Sinan Ogan bir köstebektir

Nerede bir türkçü oluşum varsa mit oraya çar çabuk bir köstebek sokar. 

Ayrıca birileri türkçüyüm diyerek toplumu arkasına düşürmeye başlarsa, mit kendine bağlı birisini ona karşı ortaya çıkarır.

Bu yalnızca Türkiye’de böyle degil, baskıcı düzenlerde böylesi uygulamalar var. Rusya, Çin, Türkiye, Azerbaycan, Kazakeli, Özbek, Türkmen, Kırgızeli başta bütün eski Sovyetler’e bağlı olmuş yerlerde var olan uygulamadadır.

Sinan Ogan da yeni görüş değiştirmedi. Geçmişten beri MİT ile iç içe olan birisi idi. Bu anda Erdoğan’ın seçimi yitirmemek için onun açıkça yanında yer almasını istedi. Oda gömleğini çıkarıp, gerçek yüzünü gösterdi. 

Bir tek omu? Onun dışında başka köstebeklerde çok. Haluk Cay, Kürşat Karacabey, Hasan Gürbüz,  abdurrahman Ozan İşleten, Hanefi Altaş, gerisisaymakla bitmez. Unutmayın bu görevi yapanlar doğrudan kurumun aylıklı çalışanı değillerdir. Bunun yanısıra işbirlikçiler vardır. Bundan başka birde ayakçılar vardır.

MİT bütün kuruluşlara, kıymıllara (parti) köstebeklerini sokmuştur, bu gün o köstebekler görevlerinin başındadırlar. Kimisi uyuyan köstebeklerdir. Onlar girdikleri kurum dağılana deyin sessizlikle oralarda kalırlar. Sinan Ogan onlardan birisi idi. 

Birde Azerbaycan’dan örnek verelim. YÜZSÜZLER

YÜZSÜZLER

YÜZSÜZLER: Sinan Ogan MİT İLE, Ganira Paşayeva MTN le ilişkilidir.

Ganira Paşayeva, en çok turan, türkçü, buduncu konuşmalar yapan bir dul bayan.

Kansız, alçak Azerbaycan halkı ezilir iken, oda çıkıp en iyi yaşam bizim halkımızdadır  demektedir.

Öyle etkili konuşmalar yapar, sizi etkiler, ancak onun gerçek bir türkçülükle ilgisi yoktur. 

Bakın Sinan Ogan’da öyle konuşmalar yapardı, siz ona kendinizi kaptırırdınız. Öylede oldu.

Ulan bunlara sorsanız Tuva nerede?, Selenge nerede?  Hatun nerede?, Üç Sümer nerede deseniz gösteremezler.

Ancak, bizim türkçülerimizin bilgi eksikliği olduğundan onların oyunlarına sık sık düşerler.

Şimdi o gözlerinde büyüttükleri Sinan Ogan, kendileri ile dalga geçmektedir.

Bu bilgiler sürekli olarak yayına sunulacaktır.

Sinan Ogan: “(milliyetçiler) beni yalnız bıraktılar. Arkamdan gelmediler”

Tanıyın bu çıkarı icin Sinan’ı destekleyenleri.

Sinan Ogan: “(milliyetçiler) beni yalnız bıraktılar. Arkamdan gelmediler”

Bu gün sizler iyi bir gelişme bilgisi vere biliyoruz. Sizinde bildiğiniz üzere en sonunda Ümit Özdağ Kemal Kılıçdaroğlu ile anlaşmış, Erdoğan’ı devirmenin yolu acılmış oldu.

Şimdiye deyin Erdoğan’ı ayakta tutan bütün kesimlerden kişiler vardır. Türkçü, solcu, sağcı, müslüman, inançsız, Ermeni, Kürt, Çerkez, Arap, Fars, Süryani, Türkler’den bir kesimlerinin katkıları olmuştur.  Belirtmek isterim, yeri gelince, bir türkçü, bir Ermeni’den çok olumsuz işler yapa bilmektedir. Ne demek?

Arkadaş, sen türkçüyüm diye ortama çıkıp gece gündüz geçmişini tanımadığın durumda Sinan Ogan’ı övüyörsün, oda gidip AKP ye katılınca, utanmadan “Onun bir bildiği vardır.” diye kendi yaptığın yamukluga bir anlam vermeye çalışmaktasın. Puu senin kişiliğine.

Ulan Sinan Erdoğan’a katılmasa idi, onun iyiliğini nereden anlamış idin? Salak, bir kişi turan, turan deye bağırmakla ne Turancı olur, nede türkçü olur. Ulan Sinan Ogan dediğin kisi kimdir, kimlerle ilişkili bilmesende, ona köpeklik yapmaktasın. Sizin bu kaçıncı yanılgınız oldu, olacak?

Bunlardan birisi Caner Kara’dır.

Türkçülük yapacak iken yalaklık yaparak, yanılgısına örtü arıyor. Böylesi örnekler çok.

Sonuç: Bu Sinan Ogan konusunda sözde türkçüler, yanlışlarında direndiler, gerçek türkçüler, anında yanlışlarından döndüler. Dönmeyenlerden bazıları da MİT ile ilişkili olanlardır. MİT bazılarını uzaktan kullanmaktadır. Bazı türkçüler ise dogrudan mite bağlıdırlar. 

Sinan Ogan neden türkçü olamaz? Öz halkını soyan İlham Aliyev ile işbirliği içindedir. Azerbaycan MİT ine çalışan Ganire Paşayeva ile Türkiye mit ine çalışan Sinan Ogan iki yakanın halkınıda türkçülük söylemleri ile aldattılar.

Sinan Ogan: türkçüleri sikip sıpaya çevirdi

Sinan Ogan: türkçüleri sikip sıpaya çevirdi

Kendilerini Türkçü sayanların bir anda düne deyin yakın durmadıkları Sinan Ogan’ı türkçü saydılar. 

Sinan Ogan’da bu boşluğu görünce birden bire türkçülük yapmaya başladı. 

Çok ilginçtir, bu küçük – küçük türkçü kuruluşların birisinin başkanını değilde Sinan Ogan’ı aday gösterdiler. 

Gelelim Ümit Özdağ’a, oda son günlerde türkçü söylemlerini artırdı. Buna bakan pek çok genç Ümit Özdağ’in sözlerine kanarak arkasına düştüler. 

Acı çok acı, bu kişilerin arkasına düşüp gidenler, arkasına düştükleri kişileri, onların kimlere nerelere çalıştıklarını bilmemektedirler.

Çok acı son iki günde bu iyi duygularla onların arkalarına düşmüş olan gençlerin sırtından koltuk pazarlığı yapmaktadırlar.

