METİN ÖRER: MHP Fatih İlçe Kuruluşu’ndan ESKİ EMNİYET MÜDÜRÜ

MHP’nin içine sızmış olan köstebeklerden bir yenisi ortaya çıktı. MHP Fatih İlçe Kuruluşu’ndan

METİN ORMANCI, MÜRSEL GENÇ – ZAMAN.COM.TR

24 Temmuz 2014, Perşembe 22:47

Köstebek: MHP Fatih Ilçe Kuruluşu’ndan Metin Öner
Köstebek: MHP Fatih Ilçe Kuruluşu’ndan Metin Öner

Türkiye’de ileriyi görebilenler, MHP içinde Meral Aksener yada onun gibi çok köstebekler olduğunu bilirler. Meral Aksener, bunca Türk subaylarının tutuklanmalarında, onlarla ilgili uydurma bilgiler yaratılmasında büyük etkisi vardı. Bu kadın melek yüzlü bir yarasa olduğunu o günlerde göstermişti.
Onun MHP içine yerleştirdiği bazı köstebekler, MHP içinde etken olma çabası içindeler. MHP içindeki Fethullah Gülencilik adı altında CIA’ya çalışanlar, bunların başında Meral Akşener gelir, kendilerine karşı MHP icindende dışındanda böylesi bir Türk gücünün çıkarak kendilerini engelleyeceğini düşünemiyorlardı.
BU KÖSTEBEK ESKİ EMNİYET MÜDÜRÜ METİN ÖRER’DIR.
Aşağıda FETHULLAH YAPILANMASININ EMNİYET İÇİNDE OLAN İMIAMLARINI SAVUNMAKTADIR.

FETHULLAH GÜLENCİ ESKI EMNİYET MÜDÜRÜ, YAKAYI ELE VERDİ.
FETHULLAH GÜLENCİ ESKI EMNİYET MÜDÜRÜ METİN ÖNER, YAKAYI ELE VERDİ.

 

FETHULLAH GÜLENCİ ESKI EMNİYET MÜDÜRÜ METİN ÖNER, YAKAYI ELE VERDİ.
FETHULLAH GÜLENCİ ESKI EMNİYET MÜDÜRÜ METİN ÖNER, YAKAYI ELE VERDİ.

 

FETHULLAH GÜLENCİ ESKI EMNİYET MÜDÜRÜ METİN ÖNER, YAKAYI ELE VERDİ.
FETHULLAH GÜLENCİ ESKI EMNİYET MÜDÜRÜ METİN ÖNER, YAKAYI ELE VERDİ.

Recep Tayyip Erdoğan ile AKP efsanesi çöktü. Bunların eliyle islamcılık denen efsanede bitti.

Recep Tayyip Erdoğan ile AKP efsanesi sona erdi.

 

Recep tayyip Erdoğan, 2002 yılından beri ABD ile AB’den aldığı destekle Türkiye’de 3 dönemdir yönetimde kalmayı başardı.

Recep tayyip Erdoğan’ın kendi deyimiyle o sıradan bir başbakan değil, BOB’un Ortadoğu eş başkanı idi.

Artık yel Batı’dan esiyordu. Erdoğan’da gürledikçe gürlüyordu.

Recep tayyip Erdogan ile çalışma arkadaşları bilgisiz görgüsüzde olsa, Batı ile ABD basınında ayrıca Türkiye’de başbakanın yönetimindeki yandaş basında şişirildikçe şişirildiler.

Cumhuriyet döneminin en büyük yolsuzlukları yapılsada, bütün Türk değerleri ayaklar altına alınsada arkasında Batı ile ABD yi bulmuş olan Erdoğan, önüne gelene kabadayılık yapıyor, devlet geleneklerinide yok sayabiliyordu.

Türkiye ilk kere yasa dışı yolllardan kazanılan PKK akçalarına yataklık yapıyor, İran lada yasadışı akça ilişkilerini sağlamıştı. Araplar’ın bir kısmıda Atatük karşıtı Erdoğan yönetimine destek veriyordu.

Bütün bunlar, beceriksiz Erdoğan yönetiminde akça sıkıntısını önleyince, Erdoğan’da artık başbakanlıkla yetinmeyip, derebeyliğini açıklamıştı.

