Meral abla, Koray abi, Sinan başkan

İşbirlikçiler’in gerçek yüzleri: Meral abla, Koray abi, Sinan başkan

CİA+MİT: Meral abla, Koray abi, Sinan başkan
CİA+MİT: Meral abla, Koray abi, Sinan başkan

FTÖ: Fethullah Gülen örgütü

Raci Özbek: Mücahid, MİT’in kapıkulu. Bir yanda Atatürk’e öbür yanda Muhammed’e tapan sapık. ÜLKÜCÜLER CİHADCIDIR dedi: Bu ne demek?  Ülkücüler, El Kayda yolundadır. Ülkücüler İŞİD yolundadır.
Bu neyi göstermektedir? MİT’in, AKP-Milli Görüş düşüncelerini  Ülkücüler içinde yaymak üz
Ülkücüler'in ŞERİATÇILIĞA devşirilmesinde görevli MİT'çi Raci Özbek.
Ülkücüler’in ŞERİATÇILIĞA devşirilmesinde görevli MİT’çi Raci Özbek.
ere soktuğu köstebeğidir.

Raci Özbek :—
MAKSUT BEY, YERİ GELMİŞKEN SÖYLEMEDEN GEÇEMEYECEĞİM.
BU ÜLKEDE, ALLAH YOLUNDA, HAK YOLUNDA CİHAD EDEN ÜLKÜCÜLER KADAR KİMSE ZULÜM ve İŞKENCE GÖRMEMİŞ, HİÇ KİMSE BU KADAR HAKSIZLIĞA UĞRAMAMIŞ, KENDİ VATANINDA PARYA OLMAMIŞTIR. BEN DE BUNU MUTLAKA BİLİN İSTEDİM. HOCAYA HAKSIZLIK YAPILMIŞTIR, ANCAK ÜLKÜCÜLER 12 EYLÜL ZİNDANLARINDA TUVALETE BİLE 1 DAKİKADAN AZ ZAMAN TANINMIŞ, TUVALET KUYRUĞU DÖNÜŞÜNDE BİLE SONA KALAN COPLANMIŞTIR. SİZ İŞKENCE GÖRMEMİŞSŞNİZ, HATTA DUYMAMIŞSINIZ. CİHAD FARZ’ DIR. ÜLKÜCÜLER DE BUNA KATILMIŞTIR. ÜLKE BÜTÜNLÜĞÜ TEHLİKEDE İKEN, CİHAD’A KATILIP DÜŞMANA İKİ TANE TAŞ ATAMAYANLAR, HATTA DÜŞMANLA BİRLİK OLANLAR, ONUN DESTEKÇİLERİ, ASLA DOĞRU YOLDA OLDUKLARINI
SÖYLEMEMELİDİR. BU DAHİ, HAKSIZLIKTIR.

SEVİŞME GÖRÜNTÜLERİ

O seks kasetlerini kim çekiyor, nasıl servis ediyor?

MİT’in eliyle yayına verilen seks kasetleri olayı…

 

Son güncelleme: 21 Şubat 2015 08:08, Bu yazı 12.567 defa okundu.

 

 

 

FETHULLAH GÜLEN: ŞEYH-ÜL İSLAM
FETHULLAH GÜLEN: ŞEYH-ÜL İSLAM

 

Tarih 5 Aralık 2013…

“Fetullah Gülen’e bağlı” ve hatta “Fetullah Gülen’in Onursal Başkanı” olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, o gün bir açıklama yapmış ve demişti ki;

“Önceki seçimler arefesinde denenmiş olan özel hayatın mahremiyetini ihlal edici ahlâk dışı metod ve girişimlerin, tekrar denenebileceğine dair endişe verici işaretler görülmektedir… 

Haklı, meşru ve demokratik taleplere gölge düşürmeye matuf olmak üzere, gerginlikten istifade etmek isteyecek bu yöndeki her türlü art niyetli girişim, herkes tarafından şiddetle reddedilmeli ve lânetlenmelidir.”

“Cemaat’in Vakfı” bu açıklamayı yapmıştı ama, “Cemaat’in kalemlerinden biri” olan Önder Aytaç; bu açıklamadan “tam 84 gün önce” tam tersi bir yazı kaleme almıştı..

ÖNDER AYTAÇ FTÖ üyesi:CIA
ÖNDER AYTAÇ FTÖ üyesi:CIA

KASETLERİ ÇIKAN KİŞİLER!

