dinler arası ilişkiler

dinler arası ilişkiler
dinler arası ilişkiler: Müslümanları kim yönetiyor?

Sayın okuyucular, bizi izlemeyi sürdürün, çünkü bizim tek amacımız sizleri doğru bilgilendirmektir.

Yaşanabilir bir Türkiye tümümüz için gereklidir. Biz ne isek öyle olmalıyız. Kendi kendimizi yönetmeyi öğrenmeliyiz!

Türkiye yönetimi

Talancı bakanlar: Bunları Türk ulusunun başına getiren güç cia idi.
Talancı bakanlar: Bunları Türk ulusunun başına getiren güç cia idi.
ZİYA ZARRAF
ZİYA ZARRAF
Emine Erdogan, Reza Zarrap, Ethem Sancak
Emine Erdogan, Reza Zarrap, Ethem Sancak
Emine Erdogan, Reza Zarrap
Emine Erdogan, Reza Zarrap
Numan Kurtulmuş,
Numan Kurtulmuş, Nihat Zeybekçi
Egemen Barış Reza Zarrap
Egemen Barış Reza Zarrap

Baglantılara iyi bakın!

Egemen Bağış ABD'de bir (bar) işletir iken.
Egemen Bağış ABD’de bir (bar) işletir iken.

Bir Soru: Eğemen Bağış ABD’de bir bar işletirken, onu kim bakan yaptı?

Egemen Bağış fetö'yü över iken.
Egemen Bağış fetö’yü över iken.
Egemen Bağış fetö'yü över iken.
Egemen Bağış fetö’yü över iken.
Rıza Zarrap, Erdoğan'a bir orta parmak attı.
Rıza Zarrap, Erdoğan’a bir orta parmak attı.

 

Tramp
Tramp

 

 

 

Ülkü Ocakları

Ülkü Ocakları Nereye?

Ülkü Ocakları tarikat yolunda ilerledi…

ÜLKÜ OCAKLARI GENEL BAŞKANI OLCAY KILAVUZ NAKŞİBENDİ MÜRİDİ ÇIKTI.
ÜLKÜ OCAKLARI GENEL BAŞKANI OLCAY KILAVUZ NAKŞİBENDİ MÜRİDİ ÇIKTI.
ÜLKÜCÜLER, NAKŞİBENDİ MEZARLARINDA DUADALAR.
ÜLKÜCÜLER, NAKŞİBENDİ MEZARLARINDA DUADALAR.
Ülkücüler nakşibendilerin mezarlıklarında!
Ülkücüler nakşibendilerin mezarlıklarında!
ülkücüler abdulhaluk güccevani türbesine taparken
ülkücüler abdulhaluk güccevani türbesine taparken
Anası nakşibendi olanın babasıda agopyan olur
Anası nakşibendi olanın babasıda agopyan olur
Anası nakşibendi olanın babasıda agopyan olur
Anası nakşibendi olanın babasıda agopyan olur
ülkücü
ülkücü

Bunlarda ülkücü müridler!

gizli kalan ülkücü ibneler.
gizli kalan ülkücü ibneler.

TIKLA BAK!

https://www.facebook.com/plugins/video.php?href=https%3A%2F%2Fwww.facebook.com%2FAykiriDusunen2%2Fvideos%2F1464386326971616%2F&show_text=1&width=560” target=”_blank” rel=”noopener”>https://www.facebook.com/plugins/video.php?href=https%3A%2F%2Fwww.facebook.com%2FAykiriDusunen2%2Fvideos%2F1464386326971616%2F&show_text=1&width=560

ilginizi çekebilir:

kilincmuslumanlariturkler.wordpress.com/2017/11/18/recep-tayyip-erdogan/

Vedat Bilgin

“Bahçeli’nin eski danışmanı: MHP tabanı maalesef Kemalistleşiyor” diyen

Vedat Bilgin: Vedat Bilgin’in iç yüzü

Vedat Bilgin kimdir derseniz, o bu gün bir AKP milletvekilidir.

Vedat Bilgin geçmişte ne iş yapmıştı?

Yıllarca sayın Devlet Bahçeli’nin danışmanlığını yaptı.

Ondan sonra ne yaptı?

CİA İSTEDİ, MHP’Yİ BİTİRDİ. Şimdi o bir AKP’li oldu.
CİA İSTEDİ, MHP’Yİ BİTİRDİ. Şimdi o bir AKP’li oldu.

Artık yeterince MHP’yi uçurumlardan uçurumlara sürüklemişti. MHP’nin gelişmesini, halka açılmasını önlemiş, MHP içerisinde tarikatların, tekkelerin, üfürükçülerin yerlerini korutabilmiş, özellikle Ermeni, Çerkez, Rum, Kürt kesimlerin yönetime yerleşmelerini sağlamış, Devlet Bahçeli’ninde arka arkaya yanlış yerde, yanlış adımlar atarak AKP’nin geleceğini sağlamlaştırmasını sağladıktan sonra, o artık AKP’nin bir dönem başbakanı olmuş olan Ahmet Davitoğlu’nun danışmanlığına sıçramıştı. MHP’yi içeriden bozguna uğratmış olan bu kişiye bu koltuk az gelmişti, Sayın Recep Tayyip Erdoğan en sonunda onun “milletvekili” olmasını sağlayarak, ona olan ödemesini (borcunu) yerine getirmişti.

Şimdi, o kendi MHP’den gitsede, MHP’ye çeki düzen vermeyi MHP’nin AKP’nin uydusu olmasını sağlama görevini yerine getirmek için, MHP’de AKP’ileşen MHP’ye karşı çıkanların, MİT ağzı ile “Kemalist”leştiklerini söylüyor.

Buna karşı ne Bahçeli’den nede MHP yetkililerinden bir ses çıkmıyor! Çünkü, bu gün MİT ağzı ile konuşanlar, bu güne deyin MHP’nin içini boşaltarak, MHP’yi etkisiz, yetkisiz, güçsüz duruma getirdiler.

MHP’de böylesi yakıştırmalara karşılık verecek güçlü, bilgili birilerini koymadılar.

MHP’ye böyle danışmanlar seçilirken, MİT ağzıyla konuşan bir sürüde il, ilçe başkanları görevlere getirildiler. Artık MHP içeriden ele geçirilmişti. Yaşlı bir agaça benziyordu. Esen bir yel onu sağa sola bükebiliyordu. Artık MHP baştan aşağıya devletleşmişti. O nedenlede bu gün MHP içerisinde TC Devleti ne derse o yapılmaktadır. Devlet Bahçeli bu gerçeği anladığında artık iş işten geçmişti.

Bu nedenlede gerek MHP, gerekse Ülkü Ocakları TC Devletimizin birer kurumu durumundadırlar.

Vedat Bilgin, işin gerçeginde MHP de “Kemalist” olmadığını biliyor, ancak o MHP içindeki Türkler’in uyanışını görerek, onların eylemlerini bastırtmak için “Kemalist” adını kullanmaktadır. Buda Türkiye’deki müslüman Ermeniler’in Türklüğe karşı ugraşlarının bir biçimidir.

Türkler’e doğrudan saldıramayanlar, Türkleri “Kemalist” göstererek, saldırıyorlar.

Bunu MHP içindeki Türk kökenliler görüyorlar, yaşıyorlar, bilinçleniyorlar. Vedat Bilginler’in korkusuda buradan geliyor.

 

İrfan Sönmez

FETÖ’yü anlatıyor.

 

İşte Akşener’in kefil olduğu ‘cü avukatın şok konuşması

‘in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mektup yazarak ‘cü olmadığını iddia ettiği MHP’deki kendisini destekleyen isimlerden avukat İrfan Sönmez’in teröristbaşını İmam-ı Rabbani’ye benzeterek “Allah dostu” ilan ettiği ortaya çıktı.

İrfan Sönmez’in tutuklu iken Fethullah Gülen örgütünden yüklü akçalar aldığı biliniyor. MeralAkşener’ede başkaları aracılığı ile akça aktarıldığı biliniyor.

İşte Akşener’in kefil olduğu FETÖcü avukatın şok konuşması

MHP’den ihraç edilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir mektup yazarak “beni destekleyen bu isimler ‘cü değil Ülkücü” demişti. Bu isimlerden biri olan Ülkücü avukat ‘in FETÖ’nün fanatik bir müridi olduğu ve teröristbaşını “Allah dostu” ilan ettiği ortaya çıktı.

AKŞENER, ERDOĞAN’A MEKTUP YAZIP KEFİL OLDU!
15 Temmuz FETÖ darbe girişimininden sonra bazı MHP’li isimler de gözaltına alınmıştı. Bu gözaltına alınan isimlerin ortak özelliği Meral Akşener’e yakın olmalarıydı. Meral Akşener Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir mektup yazarak baştaA vukat İrfan Sönmez olmak üzere bu MHP’li isimlere kefil olduğunu ve kesinlikle FETÖ ile ilgilerinin olmadığını söylemişti.

MHP’Lİ AVUKAT TERÖRİSTBAŞINA ÖVGÜLER YAĞDIRDI
Ancak arşivler Meral Akşener’i yalanıyor. Geçtiğimiz yıl Bugün TV’de firari FETÖ’cü Erkan Akkuş’un programına çıkan MHP’li Avukat İrfan Sönmez teröristbaşı Fetullah Gülen’e övgüler yağdırıyor. Hızını alamayan Sönmez, teröristbaşı Gülen’in İmam-ı Rabbani gibi bir Allah dostu olduğunu iddia ediyor. Sönmez’in hezeyanları bunlarla sınırlı değil.

FETÖ’nün müridlerinin “tertemiz ve nur gibi” insanlar olduğunu iddia eden Sönmez, bu insanlara terörist diyenleri de tehdit etmekten çekinmiyor. İşte Meral Akşener’in kefil olduğu MHP’li Avukat İrfan Sönmez’in teröristbaşı ve müridleri hakkındaki şok açıklamaları!

..

FETÖCÜ ÜLKÜCÜLER

FETÖCÜ ÜLKÜCÜLER

 

Muhsin Yazıcıoğlu: ŞEYH-ÜL İSLAM ANKARA
Muhsin Yazıcıoğlu: ŞEYH-ÜL İSLAM ANKARA

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Alişan Satılmış, yalakalarıyla kabadayılık yolunda. Cek-senet, başörtüsü çatışması onun geleneğidir.
Alişan Satılmış, yalakalarıyla kabadayılık yolunda. Cek-senet, başörtüsü çatışması onun geleneğidir.