Kendisini türkçü sayan birisi günlerce koltuk tartışması yapa bilir mi?

Yapar.

Köstebekse yapar. Köstebek demek; gizlice bir başka kesime çalışan demektir.

İkinciden geceleri uyuşturucu kullanıp, gündüzleri türkçülük   yapan sözde türkçüler, boş teneke diy (gibi) tangur-tungur ötermiş.

Şimdi Türkiye’nin geleceği tartışılır iken, koltuk  avuna çıkan  bu iki kişi bu gençlere ne vere bilirler?

Öyle olunca, Bu halk kendisini soyana, kurtarıcı gözüyle bakıyorsa, kim ne deyebilir?

Ortada yurdu kurtarma adına koltuk savaşları yapılmaktadır.

Seçim sonrası bam-bask bir Türkiye ile   karşılaşacağız. Ağlamayan kalmayacak.

Sizleri bu saraylar, bu soygunlar, bu çürük yönetim korkutmuyorsa git oyunu bas Erdogan’a. Ancak yakın gelecekte ağlayacaksın!

Mit’in yaptırdığı bu oyun baya ilgi çekti. Bu gün Sinan Oğan Kiliçtaroglu’nu desteklese bile, onun mit ilişkisini körletmez.

Ali Guliyev

  ·

 

Sinan Oğana heç vaxt simpatiyam olmayıb , adamın keçmişi zatən ortada ! Ümit Özdağ da , populst , MİT-lə bağlı birisidir ! Hər iksinin də Azərbaycandakı rejimlə sıxı əlaqələri mövcuddur , xüsusən Sinan Öğan , o rejimin “kadrıdır ” , üstəlik ” Tərəqqi ” medalı da var !

Adamın , Azərbaycanla bağlı bir parlaq çıxışını dinləmədim ! Sabah da , böyük ehtimalla Rəisi dəstəkləyəcək , İlhamƏliyevin tapşırdığını yerinə yetirməməyə Sinanın cəsarəti çatmaz , Ümid Özdağ da Klıçdaroğlunu dəstəkləməz , ən yaxşı halda neytral mövqe tutar , “Zəfər ” partiyasının elektrotanın seçimlərini , özlərinin öhdələrinə buraxıldığını elan edər yəqin .

Oğanın səslərinin mütləq əksəriyyətinin protest elektorat olduğundan , onun , seçicilərini

hər hansı namizədə səs verməyə çağırması böyük ölçüdı heç nəyi dəyişməyəcək , Ümid Özdağ da , seçilməsi zor görünən namizədə çətin dəstək ola !

Türkiyə siyasəti haqqında ,” dövlət ağlı ” , “dərin dövlət ” ( əslində bunun böyük bubiabırçılıq olduğunu bilmirlər və bunu müsbət anlamda işədirlər ) kimi ağıllı təssəvvür yaratmağın yeri yoxdur !

Amma heç xoşum gəlməyən , MHP

liderinin Öğanın son açıqlamaları ilə bağlı

“at bazarı ” bənzətməsi çox dəqiq qiymətləndirmə idi !

Türkiyədə keçirilən bu seçkilərin demokratik

standartlara uyğun gəlmədiyi göz önündə .O biri tərəfdən də düşünəndə “Demokratiya savadlı xalqın hakimiyyətidir ” fikrinin obyektiv reallığı nə dərəcədə düzgün ifadə etdiyinin

praktik şahidi oluruq !

Həmişə demokratiya , seçki sahəsində Türkiyəyə bənzəməyə çalışırdıq , indi əksi baş verir Türkiyə sürətlə Azərbaycanlaşır !

Nəcməddin Sadıqov: Bu Rus ajanını iyi tanıyın.

AZERBAYCAN’ın TERTER bölgesinde, 2017 yılından beri 1767 Türk’ün subaylık görevinde iken görev yerlerinden kaçırtıp, 100 e yakınını öldürten, geri kalanlarını sakat bıraktıran, tümünün götlerine boru yada sişe sokturan, sonrada elini kolunu sallayarak Dubay’a kaçan ajan Nəcməddin Sadıqov Dubayda dinlenir.

Bu sözde Azarbaycan ile ilgilenen kansızlar neredeler?

Yarın bu konuda belgeleride yayınlayacağız. Uyan eyy salak halkım.

Azerbaycan Milli Savunma Bakan Yardımcısı, Sillahlı Kuvvetler Baş Komutanı General.

Müdafiə nazirinin birinci müavini – Silahlı Qüvvələrin Baş Qərargah rəisi general-polkovnik Nəcməddin Sadıkov

Yaralı kurtulan subay.

Baş sorumlu kişi Milli Savunma Bakanı: Zakir Hasanov

Azerbaycan Türk kadınlarına işkence

CHP’li bir kişinin (Muharrem İnce) R. T. Erdoğan’la gösüşmesi

Uyarı: bizim yayın kurulumuz, azınlık karşıtı değildır. Yazılarımızda geçen Ermeni, Kürt, yada Çerkez adları anılan kişileri kapsar.

Mit bu kere son olay üzerinde yakalandı. CHP’li bir kişinin R. T. Erdoğan’la gösüşmesi olayı derin tartışmalara neden oldu.

MİT’İN SON BAŞARISI:

MİT'in CHP'ye tuzağı
MİT’in CHP’ye tuzağı

İşin önemli yanıda, tartışmacılar olayın doğruluğundan çok, CHP Genel Başkanı’nın neden degişmediğini konuşuyorlar. Bu ne demektir?

Demek, bütün oyun, CHP Genel Başkanı’nın değişmesi üzerine kurgulanmıştır.

Gerisi boş. Kim başlattı? Olayı başlatanın kim olduğu yerine varsa yoksa “Kemal Kılıçtaroğlu çekilmeli, Erdoğan’dan özür dilemelidir.”

Son dönemde bu olayda iş tutanların başında, AKP’li görünmeyen Nedim Şener, Öztürk Yılmaz, CNN Türk, Sözcü Gazetesi’nin bir kısmı, Erdoğan, MİT, Muharrem İnce, başkaları…

İnce'nin mit bağlantısı
İnce’nin mit bağlantısı

Bu olayı en iyi açıklaya bilen kişi ise: Erol Mütercimler olmuştur.

İnce'nin mit bağlantısı
İnce’nin mit bağlantısı

Çünkü, olayın özü bu: ortaya “İnce, Erdoğan ile görüştü” diye bir görüş atılıyor.