Erdoğan Milli Görüş, bölücü Ermeni, Kurt ile Çerkezler’den büyük destek görmekte idi. AKP artık yalnızca din nedeni ile değil, çıkar nedeni ilede destek alıyordu.

Erdoğan, Türk islam ülkücülerinin bir kısmındanda destek alabilmişti.

Derken, ABD ile Avrupa, Erdoğan’dan artık çekilmesini yerini bir başkasına, özellikle Gül’e bırakmasını istediler.

Erdoğan, olmaz deyince Avrupa ile ABD ile yollarını ayırdı.

Ayrıca Erdoğan, ABD ile Avrupa’yı basında eleştirmeye başladı.

ABD, AB artık Erdoğan’a bir uyarı vermek istediler.

Çok geçmedi, önce bir Karakol’dan bir bölücü Türk bayrağını indirdi.

Bu Erdoğan’ın görünümünü bozdu. Gücünün yetersiz olduğu anlamı çıkarıldı. Ordununda kendi görevini yapamadığı yorumarı yapıldı.

Çok geçmedi, kendisini Ortadoğu’nun BOB eş başkanı olarak gören Türkiye’nin Musul’daki Türk Konsolosluğu’ndaki görevliler, korumalar, özel korumalar, Erdoğan çizgisindeki müslümanlarca (iŞİD) baskın yapılarak, esir edilmişlerdi.

Murat Yetkin’in dedigi üzere:

Topraklarını Esad karşıtı İslamcı örgütlere açtı, muhaliflerin İstanbul’da toplanmalarına önayak oldu, mülteci kamplarında onlara askeri eğitim, silah, mühimmat verdi. Suriye’ye savaşmaya giden militanların Türkiye sınırlarından geçişine göz yumdu. Yaralananlar için hastaneler kurdu.
TIR’larla silah nakletti. Bu TIR’ları çeviren polisleri, savcıları “vatana ihanet”le itham etti.”

ERDOĞAN’IN MÜCAHİTLERİ: Musul’da bulunan Türk Konsoloslugu’nu basan müslümanlar.

Resim

Allahuekber, Allahuekber, Allahuekber diye bağırarak, Türk bölgelerini elllerine geçirirlerken,

Erdoğan, görev arkadaşları dua etmekten başka bir çözüm bulamadılar.

Kendilerini, yurtdışında sözü geçer olarak tanıtan bu müslüman bakanlar derin bir sessizlige büründüler, küçük dillerini yuttular.

Kısacası, Erdoğan’ı yönetime getirenler Erdoğan’ı bir güzel uyarıyorlar. Dur bakalım ey Erdoğan Başbakanlığa seni biz getirdik. Ortadoğu’ya seni biz eş başkan yapmştık. Bizi yok sayarsan bu gün Musul’da Konsolosluk’un basılır, yarında Türkiye’nin Doğusu’nda valiliklerin basılabilir. Dur diyorlar…

Burası böyle, ancak kendisini müslüman görenlerden de bu Konsolosluğu basan müslümanlara karşı bir etken tepki gelmedi.

Resim

Bugün öyle bir durumla karşı karşıyadır Türkiye, dışarıda bir tek el (ülke) ile iyi ilişkimiz kalmadı.

Türkiye’nin saygınlığı yok edildi. Zengin, saygısız müslüman bir kesim türedi, bunlar bir türlü Türkler’i içlerine sindiremiyorlar.

Böyle oluncada Erdoğan’ın yanında yeninde dolaşanlar çogunlukta Ermeni, Kürt, Çerkez yada Rumlar’dan oluşmaktadır. Bunun anlamıda Erdoğan’ı satan satana.

 

Erdoğan önce kendisi Türkler’i sattı, şimdi onun kendisinide yanıbaşında bulundurduğu Türk olmayanlar, Recep Tayyip Erdoğan’ı satarak, onu tökezletiyorlar.

 

 

Muhsin Yazıcıoğlu kimdi?

Türkiye'deki Yeşil Devrimin, gizli başkanı oldu.Yolları Yeşil Kuşak Devrimi'nde Birleşenlerdendi.
Türkiye’deki Yeşil Devrimin, gizli başkanı oldu.Yolları Yeşil Kuşak Devrimi‘nde Birleşenlerdendi.

