Türkiye nereye? Halk yollara dökülür mü?

Devlet Bahçeli Ermeni kökenli olduğunu neden gizledi?

Türkiye nereye? Halk yollara dökülür mü?

Recep Tayyip Erdogan, Türkiye’yi yönetmek için didinip dursada bu iş onun elinden bir türlü gelmiyor.

Geçmişteki iyi sandığımız yıllarda Türkiye’nin varını yoğunu satarak, onunda çoğunu yakınlarına bölüştüren, çok azınıda halka koklatan Erdoğan, artık satacağı mal, varlık kalmayınca, tıkanmış durumdadır.

Türkiye’yi eğitimde telekeyde (dünya) 99.cu sıraya düşüren yüzsüz Erdoğan, “ilçelere üniversite açtım” diyor. Halkta alkışlıyor!

Artık Recep Tayyip Erdoğan, kısır bir döngünün içine girmiş durumda. Onun Türkiye Cumhuriyeti’nin başında olması çokda anlam taşımıyor.

Çünkü kısa süre önce kendisini uzun süre alkışlayan halk artık onu alkışlamamaktadır. Bu gün için kimsenin kimseyi kışkırtmasına gerek yok. Toplum, sıkıntıdan kıvranıyor. Çözüm bulamayanlarda, bir konuşma yapıp Recep Tayyip Erdoğan’a seslerini duyuruyorlar.

Türkiye’de toplum sokakları ele geçirmesin diye kara kara düşünen Erdoğan, MİT’i sık sık uyararak, sakın halk sokağa dökülmesin, önleyin demektedir.

Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’de son yıllarda kazandığı seçimlerin tümününde tartışma götürür olduğunu bilmeyende yok.

Bakınız geçmişte Mehmet Ağar, Mumcu, Numan Kurtulmuş, Süleyman soylu’lar, yoldaşlarını satıpta Erdoğan’a arka çıkmasalardı, bu gün Türkiye’nin Erdoğan diye bir sorunuda olmazdı.

Erdoğan en son olarak açıkça Devlet Bahçeli’nin eliyle ayakta durmaktadır.

Gelelim Bahçeli’ye

Devlet Bahçeli’de Recep Tayyip Erdoğan’ın arka çıkması ile ayakta durabilmektedir. Devlet Bahçeli, çok yönden Erdoğan’a bağımlıdır.  1. Yasalar açısından, Erdoğan Bahçeli’yi korutturmaktadır. 2. Bahçeli ile ilgili göz açıçı yayınlara yayın yasağı koyarak. 3. Devlet gücünü kullanarak, Bahçeli karşıtlarını ezerek. MHP ile Ülkü Ocakları’nın dağılmaması için MİT dayanağı verilmektedir.

Erdoğan istedi, Bahçeli söyledi. Halk yerse!
Erdoğan istedi, Bahçeli söyledi. Halk yerse!

Yakın geçmişte bütün derneklerini, bütün kuruluşlarını yitiren Bahçeli’ye Recep Tayyip Erdoğan kol kanat germişti. Devlet Bahçeli’nin kuruluşlarını darmadağın edende MİT’ti sonradan Devlet Bahçeli’yi, onun kuruluşlarını kurtaran yine MİT olmuştur.

Türk toplumu bu gün yalnızca Recep Tayyip Erdoğan’a karşı değil Erdogan+ Bahçeli’ye karşı uğraşını vermek durumundadır. Yazık Bahçeli, verdiği açıkları nedeni ile bu durumlara düştü. En sonunda kimliksiz, kişiliksiz duruma düşürüldü.

Devlet Bahçeli Ermeni kökenli olduğunu neden gizledi?
Devlet Bahçeli Ermeni kökenli olduğunu neden gizledi?

Bizi saşırtan da, kimliğini kişiliğini ayaklar altına aldırmadan, bir kıyıya çekilmeyişidir.

Biz, kendisini en kötü günlerinde desteklemiş idik. Bu yurdun çıkarlarını savunuyorsa gerisi (onun Ermeni olduğu) önemli değildir dedik. Günler geçtikçe arka arkasına ülkücü kimliğe kişiliğe sığmayan adımlar attı.

Bunun yanısıra,

Son yıllarda MHP’ninde, Ülkü Ocaklari’nında ipleri tümden MİT’in eline geçince çıldırdık.