Türkiye’de azıcık Türkiye’de ne olup bittigini görelenler, kim kimdir bilenler, AKP’nin başındakı Erdoğan’ın, kendisine boyun eğmeyen yöneticiler için bin turlu oyun açtığını bilmeyen yoktur.

mit / Fidan işin içinde
mit / Fidan işin içinde

İlk önce Devlet Fettahoğlu (Bahçeli) ye diz büktürdü. Şimdi sıra Kemal Kılıçtaroğlu’na geldi.

Muharrem İnce’ye gelince o derin bir köstebektir. O saraya gitti mi? Gitti. Seçim gecesi önce kazandım deyip, sonra ortadan yok olmadı mı? oldu. Bu gün İnce’ye bütün AKP güçleri destek oluyorlar mı? oluyorlar.

Yıllarca AKP PKK ile sevişir iken ses çıkarmayan Nedim Şener, şimdi gece gündüz PKK karşıtlığı eksik olmuyor.

Bütün bunlar neden? AKP, CHP’nin oy toplamasını bu biçimde önleyebilecekler.

CHP ye oy veren Kürt yurttaşlar, AKP’nin önündeki tek engel görünmektedir.

İmamoğlu’nun yükselişi de ikinci engel olmaktadır.

Kılıçtaroğlu’nun Türkiye’deki yoksulluk, işsizlik, düzensizlik gerçeklerini gündeme getirebilmesi üçüncü engel olarak görümektedir.

Mit artık, bu son atağından bir sonuç alamazsa AKP çökmekten kurtulamayacaktır.

Eger Erdoğan PKK karşıtlığında gerçekçi olsaydı. Osman Öcalan’ı TRT ye çıkarmazdı. AKP’nin sorunu PKK değil. Yönetimden düşme korkusudur.

Bütün bu nedenlerle Erdoğan’da, MİT’te bütün güçleri ile yönetimi ellerinde tutabilmek için uğraşıyorlar.

* Bu konuyuda dile getirmek gerekir: AKP’nin başa geldiği yıllardı. Görüştüğüm bir görevli   arkadaş, görüşmemiz boyunca bana Deniz Baykal’ı anlatmış, övmüştü, Kılıçtaroğlu’nunda alçak, üstelikte Ermeni kökenli olduğunu anlatıp durmuştu. Ben derin derin düşündüm, bu yetkili arkadaş, ne oluyorda sanki Türkiye’nin deyil’de AKP’nin görevlisi ağzıyla konuşuyor diye. Ben,  kendisine dönüp “Siz, ne diyorsunuz?, Deniz Baykal, AKP’li Arınç’ın teyze oğludur. Bir yanı Ermeni, bir yanı Çerkez’dir. AKP’nin dayanağıdır. Bana boşuna Deniz Baykalı anlatma” dedim. Sonra değişik kurumlardanda AKP’nin tepesindeki kişilerinde Baykal’ı çok övdüklerini duymuştum.  Üstelikte türklükle sorunu olan AKP’lilerden çok duymuştum.

Sonrakı yıllardada sürekli olarak yine görevliler, yat kalk Muharrem İnce’yi övüyorlar.  Muharrem İnce bu gün AKP basın yayınlarında, Erdoğan’ın yakınları olanların dillerinde bir kurtarıcı diye anlatılıyor.

Bildiğime göre onunda bir açığı var, mit onu önce öne çıkarıp Kılıctaroğlu’ndan kurtulmak istiyor, ondan sonrada İnce’yi açığıyla vurmak istiyör olabilir.

Türkler’in konumları nedir ?

https://www.facebook.com/search/top/?q=azərbaycan%20həqiqətləri%20%2F%20bu%20əclafin%20bah-bəhle%20təblig&epa=SEARCH_BOX

Dünden bu güne yaşadıkları yurtlarında Türkler’in konumları nedir ?

Şimdi en önce Türkiye’den başayalım, Türkiye’de Türkler, diğer Türk yurtlarında olduğu gibi öne çıkamamaktadırlar.

Türkiye’de Türkler’in durumları, ülkücü kesimin anlattığı biçimde iyi durumda değil, geçmiştede öyle olmadı.

Uzatmaya gerek yok, bundan bir kaç gün önce AKP başkanı Erdoğan Türkiye Kurultayı’nda (meclis) 50 den çok Kürt elçi (milletvekili) bulundugunu söyledi. Bu bize neyi anlatıyor ?

Demek elçi (milletvekili) olacak olan kişilerin soy kütüklerine bakıyor.

Erdoğan’a soruyoruz, orada kaç Çerkez, kaç Ermeni, kaç Süryani, kaç arap var ?

Bunların tümünü bizler bilemiyoruz, halk bilemiyor. Ancak Erdoğan, Hakan Fidan (mit), CİA, BND, AİVD, MOSSAD, MI 5, biliyorlar.

Çok ilginç, Erdoğan, yanına sözde danışma kurulu kurdu, bunlar eski halk elçileri (milletvekilleri) bunların içindede Türk yok.

Bakanlara bakın bakalım Türk var mı? Yok. İyide eey ülküdaş, MHP’de durum nedir? Orada önemli yerlerde oturanlar açıkça adı türkleşmiş, müslümanlaşmış kişiler oturuyorlar. En ilgincide Devlet (Bahçeli) nin yerine gelecek olanda dönme Ermeni, üstelik mitçi olabilecektir, Şimdilik öne çıkarılan kişi öyledir.

Bu bir çarktır, öyle dönüyor.

Türkiye’nin kaymağını yiyen, içen, soyanlar onlardır.

Onların kuruluşu, dini, görünüşü ne olursa olsun, solcuda dincide sağcıda olsa degişmez. Onlar sürekli tepelere erişebilirler.

Öylede MHP, AKP’nin bunca türk karşıtlığına neden karşı çıkamıyor? İyide Devlet Bey, kendisi Ermeni olunca, sözde ülkücü yayın †ürkgün’ün başında bulunanlar müslümanlaşmış, yarı Ermeni, yarı Kürtler’se AKP’ye karşı çikabilirler mi? Yok.

Biz Türkler ‘de onları şak, şak alkışlarız. Onları peygamberleştiririz.

Bakın, Özal döneminde yüzlerce gizli Ermeni, bölücü kürtler MIT’e alındılar. Sonrada Erdoğan döneminde böyle oldu. MHP bunları bir kerecik gündeme getiremedi. Çünkü MHP içindede yurtsever geçinen, amaçları bozuk Ermenileri gücendirmek isteyemezlerdi.

Devlet Fettahoğlu (Bahçeli) Türk IRKINA attığı kazıklar için Gök Tanrı'dan özür dilemiş dediler.
Devlet Fettahoğlu (Bahçeli) Türk IRKINA attığı kazıklar için Gök Tanrı’dan özür dilemiş dediler.