Aytaç, 12 Eylül 2013 tarihli “Kasetçiler kim?.. Camia mı, Camia’ya oyun kuranlar mı?” başlıklı yazısında, ortada henüz “kaset” mevzuları bile yokken, “kaseti çıkan kişiler”den örnekler verip, demişti ki;

l “Hatırlayanınız vardır muhakkak; eski DGM savcısı Sn. Nuh Mete Yüksel, görevde bulunduğu süreçte Sn. Fethullah Gülen’e bir dava açtı. Sn. Gülen’in açılan bu davadan beraat etmesinin hemen arkasından, onun hakkında Sn. Yüksel yeni bir dava daha açtı. Bu savcı neredeyse mesaisinin tamamını Sn. Gülen’e dava açmakla geçirdi, ki daha sonrasında linkini aşağıda verdiğimiz şekliyle, Nuh Mete Yüksel’in kendisi ile ilgili bir kaset ortaya çıktı. (…)

NUH METE Yüksel
NUH METE Yüksel

l Hatırlayacaksınız; 17 Haziran 1999’da “düğmeci” anlatımıyla özdeşleşen bir iftira kampanyası başlatıldı. Adeta bir düğmeye basılmışçasına malum bir gazete ve meşum bir televizyon kanalı ve bazı dergiler, Sn. Fethullah Gülen ile ilgili türlü iftiralar ortaya attı. Hiçbir dayanağı ve mesnedi olmadan yapılan bu karalamacı yayınlar, Sn. Gülen’in sağlığının bozulmasına ve yıllarca yurtdışında kalmasına sebep oldu. ‘Düğmeye kimin bastığı’ sonradan kendi itirafıyla ortaya çıkmasına rağmen, Ali Kırca “Düğmeye ben bastım” dedi. (…)

Ve hemen sonrasında da Ali Kırca’nın kendisine ait olan bir kaseti ortaya çıkıverdi. (…)

  • “Fatih Altaylı’nın TEKETEK programına çıkan Cübbeli Ahmet Hoca’nın, Nur Cemaati ve Risalei Nurlarla ilgili sorulan bir soruya verdiği cevapta, (…) “diyalogcular” diyerek belli çevrelere net bir şekilde dokundurması / ilişmesi söz konusu oldu. Daha sonra Cübbeli’nin (…) bazı kasetleri ortaya çıktı. (…)
  • 12 Eylül 2010 Referandumu öncesi tavrını açıktan ifade eden Sn. Fethullah Gülen, “İmkân olsa mezardakileri bile kaldırarak referandumda ‘Evet’ oyu kullandırmak lazım. Ben zannediyorum kalkarlar da” dedi.

Bu açıklamaya en büyük tepki ise Sn. Devlet BAHÇELİ’den geldi.

Sn. Gülen’in açıklamasında MHP’ye karşı hiçbir eleştiri yok iken, cevabın Sn. Bahçeli’den gelmesi, çoğu milliyetçi-muhafazakâr olan pek çok insanı şaşırttı. Bu olaylardan kısa bir süre sonra da MHP’li yöneticilerin kasetleri internete düşmeye başladı.

  • Sn. Devlet BAHÇELİ’nin MHP’ye atadığı 16 Genel Başkan Yardımcısının neredeyse 10 tanesinin kaseti ortaya çıktı ve bu kişiler 2011 seçimlerinde aday olamayarak, siyaset sahnesine veda ettiler.”

Özetleyecek olursak;

Önder Aytaç demek istiyordu ki;

“Bu kasetleri çekip yayınlayanlar,

Camia’ya oyun kuranlardır!”

Mı acaba?..

Evet, evet;

“Bu kasetleri çekip yayınlayanlar, Cemaat’in adamları ya da kasetleri çekip Cemaatçilerin ellerine tutuşturanlar mı, yoksa; Cemaat’e oyun kuranlar mı?”

Harun Tokak: CIA
Harun Tokak: CIA

HARUN TOKAK’IN TELEFONU

Soru çok basit…

“Kasetleri kim çekiyor?”

Ya da;

“Kasetleri pazarlayan kim?”

Bugün;

“İnsanların mahrem görüntülerini kaydetmek, şantaj yapmak ve bunları siyasi menfaat için kullanmak alçaklıktır.”

Şeklinde açıklama yapanlar, acaba şimdi anlatacağım “ispatlı-şahitli olay” için ne der?..

