Devlet Bahçeli, Süleyman Soylu, Sedat Peker

Devlet Bahçeli

Devlet Bahçeli, kuru kuru önüne konan yazıyı okumaya çalıştı. Anlatımı tümden halkı milliyetçilikle aldatmaya yönelikti. Erdoğan’ın söylemek istediklerini, çıkıp söylemektedir. Bitmiş olan bir MHP yapısını, Cumhur birlikteliği ile korumak istediği anlaşğlmaktadır. 

Bahçeli, süleyman Soylu’yu korumaya aldı. Bunu yaparak kendisine sözde bir kalkan bulmuş olmaktadır. Konuşması karma karışık, bütün konuları dile getirsede halka etki edecek bir  konuşma yapamadığı belli, bunun yanısıra önündeki yazıyı bile okuyamamaktadır. 

Süleyman Soylu

Artık eski güçlü görünümünü yitirdi. Yalan dolanlarla ilerledi, Bir sürü yiğit polislerimizi açığa aldı. Uyuşturucu içen bir çok kişiyi topluma baskı yapacak duruma getirdi. AKP ile MHP içindeki çekicileri kendisi için köstebek yaptı. Bütün kirli işlerin üstünü kapattırdı. Sedat Peker de onun koruduğu, ortak çalıştigi ortada iken, utanmadan kendini bir bok yerine koymaktadır, Haber Türk’te olan konuşmalarıda kendisinin çok düşük birisi olduğu anlaşıldı. Anladığımız göre kendisi Türk kökenli değil, Bahçeli geçmişte Gül’e arka çıkmıştı, oda Ermeni çıkmıştı. Bakın kendisi bitik olunca ona bitmiş bir Bahçeli arka çıkmaktadır. Bunca yasadışı işleri yaparak AKP’ye tutunması AKP’yide bitirecektir.

Sedat Peker 

Sedat Peker Erdoğan yönetimini sarstı, salladı, amına koydu, ortalığı alt üst etti. İmam Hatipli Erdoğan malak malak bakıp kaldı. Elindeki MİT bile bir bok yiyemedi. Erdoğan’ın bir yasadışı örgüt karşısında sessiz kalmasının nedeni ne?

Ne kendisi, nede yanındakılar o görevlerin kişileri değiller. MİT başkanı bir boktanda anladığı yok. Bütün işleri ellerine ayaklarına dolandırdılar. Yıllarca yasadışı gelirleri dağıtıp, halkı susturdular, halk koyunlaşınca yönetmek çok yenli bir iş olmakta idi. Ancak, uyuşturucu yolu tıkandı, satacak yer kalmadı, şimdi bıcak kemiğe dayandı. Sedat Peker’in elinden ekmeği alinınca, oda gereğini yaptı. Sedat. Peker bir müslüman Ermeni yurttaşımızdır, Devlet Bahçeli’de öyledir. Süleyman Soylu’nunda göçmen olduğunu bir MİTçi söylemiş idi. Başka kaynaktan dogrultamadım. 

Bu Erdoğan, bu Bahçeli, bu Soylu, bunlarla ancak yasadışı örgüt baş edebilir idi. En sonunda GÖK Tanrı Sedat Peker’i yolladı, git bunların amına koy dedi. Oda koydu.

Devlet Türkçülüğü böyle bitirdi

Devlet Türkçülüğü böyle bitirdi

Bu üç kuruluş {  `www.elbirligidernegi.org -www.ozturkler.com-www.turkcu.net} yıllarca birlikte çalıştılar. Gelirleri emekli subaylar eliyle Istanbul belediyesinden karşılanıyordu. Bir gün Sedat Peker Peker, organize suç örgütü liderliği suçlamasıyla yargılanıyor olunca, diğer iki dernek Sedat Peker’in one çıkmamasını istediler. Asağıdakı yazıdada bu dile getirilmektedir.