Muhsin Yazıcıoğlu kimdi? O bir Çerkez’di.

Muhsin Yazıcıoğlu bir ülkücü olarak başladığı gençlik yaşamını kısa sürede yaptığı bir değişiklikle önce bir “dervişliğ“e, sonrada “şeyhliğ”e soyundu.

Sonuçta ne “derviş”, nede “şeyh” olabildi. “Şeyhler” ile “derviş”lerin önünde eğilerek, onlara yalakalık ederek, onların bol-bol etli-sütlü yemeklerini yeyebildi, çaylarını-çorbalarını içebildi.

Onu bu konuma yükselten ise kendi yetenekleri değil, bir ükücü kuruluşun başında bulunuşu idi. Neden?

O başkanken ocaklarda, arkasında önünü göremeyen, vur deyince vuracak, bir sürü genç vardı. Bu gençler, Muhsin Yazıcıoğlu’nun elinde artı bir  değerdi (joker).

Türkiye’de gizlice başa oynayan karanlık özlemlerle dolu tarikatlar-tekkeler için bu durum olaganüstü bir değerdi. Türkiye’de değişimin gizli gücünün başarısı, aydınları yok etmekten geçebilecekti.

Aranan kan bulunmuştu; Türkiye’de komunizme karşı savaşarak başarısını kanıtlamış olan ülkücülerin bir kısmı devşirilerek, aydınlar yok edilecek, cumhuriyetçiler korkutulacak, askerlere yanlış işler yaptırılacak, toplum kendisine, yurtseverliğine güvenemeyecek duruma getirilecek, sonrada ABD’nin sızdıracağı belgelerle, islamci+ermeni, islamci+kürt, islamci+ çerkez üçlemi ile gözler karartılacak, Araplar’dan sağlanacak gizli akça akışı ile Türkiye’de yerde gökte olanıda sattırarak bir bolluk yaratılarak, sulandırılmış “islamcı devrim” yapılacaktı.

İşte bu kurulan sulandırılmış “islamci devrim” değirmeninde Muhsin Yazıcıoğlu’na değirmeni bekleme ile değirmene göz dikenleri tepeleme görevi verilmiş idi.

2001-2002 yılarına gelene deyin gerek Recep tayyip Erdogan, gerekse Muhsin Yazıcıoğlu değirmene çok sular taşıdılar, çok canlar yaktılar. Artık toplum islamci yapılanmaya yumuşak geçiş için belenlenmişti (hazır). Ne soldan nede sağdan sert bir karşılık gelemeyecekti. Türkeş’te Muhsin Yazıcıoğlu’ndan duyduğu söylemlerle dişleri sökülmüş bir ayıya çevrilmiş, artık sokaklarda oynatılan bir ayıya benzemişti. Oda artık, nerde götü boklu bir şeyh varsa onun önünde eğilerek, geçmişte cumhuriyete arka çıktığı için günah çıkartmakla günlerini geçiriyordu.

Alparslan Türkeş'in gerçek yüzü budur.
Alparslan Türkeş’in gerçek yüzü budur.
Alparslan Türkeş'in gerçek yüzü budur.
Alparslan Türkeş’in gerçek yüzü budur.
Alparslan Türkeş'in gerçek yüzü budur.
Alparslan Türkeş’in gerçek yüzü budur.

Türkeş, artık kendiside bir iki ihtillale karışmış, karşı devrimin tokadını yemişti. O verilen bu göreve seviniyordu. Ülkücüler, yapmacık olarak bölünerek, Muhsin Yazıcıoğlu’na “Allah Yolunda Savaşacak” bir kesim bırakılacak, sonradan adlarıda “Dergah”, “Nizami Alem”, “Alperenler” olarak değiştirilecekti. Çünkü Türkeş, sorumluluk almak istemiyordu. İşin gerçegi algülüm-ver gülüm olmuştu.

