Korkut Özal

 Türkler’in gözleri aydın!

Türkiye’yi Batı ile ABD’ye yem eden kansız, tınsız, satılmış, CIA’nın köpeği Korkut Özal öldü

Türkiye’yi CIA’ya bağlayabilen, Erdoğan ile Fethullah Gülen’i yönetime taşıyan KANSIZ Turgut Özal’ın kardeşi  Korkut Özal öldü.

02.11.2016 – 09:19

Türkiye'yi Batı ile ABD'ye yem eden kansız, tınsız, satılmış, CIA'nın köpeği Korkut Özal öldü
Türkiye’yi Batı ile ABD’ye yem eden kansız, tınsız, satılmış, CIA’nın köpeği Korkut Özal öldü

Korkut Özal vefat etti

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın kardeşi, eski bakanlardan Korkut Özal, bu sabaha karşı İstanbul’daki evinde öldü.

.

Özal’ın cenazesi, 4 Kasım Cuma günü İstanbul’da toprağa verilecek.

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın 2 kardeşi vardı. Yusuf Bozkurt Özal 2001 yılında vefat etmiş, kardeşlerden hayatta kalan tek kişi ise Korkut Özal olmuştu. Korkut Özal da bu gün  öldü.

Özal’ın cenazesi Cuma günü İstanbul’da toprağa verilecek.

Korkut Özal öldü, Türk budunu bir satılmıştan kurtuldu.

Korkut Özal: Allah Allah diyerek Türkiye'yi Batı'ya pazarlayanlar.
Korkut Özal: Allah Allah diyerek Türkiye’yi Batı’ya pazarlayanlar.
Korkut Özal: Allah Allah diyerek Türkiye'yi Batı'ya pazarlayanlar. Müslüman işbirlikçiler!
Korkut Özal: Allah Allah diyerek Türkiye’yi Batı’ya pazarlayanlar. Müslüman işbirlikçiler!
Korkut Özal: Allah Allah diyerek Türkiye'yi Batı'ya pazarlayanlar. Müslüman işbirlikçiler!
Korkut Özal: Allah Allah diyerek Türkiye’yi Batı’ya pazarlayanlar. Müslüman işbirlikçiler!

“CİHADCILAR MHP’Yİ DAĞITMAYA YEMİN ETTİLER”

CİHADCILAR MHP’Yİ DAĞITMAYA YEMİN ETTİLER Yer: Istanbul 1980 öncesinin Gölge Ülkü Ocakları’ndan (MHP’li olmayıp MHP’li görünenler), bu günün Gölge MHP’liliğe! (MHP’ye sızmış olan “CİHADCI” lar)

Ahmet Orhan Sar: Seyh-ül islam/Istanbul
Ahmet Orhan Sar: Seyh-ül islam/Istanbul
CİHAD YOLUNDA ÜLKÜCÜLERİN İÇİNE SIZMIŞ İKİ AK İMAM
CİHAD YOLUNDA ÜLKÜCÜLERİN
İÇİNE SIZMIŞ
İKİ AK İMAM

1980 öncesi ülkücüler arasında kimsenin tartışmayı göze alamadığı bir konu vardı. Bu konuyu Türkeş bile tartışmaktan korktu, kaçındı. Tartışmak yerine sürekli babacıyan duruşu göstererek, kendisine saygı kazanmayı, karşılığındada elindeki bazı yetkileri bölüşmeyi denedi.

Ali Kara gölge ülkücü, Istanbul
Ali Kara gölge ülkücü, Istanbul

Bunun sonucu olarak, Muhsin Yazıcıoğlu’nun yükselişine göz yumdu. Muhsin artık büyük başkandı. Türkeş, eline verilen, camilerden toplanmış torba-torba paraları sayarken, Muhsin başkan, adım adım basamaklardan yükseliyordu.

CIHADCI Mahmut Öğretir, gölge ülkücü (cellat), Istanbul
Mahmut Öğretir, gölge ülkücü (cellat), Istanbul CIHADCI