Türkçülük kurultayında `Sedat Peker krizi` yaşandı

Marmaris`te düzenlenecek Türkçüler kurultayı, Sedat Peker`e yakın bir internet sitesi yöneticilerinin kurultaya katılmak istemesi nedeniyle iptal edildi. Hafta sonu yapılması beklenen kurultay önümüzdeki günlere ertelendi. İlteriş Türkçüler Derneği`nin öncülük ettiği `Türkçü Fikriyat Bilimsel Kongresi` organizasyonu, Elbirliği Derneği ve Sedat Peker`e yakın olan `www.ozturkler.com` internet sitesince desteklendi. Muğla`nın Marmaris ilçesinde Grand Azur Otel`de hafta sonu yapılması planlanan kurultaya Türkiye`den ve Türk cumhuriyetlerinden çok sayıda fikir adamının da katılması bekleniyordu. Katılımcılar arasında pop şarkıcısı Çelik Erişçi`nin de bulunacağı öne sürülmüştü. Kurultay tarihinin yaklaştığı günlerde, Elbirliği Derneği yöneticileri, `www.ozturkler.com` sitesinin yöneticilerine, `Sedat Peker`in özel durumu sebebiyle bu ilk kurultaya katılmayın. Yanlış anlaşılır.` teklifini götürdü. 

Bu teklif tepkiye yol açtı. Söz konusu sitenin yetkilileri, kurultaya katılmama kararı aldı. Elbirliği Derneği`nin `www.elbirligidernegi.org` ve İlteriş Türkçüler Derneği`nin `www.ilteris.org` web sitelerinde ortak bir açıklama yapıldı. `1. Türkçüler Kurultayı Hakkında Duyuru` başlıklı açıklamada, kurultayın hedefine ulaşmaması için kösteklenmek istendiğine ve ihtiraslar uğruna bir şov malzemesi olarak kullanılmaya çalışıldığına dikkat çekildi. Elbirliği Derneği web sitesinde yapılan duyuruda ise 1. Türkçüler Kurultayı`nın 25 Şubat Cumartesi günü İstanbul`da düzenleneceği açıklandı. Peker, organize suç örgütü liderliği suçlamasıyla yargılanıyor. KurultayDergisi; İstanbul

Ermeni Çerkez işbirliği

devletin türkçüleri
devletin türkçüleri

Eskiden Veli Küçük, Sedat Peker, Ankara’da Kürşat Karacabey’in elinde Erce Anil Başıbüyük, Istanbul’da Hasan Gürbüz’ün elinde Abdurrahman Ozan İşleten, Kutlu Altay Kocaova vardı. Bu Ermeni Çerkez işbirliği idi.

Sedat Peker'e 'Türklük Hakanı' unvanı veren isim Saray'dan çıktı 

16:0519 Mayıs 2021/ Yalçın Topçu (Çerkez), Sedat Peker (Ermeni)

Şimdi de yine Çerkez Ermeni işbirliği, şimdi islamcı Çerkezler öne çıkarıldılar.

Bir Ermeni olan Sedat Peker’e ‘Türklük Hakanı’ unvanı veren isim Saray’dan çıktı.

Sedat Peker, son YouTube videosunda Kültür Bakanlığı’nın düzenlediği bir organizasyonda kendisine ‘Türklük Hakanı’ unvanı verildiğini açıkladı. Peker’in bahsettiği etkinlikte konuşma yapan bakanın ise eski Kültür Bakanı ve halen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olan Yalçın Topçu olduğu ortaya çıktı.

, YouTube üzerinden bölümler halinde yayınladığı videolar gündem olmaya devam ediyor.

Sedat Peker, milyonlarca kez izlenen videolarının son bölümünde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendisine yönelik ‘pislik’ ifadesine tepki göstererek, zamanında Kültür Bakanlığı sponsorluğunda düzenlendiği iddia edilen bir etkinlikte kendisine ‘Türklük Hakanı’ unvanı verildiğini söylemişti. 

‘VEKİLLER GELİP DÜNYA TÜRKLÜK HAKANLIĞI KAFTANINI GİYDİRMEDİLER Mİ?’