Bahçeli neden bir kerecik Azerbaycan’da Türkler’e yapılanlar için açıklama yapmaz? Türkiye’de gerçek bir yoksulluk, işsizlik var iken, Bahçeli neden halkına arka çıkmıyor?

Anlıyorum, Türk halkının ezilmesi ne ERMENİ Bahçeli’yi, nede ben Kürdüm diyen Metin Özkan’ı ilgilendirmemektedir.

Halk çıkmazda devlet Bey’de cami resmi yayınlamış, cuma kutlamış!

Yusuf Hallaçoğlu halka bir iyilik yapayım dedi, kalktı bir sürü önemli kişilerin işin gerçeğinde Ermeni oldukları, ancak kendilerini kürt diye yazdırdıklerını söyledi, bazı kişilerin adlarını sundu. O biliyordu, Devlet Bey’imizinde kütüğü pek iyi deyildi. Bu konuşmalar, olayı peki kim kimdire götürebilir diye artık Devlet Bey, onun ipini çekti, sonrada başka nedenler göstererek, onu uzaklaştırmış oldu.

Türkiye’de Devlet Fettahoğlu (Bahçeli), yıllarca bir MİT’çi olarak Erdoğan’a gizlice çalıştıysa bu olay, Kazak, Kırgız, Türkmen, Rusya, Azerbaycan’dada böyle olduğu anlaşıldı. Doğu Perinçek’te MİT’e çalışırdı, biz bu durum 2005, 2006 yılında öğrenmiştik. Bunun içinde bu satılmış sözde sosyalist ile “milliyetçi” Devlet Fettahoğlu’da sonunda ortaya çıktılar. Asağıdada Azerbaycan’ın durumunu size anlatmaya çalıştık.

Ulan eye Türk, sen sonde “milliyetçi parti” idi altinda yok ediyorlar.

Tofiq Yaqublu tutuklandı. Gizlice KGB'ye isleyenler bırakıldı yada tutuklanmadılar.
Tofiq Yaqublu tutuklandı. Gizlice KGB’ye isleyenler bırakıldı yada tutuklanmadılar.

Gelelim Azerbaycan’a

Azerbaycan’da oyun Türkiye’dekine uyuyor. Elçibey döneminde, Elçibey’in yakınında toplanmış olanların içinde, eskiden beri KGB’ye bağlı olanlar sızmışlardı. bunların çoklarıda Kürt olarak bilinen Ermenilerden olusmakta idi. İsa Gamber, ayaklanma ile devrilmiş Aliyev’i ayaklananları evlerine yollayarak, yeniden Aliyev’i başkanlığa oturtu. O Olay oluncu araştırdık, neden diye? Bildik, O da kendisini Kürt olarak yazdırıp ancak, eski ataları Ermeni olmuş, üstelik Azerbaycan MİT’in üyesi olduğu anlaşıldı.  Yine Elçibey’in Genel Kurmay Başkanı yetkisine yükselttiği Suret Hüseyin, başkaldırmış idi. Oda Azerbaycan MİT’inin üyesi idi. Elçibey o nedenlede kısa sürede koltuğunu bırakıp getti.

Sonra Aliyey geldi. Elçibey ile birlikte olanlardan ileri gelenleri (bakan + bazı subaylar + kendisinin ordunun başına oturttugu Suret Huseyinov) el altından Haydar Aliyev’e destek verdiler. Bir kısmıda açıkca Haydar Aliyev’i desteklediler. Çok az bir kesim savaşçılar ancak yetkisizler yanında kaldılar. Elçibey, pek çok konunun çözümünü de Isa Gamber (Kürt kökenli ancak bir yerden Ermenilik var mı? bilemiyörüz.) denilen kişiye vermişti. Azerbaycan’ın başta güvenlik sorunları vardı, buna karşılık göreve getirilenler, sorunları çözmede güçsüz kalıyorlardı. Bu durum eski KGB’li Haydar Aliyev’i eyleme geçirdi. Aliyev ile Rusya’ya bağlılığı ile tanınmış olan Suret Hüseyinov Elçibey’e baş kaldırdı. Elçibey baskaldırıya karşı koyamadı. Kısa sürede Rus, İran, Türkiye’den Demirel’inde arka çıkmasi ile Elçibey yetkilerini Haydar Aliyev’e verdi.

Çok ilginctir, Haydar aliyev, yönetime geldikten sonra yavaş, yavaş, bütün Türk kökenlileri işlerinden çıkarıp, Ermeni, Kürt, başka azınlıikları onların yerlerine yerleştirdiler. Böylece Azerbaycan’da yaşayan Azerbaycanlılar, öz yurtlarında yıllardır ezildiler. Haydar Aliyev, öldükten sonra oğlunu yerine koydurttu.

O gün bu gün gizli Ermeniler’in, bölücü Kürtler’in bazı köylere yerlestirilmeleri çok arttı.

Azerbaycan yönetimi içerde doğrudan Türkler’e soy kırımı uygular iken, yine azerbaycan yönetimine bağlı kişiler, Türkiye’de sözde (milliyetçi) kesimle ilişkilerini geliştirip, sonunda Azerbaycan’da işlerin iyi gittiğini, “böyük Türk dünyası kuracağız” diye, Türkiye’ye övgüler yağdırarak, kendilerini bir yurtsever Azerbaycanlı olarak Türkiye’de Türkler’e övdürdüler. Bunlar Aliyev yönetiminin adına göz karartma oyunları idi.

İş bitmedi, gerek Haydar Aliyev kendisi sonrada oğlu yönetime aday olan diğer kuruluşları (partiler) etki altına alarak, yıllarca Azerbaycan’ı soyarak, halkı aldadarak, bir Saddam’ca Azerbaycan’ı yönettiler. Sözde kendilerine karşı olan kuruluşların içine gizli güçlerini (ajan) yerleştirdikleri için, yeterince tepki verecek kimse kalmamıştı.

Bu gün Azerbaycan’da savaşa katılıp toprakları için yaralanmış kim varsa en yoksul, en çöküntülü yaşamdalar. Ağzını açanlar da tutuklanıp kimisinin ölüsü boş tarlalara atılmaktadır.

Şimdi soru şu, nerede sizin amının önünde ağildiğiniz, böyük “milliyetçi, türkçü Ganire Pasayev’eniz? Ortaya çıkıp “neden Türkler’i Azerbaycan’da eziyörsünüz desin.

Bakın şimdi bizde yurtseverler Feto + AKP eliyle ezildilerse, azerbaycan’da da Aliyevler’in elleriyle ezildiler. Üç beş götü boklu kalkıp Elham Aliyev ile Turan kurulacagını anlatıyor. Kansızlar, dönmeler, sapıklar, önce bilin sonra konuşun.

