Recep Tayyip Erdoğan ile AKP efsanesi çöktü. Bunların eliyle islamcılık denen efsanede bitti.

Recep Tayyip Erdoğan ile AKP efsanesi sona erdi.

 

Recep tayyip Erdoğan, 2002 yılından beri ABD ile AB’den aldığı destekle Türkiye’de 3 dönemdir yönetimde kalmayı başardı.

Recep tayyip Erdoğan’ın kendi deyimiyle o sıradan bir başbakan değil, BOB’un Ortadoğu eş başkanı idi.

Artık yel Batı’dan esiyordu. Erdoğan’da gürledikçe gürlüyordu.

Recep tayyip Erdogan ile çalışma arkadaşları bilgisiz görgüsüzde olsa, Batı ile ABD basınında ayrıca Türkiye’de başbakanın yönetimindeki yandaş basında şişirildikçe şişirildiler.

Cumhuriyet döneminin en büyük yolsuzlukları yapılsada, bütün Türk değerleri ayaklar altına alınsada arkasında Batı ile ABD yi bulmuş olan Erdoğan, önüne gelene kabadayılık yapıyor, devlet geleneklerinide yok sayabiliyordu.

Türkiye ilk kere yasa dışı yolllardan kazanılan PKK akçalarına yataklık yapıyor, İran lada yasadışı akça ilişkilerini sağlamıştı. Araplar’ın bir kısmıda Atatük karşıtı Erdoğan yönetimine destek veriyordu.

Bütün bunlar, beceriksiz Erdoğan yönetiminde akça sıkıntısını önleyince, Erdoğan’da artık başbakanlıkla yetinmeyip, derebeyliğini açıklamıştı.

Erdoğan Milli Görüş, bölücü Ermeni, Kurt ile Çerkezler’den büyük destek görmekte idi. AKP artık yalnızca din nedeni ile değil, çıkar nedeni ilede destek alıyordu.

Erdoğan, Türk islam ülkücülerinin bir kısmındanda destek alabilmişti.

Derken, ABD ile Avrupa, Erdoğan’dan artık çekilmesini yerini bir başkasına, özellikle Gül’e bırakmasını istediler.

Erdoğan, olmaz deyince Avrupa ile ABD ile yollarını ayırdı.

Ayrıca Erdoğan, ABD ile Avrupa’yı basında eleştirmeye başladı.

ABD, AB artık Erdoğan’a bir uyarı vermek istediler.

Çok geçmedi, önce bir Karakol’dan bir bölücü Türk bayrağını indirdi.

Bu Erdoğan’ın görünümünü bozdu. Gücünün yetersiz olduğu anlamı çıkarıldı. Ordununda kendi görevini yapamadığı yorumarı yapıldı.

Çok geçmedi, kendisini Ortadoğu’nun BOB eş başkanı olarak gören Türkiye’nin Musul’daki Türk Konsolosluğu’ndaki görevliler, korumalar, özel korumalar, Erdoğan çizgisindeki müslümanlarca (iŞİD) baskın yapılarak, esir edilmişlerdi.

Murat Yetkin’in dedigi üzere:

Topraklarını Esad karşıtı İslamcı örgütlere açtı, muhaliflerin İstanbul’da toplanmalarına önayak oldu, mülteci kamplarında onlara askeri eğitim, silah, mühimmat verdi. Suriye’ye savaşmaya giden militanların Türkiye sınırlarından geçişine göz yumdu. Yaralananlar için hastaneler kurdu.
TIR’larla silah nakletti. Bu TIR’ları çeviren polisleri, savcıları “vatana ihanet”le itham etti.”

ERDOĞAN’IN MÜCAHİTLERİ: Musul’da bulunan Türk Konsoloslugu’nu basan müslümanlar.

Resim

Allahuekber, Allahuekber, Allahuekber diye bağırarak, Türk bölgelerini elllerine geçirirlerken,

Erdoğan, görev arkadaşları dua etmekten başka bir çözüm bulamadılar.

Kendilerini, yurtdışında sözü geçer olarak tanıtan bu müslüman bakanlar derin bir sessizlige büründüler, küçük dillerini yuttular.

Kısacası, Erdoğan’ı yönetime getirenler Erdoğan’ı bir güzel uyarıyorlar. Dur bakalım ey Erdoğan Başbakanlığa seni biz getirdik. Ortadoğu’ya seni biz eş başkan yapmştık. Bizi yok sayarsan bu gün Musul’da Konsolosluk’un basılır, yarında Türkiye’nin Doğusu’nda valiliklerin basılabilir. Dur diyorlar…

Burası böyle, ancak kendisini müslüman görenlerden de bu Konsolosluğu basan müslümanlara karşı bir etken tepki gelmedi.

Resim

Bugün öyle bir durumla karşı karşıyadır Türkiye, dışarıda bir tek el (ülke) ile iyi ilişkimiz kalmadı.

Türkiye’nin saygınlığı yok edildi. Zengin, saygısız müslüman bir kesim türedi, bunlar bir türlü Türkler’i içlerine sindiremiyorlar.

Böyle oluncada Erdoğan’ın yanında yeninde dolaşanlar çogunlukta Ermeni, Kürt, Çerkez yada Rumlar’dan oluşmaktadır. Bunun anlamıda Erdoğan’ı satan satana.

 

Erdoğan önce kendisi Türkler’i sattı, şimdi onun kendisinide yanıbaşında bulundurduğu Türk olmayanlar, Recep Tayyip Erdoğan’ı satarak, onu tökezletiyorlar.