Tarih 2002 Haziran ayının başları…

O günlerde “Cemaat ile son derece iyiyiz” ya, aramızda “hal-hatır ilişkisi” var ya, bazen “telefon” açıyorlar, “Elimizde şöyle bir haber var, kullanabilir misiniz?” diyorlar!..

“Peki ama” diyoruz;

“Zaman gazetesi niye yayınlamıyor?”

“Malûm” diyorlar;

“Bizim okullarımız var, dershanelerimiz var… Bu haberi biz kullanırsak, okullar-dershaneler sıkıntıya düşer!”

“Tamam” diyoruz ve gönderdikleri haberlerden bazılarını yayınlıyoruz…

Bundan sonrasını, lütfen daha dikkatli okuyun ve “kasetlerin kaynağı”nın neresi olduğunu “belgesiyle” görün…

Dediğim gibi;

Tarih, 2002 Haziran ayının başları…

O günlerde, yine bir telefon geldi.

Telefon eden, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın o günlerdeki Başkanı Harun Tokak’tan başkası değil!..

Lütfen dikkat;

Telefon eden, “Zaman Gazetesi” veya “Cihan Haber Ajansı”ndan biri değil, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın Başkanı Harun Tokak’tı…

Yani;

“Fetullah Gülen’in Onursal Başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı!”

Harun Tokak telefonda diyordu ki;

“DGM Hakimi Nuh Mete Yüksel, ahlâksız bir ilişkiye girmiş… Malûm; Nuh Mete; Hocaefendi aleyhinde sürekli dâvâlar açıyor… Şu günlerde bir dâvâ daha açmaya hazırlanıyor!.. Eğer, bu ahlâksız ilişki haberini yayınlarsanız, herhalde mesajı alır ve Hocaefendi ile uğraşmaktan vazgeçer!”

Kendisine dedik ki;

“Bu, çok kritik bir konu… Nuh Mete Yüksel de; astığı astık, kestiği kestik bir adam!.. Haber sağlam mı?.. Yoksa, başımıza iş açar!”

Harun Tokak dedi ki;

“Haber çok sağlam… Elimizde kaseti var!.. O kasetten bir-iki kare göndereceğiz size!.. Ne olur, bu haberi yayınlayın!”

Kendisine dedik ki;

“Gönderin de bir bakalım!..”

AMAÇ HASIL OLDU, YAYINLAMAYIN!

Öyle ya;

Nuh Mete Yüksel denilen adama; “Merve Kavakçı’nın evini basıp, kapısını kırmaya yeltendiği” için bir “gıcıklığımız” var!..

Ama, yine de; “Yayınlayıp – yayınlamama” konusunda “tereddüt” yaşıyoruz!.. Tereddüt yaşıyoruz, çünkü; “Dini bir Cemaat mensubu” bildiğimiz insanlar, niye SEKS kaseti” gibi, “belden aşağı işler”le uğraşırlar?!?..

Bu, “dini bir yöntem” midir?..

Biz bunları düşünürken…

Harun Tokak tekrar aradı…

“O haberi yayınlamanıza gerek kalmadı… Biz, ilgili yerlere; bu haberin Akit’te yayınlanabileceğini söyleyince, Nuh Mete Yüksel geri adım atmış ve bundan sonra Hocaefendi ile uğraşmayacağını söylemiş!.. Dolayısıyla, o haberi geri çekebilirsiniz!”

Öyle yaptık…

Haberi geri çektik…

Zaten, “yayınlamamaya” karar vermiştik!..

AAA, HABER HÜRRİYET’TE MANŞET!

Aradan “136 gün” geçti…

Bizim o gün yayınlamadığımız “Savcı Nuh Mete Yüksel’in SEKS kaseti” haberi; ne ilginçtir ki, 22-23 Ekim 2002’de Hürriyet’in manşetinde yayınlandı ve denildi ki;

“Bir gecelik zevk uğruna!..

Yüksel’in seks kaseti gerçek!

O kadın, Türk çıktı!”

İşte bu haberin yayınlandığı gün, Nuh Mete Yüksel’e hem “kınama”, hem de “sürgün” çıktı!..

Evet, Nuh Mete Yüksel; “DGM Savcılığı” görevinden alındı, “Ankara Savcılığı”na getirildi!..

Uzun lâfın kısası;

“Harun Tokak’ın arzusu” yerine gelmişti… Bizim “yayınlamadığımız” haberle “Nuh Mete’ye mesaj” gönderen ve belki de, kendisine “kaset”ini yollayan Harun Tokak, öyle anlaşılıyor ki; ona “geri adım” attıramamış, bu defa da Hürriyet’i devreye sokmuş!..

