan yana durmaya devam…” yanıtını alınca sesi soluğu ve hatta nefesi kesilmişti. Yani anladınız siz onu…”
Katıldığı Esra Erol’un programındaki dengesiz davranışları ve söylemleriyle dikkat çeken Menderes, bir süre önce çektiği videoda Adana Valiliği’nin kendisiyle ilgilenmediğini öne sürerek hakaretler etmişti.
Menderes’in sosyal medyada yayınladığı çirkin görüntülerin ardından valilikten yapılan açıklamada, şahsın gece yarısı evine et ve meyve istemek dahil olmak üzere bir çok talepte bulunduğu ve bunların karşılandığı belirtilmişti.
Şovlarına devam eden Aslan Menderes Yaşar’ın son hedefi ise CHP’li Özgür Özel oldu. Yaşar, Özel’e ve CHP’li belediye başkanlarına küfür ve tehditler savurdu.
Mete Yarar canlı yayında ossurdu, bütün Türkiye ona tükürdü, çünkü kendisi sürekli uygar olduğunu söylü yordu.
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/haberturk-canli-yayinindaki-olay-cozuldu-8839v.htm
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen sosyolog ve Yeni Yaşam Gazetesi yazarı Veli Saçılık, sosyal medya hesabı üzerinden tehdit edildi. Tehdit edildiği mesajı takipçileriyle paylaşan Saçılık’a ‘Ülkü Ocakları’ üyesi olduklarını belirten bazı sosyal medya kullanıcıları küfürle karşılık verdi.
Saçılık, Twitter hesabından kendisine gelen mesajı “Aşkın Dinçer ismindeki ırkçı ısrarla beni tehdit ediyor. Bu ve bunun gibiler AKP’nin gölgesinde yatarak cesaret buluyorlar. Ne bunlardan, ne de arkasına saklandıkları resmi uzantılarından asla korkmam, asla susmam” notuyla paylaştı.
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Polonya, Slovakya, Macaristan ve Çekya liderleriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında “Yunan-Türk sınırını savunmak yeterli olmayacak. Son çare olarak Avrupa’nın dış sınırını savunacağız” dedi.
Suriye’nin İdlib kentinde Türk askerlerinin şehit düştüğü saldırıdan sonra Türkiye sığınmacılara “açık kapı politikası” uygulayacağını açıklamıştı. Haber üzerine Edirne’ye akın eden sığınmacılar, Yunanistan’a açılan Pazarkule Sınır Kapısı’nın ardından İpsala Sınır Kapısı’na da yönelmişti. Son olarak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Edirne üzerinden Türkiye’den ayrılan sığınmacı saysını 135 bin 844 olarak güncellemişti.
Ülkücüler’in şimdide Halit Aydın diye bir eski ülkücüyü aradıkları, ancak şimdiye değin bulamadıkları anlaşıldı. Istanbul’dan ulaşabildiğimiz bir ülküdaş, “bu bir uyarıydı, susmazlarsa kulaklarına sıkarız” dedi. Baksana ne günlere kaldık. Bu saldırıya uğrayan arkadaşlarda bu uğurda içerde yatan, ezilen arkadaşlarımızdı.
Raci Özbek is with Emel Puslu and 55 others.
1 hr ·
~ 3 Şubat Pazart
Raci Özbek is with Emel Puslu and 55 others.
1 hr ·
~~ 3 Şubat Pazartesi günü Fatih’te 18–22 yaş aralığında 10–15 kişilik köpek sürüsü bana saldırdı. Tekmelediler çeşitli yerlerinden yaralandım. Hastaneden aldığımız raporla İstanbul Cumhuriyet Savcılığına şikayet yaptık. Bu grup bugün de Mamak’ta yatanlardan sağdaki resimde sol baştaki Recep Küçükişsiz İsimli arkadaşımıza saldırfılar, arkadaşımızın kaburga kemiği kırıldı. Recep de Çengelköy Karakoluna şikayetini yaptı.
~Biz bu piçlerden korkmuyoruz. Doğru bildiğimiz yoldan devam edeceğiz. Hesabını da mutlaka soracağız. Ülkücü parti kuruluyor çok yakında.
Recep Küçükişsiz kardeşime geçmiş olsun diyorum. Bize sallanan Onun bunun çocukları…!!
Sizi 60 65 yaşlarında ki Ülkücülerin üstüne salanlar Kendi çocuklarını yollasınlar erkeklerse.. Onlara öyle söyleyin..
Onu öldüren Mehmet Ali Ağca, bu günlerde iyi müslümanlığa soyundu. Hasan Mezarcı çizgisine girdi. Onun yalnızlığa itilmişliğini gören bazı kurumlar, onu kullanmayı deniyörler. Olayın arkasında yalnızca Milliyet gazetesi’nin sattırılmaması yatıyordu. O günlerde Abdi İpekçi, Türkeş’i eleştirip, onu ülkücüleri sokak eylemlerine, öldürme olaylarına yönlendirdigini yazmıştı.