O artık bir ülkücü değil, Yolları Yeşil Kuşak Devrimi'nde Birleşenlerdendi.
O artık bir ülkücü değil, Yolları Yeşil Kuşak Devrimi’nde Birleşenlerdendi.

muhsinyazicioglu_menzil

Bir yandan Recep Tayyip Erdogan, sağcı-solcu-türkçü-kürtçü bütün kuruluşlara İstanbul belediyesinden akça dağıtıyor. Onlara barınacak yer sağlıyor, sus payı veriyordu. Öbür yandanda Muhsin Yazıcıoğlu na bağlı olarak çalışan Allah Yolu’nun Alperenleri’nce (YEŞİLKUŞAK SAVAŞÇILARI), aydınlar, önemli kurumların “cumhuriyetçi” yöneticileri öldürürülüyordu.

O Abdurrahman Dilipak’ın dediği gibi “Muhsin Yazıcıoğlu, sadece bir partinin genel başkanı değil. Daha ötesi bir konumu vardı.. (Abdurrahman Dilipak, Yeni Akit, 03.01.2013)

O bir Çerkez di, bu nedenle o Çerkez Ethemce de cumhuriyet’in duvarında delik açabilirdi. Açtıda…

Bu arada bilinmesi, üstelik doğruluğu tartışılması gerekmeyen gerçekler var.

  1. Muhsin Yazıcıoğlu, Veli Küçük ile iyi ilişkilerde idi.
  2. Muhsin Yazıcıoğlu Recep Tayyip Erdoğan ile iyi ilişkilerde idi.
  3. Muhsin Yazıcıoğlu, Fethullah Gülen (okyanus otesi) ile iyi ilişkilerde idi.
  4. Muhsin Yazıcıoğlu Nakşibendilerle iyi ilişkilerde idi.
  5. Muhsin Yazıcıoğlu Genel Kurmaydan bazıları ile iyi ilişkilerde idi.
  6. Muhsin Yazıcıoğlu ülkücülerin eylemci kanadı ile iyi ilişkilerde idi.
  7. Muhsin Yazıcıoğlu uluslararası islamcı eylemciler (savaşçılar) ile iyi ilişkilerde idi.
  8. Muhsin Yazıcıoğlu Bilgi Toplama Kurumu (MIT) ile iyi ilişkilerde idi.
  9. Yumuşak islam dönüşümünün akça kaynaklarını sağlayanlar Korkut Özal, Nevzat Yalçıntaş, Ali Coşkun ile iyi ilişkilerde idi.

Konunun iyi anlaşılabilmesi için:

Ayrıca Muhsin Yazıcıoğlu’nun karşısında

  1. Ülkü Ocakları Başkanı iken işkence ettirdiği ülkücüler.
  2. Cumhuriyet’i korumak isteyen bazı çeriler.
  3. Cumhuriyet’i korumak isteyen yurttaşlar.
  4. Uluslararası kaçakçılıkla elde ettikleri gelirleri bölüşmek istemeyen dernekçiler, ülkücüler.
  5. Muhsin Yazıcıoğlu’nun da içinde oldugu Çerkez örgütlenmesine karşı olan değişik kesimlerden örgütçüler.
  6. Bilgi Toplama Kurumu (mit) içinde olan Türk yanlıları.
  7. Muhsin Yazıcıoğlu’nun yakınında bulunupta, aldatıldığını anlayan bir kesim “Alperenler”.
  8. Muhsin Yazıcıoğlu’nun yaşlı bir ayı yerine koyduğu Alparslan Türkeş.
  9. Yumuşak islama geçişte aldığı görevler için aldığı torba-torba dolarları görmüş olan ülküdaşlar.

Yoksa Türk Bilgi Toplama Kurumu’nun (mit) ortalığa yaydığı üzere ne İsrail’in, ne ABD’nin nede AB’nin Muhsin Yazıcıoğlu başkanımızla bir alıp vereceği olamazdı. Muhsin Yazıcıoğlu’nun Avrupa’dakı derneklerine Avrupa’nın katkılarını bilmeyen var mı bilemiyorum. Çünkü bu YEŞİL KUŞAK ABD ile AB’nin ürünü idi.

Birde başka açıdan bakalım bu ilişkilere. Çerkez kökenli olan MUHSİN YAZICIOĞLU, Ermeni kökenli olan Hüseyin Feyzullah ile yıllarca birlikte çalışıyor, bunun öncesinde sonrasında Ermeni kökenli ülküdaşları ile ipleri kopmuyor.

Ya ikisininde Arusi yada Ermeniler’in güdümündeki tarikatlarla içli dışlı olmalarına ne demeli?