 

1977’den beri ülkücülerin kaldıkları bazı yurtlar, Fethullah Gülen hocaefendinin gençlere dinlerini öğretmesine, nurculuğu aşılamasına açılmış idi. Bunun yanısıra tutukevlerindede din eğitimi verilmesi, nurculuk öğretilmesi konusunda “tarikat”lara yol açılmıştı.

Yalnız bunlar mı? Yok, Değişik illerden ülkücüler, otobüslerle akın akın hocaefendinin vaazlarını dinlemek için İzmir’e taşınıyorlardı. Bu durum çok ülkücünün nurculuğa geçişini sağlamıştı.

Yine çok ülkücü artık “biz doğru yolu bulduk, biz geçmişteki yaşantımızdan, söylediklerimizden utanıyoruz” dediler. Ülkücü oldukları dönemin boşa geçtiğini, şimdi doğrulara ulaştıklarını söyleyip duruyorlardı.

O günlerde gerek ülkücü yurtlarda gerek tutukevlerinde namaz kılmayan ülkücülere büyük baskılar yapılmakta idi.

En önemli ülkücü yurtlarda “zikir” yapılmayada başlanmıştı.

Böyle başlayan ülkücüleri “tarikat ehli” etme çalışmaları, ileriki yıllarda özellikle büyük yerleşim yerlerinde Ocak başkanlarınında nurcu olanlardan seçilmelerinin yolunu açmıştı.

Ülkücüler akın, akın nurcu ediliyorlar, yada nurcu oluyorlardı.

Son yıllarda Ülkü Ocakları Genel Merkezi’de artık üstü örtülü biçimde nurcuların yönetimine bırakılmıştı.

Muhsin yazıcıoğlu FETÖ’den en çok yararlanan başkandı. Bütün Muhsin’e bağlı camilerde, derneklerde FETÖ bir peygamber gibi saygı görürdü. Bütün FETÖ’cü yayınlar dağıtılırdı.

 

Lütfi Şeyhsuvaroğlu, Allah Dostlarını severdi. Saidi Nursi onun için önemli idi. Türklükten söz etmek onun için ırkçılık sayılırdı.

 

Azmi Karamahmutoğlu’da önceki başkanlar gibiydi. Artık ocaklar Fethullahçılar’a bırakılmış idi.

Eski Ülkü Ocakları başkanları kendilerini Türk olarak görmüyorlardı. Onun içinde bir Ermeni kökenli Fethullah Gülen onlara Bahçeli’den yakın geliyordu.

Şimdilerde deli dana gibi “ben FETO’cü değildim” diye anırıp duran Alişan Satılmış eşeği döneminde ülkücüler Fethullah’a Allah dostu derlerdi. Ee peki o günlerde FETÖ’ye karşı ne demiş? Ne yapmış bu salak?

Harun Öztürk, anlı şanlı Fethullahçı olan başkanlardan birisiydi. Artık derneklerde olayları din açısından yorumlamayanlar, barınamaz duruma gelmişlerdi.

Ülkü Ocakları bununla birlikte azınlıkların gizli yarış ettikleri bir alandı. Ermenisi, Çerkezi, Kürdü, Rum’u “islamda üstünlük takvadadır” diyerek kendi yerlerini sağlamlaştırıp, azınlık kesimden gelmiş olmalarının tartışılmalarını engelliyorlardı.

Bazı ülküdaşlar, gece gündüz “islamda islam” diye tutturuyorlardı. O yıllarda bizde, onların bu isteklerini sürekli iyiye yorardık. Yıllar sonra bunları öne sürenlerin çoğunun Ermeni, Rum, Çerkez, yada Kürt olduklarını gördük.

Bütün bunları neden anlatıyorum? Çünkü o günlerden bu günlere Fethullah Gülen örgütüne kaymış olan ülkücüler, FETO’den tutuklanınca “Biz ülkücüyüz” demeye başladılar.

Yok böyle bir ülkücülük! Sizler geçmişte ülkücü idiniz, sonra FETÖ ye geçtiniz. Şimdide tutuklanınca “Biz ülkücülyüz” diyorsunuz.

Geçmişte bir süre için ülkücülere bulaşmış olmak demek ölene deyin ülkücü kalmak demek deyildir.

Yaşar Okuyan, Meral Akşener, Namık Kemal Zeybek ne ise sizlerde bir dönem ülkücü olmuşsunuz, şimdi sizler FETÖ cüsünüz.

Ayrıca şimdi bir köstebek olarak MHP yada Ülkü Ocakları’nda bulunanlarda ülkücü sayılmazlar.

Arkası geliyor………………………………….

Türkiye Nereye? Ülkücüler Nereye?

YILDIRIMLAR YARATAN BİR IRKIN OĞULLARIYIZ!

Gerçek Ülkücüler'in söylemleri
Gerçek Ülkücüler’in söylemleri

Türkiye Nereye? Ülkücüler Nereye?

Türkiye, cumhuriyet döneminin en ağır en korkunç bir kalkışmasını yaşadı. Bu olağanüstü olarak görülen olay işin gerçeğinde beklenen bir gelişme idi. Olmazsa olmazdı. Onun içinde oldu.

Bir tek gerekli soru varsa, oda; neden başarılı olamadı biçiminde olabilir. Neden? Çünkü iyi bir örgütlenme, iyi bir ağızbirliği yoktu.

Üstelik toplumun algılama biçiminide yanlış görmüşler.

Sen kalkıp köprülerde yuttaşın önünü kesmeye çalışıyorsun. Bu iş sonuç alamazdı.

Sen kalkıp üst görevli generalleri görev dışı yapıyorsun. Ancak ortada bir kan kokusu yok. Ölenlerin bir kısmı yurttaş, bir kısmı da alt görevlerdeki subaylar yada çeriler.

Sen ilk anda sallandırsaydın tepeden ikisini onuda görüntülü olarak verseydin, sonuç alabilirdiniz.

Yoksa, sizlere katılmamış olan subaylar yerlerini size neden kaptırsınlar?

Bu iş bir azcıkta 1960’teki yönetime el koymaya benzemiş. Ancak 1960’ta Hüseyin Feyzullah (Türkeş) bildiriyi okusada işin arkasında tepedekilerde vardı.

Bu başkaldıranlarda olan bir başka eksiklikte bu günkü toplumla, 1960’takı toplumun arasındakı değişik yapıyı görememek olmuştur.

Ordu kuruluşunda Fethullahçı bir assubay, generalden yüksek durumda ise, o ordu ne iş yapabilir?

Bu ilginç kalkışma, ilginç olarakta bitti. Bitiren güçte devletin tepesi olamadı. Yalnızca kalkışanların Fethullahçı olduğundan bu kurumu onlara vermeme duygusu ile yurtseverlik yaklaşımı bu kalkışmayı önlemiştir.

Şimdi gelelim bu işin ülkücülerle ilgili yanlarına.

Öncelikle belirtelim; bu Milli Görüş, bu yönetimi ele geçirmede 2001 yılı öncesi ülkücülerden çok yararlanmıştır.

O gün, bu günde AKP’nin eli ülkülerin cebinden çıkmamıştır.

2001 yılı öncesinin Aydınlar Ocağı, Türkocağı, Ülkü Ocağı, Nizam-ı Alem Ocakları, BBP’si AKP’nin oluşmasında, gelişmesinde, ayakları üstünde durmasında etken kuruluşlar olmuşlardır.

Buna ek olarak bir önemli belirginlikte; MHP’nin 1969’da Cia’nın isteğiyle başlalttığı islamlaşma çalışmaları ile, yine CIA’nın AKP eliyle Türkiye’yi islamlaştırma çalışmaları sonucunda bu iki akımın ülkü birliği oluşmuştur. Bu nedenlede iyi islamlaşan ülkücüler bir bir AKP ye kayarak, AKP’nin güçlenmesine katkı sağlamışlardır. Özellikle en büyük katılım 2001 yılında AKP’nin ilk döneminde gerçekleşmiştir.

Buna birde MİT’in MHP içinde bulundurduğu kesimi ekleyince, ortada cılız bir MHP kalmaktadır.

Gelelim FETÖ örgütünün MHP ile AKP içindeki konumuna; Bu örgüt doğrudan CIA ca yönetildiğinden, MHP, AKP ile diğer bütün kurumlara en iyi sızmayı gerçekleştirmiştir. AKP’nin dışa açılımı ile yasadışı işlerini FETÖ’cüler yaptığından Erdoğan’ın bütün açıklarını biliyorlardı. Bu kesim, gerçekten bir çete, bir yasadışı örgüt biçiminde örgütlendiği için, üstelikte CIA’ca yönlendirildiklerinden elle tutulur, gözle görülür yaman işleri bulunamazdı. Ancak Türk devleti’nin iyi örgütlü olamayışı nedeniyle bu kanlı örgüt son kalkışmaya (15.07.2016) deyin kendisini gizlemeyi başarmıştır.

Bu örgütü koruyan neden islamdı. Bunlar toplumu ‘Allah” diyerek, “peygamber” diyerek, “kuran” diyerek kizdirdiler. Bu genelde müslümanın savunması olmuştur.

Biz “Siz CIA ya çalışıyorsunuz deyince, onlarda bize “sen islam karşıtısın” dediler. AKP’de bunu yapıyordu. Çalıyor-çırpiyor, sonra islama sığınıyordu.

MHP’nin içindeki Ermeni müslümanlara bir dokun bakalım, sana dönüp; “sen islam karşıtısın” diyeceklerdir.

Sonuç: FETÖ bu gün için Türkiye’de artık gizli yüzü ortaya çıkarılmış, kendilerine karşı toplum uyandırılmış, başı ezilmeye çalışılmaktadır. Bunlarla birlikte olupta bu gün tokat yiyen ülkücü, solcu, müslüman, atatürkçü kim olursa olsun, acımamak gerekir. Bu gün bu yılanın başı ezilirken, ona-buna acırsan, sonunda acınacak duruma düşersin eey Türk oğlu, eey Türk kızı…

Ajaru: İş işten geçtikten sonra bu günlerde geçmişte FETÖ’ye karşı olduğunu öne sürenlere kulak asmayınız.