Yükseldikçede Türkeş’ten yeni yetkiler istiyordu. Öyle oldu, ister istemez, “Ülkücüler Allah’ın ipine sarılın” açıklamasını yapmaktan kaçacak delik bulamamıştı. Sonunda “Ülkücüler Allah’ın ipine sarılın” açıklaması yapmıştı. Türkeş baktı, gördü, verdikçe veriyor ancak, alanlar bir türlü doymuyorlardı. Baktı, pabuç pahalı olacak. Birden bire bir basın açıklaması yaptı. “Bizim islamı yaymak diye bir amacımız yok” dedi. Nedir bu ülkücülerin tartışmaktan korktukları konu derseniz? Konu: Ülkü Ocakları içinde özellikle Istanbul’da “paralel” yapılanmalar gerçekleşmişti. Buna dur deyecek birisi çıkar mı? Türkeş korkmuştu. Devlet Bahçeli bu kesime çeki düzen verebildi. Bunların oyun oynamalarına yerde vermedi. O nedenlede kendisine en ağır biçimde kötüleyici söylemlerde bulundular. Ancak Türkeş döneminde bu gölge (paralel) kesime karşı girişim yapılamadı. Muhsin Yazıcıoğlu, bırakıp gidince Türkeş yaşamının en büyük bayramını yaşadı. Bu gölge (paralel) ülkücüler kimlerdir? Onlar nerede konumlandılar derseniz, onuda açıklamak gerekir. Önce gölge (paralel) ülkücüler nedir? Onun kısa bir özetleme ile doğusunu anlatalım. Geçmiş dönem olur, Türkiye’de sağ-sol deyerekten kardaş, kardaşı öldürürdü. O günlerde göz gözü görmez, kardaş, kardaşı tanımaz idi. O günlerde bu birbiri ile savaşan gençleri kullanarak, gelecekte Türkiye’yi yönetmek isteyen birileri türemişti. Onlar, düşünce yapılarının gereği, Araplar’dan para alabiliyor, Avrupa’dan, Amerika’dan da para ile birlikte örgüt yönetimi, eylem, susturma, kaçakçılık, karşı yakayı yok etme eğitimleride alıyorlardı. Bu örgütü bu yazımızda dört yönü ile ortaya koymak için çok uzun yazı yazmak gerektiğinden şimdi bazı ip uçlarını verelim, onunlada yetinelim.   Araplar, Avrupa ile Amerika Korkut Özalın Türkiye’de 1997 öncesi islamcı yandaşlar arasında gizli bir arabulucu, anlaştırmacı olarak atanmasını onayladılar. İkinci olarak Zahit Kotku ile Fethullah Gülen’inde yapılan bu anlaşmayı onayladıkları anlaşıldı. Burada Süleymancı kesiminde bu anlaşmayı onayladıkları bilinmektedir.   Bu olay, ülkücüler içinde de etkili oldu. Artık ülkücüler içine yerleştirilmiş olan gölge köstebekler, yavaş- yavaş açık yada gizlice bu Arap, AB, ABD destekli islam ağırlıklı oluşuma kaymalıydılar. gölge (paralel) ülkücüler oluşturuldu Sonuçta Ankara’dan Muhsin Yazıcıoğlu, Istanbuldan’da Ahmet Orhan Sar bu kesimle doğrudan ilişkili kişiler olarak çevrelerinede bu gelişmeyi benimsetme ugraşlarına giriştiler. Burada islamcılarla ilişkide olan yada katılan ülkücüleri anmayacağız. Bunlar vurucu gücü ellerinde tutan kişiler olarak (katliamcı) burada anılmaktadır. Özellikle Kadıköy yakasında vurucu güç olarak etkili sayılan Hasan Yesildağ’da bu gelişmeyi sevinçle karşılamıştı. İslamcıların Arap+Batı+ABD ile yaptıkları gizli anlaşma artık Türkiye’de islamcı yönetimi başa getirecekti.

Muhsin Yazıcıoğlu: ŞEYH-ÜL İSLAMANKARA
Muhsin Yazıcıoğlu: ŞEYH-ÜL İSLAM ANKARA

Ülkücü yapıyı içerden tanıyan kişiler iyi bilirler, Ankara’da Muhsin’e bağlı CİHAD eylemcileri, Istanbul’da Ahmet Orhan Sar’a bağlı CIHAD eylemcileri, Türkiye’de islamcı bir yönetimi MHP eliyle kuramazlardı. MHP içinde bulunarak MHP adına aydınlar öldürülerek, MHP’dende koparak, yeni bir AK baslangıç yapılması sağlanacaktı. Böylede oldu. İlginçtir. Ülkücü kesimde doğruları yazma cüreti gösteren olmayınca, yeni ülkücülerde eski eyrileri göremiyorlar. Türkiye’de MHP’nin 1980 öncesi kullandığı bir sürü söylem Hizbullah’tan çalıntı idi. “Yusufiye” de Said-i Nursi’nin tutuklularının ortaya koydukları bir adlandırma idi. Nurcularla iç içe olan Doğu kökenli ülkücüler, kendilerini efsaneleştirmek için bu adlandırmayı nurculardan çaldılar. Ülkucüler’in kullandıkları “reis” sözüde Doğu kökenli ülkücülerin bilinçli olarak derneklere soktukları Kütçe bir sözdür. Farsça’dan Kürtçe’ye geçmiştir. Konumuza geri dönelim. Ortada Türkiye devletinin onayladığı, en azından MİT’in onayladığı bir oyun oynanıyordu. Bu oyunu desteklemiş olan çok ülkücüler, olayları doğal bir sağ-sol çatışması olarak görselerde, ne Muhsin, ne Ahmet bilinçsiz değillerdi. Sanırım, onlara içerde iken akıtılan büyük paralar bile bunun önemli bir bildirgesi sayılırdı. Biz yıllarca ülkücülerin içindeki güç yarışını dış destekli tarikat-tekkecilerin mi yoksa yerel ülkücülerin mi? kazanacağını kendimize sorup durduk. Sonuçta yerel ülkücüler-MHP yenilmedi, tarikatçı ülkücülerde yenilmediler. MHP içinde islamcılar (militan kesim) eridiler. Şimdi yeni döneme girerken, MHP dışına taşmış olan tekkeci-tarikatçı (militan) lar, yer-yer MHP’ye sızmaya çalıştılar. Özellikle seçim ortamıda buna uygun bir ortamdı. Neden? MHP’yi bölerek, dışarıdan yıkamayan bu CİHADCI kesim, şimdi yine gözünü içeriye dikti. Başarı sağlama olanakları şimdilik yok, ancak seçim öncesi yada sonrası MHP’yi küçük düşürecek oyunlar oynamaya bir camideki gizli toplantıda Kuran üstüne yemin ettiler. MİT’te çalışan dini bütün bir ülküdaşımızda: “Sizden Allah Razı Olsun” dedi.