Ya ikisininde CIA’nin güdümündeki Fethullah Gülen tarikatıyla içli dışlı olmalarına ne demeli?

Unutmadan söyliyeyim, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ergenekon yargılamalarında 1. gizli tanık olduğunu unutmayalım. O ölünce 2. tanık PKK’lı olan Sırrı Sakık 1. tanık oluverdi.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun Avrupa’daki derneklerini inceleyincede derin bilgileri görebileceksiniz.

Muhsin Yazıcıoğlu, derin Çerkezler‘in, en sevgili oyuncağıydı.

Yazı uzadıkça uzar, arkasını sonraya bırakalım.

Muhsin başkan’ı peygamberleştirenler, günden güne düş kırıklığına uğramaktadırlar. Öldükten sonra kızını Amcasının oğluyla evlendiriyorlar. Öyle, Muhsin başka iyi müslümandı ya, çocukla evlilikte, akraba evliliğide olabilirdi. Olduda ne oldu? Türkler’de akraba evliliği tanınmaz, islamda önceliklidir.  Çerkez kesiminde bunun doğal olduğuda bilinir. 

Muhsin baskanin derme çatma dernekleri, partisi düzenin elinde oyuncak olduda oldu. Sağdan sola savrulup da savruluyor. Kimisi Fethullah Gülen (CIA’cı) kimiside AKP’li oluverdiler. Al birisini vur ötekine…

Ökkeş Şendiller ve Hikmet Karaca, Ökkeş Şendiller’in gönderisini paylaştı.