Ülkü Ocakları’na sızmaların kökeni çok eskidir. 1980 öncesine dayanır. Ancak NURCUlar (FETÖ) Kürt kökenli olan Alişan Satılmış ile ondan sonra başkan olan Ermeni kökenli Harun Öztürk döneminde istedikleri çalışmaları yapıyorlardı.

Çırağan Yokuşu Ülkü Ocağı

MHP ile MHP’yi BÖLENLER!

  1. MHP ile MHP’yi BÖLENLER!
Meral Akşener: Baba tarafım koyu CHP'lidir.
Meral Akşener: Baba tarafım koyu CHP’lidir.

Bu gelişmeler, ülkücü kesimi titretti üstelikte, kendisine getirdi. Neden?

MHP içinde yeyiciler, yalancılar, talancılar, köstebekler birden bire bir dumanlı günde ülkücülerin yüreklerine ellerindeki kamalarla dürtmek istediler.

Cemal Enginyurt: (Yılma Durak"a) "Sen Fethullahçısın" dedi. Yılma Durak: (Cemal Enginyurt'a) "Sen bunu bana diyemezsin. Senin yedi ceddini temizlettiririm" dedi.
Cemal Enginyurt: (Yılma Durak”a) “Sen Fethullahçısın” dedi. Yılma Durak: (Cemal Enginyurt’a) “Sen bunu bana diyemezsin. Senin yedi ceddini temizlettiririm” dedi.

Yalan, yalan, yalan …. Yok bu yönetim son seçimde az oy almış, yok Devlet Bahçeli AKP’ye gizli, açık arka çıkmış, yok yok diğer partilerle ortak yönetimi (CHP+HDP+MHP) oluşturmadınız. Yok MHP’nin bazı kuralları “demokrasi” ye uygun değilmiş.

 

Bunların tümüde uydurma nedenlerdir.

Bir tek nedenle ülkücülügün ocağına ot (ateş) yaktılar. O nedende! Bu gün Genel Başkan adayı olanları, Sayın Devlet Bahçeli (millet velkili adayı göstermemiştir. Şimdi bu seçilemeyenler, birleşip Sayın Devlet Bahçeli’yi al asağı edip, kendi önlerini açmayı düşündüler. Arkalarınada MHP’de başarılı olamayan, umduğunu bulamayan birde ayrıca MHP’nin yönetime gelmesiyle gün göreceğini düşünen çapsız-mapsız kesimlerde onların arkasına düştüler. Bunların bir kısmı bulunduğu bölgede işi aşı olmayan, aldığı borçları ödeyemeyen, yada parasını pulunu orospulara yedirmiş olan sözde ülkücülerdir.

MHP’de yasalar iyi değildide iki dönem seçmişler seni, gıgın çıkmamış, aday yapılmayınca yeri göğü inletiyorsun. Ancak gözden kaçanda bir başka gerçek var! Oda MİT 15 yıldır bütün Anadolu’da Devlet Bahçeli gitsin MHP “iktidar” olacak görüşünü islemişti. Buda bu çıkarı için kazan kaldıranlara bir güzel ortam yaratmıştı.

Bu arada talancılar, yalancılar, vurguncular, işbirlikçiler MHP’nin yakasından düşmemişlerdi, düşürülememişlerdi. Şimdi bunlar şaşırdılar, kendilerini ortaya atarak, en azından bilinir duruma geldiler.

Bundan sonrası bunlar “Fethullah Gülen”ci olarak yüreklere kazınmışlardır. Artık onlar MHP’de yada başka yerdede olsalar, kendilerini gizleyemeyeceklerdir.

gulen_mhp

MHP yönetimide bundan böyle kimi nereye başkan seçmesi gerektiğini iyi anlamış durumdadır diye düşünmekteyiz. Bu olmazsa basın yayın artık bu yıllardır MHP’ye sızmış olan Fethullahçıları unutmayacaktır.

meralaksener_bitti

Bu gelişmeleri ülkücü taban neden iyi anlayamıyor derseniz, onunda açıklaması böyledir; Sayın Devlet Bey’in yakınlarında bulunanlar, ondan önceki dönemde MHP’ye sizmiş olanlardır. O kesim MHP’de büyük yanılgıların olmasını sağlamışlardır.

Ülkücü tabanı uyaracak, gizli kuruluşlar ile MİT’e bağlı kişilerin oyunlarını bilecek, yorum yapacak kişiler bulunmuyordu. Üstelik olanlarda ortam bulamıyorlardı. Biz bunu yapabildik, çünkü biz bu içteki satılmışlara karşı dayanıklı idik.

Bu yazı buraya deyin yürekleri hoplatmadı, hoplatacak sözler geliyor…

Çok yakında MHP’deki gelişmelerin ortamını 2000’lerden beri oluşturmuş olan derin MİT’çiyi gerek görüldüğü üzere açıklayacağız.

 

MHP’de bugünkü olanların temelleri çok yıllar öncesinden atılmıştı. Müslüman Ermeni-Çerkez işbirliği islam söylemleri altında MHP’de bu günkü ortamı yarattı. Sizin allandıra pullandıra alkışladığınız, MHP’nin başına getirmek istediğiniz bazılarının ugunu / ırkını bilince kan tükürebilirsiniz!

meral_kemalettin_sevisme

ÇERKEZ-ERMENİ ÇATIŞMASI

Çerkezler ile Ermeniler’de aralarında bölündüler, kimisi Fethullah örgütünü, kimiside Erdoğan örgütünü desteklemeye başladılar.

Rasim Ozan Kütahyalı kim? ERMENİ Aydın Doğan kim? ÇERKEZ

Çerkez Aydın Doğan- Ermeni Rasim Ozan Kütahyalı
Çerkez Aydın Doğan- Ermeni Rasim Ozan Kütahyalı

Günümüzün ülkücüsü, iş bilmez, kılınç kuşanmaz, elinden de toplum için bir yararlı iş gelmez durumdadır. Acı ancak böyledir.

Ne basında, ne yayında, ne örgütlenmede, ne bilgi toplamada etken olamamaktadırlar. Bu böyle iken kalkıp, Devlet Bahçeli gitsin diyorlar. Diyelimki gitti. Sonra kim gelecek? Bunca Türk gençlerini önce komunistlerle çarpıştırıp, sonrada Nazım Hikmet’i Türkiye’nin yazarı sayanların oğulları mı, kızları mı göreve gelecek?

Bu arada şeriatçı ülkücülerinde sonu geldi. Çünkü İSİD “şeriat”ın tadını Türk ulusuna gösterdi.

Şimdi gelelelim konumuza,

konu: Çezkezler le-Ermeniler’in itişmeleri.

* Son yıllarda Çerkezler ile Ermeniler arasında bir içiçelik olduğu ortaya çıkmaktadır.

ABDİ İPEKÇİ İÇİN  ELİNİ KANA BULAMIŞTI...
ABDİ İPEKÇİ İÇİN
ELİNİ KANA
BULAMIŞTI…

Çerkez yakasında Aydın Doğan, Taha Akyol ile Namık Kemal Zeybek var. Fethullah Gülen örgütüne bağlı çalışıyorlar.

ÇERKEZCİ- ADINA MHP’ de görev almıştı. ÜLKÜCÜLERİ EYLEMLERE SOKMADA KATKISI OLDU ÇERKEZCİ
ÇERKEZCİ- 
ÜLKÜCÜLERİ EYLEMLERE SOKMADA KATKISI OLDU

Ermeni yakasında Rasim Ozan Kütahyalı var. Milli Görüş’ten yana, Erdoğan’a çalışıyor.

Milli Görüş’ün sözcülügünü yapan ERMENİ yurttaşımız            RASİM OZAN KÜTAHYALI
Milli Görüş’ün sözcülügünü yapan
ERMENİ yurttaşımız
RASİM OZAN
KÜTAHYALI

Aydın Doğan iki konuda yasaları çiğnemiş birisidir. 1. Milliyet Gaztesini satın alabilmek için, ülkücü Mehmet Ali Ağca’ya Abdi Ipekçi’yi vurdurmuştur.

  1. Gazetesinde bugünün yazar geçinen bölücüleri, ABD ajanlarını o yetiştirmiştir. Bu gün Türkiye’yi bölmeye çalışan yazar çizerlerin tümü çıraklığını Aydın Doğan’ın yayın organlarında geçirmişlerdir.

Sonuç olarak, aralarında bu konuşma geçiyor. Ermeni RASİM OZAN
KÜTAHYALI:

“25 Aralık kepazeliğinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı büyük komplo olduğunu çok iyi biliyorsun Aydın Bey. Fakat gazeten Hürriyet SABAH’a ve Erdoğan’a karşı takıntısından tüm ülkeyi ateşe atan tavrına devam ediyor. Sedat Ergin savcılığın 25 Aralık’ın bir darbe teşebbüsü olduğunu sarih biçimde açıkladığı raporu okusun ve itirazı varsa yazsın. Aynı şeyi Taha Akyol da yapabilir. 25 Aralık noktasında tablo çok net. Saçma sapan örgütler yaratılıp başına Erdoğan konmuş. Amaç Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı katakulli ile içeri tıkmak.”

ÇERKEZ Aydın Doğan:


“Bu Rasim’in karısı Nagehan Alçı’yı Milliyet’e aldık. Bunun anlamı ekmek yediği kaba sıçıyor Rasim Ozan Kütahyalı.”

Çerkez Aydın Doğan- Ermeni Rasim Ozan Kütahyalı-Nahehan Alçı yarım Ermeni, yarım Çerkez
Çerkez Aydın Doğan- Ermeni Rasim Ozan Kütahyalı-Nahehan Alçı yarım Ermeni, yarım Çerkez

Önemli bir gizzem var? Bunların içinde kimler CIA’ya çalışmaktadır?

Yakında onuda açıklayacağız.