Ve amacına ulaşmış!..

Bu arada;

O dönemde “Başbakanlık koltuğunda Bülent Ecevit’in oturduğunu” da hatırlatalım!.. Yani, Nuh Mete Yüksel’i “DGM Savcılığı”ndan alıp, “düz savcı” yapan “Ecevit Hükümeti”dir!..

Evet, Fetullah Gülen’in; “Şefaatçi olacağım!” dediği Ecevit!..

 

Gelelim Meral Akşener’in sevişme görüntülerine, Latif Erdoğan bu konuyu açtı, iş çok büyümeye başladı sayın Meral Akşener, şeriata göre bunları ortaya sürenlerin seksen kırbaç yemesi gerektiğini söyleyerek işi, yasaların dışına sürdü. Ancak olay söndürüldü. Latif Erdoğan susturuldu. Çünkü işin öbür yanında yanacak olan kişi MİT elemanı Kemalettin Özdemir idi. Gürültü bir anda durduruldu, çünkü Hakan Fidan işe el koydu.

 

Burada, Kemalettin Özdemir, bir aşüfte ile görüşecekmiş deniyor. Bu aşüfte bizim Meral Akşener ablamızdır.

Meral Akşener, Kemalettin Özdemir
Meral Akşener, Kemalettin Özdemir

Bu arada bazi ülkücüler, iyide Meral Akşener ablamız Gülencidir. Gülen örgütü onun kasetini neden çeksin? Diyebilirler.

Buda yanıtıdır.

Gülen örgütü böyle çalışır. Bir gün birisi ihanet ederse, onu böyle sustururlar. Bu kere olay tıkandı. Çünkü Gülen kendisine ihanet eden, Özdemir’i bu kasetle vuramıyor. Çünkü kendi yandaşı Meral Akşener ablada yanacak. MİT de Meral ablayı yakamıyor, çünkü kendi elemanı Kemalettin Özdemir abide yanacak. Olay, ayet, kırbaç, derken kapatıldı. Meral Akşener ablada olayı başka yöne çekebilmek için aday oldu. Gürültü kapandı.

Sonuç:

Savaş: MİT:0 X FTÖ:0

MİT Özdemir abiyi, Gülen’de Meral ablayı korudular.

Cemaat banada nurtopu gibi Nazilli doğumlu AZRA adında, Amerika’da Gülen’in yanında bulunan bir kızı sunmuştu. Bende ona bu iş olur, ancak bir kara tren içinde olabilir deyince iş tıkanmıştı.

Çırağan Yokuşu Ülkü Ocağı

Meral Akşener: Derin köstebek, 2012 yılında pek çok subayların tutuklanmasının temelini Meral Akşener atmıştı.

Meral Aksener, Türkiye’de uyduruk belgelerle subayların tutuklanmasında görev almıştı. Meral Akşener’e soruşturma açılmalıdır.

2012 yılınsa pek çok subayların tutuklanmasının temelini Meral Akşener atmıştı.
2012 yılınsa pek çok subayların tutuklanmasının temelini Meral Akşener atmıştı.
2012 yılınsa pek çok subayların tutuklanmasının temelini Meral Akşener atmıştı.
2012 yılınsa pek çok subayların tutuklanmasının temelini Meral Akşener atmıştı.
2012 yılınsa pek çok subayların tutuklanmasının temelini Meral Akşener atmıştı.
2012 yılınsa pek çok subayların tutuklanmasının temelini Meral Akşener atmıştı.

 

Meral Akşener MİT ilişkisi

Kemalettin Özdemir kendisini satmıştır. Siz Meral Akşener’i bilmek isterseniz, bizde size bildiririz.

Konu: Meral Akşener Kimdir?

Bizi Meral Akşener’in baska partilerde dolasmış olması ilgilendirmiyor. İsterse bütün partilerde bulunmuş olsun. O onun yetkisindedir. En son gelip MHP’de bulunmuş yada bir yel onu MHP’ye sürüklemiştir.

Bizim ilgi alanımız bu bayanın Türk halkına karşı yaptığı oyunlardır.

Şimdi bu bayanada gereksiz, tutarsız sözler söylemeden, düşüncelerimizi okuyucularımıza aktarmaya başlayalım.

Bu bayanın yanlışlıkları DYP’de bakan iken başlamıştı. Ne yanlısı mı derseniz? Buyurun.