Türkiye’de durum çok kötü, umut edilen MHP’nin başındakı kişi AKP’ye geçti.

Azerbaycan’da bir kac kurulusun dışında başta Musavat p. (İsa Gamber + Ali Hacili), Suret Hüseyinovlar,… gizlice Elham aliyev’e arka çıkıyorlar.

Gercek durum bu…

Yurtsever tutuklular
Yurtsever tutuklular

 

Yandaş basın kuruluşları birbirine girdi!

Yandaş medya birbirine girdi!
Daha önce ‘kol kırılır yen içinde kalır’ mantığının hüküm sürdüğü AKP’de 7 Kasım seçimleri öncesi ve sonrası alışık olunmayan görüntüler sergileniyor. Partinin kuruluşunda yer alan isimler ‘ti’ye alınıyor, AKP’ye yakın basın kuruluşları birbirini suçluyor.

24 Şubat 2016
Daha önce ‘kol kırılır yen içinde kalır’ mantığının hüküm sürdüğü AK Parti’de 7 Kasım seçimleri öncesi ve sonrası alışık olunmayan görüntüler sergileniyor. Partinin kuruluşunda yer alan isimler ‘ti’ye alınıyor, AK Parti’ye yakın basın kuruluşları birbirini suçluyor.

AKP cenahındaki son polemik TRT Diyanet’te yayınlanan “Neden” programında Yenişafak gazetesi yazarı ’ın konuşmasıyla başladı. AKP’nin Suriye ve Mısır’da hata yaptığını belirten Kaplan, “Yeter ya, batırdılar memleketi. Sıfır Sorun, politikası fikir olarak süper ama romantik. Hiçbir karşılığı yok bunun. Bölgedeki gerçeklerle örtüşmüyor” dedi. Kaplan, isim vermeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Yiğit Bulut’a gönderme yaptı. “Jölelilerle, şunlarla, bunlarla gaz veriyorlar; memleketi batırdılar” eleştirisi yönelten Kaplan’a önce hükümete yakın bazı yazarlar, ardından da troll hesaplar saldırı başlattı. ‘’İngiliz ajanı, İsrail uşağı, Mason’’ gibi saldırıların hedefi olan Kaplan, trollüğü haysiyet yoksunluğu olarak tanımladı.

Yusuf Kaplan
Yusuf Kaplan

KANAL 7 – STAR MEDYA KAVGASI

İki hafta önce başlayan bir diğer kavga Kanal 7 ile Star Medya Grubu arasında yaşandı. Kanal 7 Grubu, Digitürk’te Kanal 7’ye verilmesi gereken sırayı Ethem Sancak‘ın kendi kanalına tahsis ettirdiğini ve devlet kurumlarına baskı yaparak kamu reklamlarını sadece kendi grubuna aktarttığını iddia etti. Bunun üzerine Star gazetesi yazarı Cem küçük üst üste yazılar kaleme aldı. Kanal 7’nin 17-25 Aralık operasyonları döneminde dik duramadığını savunan Küçük, “O kanalın bizler gibi milyonlarca Müslümanın parasıyla kurulmuş olduğunu unutuyorlar. Orası o şahısların kendi ekonomik birikimleriyle elde ettikleri mülk değildir. O grup bu milletin dindar çoğunluğunun mülküdür” dedi. Küçük, yazının sonunu da şöyle bitirdi: ‘’Ethem Bey’i kamu reklamlarını tehditle, şantajla alıyor diye utanmadan itham ettiler. Aslında Ethem Bey’e bu iftiraları atarak bizim gruptaki arkadaşları tercih yapmaya iterek zor durumda bıraktılar. Ethem Bey’e bu derece ahlaksızca iftiralarla durduk yere saldıran gruba karşı tavır alınması ahlaki bir zarurettir. Evimizin içine taş atılmıştır. Tavır almak için illa Ethem Bey ve Murat Bey’in mi bir şey söylemesi lazım?’’

Ermeni kökenli müslüman AKP'liler birbirlerine düştüler.
Ermeni kökenli müslüman AKP’liler birbirlerine düştüler.

 

KARAALİOĞLU VE FEHMİ KORU KARŞITI ÇIKIŞLAR

Star gazetesi yazarı Cem Küçük’ün hedefleri arasında Mustafa Karaalioğlu ve Fehmi Koru da yer aldı. Küçük hem Karaalioğlu hem Koru’yu Cumhurbaşkanı’na ihanet etmekle suçladı. Küçük, Hürriyet gazetesi yazarı Akif Beki’ye de çattı.

KABATAŞ YALANCISI TARTIŞMASI

Cem Küçük, Gezi eylemlerinde çok tartışılan ‘Kabataş yalanı’ndan gazeteci Elif Çakır’a sorumlu tuttu ve ağır sözler sarf etti. Küçük, “7’li çetenin daha çok yakın bir zaman önce 80-100 tane üstü çıplak, deri maskeli, deri eldivenli adamlar gibi saçma sapan kurgular üreterek bizleri haklı iken haksız duruma düşürdüğünü de herkes hatırlıyor” dedi. Kabataş için ‘saçma sapan bir kurgu’ diyen Küçük’e cevap veren Elif Çakır ise ‘şuursuz tetikçi’ yakıştırmasında bulundu.

KÜÇÜK YAŞTA YAŞLI ERKEKLE SEVİŞTİĞİ İÇİN DENGESİZLEŞEN ELİF ÇAKIR
KÜÇÜK YAŞTA YAŞLI ERKEKLE SEVİŞTİĞİ İÇİN DENGESİZLEŞEN ELİF ÇAKIR

ALBAYRAK’IN ÜSTÜ ÇİZİLDİ

1 Kasım seçimlerinden kısa bir süre önce yazar Hakan Albayrak‘ın AKP Kongresi ile ilgili yazısındaki “Gençliğe verdikleri önemden bahsedip duranların ‘gençlik’ namına tek hamlesi, yazar Sadık Albayrak’ın oğlu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı olmasından başka bir özelliğini bilmediğimiz Berat Albayrak’ı MKYK’ya sokmak oldu” ifadeleri ortalığı karıştırdı. Troller ve bazı vekiller Albayrak’ı cahillik ve haddini bilmezlikle suçlayıp ‘özür dile’ çağrısı yaptı. O çağrıya 1 Kasım seçim öncesinde Albayrak şu yanıtı verdi; “O bir emir eri istiyordu ve yapabileceği en kötü tercih Ahmet Davutoğlu idi. Berat Albayrak’ı da önce ekonomi bakanı yapmalı/yaptırmalı ve 12 Eylül’deki kongrede de genel başkanlığa getirmeli/getirtmeli idi.”
Albayrak bu açıklaması sonrasi adeta mahalleden tecrit edildi.