CİHADCILAR
CİHADCILAR
CİHADCILAR
CİHADCILAR
CİHADCILAR
CİHADCILAR
CİHADCILAR
CİHADCILAR
CİHADCILAR
CİHADCILAR
Ahmet Orhan Sar8 Mart, 17:50 · 

beni yakından tanıyanlar iyi bilirler. imanın temel esasları hariç hiçbir konu da kendi fikirlerimi çevreme kabul ettirme konusunda ihtiraslı ve ısrarcı olmamışımdır. benim arkadaşlarım bir çok konu da benimle taban tabana zıt düşünebilrler. bu benim göğsümü kabartır. bu onların şahsiyetli bir kişilik sahibi olduklarının göstergesidir. bilindiği gibi şahsiyetçilik ülkücü hareketin en önemli ilkelerinden biridir. bu sebeple görüşlerime katılan veya katılmayan bütün arkadaşlarımı selamlar, bu vesileyle hepsine Allah tan hayırlar dilerim.

  • ‪T C Aydın Çeliktürk‪, Nihat Şık ve 68 kişi daha bunu beğendi.
  • 

‪2 paylaşım
  • 


‪10 diğer yorumu gör
  • 

‪Kaldır

Ismail Kasap‪ dost acı söyler amma doğru söyler der büyüklerimiz.yüreğine gönlüne sağlık hocam.
9 Mart, 11:01 1

‪
  • KATLİAMI KENDİSİ DİLE GETİRDİ:
  • 

‪Kaldır

Mahmut Öğrenir‪ Hocam, sen hatırlarsın…Beşiktaş Bölgesi ( Yıldız ve İTÜ) İstanbul’ un en çetrefilli olduğu..belanın iştişare ve lafla halledilemeyip bizzat icraatla helledildiği..

  • Ne yaparsak yapalım..ardımızdan konuşan, ahkam kesen bir kaç kişi vardı..Laflamadan başka bir icraatı olmayan bu kişilerin tezviratından bizar olmuşduk…Bu bir kaç kişinin en başı çekenini bir gece yatağından kaldırarak – Hadi, işe gidiyoruz…Abdestini al ve aşağıya gel..bekliyoruz..demiştik…Uzatmayayım: Yolda dili tutuldu…İki defa abdestini bir duvar dibine çöğdürerek bozmuştu..Tabii eli tutulan bu arkadaşla yola devam edilemezdi..Onu geri yolladım..biz iki Ülküdaş devam ettik…Elhamdülillah vazife tamamlandı..O arkadaş ve yanındaki bir kaç kişi bir daha en ufak bir tezvirat yapamadı..Lakin sıkıyönetim gelip de etrafta icraatten ziyade laflar yeniden öne çıkınca, bunlar yine zehirini üzerimize akıttı…..Diyeceğim o ki; şimdi yine bol lafın dolaştığı zamana geldik..sıhhi durumunu biliyorum..Bu elem halinle dayanamayıp bunları yazan insan eğer Allah cc. yeniden müseade etse..yerinde durmayıp..bu hareketi uyuşturan ve
  • hatta rayından çıkarmaya doğru götüren baştakilere karşı..hadi benle yürüyecek kişilere.. Neyi ve niçin beğenmiyor veya daha iyisini yaparım diyorsanız buyurun beraber yürüyelim..diyeceğinden eminim..İşte o zaman çok şey değişecektir..Bu sözlerim; burada fikrini olumlu ya da olumsuz mertçe yazanlara değil (..inandığını ifade etmek mertlik alametidir…bir Ülkücü’ nün, bir diğerine gücenme veya sitem etme lüksü olamaz…anca saygı ..)..Ülkücü’ nün dili biraz çatallıdır…Bazen kırıcı da olabiliyor…ama sen Ülküdaşından gelecek her hareketi derin gönlünde aşkla yoğuran kişisin.. … Hocam, aslında az bile yazmışsın…..Lakin, tepeden aşağıya doğru öyle bir şartlandırma hüküm sürüyor ki, 40 yıllık idealistliğinden zerre şüphemiz olmayan arkadaşlar bile, artık doğruyu ve kötü giden bir şeyleri söyleyemez hale getirildi (kırk yıllık kanileri bir anda hain etme melekesine sahip olduk…)….Doğrular söylenemezse yanlışda israr; üç ay sonra yine hezimetimizle
  • neticelenecek (istikbali görmek için müneccim olmaya gerek yok..)..ve yine kol kırılır yen içinde kalır safsatası ile..az olsun ben de olsun diyenler..utanmadan ve sıkılmadan bu yüce davayı: Sanki zorunluluktan kaynaklanan bir ısrarla, göreve talip olarak omuzlamak zorunda kaldıklarına inandırarak, yerimizde kalmaya devam edeceğimiz sinyalini yine maalesef vermekteler…Ben senin bu durumu görerek elemlendiğini ve son bir hamleyle arkadaşlarımızın üzerindeki ölü toprağını silkelemelerine vesile olmak üzre kaleme aldığını idrak etmekteyim..Hocam, işin sırrı: Önümüzdeki üç ay içinde eğer, chp ve Ulusalcılara iktidardakilere çattığımız gibi çatmazsak sonumuz hüsran…Çünkü; bu millet sittin sene
  • chp’ yi kabullenmedi..kabüllenmeyecek de….BU MİLLETİN ARASINA KATILARAK POLİTİKA İCABI FİKRİNİ İZHAR ETMEDEN DİNLEYEN BİR KİŞİ ŞUNU GAYET NET GÖRÜR…MHP BU HÜKÜMETİ YIKACAK, SONRA DA CHP’ YLE ORTAK OLACAK….İşte bu kanaati yıkmadığımız, politikamızı çok net hale getirmediğimiz sürece ….ben bu işin sonunu görüyorum…Tek tesellim çok zinde bir gençliğimiz var…İnşaAllah adaylarımızda bir yanlışlık yapmayız….Küçük kıyamet yaklaştı ama Büyük kıyamet seçimden sonra..İşte o zaman tüm Ülküdaşlara büyük iş düşüyor…Herkes gösterebileceği gayretin zirvesine çıksın…Ondan sonra mı: …..YA HERRUU….YA MERRUUU.…ALLAH cc’ IN TAKDİRİNDEN ÖTE BİR YOL MU VAR ???…
9 Mart, 13:36 Düzenlendi · 9