Peker’in son YouTube videosundaki açıklamaları şöyle:

“Ben Kültür Bakanlığı’nın düzenlediği organizasyonda Dünya Türklük Hakanı olmadım mı? Oldum. Kazakistan’dan, Özbekistan’dan milletvekilleri gelip Dünya Türklük Hakanlığı kaftanı giydirmediler mi? Kültür Bakanlığı’nın sponsorluğunda. Şimdi ‘pislik’ ama o temiz Süleyman. Diyor ki, “Ben bir buçuk aydır bekliyordum” E ben videoları yayınlayalı en fazla 15-20 gün oldu. Benle iş tutmadıysan, film çevirmediysen niye bekliyordun böyle bir şey? Vallahi yenileceksiniz! Bir şey daha söyleyeyim. Ben devlet büyükleri gibi koruma polislerim benimle geliyordu yurt dışına gezerken, ayrıcalıklarım vardı benim. Sülü! Nasıl? Yaktın bizi, kendini yaktın, bizi yaktın.”

O ETKİNLİKTEKİ BAKANIN KİM OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI

Karar’ın haberine göre 29 Kasım 2015’te İstanbul Ataşehir’de gerçekleştirilen Dünya Karapapak Türkleri 1. Kurultayı ve Kültür Etkinlikleri sırasında sahnede bulunan ve sponsorların logolarının yer aldığı dekorda, Kültür Bakanlığı’nın da logosu yer almıştı. 

Uygurlar’ın Başkanı Seyit Tümtürk çete reisi çıktı.

Peker’e ‘Türklük Hakanı’ unvanı verilen etkinliğe katılan ve konuşma yapan bakanın ise etkinlikten bir hafta önce görevini devreden eski Kültür Bakanı Yalçın Topçu olduğu ortaya çıktı. Öte yandan Yalçın Topçu halen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olarak görev yapıyor. 

sedat2.jpg

MAHİR ÜNAL, Yalçın Topçu, Sedat Peker

Ayrıca söz konusu etkinlik haberlerinin basında geniş yer bulması üzerine Yalçın Topçu’nun görevi devrettiği dönemin Kültür Bakanı Mahir Ünal açıklama yapmış, “Kültür ve Turizm Bak. öncülüğünde gerçekleştiği iddia edilen etkinlikle bakanlığımızın bir ilgisi bulunmamaktadır” ifadelerini kaydetmişti. 

Kaynak: Sedat Peker’e ‘Türklük Hakanı’ unvanı veren isim Saray’dan çıktı 

Bahçeli’nin on altı sabıkası

Mehmet Ali GüllerSon Yazısı / Tüm Yazıları

Bahçeli’nin on altı sabıkası 

06 Mayıs 2021 Perşembe

2015’te yitirdiğimiz Ergenekon kumpası mağdurlarından değerli hukukçu ve gazeteci Emcet Olcaytu, AKP’nin 2002 yılında tek başına iktidar olmasını sağlayan sürecin sorumlularından birinin de Devlet Bahçeli olduğunu saptayarak “siyasi sabıkalarını” ortaya koymuştu. 

Devlet Bahçeli’nin Dokuz Sabıkası ismiyle Kaynak Yayınları tarafından 2006 yılında basılan kitap, Bahçeli yönetimindeki MHP’nin pozisyonunu en net sergileyen çalışmaların başında geliyordu. 

Olcaytu’nun saptadığı dokuz sabıka

Emcet Olcaytu, Bahçeli’nin “siyasi sabıkalarını” madde madde şu sorularla ortaya koyuyor ve belgeleriyle yanıtlarını veriyordu:

1) Bahçeli, küreselleşmeyi mi yoksa ulusal menfaatlarımızı mı savundu?

2) Bahçeli, AB konusunda gerçekçi mi yoksa hayalci mi davrandı?

3) Bahçeli, Kuzey Irak’taki Barzani devletine nasıl yardım etti?

4) Bahçeli, IMF ve Dünya Bankası operasyonlarına nasıl teslim oldu?

5) Bahçeli, ülkücü tabanı neden ve nasıl kandırdı?

6) Bahçeli, Türkçülerle neden ters düştü?

7) Bahçeli, Karen Fogg’un casusluğuna neden göz yumdu?

8) Bahçeli niçin erken seçim istedi?