Ökkeş Şendiller
GÜNÜMÜZÜN DAMAT FERİT’İ AFŞİN YAZICIOĞLU AKP’DEN İSTABUL 3.BÖLGEDEN MİLLETVEKİLİ ADAYI !
AFŞİN YAZICIOĞLU RAHMETLİ MUHSİN BAŞKAN’IN AMCAOĞLU AVNİ YAZICIOĞLU’NUN OĞLU.
RAHMETLİ’NİN ŞEHADETİNDEN SONRA 2013 YILINDA KIZI FİRUZE İLE EVLENDİ VE DAMAT OLDU.
RAHMETLİ ŞEHADETİNDEN ÖNCE O MALUM DAMAT FERİT’İ BAŞBAKANLIĞA YERLEŞTİRMİŞTİ.
BİLİNDİĞİ GİBİ DAHA ÖNCE GÖREVİNDEN İSTİFA EDEREK AKP’DEN ADAY OLMAK İÇİN MÜRACAAT ETTİ.ANCAK ŞİDDETLİ TEPKİLER ÜZERİNE “İSTİFA ETTİM AMA PARTİ BELİRTMEDİM”DİYE KIVIRTAN BASİT BİR AÇIKLAMA YAPTI.
ANCAK BU AÇIKLAMAYA HİÇ BİRİMİZ İTİBAR ETMEDİK VE BU DÖNEMİ FIRSATA ÇEVİRİP RAHMETLİ MUHSİN BAŞKAN’IN KANI ÜZERİNDEN SALTAN HESABI YAPTIĞINI BEKLİYORDUK.NİHAYET ÖYLE OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI.ÇÜNKÜ MALUM KİŞİNİN KAREKTRİ,ŞAHSİYETİ VE KİŞİLİĞİ BUNA MÜSAİTTİ.
ŞAHSİYETSİZ VE NEFSİNİN KÖLESİ OLAN MAHLUKLARDAN BAŞKA BİR DAVRANIŞ BEKLEMEK HAYALCİLİK OLURDU.ASLINDA ÇOK ÖNEMLİ DE DEĞİL.
LAKİN ŞUNU DA HATIRLATMADAN GEÇEMİYECEĞİM:DÜN ÇANAKKALE’DE 253 BİN ŞEHİT VEREREK DURDURDUĞUMUZ BATILI EMPERYALİSTLERİN DE MANDACILIĞA İKNA ETTİKLERİ DAMAT FERİTLERİ VARDI.AMA KAYBEDEN VE KUYRUĞUNU KISTIRIP KAÇAN O HAİNLER OLDU.ALAH’IN YARDIMI İLE BU MİLLET KAZANDI .BU GÜN DE ÇAĞDAŞ DAMAT FERİTLER VE ARKALARINDAKİ KARANLIK GÜÇLER KAYBEDECEKTİR.BUNDAN ZERRECE ENDİŞEMİZ YOKTUR.
ANCAK BÜYÜK EMEK VE ÇİLELERLE OLUŞTURULAN BÜYÜK BİRLİK HAREKETİ VE LİDERİ’NİN KANI VE ÇİLESİ ÜZERİNDEN SALTAN KURMAYA ÇALIŞAN BÜTÜN HAİNLER ER GEÇ BUNUN HESABINI VERECEKLER.
RAHMETLİ’NİN SUİKASTİ İLE İLGİLİ OLARAK ALTI YILDAN BU YANA BÜTÜN ÇALIŞMALAR ENGELLENMİŞ,ARAMA-KURTARMA SABOTE EDİLMİŞ,SABOTE EDENLER AKP İKTİDARI TARAFINDAN TALTİF EDİLMİŞ.SORUŞTURMA SÜRESİNCE MÜFETTTİŞLER TARAFINDAN SORUŞTURMA İZNİ İSTENEN HİÇ BİR KAMU GÖREVLİSİ HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMİŞ.
NİHAYET İKTİDAR DOSYANIN TAMAMEN KAPATILMASI İÇİN HAREKETE GEÇMİŞ VE ÖZEL MÜFETTİŞ VE SAVCILAR GÖREVLENDİRMİŞ.DOSYA K.MARAŞ’TA HABİP KORKMAZ İSİMLİ SAVCI TARAFINDAN DOSYA KAPATILMIŞ VE BU SAVCI ÇORLU BAŞSAVCISI HANIMI AYNI İLÇEDE SAĞLIK MÜDÜRÜ YAPILMIŞTIR.
DOSYA İLE İLGİLİ OLARAK HUKUKÇU ARKADAŞLARIMIZIN GAZİANTEP AĞIR CEZA MAHKEMESİNE YAPILAN İTİRAZ KABUL EDİLMİŞ VE DAVA TEKRAR K.MARAŞ’A İADE EDİLMİŞTİR.ANCAK KARARI VEREN GAZİANTEP AĞIR CEZA MAHKEME HEYETİ CEZALANDIRILARAK DAĞITILMIŞTIR.
NETİCE: HER MAHKEMEDE ADLİYE ÖNÜN DE ŞEHİT MUHSİN BAŞKAN’IN DAVA ARKADAŞLARI,SEVENLERİ VE ALPERENLER “katil iktidar,istifa.Katiller bulunsun hesap sorulsun”DİYE HAYKIRIRKEN SİZ ŞEHİDİMİZİN KANI ÜZERİNDEN SALTAN HESABI YAPANLAR O KOLTUKLARINIZDA RAHAT ,RAHAT KEYİF SÜRECEKSİNİZ ÖYLE Mİ?BU İŞ BU KADAR UCUZ DEĞİL DAMAT FERİT .
BENCE BBP ÖNCELİKLE BU KONUDA GEREKEN NE İSE ONU YAPMAK İÇİN BİR ACİL EYLEM PLANI YAPMALI VE UYGULAMAYA KOYMALI.BUNUN İÇİN HEPİMİZ HAZIRIZ.KİMSE SORUMLULUKTAN KAÇAMAZ.
İLK OLARAK 21 NİSAN 2015 SALI GÜNÜ SABAH KAHRAMANMARAŞ ADLİYESİNDE GÖRÜLECEK MAHKEME İÇİN BÜTÜN DAVA ARKADAŞLARIMIZI DAVET EDİYORUZ.
BU ALÇAKLIĞI YAPANLARI VE YAPTIRANLARA KARŞI GÜR BİR ŞEKİLDE HAYKIRALIM.
VE “ŞAŞMAYAN HSAP ALLAH’INDIR”DİYELİM

 

 

MİT’e bağlı yazarların Muhsin Yazıcıoğlu konusunda öne sürdükleri görüşleri ile bizim düzeltmelerimiz altında yer almaktadır.