Kendisi 8 Kasım 1996 – 30 Haziran 1997 arasında İç İşleri Bakanlığı yapıyor. Bakanlığı döneminde Fethullah gülen örgütü özel olarak korumaya alınıyor.

 

Türk Ordusuna kurulan kumpas işte o dönemde başlıyor. Bildigimiz elle tutulur bir sonuç var oda Bülent Orakoğlu’nun AKP’nin yönetime gelmesinde, yönetimde kalmasındakı etkileridir. Bu günde gece gündüz, kendisi Türk Ordusuna binbir yolla dil uzatmaktadır.

Bülent Orakoğlu
Bülent Orakoğlu: Meral Akşener ile birlikte Türk Ordusu’na tuzak kuran MİTçidir.

Açıkça Meral Akşener’in üstlendiği görevleri övmektedir. Sonra, Meral Akşener’in ABD yetkilileri ile ilişkilerini sürdürmesi, ayrıca Fethullah Gülen’e yakın olmayı sürdürmesi aralarına azıcık bir soğukluk getirdi.

MİT: MHP’yi içerden vuruyor. İçerdeki bütün güçlerini ayağa kaldırdı. Ancak ülkücülerin içinde Türklük duygusu olan çoğunluk oyunu bozabilir.
MİT: MHP’yi içerden vuruyor. İçerdeki bütün güçlerini ayağa kaldırdı. Ancak ülkücülerin içinde Türklük duygusu olan çoğunluk oyunu bozabilir.

28 Şubat olayını gündeme taşır iken, Türk milletine yapılmış diye tanıttı.

28 Subat doğru olmayabilir ancak o olayıda Türkiye’de Türk karşıtlarına ortam yaratmak için kullanmamalıydı.

Türk Ordusu'na kurdukları tuzakların izleri silinemiyor.
Türk Ordusu’na kurdukları tuzakların izleri silinemiyor.
Türk Ordusu'na kurdukları tuzakların izleri silinemiyor.
Türk Ordusu’na kurdukları tuzakların izleri silinemiyor.
Türk Ordusuna tuzak kuranlar: Meral Akşener, Bülent Orakoğlu
Türk Ordusuna tuzak kuranlar: Meral Akşener, Bülent Orakoğlu

Meral akşener, Doğru yol milletvekili olsada Refah Partisi’ni açıkça savunuyordu. Buda çok ilginçti. Refah Partisi gemişte “Ordu yalandan (irtica) var” demiş. Meral’da böyle diyor. Türkiye’de Hasan Mezarcı yok, Şevki Yılmaz yok diyordu.

 

O günlerde bilirsiniz. Şevki Yılmaz’lar Hasan Mezarcılar, Türklüğe, Türk ordusuna verip veriştiriyorlardı. Yanlarında birikenlerde bizim müslüman olmuş Ermeni yurttaşlarımız vardı.

Şimdi bu bayanın bunlardan bir bilgisi yokmuymuş?

Yine o dönemde, bu Fethullahçılar eliyle AB, ABD başta olmak üzere “istihbarat”çılarını Türkiye’ye sızdırıyordu. O günlerde Milli Görüş örgütü İslamcı sermaye diyerek, bütün Avrupa ülkelerinden 99 milyar akça toplamışlardı. Bu bayan İç işleri bakanı iken bunlara karşı bir önlem almış mı? Yok…

Neden Orakoğlu istihbaratta iken Meral’da İç işleri’nde görevde idiler. Buyurun…Orakoğlu aralarındaki sık ilişkiyi sık sıkta dile getirmişti.

Gelelim en önemli konuya; Bir deli çıktı ortaya Meral Akşener’ın sevişme görüntüsü olduğunu, bununda cematin elinde olduğunu açıkladı.

 

Olay işin gerçeğinde bir MİT’çinin bir girişimi idi. İyide ses getirmişti. İş büyümeye başlayınca işin altından Türk kamuoyunda pek tanınmayan bir “istihbarat”çı çıktı. Adı Kemalettin Özdemir idi. Şaşırmayın bu Meral Akşener’de Türkiye’deki sivil devrimin kurucularındandı. Kemalettin Özdemir kimdi? O Fethullah örgütü içinde ikinci yerdeki kişiydi. Fethullah Gülen’ CIA’nın kendisine {sayın Gülen Türkiye yetkilileri senin yerine Kemalettin Özdemir’i koymak istiyor.} bilgisini verince, Gülen’de onun ipini çekmişti.