ÇERKEZCİ-CIA’NIN ADINA MHP’ de görev almıştı. ÜLKÜCÜLERİ EYLEMLERE SOKMADA KATKISI OLDU
ÇERKEZCİ-ÜLKÜCÜLERİ EYLEMLERE SOKMADA KATKISI OLDU 

 

 

 

Namık Kemal Zeybek: (ÇERKEZ) Seriatın MHP'de yayılmasını sağlayanlardandır.
Namık Kemal Zeybek: (ÇERKEZ) Şeriatın MHP’de yayılmasını sağlayanlardandır.

ERMENİ – MÜSLÜMAN İŞBİRLİĞİ

HIRISTİYAN+MÜSLÜMAN+YAHUDİ İŞBİRLİĞİNİN ADI: FETHULLAHGÜLEN YAPILANMASI

 

 

Resim

Resim

 

 

Resim

Resim

 

 

 

 

Resim

 

 

 

Resim

 

 

 

Resim

 

Resim

 

 

 

AKP kendi karşıtlarınıda esir aldı. MHP ile CHP içinde MIT’in etkisi görüldü.

AKP kendi karşıtlarınıda esir aldı. MHP ile CHP içinde MIT’in etkisi görüldü.

Hüseyin Feyzullah (Türkeş), kendisi gibi CIA’ya çalışan, üstelikte Ermeni olan Fethullah Gülen’i savunuyor.

Hüseyin Feyzullah (Türkeş), kendisi gibi CIA’ya çalışan, üstelikte Ermeni olan Fettah Şahin’i (Fethullah Gülen) savunuyor.

KÖSTEBEKLER, CIA’NIN FETHULLAH GÜLEN YAPILANMASINI SAVUNUYORLAR.

VAN GÖÇMENLERİ İLE ÇERKEZ İŞBİRLİKÇİLERİNİN CIA’YA BAĞLILIKLARI, TÜRKLER’İ ŞAŞKINA ÇEVİRDİ.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yurtdışında Gülen cemaatinin Türk okullarının kapatılmasına yönelik girişimlerine, değişik partiler le kuruluşlara yerleştirilmiş CIA köstebeklerince (ajan) karşı çıkıldı.

Hükümet ile Gülen cemaati arasındaki gerginlik tırmanırken Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Türk okullarının kapatılmasına ilişkin girişimlerde bulunması korku ile tepkilere yol açtı. Telekeyin çeşitli yerlerinde sayıları 160’ı bulan okulların bir anlamda Türkiye’nin kültür elçiliğini yaptığıone suruldu. Çoğunluğu Van göçmeni ile Çerkezler’den oluşan çeşitli köstebekler, bu yönüyle bakılmasını  Türk okulları konusunun iktidar-cemaat kavgası dışında tutulması gerektiğini vurguladılar.

Türk Ocakları eski Başkanı Nuri Gürgür: Başbakan’ın girişimi yanlış, dedi. Gürgür kendiside Van göçmeni

Nuri Gürgür ile Fethullah Gülen, cia'nın elemanları
Nuri Gürgür ile Fethullah Gülen, cia’nın elemanları

Ülke içerisindeki tartışmaların ve tartışmaların bu tür konulara bulaşmasının yanlış olduğunu belirten Türk Ocakları eski Başkanı Nuri Gürgür, “Çünkü bu okullar sonuç itibariyle belli bir camianın değil doğrudan doğruya bizim Anadolu insanının ortaya çıkardığı kurumlardır” diyerek şu değerlendirmeyi yaptı:  “Özellikle Türk dünyasında bu okullardan bazılarını benim görme fırsatım oldu. O bölgelerde bunların son derece yararlı olduklarını bizzat müşahede ettim. Çünkü Türk dünyası ile ilişkilerimiz 20 yıldan beri belli bir seviyenin üzerine çıkmadı. Türkiye’nin devlet olarak Türk dünyasında yaptığı fazla bir hizmet yok. Şu anda da zaten devlet olarak yapılan hizmetlerin büyük bir bölümü Gazze’ye, Somali’ye ve benzeri İslam ülkelerine doğru yöneltiliyor.

Gülen, cia'nın imamı
Gülen, cia’nın imamı

Dolayısıyla Türk dünyasında bu okulların varlığı Türkiye açısından her bakımdan yararlıdır. Başbakan’ın bu noktada olayı tamamen Cia karşıtı değerlendirmesini yanlış bulurum. ”

MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri: derin köstebeklerden Çerkez, Türk kültürüne darbe, dedi.

Özcan Yeniçeri, yolunu şaşırdı.
Özcan Yeniçeri, yolunu şaşırdı.

Hükümetin öfke, hırs ve öç duygusu ile hareket etmesinin Türkiye Cumhuriyetine çok büyük zararlar verdiğinin altını çizen  MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri şöyle konuştu:

Fethullah Gülen okullarının açılışında Türk çocukarı amerikan bayrağı önünde oyunlar oynuyorlar
Fethullah Gülen okullarının açılışında Türk çocukarı amerikan bayrağı önünde oyunlar oynuyorlar

“Kurulmuş kurumları onlarca sıkıntı ile onlarca maliyete katlanarak meydana gelmiş kurumları gidip yabancı devletler nezdinde kötülemek, onların kapatılmasını istemek ve bunların kapatılmasına sebep olmak Türk kültürünün yayılmasına, Türkçenin gelişmesine ve Türkiye’nin dünya üzerindeki etkinliğine yönelik bir darbedir. AKP ve Başbakan’ın intikam duygusu gözünü perdelemektedir. Türkiye’nin menfaatlerinin nerede olduğu konusunda kafaları karışıktır. Okulları kapatmaya kalkmak bir anlamda Türkiye’nin oradaki yumuşak gücünü de ortadan kaldırma anlamına gelmektedir. Yalnız bunlar mı dışarıda amacına uygun faaliyet göstermiyor? TİKA ne yapıyor? TİKA’nın yurtdışındaki faaliyetleri acaba gösterilen amaçlar doğrultusunda mı oluyor? Onlarla ilgili de bir takım iddialar, ithamlar var. O zaman TİKA’yı, Yunus Emre Enstitüsü’nü veya benzeri bir takım orada söylenen yanlış işler oluyor diye bunları da mı kapatmak gerekiyor. Bir devlet uzun vadeli meselelere bakar. Toplumsal çıkarı esas alır. Tarihten gelen ve mevcut hali ileriye taşıyacak stratejiler üzerinde durur. Onun için intikam ve nefretle alınan kararların Türkiye’ye ve bu kararı alanlara hayır getirmeyeceği açıktır. Bu çok büyük bir yanlış olur. ”

Bakın şimdi bi TIKA neyin nesi? Cia‘nın örtülü bir karakoludur. İyide bu okullarda birer cia’nın karakolları iken Özcan Yeniçeri ne istiyor?

Kültür eski Bakanı Namık Kemal Zeybek: derin köstebek, Çerkez, Akıl işi değil, dedi.

Uçkuru düşük CIA elemanı Namık Kemal Zeybek
Uçkuru düşük CIA elemanı Namık Kemal Zeybek

Başbakan Erdoğan’ın bu konudaki yaklaşımını son derece tutarsız bulduğunu söyleyen Kültür eski Bakanı Namık Kemal Zeybek Türk okulları hakkındaki görüşlerini şöyle dile getirdi:

“Bu camianın dışarıda açtığı okullar, hizmet dedikleri şeyin en iyi tarafıdır. Bugün dünyanın birçok yerinde okullar açıyorlar. Bu okullarda belli ölçüde Türkçe öğretiyorlar. Bunun dışında bunu bilerek söylüyorum çok yüksek bir eğitim düzeyi ortaya koyuyorlar. Bu yüzden de bulundukları her ülkede de adına Türk Okulları dendiği için ya da bazı yerlerde Türk Kolejleri dendiği için Türklüğün ve Türkiye’nin itibarına da olumlu katkılar sağlıyorlar. Bu bir gerçek. Ben Türk Cumhuriyetlerindeki okullarını biliyorum orada gerçekten Türkçe öğretiyorlar. Tabii ki eğitimin İngilizce yapılmış olmasına itirazım var. Ama o itiraza karşılık da, İngilizce olmasa bu kadar itibar görmez diye karşılık veriyorlar. Netice itibariyle baktığınız zaman bu okullara vicdanlı bir Türk’ün ve Türkiye vatandaşının karşı çıkması aklın alacağı bir şey değildir. Eleştirenler dahi bu gerçeği görmelidirler. Bu okullar Türkiye için de faydalı, o ülkeler için de faydalı. Bir hizmet yapıyorlar. Başbakan daha önce bunları yere göğe sığdıramıyordu. Demek ki mesele kendi nefsine dokunmalarıymış. Şahsına dokunan bir iş olunca birden bire iş bu hale geliyor. Ben meseleye böyle bakıyorum. Başbakan’ın bu sözleri ne kadar yerine gelir onu da bilmiyorum. Şimdi başka bir yana bu okullar girdikleri toplumların içine nüfuz ettiler. Bugün o yerlerdeki birçok bakanın, başbakanın çocukları buralarda okuyor. Bu okulları bitirenler toplum içinde belli yerlere geldiler. Artık okullar sadece okul olarak kalmadı, okullar çevresinde bir işadamları camiası var, dernekleri var.  Öyle başbakanın sözüyle olacak işler değil. ”

Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın: köstebek, Van göçmeni, Kültürümüz zarar görür, dedi.

CIA ajanı Haluk Akalın
CIA ajanı Haluk Akalın

Türk okullarının Türkiye’nin dünyaya açılan kapılarından biri olduğunu belirten Türk Dil Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, okulların kapatılmasına yönelik girişimleri doğru bulmadığını söyledi.

CIA ajanı Haluk Akalın
CIA ajanı Haluk Akalın

Okullar kapatılırsa kültürümüzün zarar göreceğine dikkat çeken  Prof. Dr. Akalın, “Türk okullarında; kültürümüz, edebiyatımız, geleneklerimiz  de öğretiliyor. Gelecekte bu okul mezunlarından devlet başkanları olacak. Şu an bu okullarda yetişen birçok milletvekili var” diye konuştu.

Gazeteci yazar Yavuz Bülent Bakiler: köstebek, Van göçmeni, Alkı selimle hareket edilmeli, dedi.