‪

  • 

‪Kaldır

Emre AyarHocam herzaman hakkı söyler elhamdulillah onu yakınen tanıyanlar bilir.Allah rızasını önde tutar adaletsiz davranmaz.Rabbim sizi basimizdan eksik etmesin hocam ellerinizden öpüyorum9 Mart, 16:38 2

‪

‪Kaldır

Oscar Yardimci‪ Fikirlerde farklılık olması Güzeldir, önemli olan Gönüller bir olsun. Hocam burda büyük bir olgunluk ve şefkatle kendine yöneltilmiş haksız eleştirileri sineye çekerken aslında onun şahsiyetinin bir Yıldız gibi parladığını ve kendini yücelttiğini görüyoruz. Ta’zimle o mübarek ellerinizden öperim. Mustafa özgür

Zihni Açba: İŞİT'İN ÜLKÜCÜ SAVUNUCUSU
Zihni Açba: İŞİT’İN ÜLKÜCÜ SAVUNUCUSU
Recep Öztürk: Fethullah yapılanmasının ülkücü ayağı
Recep Öztürk: Fethullah yapılanmasının ülkücü ayağı
Recep Öztürk: Fethullah yapılanmasının ülkücü ayağı, Nihni Açma: İŞİD  yapılanmasının ülkücü ayağı
Recep Öztürk: Fethullah yapılanmasının ülkücü ayağı, Nihni Açma: İŞİD yapılanmasının ülkücü ayağı

Muhsin Yazıcıoğlu kimdi?

Türkiye'deki Yeşil Devrimin, gizli başkanı oldu.Yolları Yeşil Kuşak Devrimi'nde Birleşenlerdendi.
Türkiye’deki Yeşil Devrimin, gizli başkanı oldu.Yolları Yeşil Kuşak Devrimi‘nde Birleşenlerdendi.

Muhsin Yazıcıoğlu kimdi? O bir Çerkez’di.

Muhsin Yazıcıoğlu bir ülkücü olarak başladığı gençlik yaşamını kısa sürede yaptığı bir değişiklikle önce bir “dervişliğ“e, sonrada “şeyhliğ”e soyundu.

Sonuçta ne “derviş”, nede “şeyh” olabildi. “Şeyhler” ile “derviş”lerin önünde eğilerek, onlara yalakalık ederek, onların bol-bol etli-sütlü yemeklerini yeyebildi, çaylarını-çorbalarını içebildi.

Onu bu konuma yükselten ise kendi yetenekleri değil, bir ükücü kuruluşun başında bulunuşu idi. Neden?

O başkanken ocaklarda, arkasında önünü göremeyen, vur deyince vuracak, bir sürü genç vardı. Bu gençler, Muhsin Yazıcıoğlu’nun elinde artı bir  değerdi (joker).