Ermeni kökenli müslüman AKP'liler birbirlerine düştüler.
Ermeni kökenli müslüman AKP’liler birbirlerine düştüler.

 

BÜLENT ARINÇ’A SERT SÖZLER

Ak Parti’nin kurucuları arasında bulunan eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CNN Türk’te Taha Akyol’un sunduğu ‘Eğrisi Doğrusu’ programında yaptığı açıklamalar nedeniyle mahalle medyasının hedefi haline geldi. Arınç’ın, “Bir zaman troller diyorduk, meğer bunların kadın olanları da varmış. Onlara da bizim camiada troliçe diyorlar” sözlerini üzerine alan Sabah yazarı Hilal Kaplan, “‘Manisalı Lawrence’ın son çırpınışları ama faydasız; siyasi cenazeleri dikkate almıyoruz” şeklinde tweet attı.
Güneş, Star ve Akşam başta hükümete yakın basın kuruluşları olmak üzere, Arınç’a yönelik hakarete varan ifadeler kullanıldı. Güneş Gazetesi, manşetinde Arınç’a avukat cübbesi giydirerek, ‘Cübbeli Bülo’ manşetini attı. Star gazetesi, ‘Maske düştü Arınç göründü’ diyerek birinci sayfada yer verdiği haberde şu ifadeleri kullandı: “Arınç, 1 Kasım seçimlerinde emekli olduktan sonra adeta saf değiştirdi. Gezi eylemcilerinin sözcülüğüne de soyunan Arınç, açıklamalarıyla Türkiye düşmanlarının değirmenine su taşıdı. ‘Hakkında pek çok konuda yanlış düşündüğümü sonradan öğrenmiş birisiyim.’ diyecek kadar safını belli etti.”

hilalkaplan_arinckopie

HÜSEYİN ÇELİK DE SALDIRI ALDI

Arınç’a destek veren isimlerin başında gelen eski Hükümet Sözcüsü Hüseyin Çelik de trollerin hedefine oturdu. Eleştirilere yanıt veren Hüseyin Çelik , “Tuvaletlerin kapısının arkasına bile yazılamayacak ifadelerle bize saldırılmasının akıl tutulmasından başka izahı yoktur. Eğer eleştiri ve tartışma yerini kayıtsız şartsız tasdik etmeye, ululamaya, şak şaka, külah kapmak için tabasbus ve yalakalığa bırakmışsa orada ortak akıl kaybolmuştur, hayır ve bereket yok olmuş demektir’’ dedi.

Hüseyin Çelik: Ataları sürgün yemiş göçmenler
Hüseyin Çelik: Ataları sürgün yemiş göçmenler

“KÜLLİYE” KAVGA KONUSU OLDU

İsmailağa Cemaati’ne bağlı Marifet Derneği’nin yayınladığı derginin Eylül sayısında hükümet yerden yere vuruldu. Peygambere kibir atfettiği ileri sürülen İçişleri Bakanı Efkan Ala ve “Bakara makara” ile gündeme gelen eski AB Bakanı Egemen Bağış’a ağır eleştirilerde bulunan başyazıyı, aynı zamanda Mahmut Ustaosmanoğlu’nun yeğeni olan Marifet Dernekler Federasyonu Başkanı Muhammed Keskin kaleme aldı. Bu derneğin yaptırdığı Beykoz Çavuşbaşı’ndaki külliye bu yazıdan sonra kaçak olduğu gerekçesiyle yıkıldı.

CÜBBELİ AHMET-DİYANET

İsmailağa cemaatinin önde gelen ismi Cübbeli Ahmet ise her fırsatta Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e yüklenmeye başladı. Cübbeli’nin sahibi olduğu Lalegül dergisini arayıp müdahalelerde bulunmak isteyen Görmez’e “Sen kim oluyorsun” çıkışında bulundu. Cübbeli Ahmet, Diyanet’in bazı uygulamalarını ehlisünnet itikadının dışına çıkmakla suçladı. İsmailağa – Hükümet sürtüşmesi Cübbeli Ahmet’in Saray ziyareti ile son buldu.

İKİSİDE YALANCI İKİSİDE TALANCI İKİSİDE KANSIZLAR
İKİSİDE YALANCI, İKİSİDE TALANCI, İKİSİDE KANSIZLAR

MİT, Bülent Arınç’ı Tuğçe Kazaz ile vurdu.
AKP’nin kurucularından Bülent Arınç’ın Dolmabahçe açıklamalarıyla başlayan ve tüm AKP’yi içine alan gerilime eski manken Tuğçe Kazaz da katıldı. Kişisel facebook hesabından Bülent Arınç’a “ne kadar hürmet duyduğunu belirten” Kazaz “Siz ki bir dönem başbakan yardımcılığı yaptınız, o zaman susuyordunuz da makam kaygısından ötürü müydü onca sessizliğiniz, yoksa millet için mi?” diye sordu.

AKP'li ol, ne olursan ol. AKP'li ol, çal, talan et, ırza geç, soyun...
AKP’li ol, ne olursan ol. AKP’li ol, çal, talan et, ırza geç, soyun…

Arınç’la makamında çektirdikleri fotoğrafı da paylaşan Kazaz uzun bir açıklama yaptı.

Kazaz “Arınç’ı ‘bir siyasetçiden öte, sıcak, sevecen ve samimi bir abi’ olarak görüyorum” diye başladığı açıklamasında “Milletimiz artık bu ve benzeri siyasi polemiklerden çok yoruldu. Aynı şekilde bu millet, terörden ve ‘paralel’ unsurlardan da çok yoruldu. Bilfiil milletin belli makamlara getirdiği insanların, o makamlardaki görevlerinin sona ermesini takiben bu denli siyasi polemiklere girmeleri biz vatandaşları ziyadesiyle üzmektedir” dedi.

Arınç canlı yayında Erdoğan’ı yalanladı: Görüşmelerden haberi vardı

“FETÖ”NÜN KIŞKIRTMASINA KAPILMAYIN

‘Adeta bir aile ferdi gibi’ gördüğünü söylediği Arınç’tan bir vatandaş olarak ‘paralel oluşumların tahriklerine’ gelmeme ricasında da bulunan Kazaz “Aktif siyaset hayatında yaşamış olduğunuz zorlukları bir kenara bırakarak, hiç kimse için değil, yalnızca bu toprakların menfaati, bu topraklarda yaşayan aziz milletimizin namusu için bunu yapmanızı dilerim. Ayrıca vefa borcunun farklı oluşumlara değil, ancak Allah’a ödenmesi gerektiğine inanıyorum. Kanımca, yıllarca bu toprakların ar damarını sömüren batıl devletlere destek mahiyetinde PARALEL açıklamalar yapmaktan şiddetle sakınılmalıdır” diye yazdı.