Van göçmenleri görüşmesi
Van göçmenleri görüşmesi

Okulların siyasi çekişmelerden uzak tutulması ve aklı selimin hakim olması gerektiğini ifade eden gazeteci yazar Yavuz Bülent Bakiler de şu değerlendirmeyi yaptı:
“Dünyanın bir çok ülkesinde açılan Türk okullarına bizzat gittim. Oradaki insanlarla tanışma fırsatı buldum. Dünya milletleri önünde yüzümüzü ağartan, göğsümüzü kabartan, marşımızı söyleten, bayrağımızı dalgalandıran bu kültür kuruluşları devletin yapamadığını yapmıştır. Başkalarının adını dahi bilmediği ülkelerde bayrağımızı dalgalandırmış, dilimizi öğretmişlerdir.”

 

Nevzat Yalcintas, CIA-Arabistan ortasında akça kasası idi.
Nevzat Yalcintas, CIA-Arabistan ortasında akça kasası idi.

Hizmet sözü: bir sifredir. Karşılığı: köstebeklik (hizmet)

“OKULLARA ÖNCÜLÜK YAPANLARA DEVLET MADALYA VERMELİ: 20. asrın sonunda ve bu asrın başında kültürümüz; dolayısıyla dilimiz, tarihimiz ve Türkiye’nin tanıtılması konusunda en büyük hizmet, yurtdışında 160 ülkedeki Türk okullarımızın açılması olmuştur. Bu okullara öncülük yapan ve bu büyük projeyi gerçekleştiren kişilere devlet madalya vermelidir. Yani onların yaptıkları bu büyük hizmetten dolayı mükafatlandırmalıdır.”

 

Ermeni olduklarını gizlemeyen iki yazar’da Gülen okullarını istiyor.

Gazeteci-Yazar Mehmet Altan:

Mehmet Altan, Cia'nın olmazsa olmazı
Mehmet Altan, Cia’nın olmazsa olmazı

 

Türk okulları gibi Türkiye’nin medar-ı iftiharı, Türkiye’nin en büyük kazançlarından, ulusal bir değeri olan kurumları ortadan kaldırmak için Azerbaycan’dı, şuarasıydı kapı kapı dolaşıyor. İnanılır gibi değil. Adama sorarlar ‘Bu okullar ne güçlüklerle ne zorluklarla yapıldı?’ diye.

Gazeteci-Yazar Hayko Bağdat:

Hayko Bagdat, Gülen'in yamağı
Hayko Bagdat, Gülen’in yamağı

Resmi ideolojilerin belli inanç grupları üzerinden tahakküm oluşturmasının nasıl vahim sonuçlar doğurduğunu bilen bir tarihçeden, bir inanç grubundan geliyorum. Üstelik bunu sadece Türkiye’de değil dünyanın başka ülkelerinde uygulatmaya çalışmak oldukça komik duruma düşmektir. Hangi çağda yaşıyoruz. Dolayısıyla ben bunu çok sağlıksız bir durum olarak görüyorum. Tamamen inat ve intikam duygusu taşıyor.”

FETHULLAH GÜLEN’E (emekli vaiz, SIGINMACI)’NIN GİZLİ GÖRÜŞMELERİ… BİR TOKATTA ÜLKÜCÜLERDEN

FETHULLAH GÜLEN’E (emekli vaiz, SIGINMACI) BİR TOKATTA ÜLKÜCÜLERDEN

1. SES KAYDINI DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ…

2.  SES KAYDINI DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ…

3.  SES KAYDINI DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ…

4.  SES KAYDINI DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ…

5. SES KAYDINI DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ…

Meral AKŞENER: (ZAMAN)IN KADINI Fethullah Gülen örgütünün MHP içindeki köstebeği

MHP içindeki CIA'nin köstebekleri: Meral Akşener+Seyfettin Yımaz
MHP içindeki CIA’nin köstebekleri: Meral Akşener+Seyfettin Yımaz

 

 

 

(ZAMAN)IN KADINI Fethullah Gülen örgütünün MHP içindeki köstebeği Meral AKŞENER KONUŞUYOR.

(ZAMAN) – ANKARA

7 Ocak 2014

Görsel

Eski İçişleri Bakanı, Fethullah Gülen’in MHP içindeki köstebeği, Meral Akşener, Ergenekon ve Balyoz soruşturmasında yeniden yargılama tartışmalarına karşı çıktı.

Çünkü Türk subaylarına tuzak kurulmasında kendisininde büyük emekleri var. O günlerde, cia görevlileri ile sık sık görüşerek, Fethullah Gülen yapılanmasının subayları çökertmesine ön ayak olan Meral Akşener’i bu günlerde derin bir korku salmış durumda.

Akşener, “Ergenekon, Balyoz soruşturması başladığında şevkle alkışlayanların, bugün söyledikleri ‘pardon’ sözü, herkes için ibret vesikasıdır.” dedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yeşil ışık yaktığı Ergenekon ve Balyoz sanıklarının yeniden yargılanması konusunda Meclis’te hazırlıklar sürüyor. Buna göre Başbakan’ın talimatıyla Adalet Bakanlığı ve Türikiye Barolar Birliği ortak bir çalışma yapacak. CHP’nin ise sanıkların yeniden yargılanmasına imkan sağlayacak kanun teklifini bugün TBMM’ye sunması bekleniyor.

Kendisinin TBMM Başkanvekili olmasını da kötüye kullanarak Zaman gazetesine acıklamalar yapan Meral Akşener, sözde konuyu  (twitter) değerlendirdi. Hükümeti üzerinden Türk subaylarına yeniden yargılanma yolunun kapalı kalmasını istemektedir.

Akşener, “Ergenekon, Balyoz soruşturması başladığında şevkle alkışlayanların, bugün söyledikleri ‘pardon’ herkes için ibret vesikasıdır. Fethullah Gülen’in yargıdakı köstebeklerini böyle savunuyor.

“Zamanın ruhuna göre tutum alanlar, ülkemizde yargının taraflı olduğunu keşfettiler. Muktedir fikir değiştirirse, ne yapacakları merak konusu. Yargı tartışmaları için önerim, kanuna ‘BB’nın istediği kişiler yargılanamaz, soruşturulamaz’ maddesi eklensin. Tüm problemler çözülsün.” dedi.

Olayın Fethullah Gülen yapılanmasını savunmak olduğunun üstünü örtebilmek için bir iki sözde yolsuzluklar üzerine etti. Meral Akşener’in 17 Aralık’ta başlayan yolsuzluk soruşturması konusunda bunları söyledi: “Bu arada yolsuzluk soruşturmasının akıbeti, ayakkabı kutusundan çıkan paralar ne oldu? Yargı tartışmasının tarafları ‘cambaza’ baktırıyorlar.

Başbakan, Ergenekon soruşturmasının savcısı olduğunu söylemişti. 17 Aralık sonrası aynı mahkemenin avukatı oldu. Başbakan hangi sanıkları savunacak? Yalçın Akdoğan, ‘milli ordumuza kumpas kurdular’ diyor. Başbakan, ‘muhalefet katılmasa da bu meseleyi çözeceğiz’ Avukat işbaşında. Rastgele.” dedi.

İyide düyün değil, bayram değil, sana ne oluyor ey kadın?

Ortada uluslararasi güçlerin kavgası var. Sen susamazsın çünkü sana birileri dürtüyor, görevini yap, görevini yap, cia’nın çıkarlarını koru diye

Gizli Örgütün Başı: Osman Hilmi Özdil ‘Kozanlı Ömer’

Emniyet’teki Fethullah örgütünün (Cemaat) kolluk güçleri (polis ) içindeki imamı Kozanlı Ömer Osman Hilmi Özdil ilk olarak kullanıma sunuldu. 

CIA'NIN İMAMI İÇİMİZDE:Osman Hilmi Özdil
CIA’NIN İMAMI İÇİMİZDE:Osman Hilmi Özdil

      

Kendi bilgi toplama gizli örgütünü kurabilmiş olan örgüt başı.

 

Gülen eski mitçi şimdi cia-cı
Gülen eski mitçi şimdi cia-cı

İşte Cemaat’in İç İşleri Bakanlığı’ndakı köstebek (imamKozanlı Ömer     

27.12.2013

MİT, bugüne deyin adı ile Fethullah örgütünün (Cemaat) kolluk güçleri (polis ) içindeki imamı olduğu dışında özellikleri bilinmeyen Osman Hilmi Özdil’i ilk olarak basına sızdırdı. Kozanlı Ömer‘ takma adıyla bilinen Fethullah örgütünün (Cemaat)in Emniyet yapılanmasının gizli öncüsü olan Osman Hilmi Özdil‘in görünürdeki işi (sigorta)cılık

MİT, “SABAH Özel İstihbarat Bölümü” ne, tartışma sürecine katkı olsun düşüncesi ile bugüne deyin adı Fethullah Gülen örgütünün (Cemaat) kolluk güçleri (polis ) içindeki gizli imamı olduğu dışında, bilgi bulunamayan, toplumca bilinmeyen, görüntülenmeyen gizemli kişinin görüntüsünü iletti, ayrıca bağlantıları ile ilgilide bazı bilgileri ortaya çıkardı. Adana Kozan doğumlu olduğu için ‘Kozanlı Ömer‘ adıyla bilinen, Fethullah Gülen örgütünün (Cemaat) kolluk güçleri (polis ) içindeki gizli imamı ayrıca İç İşleri Bakanlığı içindeki yapılanmasının gizli başı “devlet içindeki gizli devletin polis imamı olan Osman Hilmi Özdil İstanbul’da yaşıyor, çok sıkda Ankara’ya gidiyor. Özdil’in, görünürdeki işiyle bağdaşmayacak gizli ilişkileri var.

Adı ilk kez Gülenciler’in tutuklattıkları, polis başı Hanefi Avcı’nın yazdığı “Haliç’te Yaşayan Simonlar / Dün Devlet, Bugün Cemaat” adlı eserde geçen Osman Hilmi Özdil, Fethullah örgütünün (Cemaat) kolluk güçleri (polis ) içindeki gizli örgütü yönetenlerden biri. Osman Hilmi Özdil, elinde sürekli içi para dolu bir torbayla, gizli korumalı bir biçimde geziyor. 34 VP plakalı, “Yeni Master Sigorta Kuruluşu”nun Volkswagen Passat 2013 model boz (gri) bir araç kullanıyor. “Yeni Master Kuruluşu” Emniyet Genel Müdürlüğü’nün araçlarını sigortalayan bir örgütün işyeri.