Türkiye’de gizlice başa oynayan karanlık özlemlerle dolu tarikatlar-tekkeler için bu durum olaganüstü bir değerdi. Türkiye’de değişimin gizli gücünün başarısı, aydınları yok etmekten geçebilecekti.

Aranan kan bulunmuştu; Türkiye’de komunizme karşı savaşarak başarısını kanıtlamış olan ülkücülerin bir kısmı devşirilerek, aydınlar yok edilecek, cumhuriyetçiler korkutulacak, askerlere yanlış işler yaptırılacak, toplum kendisine, yurtseverliğine güvenemeyecek duruma getirilecek, sonrada ABD’nin sızdıracağı belgelerle, islamci+ermeni, islamci+kürt, islamci+ çerkez üçlemi ile gözler karartılacak, Araplar’dan sağlanacak gizli akça akışı ile Türkiye’de yerde gökte olanıda sattırarak bir bolluk yaratılarak, sulandırılmış “islamcı devrim” yapılacaktı.

İşte bu kurulan sulandırılmış “islamci devrim” değirmeninde Muhsin Yazıcıoğlu’na değirmeni bekleme ile değirmene göz dikenleri tepeleme görevi verilmiş idi.

2001-2002 yılarına gelene deyin gerek Recep tayyip Erdogan, gerekse Muhsin Yazıcıoğlu değirmene çok sular taşıdılar, çok canlar yaktılar. Artık toplum islamci yapılanmaya yumuşak geçiş için belenlenmişti (hazır). Ne soldan nede sağdan sert bir karşılık gelemeyecekti. Türkeş’te Muhsin Yazıcıoğlu’ndan duyduğu söylemlerle dişleri sökülmüş bir ayıya çevrilmiş, artık sokaklarda oynatılan bir ayıya benzemişti. Oda artık, nerde götü boklu bir şeyh varsa onun önünde eğilerek, geçmişte cumhuriyete arka çıktığı için günah çıkartmakla günlerini geçiriyordu.

Alparslan Türkeş'in gerçek yüzü budur.
Alparslan Türkeş’in gerçek yüzü budur.
Alparslan Türkeş'in gerçek yüzü budur.
Alparslan Türkeş’in gerçek yüzü budur.
Alparslan Türkeş'in gerçek yüzü budur.
Alparslan Türkeş’in gerçek yüzü budur.

Türkeş, artık kendiside bir iki ihtillale karışmış, karşı devrimin tokadını yemişti. O verilen bu göreve seviniyordu. Ülkücüler, yapmacık olarak bölünerek, Muhsin Yazıcıoğlu’na “Allah Yolunda Savaşacak” bir kesim bırakılacak, sonradan adlarıda “Dergah”, “Nizami Alem”, “Alperenler” olarak değiştirilecekti. Çünkü Türkeş, sorumluluk almak istemiyordu. İşin gerçegi algülüm-ver gülüm olmuştu.

O artık bir ülkücü değil, Yolları Yeşil Kuşak Devrimi'nde Birleşenlerdendi.
O artık bir ülkücü değil, Yolları Yeşil Kuşak Devrimi’nde Birleşenlerdendi.

muhsinyazicioglu_menzil

Bir yandan Recep Tayyip Erdogan, sağcı-solcu-türkçü-kürtçü bütün kuruluşlara İstanbul belediyesinden akça dağıtıyor. Onlara barınacak yer sağlıyor, sus payı veriyordu. Öbür yandanda Muhsin Yazıcıoğlu na bağlı olarak çalışan Allah Yolu’nun Alperenleri’nce (YEŞİLKUŞAK SAVAŞÇILARI), aydınlar, önemli kurumların “cumhuriyetçi” yöneticileri öldürürülüyordu.

O Abdurrahman Dilipak’ın dediği gibi “Muhsin Yazıcıoğlu, sadece bir partinin genel başkanı değil. Daha ötesi bir konumu vardı.. (Abdurrahman Dilipak, Yeni Akit, 03.01.2013)

O bir Çerkez di, bu nedenle o Çerkez Ethemce de cumhuriyet’in duvarında delik açabilirdi. Açtıda…

Bu arada bilinmesi, üstelik doğruluğu tartışılması gerekmeyen gerçekler var.

  1. Muhsin Yazıcıoğlu, Veli Küçük ile iyi ilişkilerde idi.
  2. Muhsin Yazıcıoğlu Recep Tayyip Erdoğan ile iyi ilişkilerde idi.
  3. Muhsin Yazıcıoğlu, Fethullah Gülen (okyanus otesi) ile iyi ilişkilerde idi.
  4. Muhsin Yazıcıoğlu Nakşibendilerle iyi ilişkilerde idi.
  5. Muhsin Yazıcıoğlu Genel Kurmaydan bazıları ile iyi ilişkilerde idi.
  6. Muhsin Yazıcıoğlu ülkücülerin eylemci kanadı ile iyi ilişkilerde idi.
  7. Muhsin Yazıcıoğlu uluslararası islamcı eylemciler (savaşçılar) ile iyi ilişkilerde idi.
  8. Muhsin Yazıcıoğlu Bilgi Toplama Kurumu (MIT) ile iyi ilişkilerde idi.
  9. Yumuşak islam dönüşümünün akça kaynaklarını sağlayanlar Korkut Özal, Nevzat Yalçıntaş, Ali Coşkun ile iyi ilişkilerde idi.