Ağca 1979 Maltepe TSK tutuklular evinde gülümsiyerek “Başbuğun buyruğunu yerine getirdim” demişti.
Bundan sonrasında Türkeş ölünce, sayın Devlet Bahçeli sorumlu olmuştur.
Türkiye’nin tarihini on yıllara bölseniz, her döneminden ayrı anlatımlar çıkar. 1990’lı yıllar ise hâlâ en karanlık süreçlerden biri olarak duruyor.
1990’ların acıları, 31 Ocak 1990’da Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Prof. Muammer Aksoy’un evinin önünde kurşunlanarak öldürülmesiyle başladı.
Bunu 7 Mart 1990’da Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni yazar Çetin Emeç izledi. Ardından 4 Eylül 1990’da dini konulardaki araştırmalarıyla bilinen Turan Dursun katledildi. 6 Ekim 1990’da Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin ilk kadın öğretim üyesi, Cumhuriyet devrimlerini bilimsel olarak da özümsemiş Doç. Dr. Bahriye Üçok katledildi.
24 Ocak 1993’te ise hedef halkın kalpaksız kuvvacı adını verdiği, “araştırmacı gazeteci” kimliğinin yaratıcısı, Cumhuriyet yazarı Uğur Mumcu idi.
Duyarlı toplum bu cinayetlerin aydınlatılması için yıllarca haykırırken 21 Ekim 1999’da ADD Genel Başkan Yardımcısı, Kemalizmin anlatımı deyince ilk akla gelen isim Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı aracının ön camına konan bomba ile öldürüldü.
Bu ölümsüz kahramanların kimlikleriyle karşılaştıklarını yan yana koyunca hedefin ne olduğu, Türkiye’nin hangi alanlardan vurulmak istendiği açıkça ortaya çıkıyor.
***
1990’lı yılların aydın kıyımları, acıların bir boyutu…
2 Temmuz 1993 Sivas katliamından 5 Temmuz 1993 Başbağlar katliamına, “halkı kazanmadan terörle mücadeleyi kazanamazsınız” diyen Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in 17 Şubat 1993’te öldürülmesinden 24 Mayıs 1993’te Bingöl’de 33 erin kurşuna dizilmesine kadar alçakça planlanmış olayları yaşadık.
1990’lı yılların Balkanlar, Kafkaslar ve Irak’ta iç savaş zamanları olduğu dikkate alınırsa kurgu iyi anlaşılacaktır.
Yukarıda sıraladığımız olayların tümüyle aydınlatılmış olması bir nebze yüreklere su serper, bu tür planlar yapanların ipliğini pazara çıkarabilirdi.
Ne yazık ki öyle olmadı. Kimi olayların faillerinin yakalandığı açıklandı, ama planı kimin yaptığı, hangi alçak yapılanmanın bu işe giriştiği ortaya çıkmadı.
Örneğin Uğur Mumcu soruşturmasında daha ilk günlerde, bombayı koyan ve gözcülük yapan “yakalandı”. Kısa bir süre sonra ortaya şu çıktı:
Olayın faili olarak yakalananlar 24 Ocak 1993 günü İstanbul’da gözaltında görünüyor. Kayıtlar öyle!
“Sehven” dendi ama böyle sehven mi olur?
Sanki “şeklen” bir soruşturma olmuş!
***
1990’lar karanlığına 18 Aralık 2002’de katledilen Necip Hablemitoğlu’nu da eklemek gerekir. Her ne kadar cinayet 2002’de işlenmiş olsa da Hablemitoğlu’nun kimliği, ülkenin 1990’lı yıllarda kıyılan aydınlarıyla örtüşüyor.
İktidara bir çağrımız var:
Gelin, 1990’lı yıllar karanlığının perdesine dokunun.
Gelin, Türkiye’nin 21. yüzyılını tamamen karartmayı hedefleyen bu olaylar bütününü açığa çıkarın!
Ergenekon kumpasının hedeflerinden biri, yakın tarihin tüm karanlık olaylarını cumhuriyetçilere yıkıp üstüne beton dökmekti.
Kumpasın en azından bu bölümü açığa çıktı.
Gelin, Türkiye’nin geleceği için 1990’ların soruşturmasını bir arpa boyundan biraz daha ileri götürün!
Bu çağrımız ne yazık ki bir beklentiden kaynaklanmıyor… Halk adına iktidarın sorumluluğunu anımsatıyoruz.
Uğur Mumcu’yu katledilişinin 27. yılında bitmeyen bir özlemle anmaya hazırlanırken bir kez daha onun söylemiyle haykırıyoruz:
Korkak bin kez, cesur bir kez ölür!