Osman Hilmi Özdil‘in kullandığı araçlardan biri de 34 TP, bir Volkswagen. Bu araç da “Uzman Pil Akü Elektronik Sanayi Limited Şirketi” adına yazılı. Bu kuruluşun yöneticileri ise İstanbul Ticaret Odası (İTO) belgelerine göre H.Y. ve N.Y. H.Y. üstelik N.Y.’nin evi, Fethullah örgütünün (Cemaat) yayın kuruluşundan birine 30 metre uzaklıkta olan Osman Hilmi Özdil‘le aynı sokakta.

Osman Hilmi Özdil, her gün saat 09:00 ile 11:00 arası evden çıkıyor. Evden çıkış anları düzenli değil ve belirli bir işyerine gitmiyor. Özdil’in sık gittiği bir işyeri geçmişte Fethullah Gülen’in oturduğu Altunizade’de bulunuyor. Nedense o işyeride bir kilise yöneticisinin sürekli uğradığı bir yer, yine nedense Osman Hilmi Özdil o işyerine gelince kilise yöneticiside oraya geliyor.

Osman Hilmi Özdil, evden çıktıktan sonra gideceği yere genelde aynı yolları kullanmayarak ulaşıyor. Takip edilme ihtimaline karşı ara-sıra yol kıyısında duruyor, sonra yeniden yola koyuluyor. Ara-sıra beklenmedik biçimde dönüşler yapıyor. Doğum belgesine göre 5 Aralık 1968 Adana Kozan doğumlu alan Osman Hilmi Özdil, Kozan’ın Mahmutlu Mahallesinde bir eve yazılıdır. 1993 yılında evlenen Özdil’in dört çocuğu var. Birde yaşı onsekizden küçük ulak (posta) olarak kullandığı yasadışı eşi bulunmaktadır.

FBI’YA DEVLETİN GİZLİ BELGELERİ’Nİ VERDİ

Osman Hilmi Özdil, MİT’teki bilgilere göre 2007 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) giriş yaparken içinde gizli bilgilerin bulunduğu bir el-bilgisayarı ile sözde yakalanmıştı. FBI’nın, içindeki verilere el koyduğu bu bilgisayara devletin çok gizli sayılabilecek bilgilerini yer aldığı belirtiliyor.

Gülen'in kilisesi
Gülen’in kilisesi

Olayın gerçek oluş biçimi!

Amerika’daki gizli çalışan bir devlet örgütü Fethullah Gülen hocaefendiden kendilerine bazı belgelerin sağlanması istenir. İstenen belgeler; Türkiye’de bazı etken kişilerle ilgili bilgiler, ikincisi Türkiye’nin savunma düzeni ile ilgili bilgiler.

Bu çok önemli bilgieri taşıyabilecek tek etken kişi olarak,  Fethullah örgütünün (Cemaat) kolluk güçleri (polis ) içindeki gizli örgütünü yönetenlerden biri olan Osman Hilmi Özdil gorülür.

Onun görevide belgeleri gümrükten geçince gerekli gizli ellere vermekti, onuda yaptı. Ancak Türkiye’de bu belgelerin güvenliginden sorumlu kişiler, sorumluluktan kurtulmak için verdi sözü yerine yakalandı sözünü kullanmak istediler.

Mit’in elindeki bilgilere göre, Fethullah örgütünden (Cemaat)çi polislerin ‘Kozanlı Ömer‘i Fethullah Gülen’e şikâyet ettikleride belgelenmiş durumdadır. O belgeye göre, “MİT Müsteşarlığı ve ….. istihbarat birimleri Ömer Bey’i gerçek adı (Osman Hilmi Özdil) ile bilmekte ayrıca adım-adım izlemektedir. Emniyet Kurumu’nda görev yapan üst düzey yetkililerden olan Emin Arslan, Sabri Uzun, Hanefi Avcı, Hüseyin Özalp gibi devletin önemli merkezleriyle irtibatlı kişiler de Ömer Bey’in Amerika-CIA’nın Gülencilik adına kurdurduğu örgütün sorumlusu olduğunu bilmektedirler,” bilgileri yer alıyor.

MIT DIŞINDA kendisini sürekli izleyen YAVRUKURT örgütünün emniyete ilettigi bilgilere göre;  Fethullah örgütünün (Cemaat) kolluk güçleri (polis ) içindeki gizli örgütünü yönetenlerden biri olan Osman Hilmi Özdil, en az 15 günde bir özel olarak bazı PAPAZLARla ayrıca kilise yöneticileri ile görüştüğü belirlenmiştir.

Kolluk güçleri bu durumu neden gizliyorlar? Halkta müslüman kuruluşlarla ilgili kötü duygular oluşur korkusu bulunmaktadır.

Müslüman+kilise+ dış güçler ilişkisi böyle…

GİZLİ ÖRGÜT’ÜN CIA İLE BİRLİKTE ERDOĞANI TUTUKLATMA GİRİŞİMİ

MIT’in elindeki kaynaklara göre,  Osman Hilmi Özdil, Ergenekon operasyonları, Balyoz, KCK ve Oslo süreciyle ilgili Emniyet-yargı girişimlerinin düzenleyicisi, İç İşleri’ndeki atamaların gerçek sorumlusudur.

Fethullah örgütünün (Cemaat) kolluk güçleri (polis ) içindeki gizli imamı Osman Hilmi Özdil; İlker Başbuğ, Hanefi Avcı’nın tutuklanmaları için ortamı oluşturan kişidir. Ayrıca bazı Gülenci mitçilerin ellerindeki bilgileri MiTin yanısıra Fethullah örgütünün (Cemaat) kolluk güçleri (polis ) içindeki gizli imamı Osman Hilmi Özdil’e aktardıkları bilinsede, kendisine dur denilememesini, CIA’dan aldığı koruma desteğine bağlamaktadırlar.

KOSKOCA TÜRK DEVLETİ DEDİĞİMİZ DEVLETİN EN ÖNEMLİ ALANLARI KÖSTEBEKLERİN ELLERİNDE OYUNCAK OLURKEN, KASIMPAŞALI, OĞLUNU AKLAMAYA ÇALIŞMAKTADIR.

MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Müsteşar Emre Taner ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş’in tutuklanmak istendiği girişimlerin içişlerindeki (polis) ayağındaki karar vericilerinden olarak görülüyor.

Devlet içinde örgütlenen gizli devletin, devletle savaşı 7 Şubat 2012’deki MİT kriziyle başladı, 17 Aralık operasyonlarıyla devam etti ve bugün etkisini artırdı. Şimdi devletin içinde yuvalanıpta Erdogan’ın onayı ile subaylar, kolluk güçleri, üst görevlerden Türk kökenlileri tümden dışlayan bu Fethullah örgütünün (Cemaat) kolluk güçleri (polis ) içindeki gizli imamları, kendi ortakları milli Görüşçüler’in bütün yasadışı SEVİŞME (evlilik dışı işler), karın (rüşvet) işlerini sapasağlam belgelemiş, buna dayanarak, Erdogan’ı bitirmeye çalışıyor. Yargı işter Fethullah Gülenci isterse Milli Görüşçü olsun, bunun önemi yok, eldeki bilgi belgelerle işlem yapmak durumunda kalacaktır.

MIT Erdogan’ın yanında olsada Fethullah Gülen’in gizli örgütünü yakabilecek gizli belgeleri ortaya sürememiş, böylece Erdoğan’a beklenen desteği verememiştir.

Bu girişim, yargı eliyle bir darbe girişimi olarak değerlendiriliyor.

Emniyet’ten ayrı gizli olarak örgütlenmişler. Polislik belgeleri evlerine taşımışlar.

Şimdi bütün Türkiye’de yaşayanların başlarına gelen soru; iyide bu ajanı Türk polisi neden tutuklamıyor? Söz dönüp dolaşıp; “Biz CIA’nın ajanını tutarsak ABD’de bizimkini tutar.” a geliyor.

Sorulan soru bu: MIT’ten emekli olan bir sürü eski mitçi bütün gün bu günkü yönetimi övmektedir. Nedense bu alçaklar bir kerecik olsun bu bildikleri (ihaneti) anlatmazlar!!!

Bunun için mi? “Türk’ün Türk’ten başka yoldaşı yoktur” denmiş?

 

MERAL AKŞENER, FETHULLAH GÜLEN’E ARKA ÇIKTI. “DERSHANE”LERİN KAPATILMASINA KARŞI ÇIKTI

MHP’Lİ MERAL AKŞENER, DERSHANELERİN KAPATILMASINA KARŞI ÇIKTI

Görsel

Görsel

DİŞİ TİLKİ MERAL AKŞENER

Meral Akşener, durduk yerde bir MHP milletvekili olarak, birden bire Fethullah gülen yapılanmasına arka çıktı. Çok ilginçtirki, kendisine yakın bir milletvekilide ona benzer bir çıkış yapmıştı. Ancak, Meral Aksener’in arka çıkması bambaşka

idi. Onun amacı yalnızca kapatılacak olan “dersaneler” değil, AKP içindeki-dışındaki Fethullah gülen örgütü yandaşlarının oluşturacakları olası bir oluşumda bir öncü olarak yer alabilmektir.

Çünkü o artık biliyorki, MHP içinde yeri sınırlı kalacaktır.

Bu arada o çok sevdigi “ZAMAN” çalışanına (muhbir) Recep Tayyip Erdogan’ın görüşünü degiştirmeyeceği konusunda gerekli yerlere, gerekli bilgileri verdiğini belirtiyor. Ayrıca birde özel olarak kendisine bakım yaptırarak, fotografını çektiriyor. Buradan anlaşılan “Meral Akşener’in Gülen örgütü ile olağan üstü iliskişi vardır.

Sonra utanmadan MHP’nin oylarını değilde “Fethullah gülen”in oylarının Erdoğan’ın yanında değerinin olmadığını açıklıyor. Buda kendisinin MHP’nin degilde “F-Tipi” yapılanmasının milletvekili olduğunu gösteriyor. Halkın gözünde o artık, MHP’nin kuyruklu yıldızıdır.

Cumhurbaşkanlığı için “dersane”ler kapatılıyor diyor.