9) Bahçeli, Telafer katliamına niçin sessiz kaldı?

Bahceli Fettahoglu ile Erdoğan
Bahceli Fettahoglu ile Erdoğan

Erdoğan’ı başbakan yaptı 

Kitap, 2006 yılında yayımlandı. Birkaç yıl sonra Emcet Olcaytu, Ergenekon kumpasıyla hedef alındı. 26 ay hapis yattı. Ancak sağlığı oldukça bozulmuştu ve gördüğü tedaviye rağmen 2015’te aramızdan ayrıldı. 

Zaman zaman gazeteci Hasan Bögün’le birlikte kendisini evinde ziyaret eder, siyasi gelişmeleri tartışırdık. Bahçeli’nin sabıkalarının artışını, yani kitabının genişletilmesi gerektiğini konuşurduk. Sağlığı el vermedi ne yazık ki… 

Oysa Bahçeli’nin sicilindeki “siyasi sabıkalar” 2006’dan sonra daha da artmıştı. 

ABD-AB’nin ekonomik krizle ve DSP’yi bölerek yıkamadığı Ecevithükümetini koalisyonu bozarak yıkan Bahçeli, sadece Erdoğan’a başbakanlık yolu açmakla kalmamış, adım adım Erdoğan’la birlikte rejimi yıkıma götürmüştü:

Gül’ü cumhurbaşkanı, Erdoğan’ı başkan yaptı

10) Abdullah Gül TBMM’de 367 bulunamadığı için seçilemiyor, dahası artık umut da görmediği için Cumhurbaşkanlığı sevdasından vazgeçiyordu. İmdadına Bahçeli yetişti ve 367’yi sağlayarak Gül’ü 2007’de cumhurbaşkanı yaptı.

11) Bahçeli, Kılıçdaroğlu ile birlikte Türkiye’yi Ekmeleddin İhsanoğlu’na mecbur ederek fiilen Erdoğan’a cumhurbaşkanı olma yolunu açtı.

12) Bahçeli, 7 Haziran 2015 seçimi sonrasında hükümet kuramayacak konuma gerileyen AKP’ye, koalisyon seçeneklerini baltalayarak tekrar erken seçime gitme ve hükümet oluşturacak sayıya kavuşma olanağı sağladı.

13) Bahçeli, hükümet kuramayan AKP’ye, TBMM başkanlığı kazandırdı.

14) Bahçeli, pek çok kez başkanlık sistemine karşı olduğunu açıklamasına rağmen ve de AKP de bu sistemi getiremeyeceğini görüp çalışmasını rafa kaldırmışken, Erdoğan’a el uzattı ve raftaki komployu siyaset arenasına indirdi. 2017’de çok sorunlu bir referandumla parlamenter sistem yıkıldı.

15) Bahçeli, 2019 seçiminde Cumhur İttifakı’yla Erdoğan’ı destekleyerek tek adam rejiminin biraz daha kurumsallaşmasını ve hukuk devletinden iyice uzaklaşılmasını sağladı.

Bahçeli’nin ‘yeni anayasa’ hamlesi 

16) Bahçeli’nin son siyasi sabıkası da yeni anayasa girişimidir. Son dönemde sık sık Anayasa Mahkemesi’ni kapatmakla tehdit eden Bahçeli,100 maddeli yeni anayasa hazırladığını ilan etti.

Anayasasının girişini ise Bahçeli şu sözlerle açıkladı: “Başlangıca, ‘Allah’ın lütfu, kardeşlik ruhu ve vatan sevgisiyle varlık bulmuş biz Türk milleti’ düsturu ile giriş yapılmıştır.”