Bütün bunların yanında,

Ermeni kökenli Abdullah Gül’ü bu Türk yurduna Cumhurbaşkanı yaptı, ses çıkarmadık.

Ermeni göçmenlerimiz: Abdullah Gül. ile Devlet Bahçeli
Ermeni göçmenlerimiz: Abdullah Gül. ile Devlet Bahçeli

Ermeni kökenli birisini kurultay (meclis) başkanı seçtirdi, yine ses çıkarmadık.

Bazı Ermeni kökenlilerle gizli ilişkilere girdi, bazı dernek yöneticileri onlardan seçildi, yine sustuk.

Dernekler, dumanaltı durumuna düştü, Dernek başkanlarının nerede ise 4’te biri uyuşturucu kullanır duruma geldi, yinede tepkimizi sessiz yaptık.

En son olarakta kendisini devirmek için çabalayanların, dernekleri Fetö’nün yuvası durumuna getirenleri önce kurultay’a seçtirdi, sonrada yerel yönetimlere aday yaptı.

Türk halkı bu sıkıntıdan kurtulur mu?

Kurtulur.

Bu halk AKP’yi boşuna din iman üzerinden başına getirmedi, başındada tutmadı. AKP, çaldı-çırptı, azıcıkta sus bölüğü (pay) olarak halka yedirdi.

Şimdi çalacak, akça eder ne kaldı?

Siz üzülmeyin, bu halk sıkışınca döşeğini, yorganını alır, kurultayın (meclis) önünde yatar. O gün ne AKP kalır nede MHP.

 

 

 

 

 

Eğitimle ilgili bir alıntı:

Bu eğitimle Türk mucizesi

08.12.2018 – 11:04 | Güncelleme: 08.12.2018 – 11:04

Bir eğitim neferinin feryadı diye, tecrübeli bir okul müdürünün gözünden eğitimdeki sorunların bir bölümünü yazdım.
Eğitim camiasından binlerce mail ve mesaj geldi.
“Az bile yazmışsın” diyenler.
“Daha ne sorunlar var bir bilseniz” diyenler.
“Bir iki madde hariç aynen katılıyorum” diyenler.
Hemfikir olmayan neredeyse yok.
Tabii sosyal medyada bana sövenler de var ama onlar zaten “İki kere iki dört” desem de sövüyorlar bana, “Allah bir” desem de.
Onun önüne geçmek mümkün değil.
Yaşasam “Bu herif niye hâlâ gebermedi”; ölsem, “Eleştirilerden kurtulmak için geberdi” diyecek kadar gözü dönüklere yapacak bir şeyim yok.
Zaten bu grubu ciddiye aldığım falan da yok.
Zaten kudurmalarının nedeni de ciddiye almıyor olmam.
Ama cehaletin, bilgisizliğin, önyargılı olmanın nesini ciddiye alayım.
Onlar ürür ben yürürüm.
Eğitim meselesine dönecek olursak.
Spectator Index, Dünya Ekonomik Forumu’nun araştırma verilerine dayanarak, “Eğitimde kalite endeksi” yayınladı.
Buna göre, eğitim kalitesi sıramalası şöyle:
İsviçre
Singapur
Finlandiya
Hollanda
ABD
Katar
Kanada
Yeni Zelanda
Birleşik Arap Emirlikleri
Danimarka
İzlanda
Norveç
Hong Kong
Belçika
Avustralya
Peki Türkiye kaçıncı?
Uzatmadan söyleyeyim.
“Eğitim kalite indeksinde” Türkiye 99’uncu sırada.
Evet doksan dokuzuncu.
Üzerimizde kimler var derseniz.
Mesela Pakistan 94.
İran 75.
Suudi Arabistan 54.
Ruanda 46.
Altımızda ise Yemen, Nijarya , Mısır ve Brezilya var. Yani aslına bakarsanız ortada bir Türk mucizesi var.
Bu kadar kalitesiz eğitime rağmen buradan Nobelli bilim adamları ve nispeten başarılı bir ekonomi çıkıyorsa şanslıyız ve mucize yaratıyoruz.
Ancak giderek bozulan eğitim sistemimiz ve yurt dışına kaçan beyinlerimiz gelecek açısından olumlu sinyaller vermiyor.
Zaten adı üzerinde mucize yaratmışız.
Mucizeler de kalıcı değildir.

 

 

Yazar: Ülkü Ocakları

Bir ülkücü

Yorum bırakın