Meral Aksener, MHP içinde verimli bir çalışma yapmamış, sürekli olarak F-tipi yapılanma ile gizlice ilgilenmiştir.

Ortalıkta dolaşan bilgilere göre, MHP içinde kendisini destekleyen bazi milletvekillerinin bulunduğudur. Meral Akşener’i böyle atılgan eden başka bir gerekçe de, bu yıl içinde Mekke’ye gittiğinde orada Türkiye’de etken olan bazı güçlerle yaptığı bazı anlaşmalardır. Sonuç olarak, Meral Akşener’e MHP donu dar gelmiştir. O kendisine “ŞALVAR” izlemektedir.

Çok yakında Meral Akşener’in ABD-Şikago’dan aldığı desteği, onun Türkiye’deki sivil devrimi desteklemesi için bakan seçildiğini buradan okuyacaksınız.

 Akşener Istanbul'da şeyhinin "dersane"sini savundu.
Akşener Istanbul’da şeyhinin “dersane”sini savundu.

MERAL AKŞENER nereye koşuyor?

BİR KÖSTEBEĞİ TANITIYORUZ: FETHULLAHGÜLEN’İN EN DERİN KORUYUCUSU OLAN KÖSTEBEK KİMDİ? O BİR BAKANDI. ÜSTELİKTE İÇİŞLERI BAKANI İDİ. O BAKAN DYP KOCAELİ MİLLETVEKİLİ MERAL AKŞENER İDİ. Görsel TÜRKLER’E BUGÜN KAN KUSTURAN FETHULLAHGÜLEN’İ O GÜNLERDE KİM KORUMUŞTU? MERAL AKŞENER. Sayın Akşener PKK’ya sopa göstererek, üç çapulcuya dil uzatarak, izini yok ettiremez. Türkiye’de Türkler’inde bir bilgi sandığı, bir savunma düzeneği vardır. Şimdi TÜRKLER kendisinden özür bekliyorlar. BELGE:1 Görsel BU BELGE: (mit) 298764756230987

Meral Akşener Fethullah Gülen işbirliği
Meral Akşener Fethullah Gülen işbirliği
Fethulllah Gülen, _Papa John Paul'den Hristiyan üniversitesi isterken
Fethulllah Gülen, _Papa John Paul’den Hristiyan üniversitesi isterken
nurcular kilisedeler. Tanıyabildiniz mi?
nurcular kilisedeler. Tanıyabildiniz mi?

BELGE:2 Meral Akşener, 2001 yılında bir yanlışlık yapmıştır. Bu uluslararası “cia” görevlisi Fethullah Gülen’i iyi tanımamış olabilir demiştik. Kısa bir araştırma sonunda CIA’nın elindeki yerleşkelerden birinden Meral Akşener’in 2008 yıllarındaki konuşmasını içeren bir görüntü yayına verilmiş, onu bulduk. Bu görüntüdeki konuşmasında da bir ilkokulu bile bitirememiş olan Fethullah Gülen’i yere göğe sıgdıramadığına tanık olduk. Meral Akşener’in 2008 yıllarındaki Fethullah Gülen’i öven konuşmasını içeren bir görüntü yayına verilmiş. Yayına verenlerde Okyanus ötesinden kişiler. http://www.youtube.com/watch?v=VtvhTQQvMiE Meral Akşener:  “Sayın Fethullah Gülen’in kendisine sorulan bir soruya verdigi cevabı hatırladım. Amerika’da Afrika kökenli müslümanlar Türkiye’ye geldikleri zaman, bu hizmetin değerli mensubları tarafından ağırlandıklarında, Amerika’da sayın Fethullah Gülen’le bir araya geldiklerinde bir söz söylüyorlar, diyorlarki; Dünyanın her tarafında müslüman ülkelere gittik, ağırlandık ama hep farklı olduğumuzu düşündük ve öyle davranıldı bir Türkiye’de sizin arkadaşlarınız bizi ağırlarken bunu hissetmedik. Sayın Gülen’inde cevabı biz renk körüyüz. Alkışlar, alkışlar, alkışlar, alkışlar… Burada bu çocuklarımızla birlikte gönül gözü açık ama düşmanlığa, zalimliğe, zulme gözleri kapalı renk körü insanlar gördüm, çok teşekkür ediyorum.”

https://turkislamulkucusu.wordpress.com/?s=MERAL+AKSENER

Meral Akşener_Bülent Arınç_gözgözeler
Meral Akşener_Bülent Arınç_gözgözeler
Meral Akşener Türkler'e renkkörü derken_
Meral Akşener Türkler’e renkkörü derken_

Bu sözleri iyice okuyorum. Okudukça başıma bazı sorular yığılıyor. Bu soruları ön yargısız olarak aşağıya sıralıyorum.

  1. Bu “hizmet” ne demektir. Kimler nereye “hizmet” ediyorlar?
  2. Bu “hizmet”in değerli mensupları derken kimleri dile getiriyor sunuz?
  3. Bu çocukları dünyanın her yerine kim? Kimin paraları ile götürüyor?
  4. Sayın M. Akşener siz renk körü olabilirsiniz, ancak Türkler’e renk körü diye hakaret ediyorsunuz. Bunu anlaya mıyor musunuz?
  5. Sayın M. Akşener, biz Türkler, zalimliğe, zulme karşı gözleri kapalı renk körü insanlar değiliz. Özellikle zalimliğe, zulme baş kaldıran bir milletiz. Bunu anlayamıyor musunuz yoksa,  F. Gülen’e yalakalık olsun diye mi söylüyorsunuz?
  6. Siz geçmişte İç İşleri Bakanlığı yapmış birisi olarak, Fethullah Gülen’in uluslar arası, Okyanus ötesi bağlantılarını bimiyor musunuz?
Meral Aksener Fethullah Gülen elele CİA'nin gölgesinde Türkçe'yi kurtarma yolundalar.
Meral Aksener Fethullah Gülen elele CİA’nin gölgesinde Türkçe’yi kurtarma yolundalar.
Meral Akşener, FETHULLAH Gülen istedi diye hacı oldu.
Meral Akşener, FETHULLAH Gülen istedi diye hacı oldu.
Meral Akşener'in AKP ile gizli ilişkisi
Meral Akşener’in AKP ile gizli ilişkisi
Meral Akşener'in AKP ile gizli ilişkisi
Meral Akşener’in AKP ile gizli ilişkisi

* Bunu açıklıkla belirtelimki, bu yazıları ne sizi kötülemek, nede MHP’de birilerini yükseltmek, nede birilerini güçsüz kılmak için yazmıyoruz. Biz ülkücüler çok kullanıldık, artık yeter demek için görevimizi yapıyoruz.

Hüseyin Feyzullah (Alpaslan Türkeş) uyuşturucu ilişkisi_1

{Akyazılılar vakfı, türkeş belgeleri)

Hüseyin Feyzullah (Alpaslan Türkeş)

Sarı Avni için Türk ya da Kürt milliyetçisi, Türk ya da Bulgar solcusuyla ortaklık fark etmezdi. ‘Narko dolar’ın ‘petro dolar’a egemenliği arttıkça yaşananlar kâbusa dönüşecekti. Türkiye, duyduklarına inanmayan insanların ülkesi haline gelecekti

Görsel

Görsel

Türkiye siyasetine egemen olan serbest piyasa ekonomisinin mantığıyla ‘Benim mafyam, senin mafyandan daha iyidir’ dönemi başlıyordu. Artık hiçbir şey daha çok kazanmaktan, daha çok harcamaktan önemli değildi. 
Son model bir Jaguar’ı başbakanın kızına düğün armağanı veren işadamının Oflu 
İsmail’le (Hacısüleymanoğlu) iş ilişkisi de Milano’da 10 kilo esrarla yakalananların üstünden hangi ilin emniyet müdürünün adresi çıktığı da önemsenmeyecekti. 
Sarı Avni ve Behçet Cantürk’le olan dostluğu fotoğraflarla belgelenen (8 Temmuz 1980) albay Ali İhsan Cesur’un ilişkileri onun İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda cumhurbaşkanı danışmanı olarak çalışmasına engel değildi. 
Sarı Avni için Türk ya da Kürt milliyetçisi, Türk ya da Bulgar solcusu, asker-sivil, polis-ajan, savcı-yargıç hiç fark etmiyordu. Örneğin o İsviçreli kaçakçı Paul Waridel’in de, Behçet Cantürk’ün de ortağı olabiliyordu. 
İnanması güçtü ama onun sivil-asker her düzeyde dostları vardı. 
Bağrından dünyanın en zengin hava kuvvetleri komutanını çıkaran Türkiye, bu komutanın yeraltıyla ilişkisinin üstünü başarıyla örtüyordu. TBMM, orgeneral Tahsin Şahinkaya hakkında sessiz kalınca, Şahinkaya için hazırlanan dosya Genelkurmay Başkanı’nın masasının üstünde tozlanmaya mahkûm ediliyordu. İddialar dudak uçuklatıcı boyuttaydı. Son darbenin Hava Kuvvetleri Komutanı’nın Sarı Avni ile, Emniyet Genel Müdürü’nün ise Behçet Cantürk’le konuştuğu söyleniyordu. (Selahattin Delidere’nin Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı’na 1603-1-1581 sayıyla gönderilen ses bandı.) 
Narko doların petro dolara egemenliği arttıkça yaşananlar kâbusa dönüşecekti. Türkiye duyduklarına inanmayan insanların ülkesi olacaktı. Artık hiçbir şey önemli değildi. 
Dolder toplantısına katılan işadamı Mustafa Kefeli’nin Nesim Malki cinayetinin azmettiricisi olması savı da, Alaattin Çakıcı’yla birlikte Türk Ticaret Bankası skandalının aktörleri arasında yer alması da unutulacaktı. Her gün yeni bir olay ortaya çıkıyor, her yeni olay bir öncekinin üstünü örtüp eskiyi unutturuyordu. 
Mersin’de ele geçen 22 ton esrar ve 638 kilo baz morfin nedeniyle tutuklanan Örfi Çetinkaya‘nın ilişkileri insanın düş gücünün sınırlarını zorluyordu. Türkiye içinde kendini ‘hayır işlerine’ adayan Çetinkaya Makedonya, Bosna ve Arnavutluk’ta da okullar yaptırıyordu. Alparslan Türkeş, Rahşan ve Bülent Ecevit’in öve öve bitiremediği bu okulları ABD’de CIA koruması altında yaşayan Fethullah Gülen’in cemaatine verdiği söyleniyordu. (Saygı Öztürk, 12 Haziran 2000.) Biz unutsak da polis unutmuyor, kim bilir belki de bu savları da araştırıyordu.