“Allah’ın lütfu” sözleriyle giriş yapılan bir anayasa laikliğe karşı olmasının ötesinde, bir karşıdevrim sürecinin devamına işaret ediyor: Anımsayın, rejimin yıkılışı ve yeni bir rejimin inşası “Allah’ın lütfu” sözleriyle başlamıştı. Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimi için “Allah’ın lütfu” demişti; o lütuf ile Türkiye OHAL ve kararnameler ülkesine dönmüş, o lütuf ile “Türk tipi başkanlık” modeline geçilmiş, o lütuf ile “tek adam rejimi” inşa edilmeye başlanmıştı…

MHP’liler sağa sola saldırılarını sürdürmektedirler

MHP’den istifa eden başkandan olay yaratacak açıklama: Beni ve oğlumu ölümle tehdit ettiler

Rize Derepazarı Belediyesi 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde AKP’den MHP’ye geçmişti. MHP’den aday olarak seçimi kazanan Selim Metin, 13 Nisan’da partisinden istifa ederek başkanlık görevine bağımsız olarak devam etmeye başladı. Selim Metin, istifasına ilişkin yaptığı açıklamada, “Beni ve oğlumu ölümle tehdit ettiler.” dedi. 

5 Mayıs 2021 Çarşamba –

MHP'den istifa eden başkandan olay yaratacak açıklama: Beni ve oğlumu ölümle tehdit ettiler
MHP’liler sağa sola saldırılarını sürdürmektedirler.

MHP’li Derepazarı Belediye Başkanı Selim Metin, partisinden istifasıyla ilgili ilk kez Rize’nin yerel televizyonu Çay TV’de konuştu. MHP İl Başkanı İhsan Alkan’dan tehditler aldığını öne süren Başkan Metin, “Baya olaylar oldu. Beni ve oğlumu ölümle tehdit ettiler. İl başkanına gittik söylemeye. Baktık il başkanı da beni tehdit etti” ifadelerini kullandı.

Seçim çalışmalarını birlikte yürüttüğü bazı kişilerin kendisine ihalelerde torpil yapılmasını istediğini de söyleyen Başkan Metin, “Seçim sürecinde herhangi bir sıkıntımız olmadı. O süreçten sonra bazı arkadaşlarımızın özel istekleri oldu. Bazı istekleri yerine getirdik, bazılarını yerine getiremedik. Bazı sözleri yerine getiremedik ama bir insanı bir yere kadar götürürsünüz. Bir yere geldiği zaman insan patlıyor” diye konuştu.

Başkan Metin, istifasının gerekçesinin de ölüm tehditleri olduğunu açıkladı.

Derepazarı Belediye Başkanı Selim Metin’in MHP’den istifasına ilişkin açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

Seçim sürecinde herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını belirten Metin, “O süreçten sonra bazı arkadaşlarımızın özel istekleri oldu. Bazı istekleri yerine getirdik, bazılarını yerine getiremedik. Bazı sözleri yerine getiremedik ama bir insanı bir yere kadar götürürsünüz. Bir yere geldiği zaman insan patlıyor” dedi.

“ŞİKAYET ETMEDİK”

İl yönetimiyle çalışamadıklarını, bazı problemler yaşadıklarını söyleyen Metin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bazı problemler yaşadık. Bu da en son istifaya kadar götürdü. Biz genel merkeze gidip de şikayet etmedik.

“BENİ VE OĞLUMU ÖLÜMLE TEHDİT ETTİLER”

Baya olaylar oldu. Beni ve oğlumu ölümle tehdit ettiler. O aşamayı aştık, tekrar gündeme geldi. O sırada malum şahıs tekrar belediyeye geldi. Belediyede bizim başkan vekili ve başkan yardımcısıyla aynı şekilde konuştu. Fakat bizim olmadığımız süreçte gelmiş.

İstekler gayri hukukiydi. Derepazarı’nın menfaatleri yoktu işin içinde. Kendi menfaatleri vardı. Bizim aleyhimize dönecek çok şey vardı. Bizi sıkıntıya sokacaktı.

İl başkanına gittik söylemeye. Baktık il başkanı da beni tehdit etti. ‘Sen sokakta dolaşamazsın’ dedi. Bunu söylersen ilçe başkanı ve il başkan yardımcısı vardı. Onlar da şahitti. Sonra bana ‘yanlış anladın abi’ dedi.

Şefkat Çetin, Atilla Kaya, Alişan Satılmış, Suat Başaran’ada gözdağı

  1. MHP’li Semih Yalçın isim vererek hedef gösterdi 
MHP'li Semih Yalçın isim vererek hedef gösterdi 

İçkici Semih Yalçın, kılınç artığı Bahçeli, çay içerken.