Muhsin başkanı öldürten servisler

 

Muhsin Yazıcıoğlu yabancı servislerin projeleri doğrultusunda yerli işbirlikçiler tarafından şehit edildi.” Muhsin R. T. Erdogan, Abdullah Gül, Fethullah Gülen başta bütün Türk karşıtlari ile iç içe idi. Bunlarda dis güçlerin isbirlikçileriydiler. Muhsin kendisini Kuran’ın anayasa olmasına, Devletide seyh ül islamin yönetmesi için savaşa ayırmıştı.
Mürid Muhsin Yazıcıoğlu (Başkan), 25 Mart 2009 tarihinde, Kahramanmaraş mitinginden Yozgat-Yerköy mitingine hareket ettiği helikopter düşürülerek öldürüldü. Bu olayi simdi FETO’ye yüklüyorlar. Sozde “NATO-CIA emrindeki Gladyo, FETÖ’nün bazı partileri ele geçirmesini istiyordu. Muhsin Başkan’ın BBP’sini göze kestirdiler. Muhsin Yazıcıoğlu öldürülerek, BBP’nin Fetullahçılar’ın kontrolu altına alınması planlandı.” Bu kocaman bir yalan çünkü BBP ile BBP’ye bağlı olan camiler toptan FETÖ’ye bağlı idiler. Bağlı olmayanlarda AKP’ye katılmışlardı.

“2009’da pilot nokta, Sivas Belediye Başkanlığı’nı AK Parti’nin alması engellendi, BBP’ye kazandırıldı.” deniyor. Buda AKP’nin isteği ile gerçeklesmiştir.
AK Parti ile yakın dialog içindeki Yalçın Topçu ve ekibi tasfiye edildi. Parti sert muhalefetçilerin yanına çekildi. 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Tayyip Erdoğan’a karşı çıkarılan CHP’nin çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu BBP destekledi. Aslında BBP’nin rahmetli genel başkanları Muhsin Yazıcıoğlu’un kemiklerini sızlatıldı. 7 Haziran 2015 seçimlerine BBP ile Saadet Partisi ittifak yaparak sokuldu.

Mürid Muhsin, yaşar iken FETÖ’ye açık destek verenlerden idi. Muhsin’in kemikleri neden sızlar? Muhsin, kendisini öldürmüş olanları açıkça desteklediği için kemikleri sızlayabilir. Mürid Muhsin, Abdullah Gül ilede Erdogan ilede doğrudan istediği anda görüşebilen birisi idi. Cumhuriyetin yıkılması için AKP’ye PKK arka çıktığı gibi Mürid Muhsin’de arka çıkmıştır.
TARLAYI SÜRDÜLER:Muhsin Başkan, tabanını milliyetçi ve aktivist gençlerin oluşturduğu, partinin başındaydı… Türkiye’de işlenen cinayetlerde, “Partisinden olduğu söylenen gençlerin birileri tarafından kullanılmasından çok korkuyordu. O korkusunu paylaşırken, ‘Bizim tarlayı sürmüşler… Haberimiz olmadan…’ demişti...”

Buda çok açık bir durum değerlendirmesidir. MHP’de olduğu gibi BBP’dede yandaşlar, gerekli yada gereksiz eylemlerde kullanılmışlardır.
“Malatya Özel Yetkili 3. Ağır Ceza Mahkemesi ek iddianamesi, Rahip Santoro, Hrant Dink ve Zirve Yayınevi cinayetlerinin aynı örgüt tarafından işlendiğini yazıyor. Yani, FETÖ’nün emniyet-yargı-ordu içine sızmış adamlarından oluşan bir örgüt...” BBP’lilerde bu konuda kullanıldılar. Kullanıldılar çünkü Mürid Muhsin, başından beri kullanılmıştı.
Cumhurbaşkanlığı araştırma raporu “Düşürülmüş/düşen helikopterden hemen sonra üç asker üniformalı şahsın karakutuyu sökerken çekilmiş fotoğraflarını” ortaya çıkardı. 15 Temmuz FETÖ’nün ülkemizi işgal planı soruşturmasında göz altına alınan bazı polis müdürleri ve komutanlar, ne tesadüf, Muhsin Başkan’ın öldürülmesi olayına da karışmışlardı.”

Sonuç: Muhsin çok kişinin kanına girdi. Bir çok ülkücününde yurdunu yuvasını bozdu. Türkiye’de AKP’nin yönetime gelmesinde çok etkisi oldu.

Çırağan Yokuşu Ülkü Ocağı