Konunun iyi anlaşılabilmesi için:

Ayrıca Muhsin Yazıcıoğlu’nun karşısında

  1. Ülkü Ocakları Başkanı iken işkence ettirdiği ülkücüler.
  2. Cumhuriyet’i korumak isteyen bazı çeriler.
  3. Cumhuriyet’i korumak isteyen yurttaşlar.
  4. Uluslararası kaçakçılıkla elde ettikleri gelirleri bölüşmek istemeyen dernekçiler, ülkücüler.
  5. Muhsin Yazıcıoğlu’nun da içinde oldugu Çerkez örgütlenmesine karşı olan değişik kesimlerden örgütçüler.
  6. Bilgi Toplama Kurumu (mit) içinde olan Türk yanlıları.
  7. Muhsin Yazıcıoğlu’nun yakınında bulunupta, aldatıldığını anlayan bir kesim “Alperenler”.
  8. Muhsin Yazıcıoğlu’nun yaşlı bir ayı yerine koyduğu Alparslan Türkeş.
  9. Yumuşak islama geçişte aldığı görevler için aldığı torba-torba dolarları görmüş olan ülküdaşlar.

Yoksa Türk Bilgi Toplama Kurumu’nun (mit) ortalığa yaydığı üzere ne İsrail’in, ne ABD’nin nede AB’nin Muhsin Yazıcıoğlu başkanımızla bir alıp vereceği olamazdı. Muhsin Yazıcıoğlu’nun Avrupa’dakı derneklerine Avrupa’nın katkılarını bilmeyen var mı bilemiyorum. Çünkü bu YEŞİL KUŞAK ABD ile AB’nin ürünü idi.

Birde başka açıdan bakalım bu ilişkilere. Çerkez kökenli olan MUHSİN YAZICIOĞLU, Ermeni kökenli olan Hüseyin Feyzullah ile yıllarca birlikte çalışıyor, bunun öncesinde sonrasında Ermeni kökenli ülküdaşları ile ipleri kopmuyor.

Ya ikisininde Arusi yada Ermeniler’in güdümündeki tarikatlarla içli dışlı olmalarına ne demeli?

Ya ikisininde CIA’nin güdümündeki Fethullah Gülen tarikatıyla içli dışlı olmalarına ne demeli?

Unutmadan söyliyeyim, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ergenekon yargılamalarında 1. gizli tanık olduğunu unutmayalım. O ölünce 2. tanık PKK’lı olan Sırrı Sakık 1. tanık oluverdi.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun Avrupa’daki derneklerini inceleyincede derin bilgileri görebileceksiniz.

Muhsin Yazıcıoğlu, derin Çerkezler‘in, en sevgili oyuncağıydı.

Yazı uzadıkça uzar, arkasını sonraya bırakalım.

Muhsin başkan’ı peygamberleştirenler, günden güne düş kırıklığına uğramaktadırlar. Öldükten sonra kızını Amcasının oğluyla evlendiriyorlar. Öyle, Muhsin başka iyi müslümandı ya, çocukla evlilikte, akraba evliliğide olabilirdi. Olduda ne oldu? Türkler’de akraba evliliği tanınmaz, islamda önceliklidir.  Çerkez kesiminde bunun doğal olduğuda bilinir. 

Muhsin baskanin derme çatma dernekleri, partisi düzenin elinde oyuncak olduda oldu. Sağdan sola savrulup da savruluyor. Kimisi Fethullah Gülen (CIA’cı) kimiside AKP’li oluverdiler. Al birisini vur ötekine…

Ökkeş Şendiller ve Hikmet Karaca, Ökkeş Şendiller’in gönderisini paylaştı.