16:1301 Mayıs 2021

MHP’li Semih Yalçın isim vererek hedef gösterdi 

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, MHP’nin olağan kongresinin ardından yaptığı paylaşımda muhalif isimleri hedef aldı. 

Baykuş (Devlet) Fettahoğlu (Bahçeli)
Baykuş (Devlet) Fettahoğlu (Bahçeli)
twitter sharing button
whatsapp sharing button
messenger sharing button
email sharing button

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tek aday olarak katılıp yeniden başkan seçildiği MHP 12. Olağan Kongresi sonrası partide sular durulmuyor. 

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, parti yönetimine muhalif ülkücülere yönelik zehir zemberek bir açıklama yaptı.

“Partimizin hem fikir, hem siyaset alanında, hem de toplum vicdanında üstlendiği yapıcı rolü baltalamak üzere 13. Olağan Büyük Kurultay’ın hemen ardından yeni fitne ve tefrika hamlelerine hız verilmiştir” diyen Yalçın, “MHP ve Ülkücü camianın kutsallarına, mensuplarına ve değerlerine çeşitli gerekçelerle hücum edenler; derhâl karşılık görür. Bu, bir etkiye tepki meselesidir ve kendiliğinden gelişir” ifadelerini kullandı.

Hareketin geçmişinde öne çıkmış bazı isimleri de hedef alan Yalçın, “Namertlik eden, mertliğin kadrini bilemez. Eden bulur. Rüzgâr eken fırtına, fırtına eken tayfun biçer. Kapıyı yumruklayanın kapısı tekmelenir. Haberiniz olsun, teşkilat olarak buradayız. Alayınızla yüzleşeceğiz” dedi.

“Kimsenin başına nöbetçi dikemeyeceklerini” söyleyen Yalçın, “Başına gelenleri başkasından bilen, aynaya bakmalıdır. Taşlanan, attığı taşa; ayağına fitne ve fesat dolanan, taşıdığı başa bakmalıdır.” ifadelerine yer verdi.

Semih Yalçın’ın açıklamaları şöyle:

“MHP; Covid 19 salgınının doğurduğu olumsuz şartlara rağmen, 18 Mart 2021 perşembe günü tarihinin en disiplinli ve başarılı, bir o kadar da heyecan ve coşku dolu kurultaylarından birini, takdire şayan bir tesanüt havası içinde gerçekleştirmiştir.

Bu vesileyle MHP; Devlet Bahçeli’nin liderliği altında ulaştığı siyasi olgunluk seviyesini kamuoyuna izhar etmekle kalmamış,aynı zamanda Türkiye’nin önündeki yüz yıllık sürece talip olan Cumhur İttifakının güçlü, kararlı ve müessir bir ortağı olduğunu dosta düşmana ispatlamıştır.

Lakin MHP’nin eriştiği bu dominant, caydırıcı ve üretken konumdan rahatsız olup paniğe kapılan Türkiye ve Türklük düşmanları ve tabiatıyla onların içerideki işbirlikçileri, derhâl harekete geçmiştir.

“İSİM VEREREK PAYLAŞTI”

Partimizin hem fikir, hem siyaset alanında, hem de toplum vicdanında üstlendiği yapıcı rolü baltalamak üzere 13. Olağan Büyük Kurultay’ın hemen ardından yeni fitne ve tefrika hamlelerine hız verilmiştir.

Bu hamlelerden bazıları; MHP saflarında tutunamayıp dışarıda karanlık mahfillerin ağına düşen sözde eski ülkücü isimlerden Hasan Albay, Yılma Durak, Sakin Öner, Mehmet Pehlivanlı, Kazım Ayaydın, Ahmet Malkan, Nazif Okumuş ve diğer çakma fedailerdir.

semihtweet.jpg

Dikkat çekici olan; Selahattin Demirtaş gibi PKK’lıların ceza aldığı şu günlerde bir araya gelen birkaç kifayetsiz muhterisle beraber tetikçi, bozguncu ve tefrika çıkarıcıların sokağa sürülmesidir.