Terör örgütü lideri Fetullah Gülen’in en yakınındaki isimlerden biri olan Yusuf Bekmezci ve “Karşıyaka eyalet imamlığı” yapan Akif Sarı, İzmir TEM Şube Müdürlüğü ve istihbarat birimlerince saklandıkları evde yakalandı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında Bekmezci ve Sarı hakkında 2016 yılında yakalama kararı çıkarılmıştı.
Bekmezci’nin örgüt yapılanmasında “il, bölge, ülke imamları”nın da üzerinde “manevi konum”da bulunduğu ifade ediliyor.
FETÖ elebaşının Bekmezci için “Bekmezci’yi üzen, beni üzmüş kadar olur” dediği belirtildi.
Yusuf Bekmezci ve Akif Sarı’nın saklandığı adrese yapılan baskında 41 bin 466 dolar ve 66 bin 625 Türk lirası ele geçirildi.
Yusuf Bekmezci, FETÖ’nün Irmak TV kanalında söyledikleri gündeme gelmişti. FETÖ’nün kanalı Irmak TV’ye konuşan Yusuf Bekmezci, FETÖ lideri Fetullah Gülen’i görünce üzerine nasıl atladığını ve Gülen’le neler yaşadıklarını anlatmıştı.
Elazığ’da İl Genel Meclisi toplantısında Sosyal Yardımlaşma Vakfı Fonu üyeliği için yapılan seçimlerde, vakıf üyeliğine iki AKP’li ismin seçilmesine tepki göstererek Cumhur İttifakı’nı hedef alan söylemlerde bulunan MHP Palu İl Genel Meclis Üyesi Haşim Karacimşit, partisi tarafından sevk edildiği disiplin sürecinin tamamlanmasını beklemeden istifa etti.
İl Genel Meclisi Üyesi Karamçimşit ile birlikte Palu Belediyesi’nin 4 MHP’li üyesi de istifasını verdi.
Elazığ Günışığı gazetesinde yer alan habere göre Karaçimşit yaptığı açıklamada şunları söyledi; “31 Mart Yerel seçimlerinde MHP’nin kazandığı bir seçimde pozisyon alamadığımız için Palu Belediyesini de AKP’ye kaptırmıştık. O gün teşkilat olarak seçim sonuçlarını hakkıyla takip edip üzerinde durmuş olsaydık bugün Palu Belediyesi siyaseten bizim olacaktı. Dolayısıyla sıkıntıları haklı olarak meclis kürsüsünden dile getirdiğimiz için medyada kesin ihraç talebiyle disipline verildiğimiz haberini aldık.
Böyle bir olayın olmadığını kendi partimin hakkını savunup Mütevelli heyetinde Milliyetçi Hareket Partilili birinin bulunmasını istemeyenlerden hesap sormak gerekirken kendi meclis üyelerini ihraç etmek isteyen bir partide disiplin kurulunun kararını beklemek her şeyden önce bize oy veren seçmenlere saygısızlık olduğu için Milliyetçi Hareket partisinden istifa ederek, İl Genel Meclisinde bağımsız üye olarak devam edeceğimi basınımız aracılığıyla kamuoyuna saygıyla arz ediyor, bugüne kadar bize verdikleri destek ve duydukları güvenden dolayı da değerli halkımıza şükranlarımı sunuyorum.”
Kendisini militan sanan şeytan
Bu yazar islami sikiş kitabınında yazarıdır. Kitap satışı elden yapılmaktadır.
Buda belgesi:
MHP Tavas İlçe Başkanı Ahmet Talancıoğlu ve yönetim kurulu üyeleri, istifa etti.
Parti binasında açıklama yapan Talancıoğlu, görevi bırakma kararı aldıklarını belirterek, istifa dilekçesini MHP Genel Merkezi’ne gönderdiklerini ifade etti. Talancıoğlu, “Hizmet etmekte bulunduğumuz Tavas MHP yönetim kurulu başkanlığım ve yönetimim olarak, lüzumlu hallerden dolayı yönetim kurulu başkanlığından istifa ediyorum.
Dilekçemde ismi yazılı olan 11 arkadaşım olarak Tavas MHP ilçe yönetimi görevimizden istifa ediyoruz” dedi.
Sadat, Kürt-Ermeni kökenli sümüklü Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi
Sadat, Kürt-Ermeni kökenli sümüklü Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi
Sadat, Kürt-Ermeni kökenli sümüklü Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi
MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, dün akşam Almanya’da düzenlenen Ordu Korganlılar gecesine katıldı.
BirGün’de yer alan habere göre; sahneye gelerek konuşma yapmak isteyen Enginyurt, konuyu AKP ve siyasete getirince hemşerileri tepki gösterdi.
“TERBİYESİZLİK YAPIYORSUN”
Korganlılar adına geceyi düzenleyen hemşerisi, Cemal Enginyurt’un yanına giderek, “Terbiyesizlik yapıyorsun. Burada siyaset yapamazsın” dedi.
Mikrofonu vermemek için uzun süre direnen Enginyurt başarılı olamadı ve sahneden inmek zorunda kaldı.