Türk Okulları’nın dayandığı iki dayanak vardı. CIA ile eroin kacakçıları.

‘Polis yol verir’ 
Belleklerini kiralamayanlar MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici’nin yaklaşık bir yıl önce “Eroine polis yol verir” dediğini de, “Türkiye’de çok büyük dükkânlar kurulduğunu” söylediğini de elbette anımsıyor. 
Söylenmeyen, bu güvenli yoldan yürüyerek siyasette etkinlik kazananların kimler olduğuydu. Söylenmeyen bu büyük dükkânların büyük ortaklarının siyasal kimlikleriydi. 
Sevgili Neşe Düzel’in Yahnici’yle yaptığı çarpıcı söyleşi (Radikal, 12 Haziran 2000) beklenen etkiyi uyandırmadı. Uyandırmadı çünkü, Abdi İpekçi’nin katili MHP’li ülkücü Mehmet Ali Ağca -büyük bir rastlantı söyleşinin yayımından bir gün sonra Türkiye’deydi. 
Kim anımsar bilinmez ama Ağca, karanlık işlere uyuşturucu ve silah kaçakçılığı dünyasından transfer edilen bir ülkücüydü. Abuzer Uğurlu’nun İstanbul Aksaray bölgesindeki yamağının Ağca olduğunu en başta Yahnici’nin anımsaması gerekirdi. Ağca, Türkeş, mafianın yolları, tarikatta birleşecekti.

Eymür mektubu 
Mehmet Eymür 1985 yılında MİT Müsteşarı Burhanettin Bigalı’ya yazdığı ‘ünlü mektubu’nda bu kirli ilişkileri açıklayacak ipuçları vardı: 
”Bildiğim kadarıyla Abuzer Uğurlu ile resmi ilişkinin kesilmesinden sonra da bazı kişisel temaslar devam etmiştir. Duyduğuma göre Mataracı davasıyla ilgili gözaltına alınan Abuzer Uğurlu’yu, kaçakçılık konularına bakan bir mensubumuz yanında 
İstanbul eski Ülkü Ocakları Başkanı Komando Mustafa olduğu halde, Beşiktaş’ta Abuzer’in Mersedes otomobiliyle, Sadettin Tantan’a teslim etmiş ve ona iyi davranılmasını istemiştir.” 
Abuzer Uğurlu’nun Türkiye’nin kan gölüne çevrildiği 1974-1979 yıllarında Yıldırım takma adıyla kullanıldığını bilmeyen yoktu. 
Ne yaptığı, kimin hesabına çalıştığı artık çok iyi bilinen Bekir Çelenk de aynı yolun yolcusuydu. 
Yahnici’nin Bekir Çelenk-Mehmet Ali Ağca ilişkilerini unutmaması gerekirdi. Uğurlu da, Çelenk de bir eli uyuşturucuda bir eli silahta vakti zamanın iki sıkı ülkücüsüydü. Unutmak/ unutturmak özgürlüğü varsa, anımsamak/anımsatmak özgürlüğü de vardı. 
Uyuşturucu-siyaset ilişkisinin yazılı olmayan tarihinde ‘polisten yol isteyenlerin’ ya da ‘kurulan büyük dükkânların’ özneleri arasında onların her zaman önemli yeri vardı.

Hüseyin Feyzullah (Alparslan Türkeş): Derneklerde Türklük ile ilgili egilimler yavaş yavaş yok edilirken, islamcı çalışmalar artırılıyordu. İslamcı (tarikatçı, tekkeci, azınlıkçı) anlayış ile birlikte YEŞİL ORDU KURULUYORDU. Artık, Türkeş’in cebine milyarlar doluyor, gencecik Anadolu çocukları sağ sol çatışmalarında ölüyorlardı.

Görsel   Görsel

İki kaçakçı vekil 
O yıllarda MHP Niğde Senatörü Kudret Bayhan, Fransa’da, MSP Diyarbakır Milletvekili Halit Kahraman Almanya’da uyuşturucu taşırken yakalanıyordu. Siyaset kulislerinde MSP’li Kahraman’ın MHP’yle ilişkisi konuşuluyordu. MSP’li Oğuzhan Asiltürk uyuşturucu işinde MSP’nin değil, MHP’nin izleri olduğunu savlıyordu: 
”Halit Kahraman’ın Diyarbakır’da bir türlü örgütlenemeyen MHP’nin il örgütünü kurmak için çalıştığını, bu sebeple Hüseyin Feyzullah (Alpaslan Türkeş)’le temasta olduğunu, hatta Türkeş’le yemek yerken çektirdikleri bir fotoğrafın kendilerinde olduğunu, Halit Kahraman’da yakalanan eroinlerin MHP’lilerle ilgili olabileceğini, bilindiği gibi CKMP’nin MHP olarak değiştiğini, CKMP Manisa Milletvekili Sami Binicioğlu‘nun eroin kaçakçılığından on yıl ağır hapse mahkûm edildiğini, aynı şekilde Senatör Kudret Bayhan’ın Fransa’da eroinle yakalanıp on beş yıla mahkûm olduğunu, Halit Kahraman’ın bunlarla irtibatlı olabileceğini anlatıyordu” (Mustafa Yiğit, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı İnterpol Avrupa İcra Kurulu üyesi.) 
1978’lere gelindiğinde CHP’li İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş’e bildiklerin anlatan MHP’nin Avrupa örgütlenmesinden sorumlu olan Lokman Kondakçı‘ya göre İstanbul’da bir ilçe başkanı uyuşturucu işi yapıyordu: 
”Bu eroin meselesini biz düşündük. MHP Bakırköy İlçe Başkanı var. O bu işi yapar. Ben Federasyon başkanıyken bana şunu söyledi: ‘Berlin’de bir adam var, esrar kaçırdı. Bu işi parti için yaptı. Kendisine yardımcı olmamız lazım‘ dedi. Bu intikal etti bize. Yani eroinle ilgili bazı şeyler vardı. “Bizim camiada yaklaşan iç savaş için silah temin etmek amacıyla para bulma arzusu her dönemde vardı. Parayı en kolay bulmanın yolu eroindi.” 
Alpaslan Türkeş’in ölümünden sonra İngiliz The Guardian gazetesinde ilginç bir haber vardı: 
”Aradan geçen 20 yıl süresince kanıtlar gösteriyor ki, Bozkurtların yarı resmi silahlı çeteleri tetikçi olarak eylem yapmaya başladılar. Bunların finansmanı uyuşturucu ticaretinden karşılanıyordu. Ayrıca uyuşturucu ticaretiyle ilgili bir kısım bilgilerden bir kısım politikacının haberi vardı.” (10 Nisan 1997) 
***

Darbeci komutanın Sarı Avni’si 
Bağrından dünyanın en zengin hava kuvvetleri komutanını çıkaran Türkiye, bu komutanın yeraltıyla ilişkisinin üstünü başarıyla örtüyordu. TBMM, Orgeneral Tahsin Şahinkaya hakkında sessiz kaldı. İddialar dudak uçuklatıcı boyuttaydı. Son darbenin havacı komutanının kaçakçı Sarı Avni ile konuştuğu söyleniyordu 
***

’12 Mart’ta haşhaş vardı’ 
1960’lı yılların sonunda Amerikan gençliğinin düştüğü uyuşturucu bataklığı dünya jandarmasını harekete geçirdi. ABD yönetimi, içinde Türkiye’ nin de bulunduğu bazı ülkelerden haşhaş ekimini yasaklanmasını 
istedi. ABD’nin Ankara Büyükelçisi William 
J. Handley, Başbakan Süleyman Demirel’le haşhaş ekim yasağı konusunda ‘sert ve tehditkâr’ bir üslupla konuşunca kendini ‘kapının dışında’ bulacaktı. 
12 Mart yönetiminin Başbakanı Nihat Erim, ABD’nin istemi doğrultusunda haşhaş ekimini tüm yurtta yasakladı. Demirel hükümetlerinin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’in yıllar sonra “12 Mart’ta CIA vardı, haşhaş vardı” açıklaması uyuşturucu-siyaset ilişkilerinde bir dönüm noktası olmalıydı. Olmadı. 
12 Mart rejiminin yarattığı toplumsal muhalefet rüzgârlarıyla iktidara gelen CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, yasağı sınırlı olarak deldi ve dört ilde yürürlükte olan haşhaş ekimi yasağını kaldırdı. (1 Temmuz 1974) 
MHP lideri Alpaslan Türkeş’in görüşlerine göre ise ‘haşhaş ekimine yeniden izin vermek nümayişkâr bir biçimde ele alınmış, Amerika’ya karşı bir meydan okuma şekline çevrilmişti.” 
Haşhaş ekimi konusunda ABD’ye kafa tutmak yanlıştı. Türkeş’e göre ilk yapılacak işhaşhaş konusu başta olmak üzere Amerika ile acele müzakerelere girişmek ve aramızdaki eski dostane samimiyet ve yakın işbirliğini kurmak‘ olmalıydı. (17 Temmuz 1974)

Ülkücü ile Türk-İslam Ülkücüsü 2

Ülkücüler, ne idiler, ne oldular, ne olacaklar? Türk-İslam Ülkücülüğü nedir?
Bilmek isteyenler buraya gelsin…

* Ülkücüler,  Türk budununun dirliği ile birliği için çalışan kimselerdir.

Mit ile Cia’nın kurdurduğu bölücü ülkücüler:

* Türk-İslam Sentezcileri

* Türk-İslam Ülkücüleri

* Nizam-ı Alem Ülkücüleri

* Alperenler

* Başbuğ Alparslan Türkeş’in Askerleri

* Şeriyyeciler (Gazi Üniversitesi Ülkücüleri)

* Büyük Doğucu Ülkücüler

* Kudüs Orduları Ülkücüleri

* Özgür Milli-Ülkü Hareketi