Bülent Arınç’ın bir zamanlar başbakan yardımcılığı yaptığını hatırlatan Kazaz, “Ayrıca, size şu soruları sorma hakkımız doğmuş olmaz mı? Siz ki bir dönem Başbakan yardımcılığı yaptınız, o zaman susuyordunuz da makam kaygısından ötürü müydü onca sessizliğiniz, yoksa millet için mi? Millet için sustuysanız eğer, makam cüppesini üzerinizden atar atmaz nasıl olur da bir dönem görev yaptığınız bu devletin iç politikalarına dair bu denli mühim konuları, hala görevde olan sayın Cumhurbaşkanımızı hedef göstererek bu şekilde dile getirirsiniz?” yorumunda bulundu.

Ve Bülent Arınç açıkladı: Neden affettin?

ARINÇ’A ‘BÜYÜK OYUNU’U DUYURDU

“Dolmabahçe olayı bahsedildiği şekilde olmuş da olabilir olmamış da” diyerek konuyu bir kenara bırakma çağrısı yapan manken Tuğce Kazaz, Arınç’a bir kez daha ‘büyük oyun’u hatırlattı.

Kazaz şunları yazdı: “Bizim kesinlikle bildiğimiz bir gerçek varsa o da gerek Gezi Parkı olayının, gerekse 17 ve 25 Aralık olaylarının, ve daha sonrasında bu güne kadar gelişen olayların, ülkemizin ve mazlum milletlerin geleceği için bir değere sahip olan, Sn. Cumhurbaşkanımızı tasfiye girişimleri olduğudur. Size soruyorum Sayın Arınç, yaptığınız bu açıklamalar ile neyi hedeflemektesiniz ve gerçekte neye vesile olduğunuzun farkında mısınız? Neden tam da bu günlerde böylesi açıklamalarda bulunma gereği duydunuz? Zamanlamanız manidar değil midir?”

Kazaz, Erdoğan’ı ‘yalancı’ durumuna düşürdüğü için sitem ettiği Arınç’a “Umarım yapmış ve yapacak olduğunuz açıklamalarınızın, toplum nezdinde nasıl yankılanmakta olduğunu tez zamanda hatırlar ve sizden duymayı ümit ettiğimiz yapıcı üslubu bizlerin büyüğü ve Bülent abisi olarak düstur edinirsiniz ki size yakışanda budur. Tüm samimiyetimle merak ettiğim için, bunları dile getirdiğimi bilmenizi isterim” diye de tavsiyelerde bulundu.

Seçimde (2015) kazanan AKP değil, yenilende MHP değildi. Ya kim? Türkiye Devleti kazanmıştır. MİT işin yürütülmesini sağlamıştır.

MHP, bu günlerde yine MİT’in kıskacına düşmüş, kıpır, kıpır kıpranmaktadır. Sağ yakaya dönse ülküdaş görünümlü birisi yumruklayacak, sola dönse yine ülküdaş görünümlü bir başkası yumruklayacak.

Arkadaş, geçin siz seçimde MHP’nin başarısız olmasını MHP üçe beşe bölünmemişse buda büyük başarıdır.

Çünkü seçimde kazanan AKP değil, yenilende MHP değildi. Ya kim? Türkiye Devleti kazanmıştır. MİT işin yürütülmesini sağlamıştır.

Seçim oldu, beklenmedik sonuçlar, okuyucularımızı şaşkına çevirdi. MHP’nin başarısız oluşunu neden göstererek, pusuda bekleyen köstebekler, dört koldan Bahçeli’ye karşı saldırıya geçti.

Bu olayın bir yanı, öbür yani MHP’nin yanında MİT, BBP’sindede çok delikler açtı. Ancak o parti oy gücü olmayınca gözler oraya bağlanmadı. BBP’ten nice il, ilçe gençlik dernekleri başkanları seçim öncesi törenler le AKP’ye geçmiştir.

MHP’de oyların AKP’ye kayması bir sonuçtur. Gerçek kayma süreci yıllardır sürdürülmektedir. Bu güne deyin nerede ise bütün eski Ülkü Ocakları Başkanları’nın geçmiş yıllar içerisinde AKP’ye devşirildiklerini sık sık dile getirmiştik.

Siz, bakın gelişmelere…

Seçim öncesi Türkeş, AKP’ye geçiyor. Geçmesi önemli değil, oradan dönüp-dönüp MHP’ye saldırıyordu.

Bunun yanısıra İzmir’den yine seçimden az öncesi Eski Ülkü Ocakları Başkanları’ndan Musavat Dervişoglu, Devlet Bahçeli’ye sözlü olarak saldırmaya basladı. Yine bir Genel İdare Kurulu üyesi Naci Meriç sözlü olarak Devlet Bahçeli’ye saldırdı.

Buda yetmedi 1980 öncesi İstanbul Ülkü Ocağı iIkinci başkanı Ahmet Orhan Sar, çıkıp ülküdaşlarına yazılı-sözlü olarak AKP’yi desteklemeleri gerektiğini açıkladı. Kendisi MHP’nin gizli “imamı”, “Şeyhül islamı” olarak bilinir.

MHP’nin oy yititirmesi için AKP ile MİT’in oklarından çok, onların kulluğunu yapan, kendilerini MHP’nin içinde tutmuş olanların okları etkili olmuştu.

Şimdi bir başka gerçeği anlatayım.

MİT, son yıllarda “MHP neden başarılı olamıyor?” diye sorular sorduruyor. Bunun karşılığınıda böyle verdiriyordu. “MHP tamda seçimleri alabilecek, başarılı olacak durumda, ülkücüler halkın sevgisini almış durumdalar, ancak bu Devlet Bahçeli baştan indirilmelidir. Halk onu sevmiyor.”

Bu burada kalmadı pek çok il ilçelerde MHP’nin yönetiminde bulunan MİT’çiler, bu görüşleri MHP’liler arasında bile dile getirmeye başlamışlardı.

Belkide göz açıcı olabilir diye sözü uzatmadan Devlet Bahçeli’ye karşı yapılan örgütlü karşı çıkanlara bir bakalım. Kimlerdir bunlar?