Ökkeş Şendiller
GÜNÜMÜZÜN DAMAT FERİT’İ AFŞİN YAZICIOĞLU AKP’DEN İSTABUL 3.BÖLGEDEN MİLLETVEKİLİ ADAYI !
AFŞİN YAZICIOĞLU RAHMETLİ MUHSİN BAŞKAN’IN AMCAOĞLU AVNİ YAZICIOĞLU’NUN OĞLU.
RAHMETLİ’NİN ŞEHADETİNDEN SONRA 2013 YILINDA KIZI FİRUZE İLE EVLENDİ VE DAMAT OLDU.
RAHMETLİ ŞEHADETİNDEN ÖNCE O MALUM DAMAT FERİT’İ BAŞBAKANLIĞA YERLEŞTİRMİŞTİ.
BİLİNDİĞİ GİBİ DAHA ÖNCE GÖREVİNDEN İSTİFA EDEREK AKP’DEN ADAY OLMAK İÇİN MÜRACAAT ETTİ.ANCAK ŞİDDETLİ TEPKİLER ÜZERİNE “İSTİFA ETTİM AMA PARTİ BELİRTMEDİM”DİYE KIVIRTAN BASİT BİR AÇIKLAMA YAPTI.
ANCAK BU AÇIKLAMAYA HİÇ BİRİMİZ İTİBAR ETMEDİK VE BU DÖNEMİ FIRSATA ÇEVİRİP RAHMETLİ MUHSİN BAŞKAN’IN KANI ÜZERİNDEN SALTAN HESABI YAPTIĞINI BEKLİYORDUK.NİHAYET ÖYLE OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI.ÇÜNKÜ MALUM KİŞİNİN KAREKTRİ,ŞAHSİYETİ VE KİŞİLİĞİ BUNA MÜSAİTTİ.
ŞAHSİYETSİZ VE NEFSİNİN KÖLESİ OLAN MAHLUKLARDAN BAŞKA BİR DAVRANIŞ BEKLEMEK HAYALCİLİK OLURDU.ASLINDA ÇOK ÖNEMLİ DE DEĞİL.
LAKİN ŞUNU DA HATIRLATMADAN GEÇEMİYECEĞİM:DÜN ÇANAKKALE’DE 253 BİN ŞEHİT VEREREK DURDURDUĞUMUZ BATILI EMPERYALİSTLERİN DE MANDACILIĞA İKNA ETTİKLERİ DAMAT FERİTLERİ VARDI.AMA KAYBEDEN VE KUYRUĞUNU KISTIRIP KAÇAN O HAİNLER OLDU.ALAH’IN YARDIMI İLE BU MİLLET KAZANDI .BU GÜN DE ÇAĞDAŞ DAMAT FERİTLER VE ARKALARINDAKİ KARANLIK GÜÇLER KAYBEDECEKTİR.BUNDAN ZERRECE ENDİŞEMİZ YOKTUR.
ANCAK BÜYÜK EMEK VE ÇİLELERLE OLUŞTURULAN BÜYÜK BİRLİK HAREKETİ VE LİDERİ’NİN KANI VE ÇİLESİ ÜZERİNDEN SALTAN KURMAYA ÇALIŞAN BÜTÜN HAİNLER ER GEÇ BUNUN HESABINI VERECEKLER.
RAHMETLİ’NİN SUİKASTİ İLE İLGİLİ OLARAK ALTI YILDAN BU YANA BÜTÜN ÇALIŞMALAR ENGELLENMİŞ,ARAMA-KURTARMA SABOTE EDİLMİŞ,SABOTE EDENLER AKP İKTİDARI TARAFINDAN TALTİF EDİLMİŞ.SORUŞTURMA SÜRESİNCE MÜFETTTİŞLER TARAFINDAN SORUŞTURMA İZNİ İSTENEN HİÇ BİR KAMU GÖREVLİSİ HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMİŞ.
NİHAYET İKTİDAR DOSYANIN TAMAMEN KAPATILMASI İÇİN HAREKETE GEÇMİŞ VE ÖZEL MÜFETTİŞ VE SAVCILAR GÖREVLENDİRMİŞ.DOSYA K.MARAŞ’TA HABİP KORKMAZ İSİMLİ SAVCI TARAFINDAN DOSYA KAPATILMIŞ VE BU SAVCI ÇORLU BAŞSAVCISI HANIMI AYNI İLÇEDE SAĞLIK MÜDÜRÜ YAPILMIŞTIR.
DOSYA İLE İLGİLİ OLARAK HUKUKÇU ARKADAŞLARIMIZIN GAZİANTEP AĞIR CEZA MAHKEMESİNE YAPILAN İTİRAZ KABUL EDİLMİŞ VE DAVA TEKRAR K.MARAŞ’A İADE EDİLMİŞTİR.ANCAK KARARI VEREN GAZİANTEP AĞIR CEZA MAHKEME HEYETİ CEZALANDIRILARAK DAĞITILMIŞTIR.
NETİCE: HER MAHKEMEDE ADLİYE ÖNÜN DE ŞEHİT MUHSİN BAŞKAN’IN DAVA ARKADAŞLARI,SEVENLERİ VE ALPERENLER “katil iktidar,istifa.Katiller bulunsun hesap sorulsun”DİYE HAYKIRIRKEN SİZ ŞEHİDİMİZİN KANI ÜZERİNDEN SALTAN HESABI YAPANLAR O KOLTUKLARINIZDA RAHAT ,RAHAT KEYİF SÜRECEKSİNİZ ÖYLE Mİ?BU İŞ BU KADAR UCUZ DEĞİL DAMAT FERİT .
BENCE BBP ÖNCELİKLE BU KONUDA GEREKEN NE İSE ONU YAPMAK İÇİN BİR ACİL EYLEM PLANI YAPMALI VE UYGULAMAYA KOYMALI.BUNUN İÇİN HEPİMİZ HAZIRIZ.KİMSE SORUMLULUKTAN KAÇAMAZ.
İLK OLARAK 21 NİSAN 2015 SALI GÜNÜ SABAH KAHRAMANMARAŞ ADLİYESİNDE GÖRÜLECEK MAHKEME İÇİN BÜTÜN DAVA ARKADAŞLARIMIZI DAVET EDİYORUZ.
BU ALÇAKLIĞI YAPANLARI VE YAPTIRANLARA KARŞI GÜR BİR ŞEKİLDE HAYKIRALIM.
VE “ŞAŞMAYAN HSAP ALLAH’INDIR”DİYELİM

 

 

MİT’e bağlı yazarların Muhsin Yazıcıoğlu konusunda öne sürdükleri görüşleri ile bizim düzeltmelerimiz altında yer almaktadır.