Bu kendini bilmezler avenesi; camiamızın ve davamızın kutsallarını istismar silahı niyetine kullanarak hem partimizin, hem de milliyetçi –Ülkücü Hareketin birlik ve bütünlüğünü hedefe koymaya yeltenmişler, davayı defalarca satmışlardır.

Ülkücüler arasında fitne ve tefrika çıkarmak suretiyle Ülkücü terbiye ve ahlak düsturlarını çoktan terk ettiğini gösteren bu şahıslar, “Sadece parti siyasetine ara verdik ve hiyerarşik yapının dışına çıktık.” derken de aslında camiadan tamamen koptuğunu itiraf etmiştir.

Bütün Ülkücü camianın bu fısk ve fücura gösterdiği haklı feveranı terbiyesizlikle suçlayan bazı fırsatçılar da vaktiyle yaşadıkları hezimeti hazmetmek ve tattıkları kuyruk acısını dindirmek için bir avuç destekçisini sırtlayıp sosyal medyada klavye kahramanlığına soyunmuşlardır.

Şunu peşinen belirtelim ki MHP ve Ülkücü camianın kutsallarına, mensuplarına ve değerlerine çeşitli gerekçelerle hücum edenler; derhâl karşılık görür. Bu, bir etkiye tepki meselesidir ve kendiliğinden gelişir.

Kimsenin başına nöbetçi dikemeyiz. Kimseyi de asla hukuk dışı yollara teşvik etmeyiz. Başına gelenleri başkasından bilen, aynaya bakmalıdır. Taşlanan, attığı taşa; ayağına fitne ve fesat dolanan, taşıdığı başa bakmalıdır.

Namertlik eden, mertliğin kadrini bilemez. Eden bulur. Rüzgâr eken fırtına, fırtına eken tayfun biçer. Kapıyı yumruklayanın kapısı tekmelenir. Haberiniz olsun, teşkilat olarak buradayız. Alayınızla yüzleşeceğiz.

Ülküdaşlık hukukunu yok sayıp dava arkadaşlarımızı hasım ve düşman belleyerek şerefleriyle, haysiyetleriyle oynayanlar; ortalığa düşer.

Acınası hâllerine bakmadan terbiyeye kefil olmaya kalkanlar her türlü şeni iftirayla, kuyruklu yalanla partimizi ve teşkilat mensuplarımızı suçlayanlar, edepsizlik çukurunun dibindedir.

Ancak Ülkücü Hareket’e, MHP’ye ve teşkilat kademelerinde görevli dava arkadaşlarımıza mesnetsiz suçlamalarla dil uzatılmasına kesinlikle sessiz kalmayız.

Ancak görünen odur ki mezkur şahıslar ile bir avuç yardakçısının, fitne ve fücur hareketini bile isteyerek sürdürdüğü ve MHP düşmanı mahfilerin emellerine hizmeti görev addettikleri gözlerden kaçmamaktadır. Hareketi yeni mahfillere satmak peşindedirler.

Bilinmelidir ki; Hareketimizin sadık ve vefakâr mensupları, yıllardır ülkücülükten geçinip davaya ihaneti hayat tarzı ve geçim kapısı hâline getiren utanmaz arlanmazlarla hesaplaşacak, mutlaka yüzleşecektir.

Karanlık odakların taşeronları ülkücü camianın muahezesinden kaçamayacaktır. Ülkücü nesiller, ihanet kervanına yük taşıyan gönüllü taşeronları asla affetmeyecektir. Mamafih bütün bunlar, Ülkücü camiayı karıştırmak için fitne dolabı çeviren birkaç bahtsızın beyhude çabalarıdır.

MHP ve Milliyetçi-Ülkücü Hareket; dalları üzerinde yeşertilmeye çalışılan tefrika yapraklarını ve dibinde bitirilmeye çabalanan ayrık otlarını kökünden koparacak, onları tarihin öğüten değirmenine havale edecektir.”

Kurultay: MHP’li Semih Yalçın isim vererek hedef gösterdi