  • Mit’te görev yapan ülküdaşlarımızın çoğunluğu
  • Türk İslam Ülkücüsü olarak dolaşan, kendilerine ağır ülkücü görünüşü veren, din egitiminden başka toplum eğitimi olmayan kesim.
  • Geçmişte, 1997 öncesi MHP kuruluşlarında görev yapmış, istediği dernekleri kuruluşları kendi çıkarları için kullanmış, ancak ondan sonrakı yıllarda görevden alınmış ülkücü kesim.
  • Emekli askerlerden bir kesim. Bunlarda MHP’ye sızıp elegeçirememenin acısıyla kıvrandıkları için gece gündüz, bu işle uğraşırlar.
  • MHP’de geçmişte önemli görevler almış, cebini doldurmuş, doymamış, çıkar çarkını döndürmeyi sürdürmek istemiş, ancak önü kesilmiş olanlar.
  • MHP içinde bulunmuş, geçmiştede ülkücü olmuş ancak sonradan islam la ilgili bilgileri artınca, Milli Görüş, Nurcular, Nakşibendiler’e yakınlık duymaya baslamış, ancak şimdide ülkücü kuruluşlarda görevli olanlar.
  • (Gizli Cerkez Örgütü), bunlar değişik kuruluşlarda, deyişik yayın organlarında görevliler, işlerinde ülkücü, solcu dincilerde bulunuyor. Hüseyin Feyzullah’ın ölümü ile Çerkezler, MHP içindeki güçlerini eskisine göre yitirdiler. Ancak bunlar Devlet Bahçeli’ye karşı en çok ses çıkaran kesim olmaktadırlar.
  • Kendilerini çok bilmiş solcu yazar, çizer, dernekçiler. Bunlarda Erdoğan’la kanlı bıçaklı olduklarından, MHP’ye yeni seçilecek bir başkanın Erdoğan’ın önünü kesebileceğini sandıkları için acımasızca, Devlet Bahçeli’ye karşı çıkıyorlar.
  • Köklü Milli Görüşçüler, Fethullahçılar, Nakşibendiler le başka tarikatçılar, tekkeciler.
  • Türkiye’de yaşayıpta kendilerini Türk görmeyenler.

Seçimler olduktan sonra çok geniş bir kesim, Sayın Devlet Bahçeli’ye karşı yıkıcı bir çalışma başlattı. MHP içindende MHP içinde çok anlamı olmayan bazıları görev bırakıyor, yada Bahçeli çekilsin diyorlardı.

MHP içinde yine Devlet Bahçeli’nin arka çıkması ile MHP’den uzun süre seçim kazanmış olan bazıları başta adı Kemalettin Özdemir ile sevişmişe çıkmış olan aşırı Fethullahçı Meral Akşener, Azerbaycan’da yönetimde bulunan soyguncu, baskıncı Aliyevler ile yakın ilişkideki, ayrıca Türk MİTi ile yakın ilişkilerde olan Sinan Ogan, Türk İslam Ülkücüleri’nden dört koyunu güdemeyecek yapıda olan Selim Kaptanoğlu çömezleri aracılığı ile adaylıklarını duyurmuşlar, Koray Aydın şimdilik beklemede olduğunu bildirmiştir.

İlk anlarda ortalık toz duman idi. Neden? Çünkü MHP’ye karşı yapılan girişim, sıradan, birbirinden çözük bir girişim değildi. İşin tepesinde iplerin ucunu MİT tutuyordu.

Biraz ortalık ağardı, bulutlar dağıldı, gerçekler ortaya çıktı.

Türk İslam Ülkücüleri topluca AKP’ye oy vermişlerdi. Yine bu kesim seçim sonrası ortaya çıkıp “Devlet Bahçeli başarısız, başkanlığı bıraksın.” Diyerek, ortalığı ayaga kaldırmışlardı.

Bu konuyu ilk sezenlerden birisi

Murat Yetkin’dir.

Geniş bir MHP’li kesimin AKP’ye oy verebilecegini dile getirmişti. “AKP-MHP duble yolu seçimi belirleyecek”

30/10/2015

“2001 ekonomik krizi ardından gidilen 2002 seçiminde kendi partisini Meclis dışında bırakıp AK Parti’ye oy vermişti MHP seçmeninin büyük kısmı; bir kısmı da bugüne dek orada kaldı. Ama bu oy geçişgenliği yollarının tek yönlü değil çift yönlü, yani duble yol olduğunu unutmamak gerek; sadece gelişe değil, gidişe de açık.”

31/10/2015, “İşin ciddiyeti bu durumun bizzat MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından da dile getirilmiş olmasında.

Bahçeli 27 Ekim’de Kırıkkale’deki konuşmasında “Bizim içimizden” dedi; “O kadar AKP-MHP koalisyonu kurulmasından yana olanlar var ki şaşırıp kalıyorsunuz”.

Aslına bakarsanız MHP’yi en iyi tanıyan kişi olması gereken Bahçeli’nin MHP içinde bu kadar dışa vurulmuş bir eğilime şaşırıp kaldığını söylemesi bile tek başına şaşırtıcıydı.”

Bu gelişmeler MİT’in yıllar önce başlattığı bir çalışmanın sonucu idi. Devlet Devlet Bahçeli’yi yıkamadı ancak tökezletebildi.

MHP, içi ile dığında bulunan yurtsever kesim, Devlet Bahçeli’nin anayasayı deldirtmeyeceğiz, PKK ile anlaşmayız demesi karşılığında oylarını MHP’ye vererek, MHP’deki çöküşü önlemişlerdir.

Çünkü onlar, bu yurduda, Türk’ten yana ağırlığını koyan MHP’yide karşılıksız sevmişlerdi.

Alper Aksoy ile Sinan Ogan elele

Sinan Ogan, nedense MHP’yi içerden çökertmek isteyenlere sürekli el uzattı. Geçmişte MHP’yi yıkmak isteyenlerden tutunda Azerbaycan’da Elçibey’i devirenlere deyin tümüde Sinan Ogan’ın yakınlarında bulunuyorlardı.

Sinan Ogan MIT’çilerlede çok iç içe durdu.

Alper Aksoy ile Sinan Ogan elele
Alper Aksoy ile Sinan Ogan elele

Türkeş, kan dökmek gerekir dedi kan döktürdü. Yargı önündede kıvırdı.
Türkeş, kan dökmek gerekir dedi kan döktürdü. Yargı önündede kıvırdı.

Sinan Ogan’ın mit ilişkileri gündeme gelecek mi?

Geldi

Mit istedi Sinan Ogan ile Ahmet Aytaç buluştular.
Mit istedi Sinan Ogan ile Ahmet Aytaç buluştular.