Meral Akşener
Meral Akşener

Ülkücülerin takunyalı ablası.

Kemalettin’in de Türkiye’deki sivil devrimde önemli yeri vardı.

Hocaefendi çok seçkin olan kesimle görüşmesinde: “Geçmişte Kemalettin ile Meral çok başbaşa görüşürlerdi, ne olduysa o günlerde oldu” dedi.

Hocaefendi yıllar sonra neden böyle konuşuyor? Çünkü, Kemalettin Özdemir kendisini satmıştır. Gün kötü gündür, Meral’ı çok sevse de Özdemir’e karşı onuda gündeme getiriyordu.

Bu konuda bu andada Hocaefendi’ye yakın olan imam: “Hocaefendi’nin elinde Meral Aksener ile Kemalettin Özdemir’in yatak ilişkisini kanıtlayan bir çekim olduğunu biliyorum.” Neden ortaya sürülmediği konusundada “Kemalettin Özdemir’in elinde Fethullah Gülen Hocaefendi’nin gönül ilişkilerinin çekimleri olduğu için.” ortalığa sürülmemektedir.

(Hocaefendi’nin sevişme konusundakı yaşam öyküsünü yakında buradan okuyabileceksiniz.)

 

Türkiye’de yapılmış sivil devrimi neden gündeme getiriyoruz? Çünkü süreç tamamlanamadı. Tamamlanması için Devlet Bahçeli’ninde, Kemal Kılıçtaroğlu’nunda değişmesi gerekmektedir.

Bakın, geçmişte orduyu “ERGENEKON” diyerek dağıtanlar şimdide MHP’yi içerden vurmaya çalışıyorlar. Kişiler bu kişiler, oyuncular bu oyuncular. Geçmişte az-maz gizli yapıyorlardı, şimdi açıkça yapıyorlar.

Geçmişte İç işleri Bakanı Akşener, yandaşları Orakoğlu, Sarmısak ile birlikte, Türk Ordusuna tuzak kurmuştu.

Şimdide MHP’ye kurulmuş olan tuzakta yerini almış durumdadır.

Bir değişiklikle, geçmişte yanında Kemalettin Özdemir’de vardı. Şimdi Kemalettin yine var, ancak kendisini gizleyerek. Bu yazıyı okuyunca Hocaefendi ile Özdemir’in ilişkisi ile Özdemir Meral ilişkisini karıştırmayın. Bunlar dünde “istihbarat”çılardı. Bu günde “istihbarat”çılar.

Bugünkü ülkücülerin bir kısmı, gizli güçlerin etki alanı içindeler, bu nedenlede allayıp pullayıp, önlerine sürdükleri takunyalı Meral Akşener’e arka çıkıyorlar.

Bu gelişmelerin olması geleceğin ülkücüleri için göz açıcı olacaktır. İçimizdeki yaramaz kan damarlarımızdan atılacaktır. Uyan ülküdaş.

 

Şimdi ne olacak?

Meral Aksener ile eski sevgilisi Kemalettin Özdemir beklenmedik biçimde ayrı akarsulara kapıldılar.

*Meral Aksener, kendisini savunabilmek için Fethullah Gülen örgütüne sarıldı. Anlaşılan görüntülerin onların ellerinde olması nedeni ile onlara sırt çeviremiyor.

*Kemalettin Özdemir, kendisini savunabilmek için Milli Görüş yakasını seçti. Çünkü sonuçta MİT bu kesimle çalıştığı için, ayrıca Fethullah Gülen örgütünden dışlandığı için Milli Görüş yakasına geçmek durumunda kaldı.

 

Bu sevişme konusunda yaşanan tokuşma işin gerçeğinde MİT ile F.G.Ö. arasında yapılmaktadır. Mit, geçmişte bunları birlikte öne sürmüştü, şimdide ayırarak, bu iki sevgiliyi kullanmayı sürdürmektedir.

Bu arada bu eski sevgilinin bu dedikodulardan çok yoruldukları ortaya çıkmıştır.

Türkler’e karşı F.G.Ö. yer alarak, bir yanda çıkarlarını elde edip öbür yanda gizli gizli sevişenler, bir gün gelipte yaptıkları yasadışı işlerin günyüzüne çıkacağını düşünememişlerdi.

Arkası gelecek…

 

Kısaltmalar:

MİT: (Gizli Bilgi Toplama Kuruluşu)

F.G.Ö:(Fethullah Gülen Örgütü)