Muhsin başkanı öldürten servisler

 

Muhsin Yazıcıoğlu yabancı servislerin projeleri doğrultusunda yerli işbirlikçiler tarafından şehit edildi.” Muhsin R. T. Erdogan, Abdullah Gül, Fethullah Gülen başta bütün Türk karşıtlari ile iç içe idi. Bunlarda dis güçlerin isbirlikçileriydiler. Muhsin kendisini Kuran’ın anayasa olmasına, Devletide seyh ül islamin yönetmesi için savaşa ayırmıştı.
Mürid Muhsin Yazıcıoğlu (Başkan), 25 Mart 2009 tarihinde, Kahramanmaraş mitinginden Yozgat-Yerköy mitingine hareket ettiği helikopter düşürülerek öldürüldü. Bu olayi simdi FETO’ye yüklüyorlar. Sozde “NATO-CIA emrindeki Gladyo, FETÖ’nün bazı partileri ele geçirmesini istiyordu. Muhsin Başkan’ın BBP’sini göze kestirdiler. Muhsin Yazıcıoğlu öldürülerek, BBP’nin Fetullahçılar’ın kontrolu altına alınması planlandı.” Bu kocaman bir yalan çünkü BBP ile BBP’ye bağlı olan camiler toptan FETÖ’ye bağlı idiler. Bağlı olmayanlarda AKP’ye katılmışlardı.

“2009’da pilot nokta, Sivas Belediye Başkanlığı’nı AK Parti’nin alması engellendi, BBP’ye kazandırıldı.” deniyor. Buda AKP’nin isteği ile gerçeklesmiştir.
AK Parti ile yakın dialog içindeki Yalçın Topçu ve ekibi tasfiye edildi. Parti sert muhalefetçilerin yanına çekildi. 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Tayyip Erdoğan’a karşı çıkarılan CHP’nin çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu BBP destekledi. Aslında BBP’nin rahmetli genel başkanları Muhsin Yazıcıoğlu’un kemiklerini sızlatıldı. 7 Haziran 2015 seçimlerine BBP ile Saadet Partisi ittifak yaparak sokuldu.

Mürid Muhsin, yaşar iken FETÖ’ye açık destek verenlerden idi. Muhsin’in kemikleri neden sızlar? Muhsin, kendisini öldürmüş olanları açıkça desteklediği için kemikleri sızlayabilir. Mürid Muhsin, Abdullah Gül ilede Erdogan ilede doğrudan istediği anda görüşebilen birisi idi. Cumhuriyetin yıkılması için AKP’ye PKK arka çıktığı gibi Mürid Muhsin’de arka çıkmıştır.
TARLAYI SÜRDÜLER:Muhsin Başkan, tabanını milliyetçi ve aktivist gençlerin oluşturduğu, partinin başındaydı… Türkiye’de işlenen cinayetlerde, “Partisinden olduğu söylenen gençlerin birileri tarafından kullanılmasından çok korkuyordu. O korkusunu paylaşırken, ‘Bizim tarlayı sürmüşler… Haberimiz olmadan…’ demişti...”

Buda çok açık bir durum değerlendirmesidir. MHP’de olduğu gibi BBP’dede yandaşlar, gerekli yada gereksiz eylemlerde kullanılmışlardır.
“Malatya Özel Yetkili 3. Ağır Ceza Mahkemesi ek iddianamesi, Rahip Santoro, Hrant Dink ve Zirve Yayınevi cinayetlerinin aynı örgüt tarafından işlendiğini yazıyor. Yani, FETÖ’nün emniyet-yargı-ordu içine sızmış adamlarından oluşan bir örgüt...” BBP’lilerde bu konuda kullanıldılar. Kullanıldılar çünkü Mürid Muhsin, başından beri kullanılmıştı.
Cumhurbaşkanlığı araştırma raporu “Düşürülmüş/düşen helikopterden hemen sonra üç asker üniformalı şahsın karakutuyu sökerken çekilmiş fotoğraflarını” ortaya çıkardı. 15 Temmuz FETÖ’nün ülkemizi işgal planı soruşturmasında göz altına alınan bazı polis müdürleri ve komutanlar, ne tesadüf, Muhsin Başkan’ın öldürülmesi olayına da karışmışlardı.”

Sonuç: Muhsin çok kişinin kanına girdi. Bir çok ülkücününde yurdunu yuvasını bozdu. Türkiye’de AKP’nin yönetime gelmesinde çok etkisi oldu.

Çırağan Yokuşu Ülkü Ocağı