Uygurlar: Kendilerini arayıp, bulamayan Uygurlar!

Uygurlar: Kendilerini arayan, bulamayan Uygurlar! 

Bu gün Türkiye ile telekeyin değişik yerlerindeki Uygurlar, Cami ile Kilise arasında kalınca, önüne gelenden tokat yemekteler. 

Uygur ana Rabia
Uygur ana Rabia

Sözün başında Uygurlar’dan toplumun ne beklediğinide belirteyim. 1. Toplum – Uygurlar’ın bir islamcı devlet kurmasına karşıdır. Geçmişte gizli islamcı çalışmaları, günümüzde su yüzüne çıktığından, Uygurlar’a ilgi azalmış durumdadır.

2. Açık bir biçimde CİA ile ortak calışmaya girilmemeli idi. 

ABD’nin arka çıkmasını benimsemek doğaldı, üstü örtülü olmalı idi. Fethullah Gülen tarikatı ile ortak çalışma yapmamalı idiler.

3. Uygurlar olarak kendilerine yürekten arka çıkmış olan ülkücü kesimi dışlamamalı idiler. (Bu gelişmeye Bahçeli’de karşı çıkmadı, çünkü bu gelişme mit eli ile yapılmış idi.)

1997 yıllarında Frankfurt’ta yapılmış olan kurultayda Uygurlar, yurtsever (milliyetçi) çizgiden koparılarak, şeriatçi (milli görüş) çizgiye katıldı. Göz göre göre MHP’deki yurtseverlerin yıllarca arka çıkmasına bakmayarak AKP- CİA çizgisine girdi. 

4. Uygurlar, sözde Uygurca istemektedirler, ancak ya Çince yada Arapça yazı düzeninide bırakmak istememektedirler. Topraklarımız Çin’in elinde olunca ister istemez Çince gerekli, ya Arapça yazı neden gerekli?

5. İlkeleri yok, “insaallah, maşaallah, hocam, hacım” söylemleri arkasına sığınmaktadırlar. En iyi Uygur müslümancılık oynayan Uygur ilkesine bağlılar. Bilimci çalışmalara katılmamaktadırlar.

Şimdilik bu eksikliklerini anlatmış olayım.

Sonuç şimdiki sağ eli ile sol kulağını gösteren ümmetçi yöneticiler, gitmeliler, yerlerine uygar kişiler getirilmelidir.

Gelelim, Devlet Bahçeli’nin tutumuna; Bahçeli saçma sapan görüşler ortaya atıp, AKP’ye kendisini korutmak durumundadır. MHP’de de Uygurlar’a yol gösterecek birisi yoktur.

Doğu Perinçek; Doğu Perinçekte Bahçeli’ye okşamaktadır. Bir dediği bir dediğini tutmaz. Kendiside bir köstebektir. Ona karşı konuşacak durduğu yer sağlam olan bir Uygur’da yok. Perinçek, Erdoğan’ın istemediği bir görüşü dile getiremez, o ne derse Erdoğan onu onaylamış demektir. 

Uygurlar, kendilerini yenilemelidirler, yetiştirmelidirler, uygarlaşmalıdırlar. Bu işlerin “Ya Allah bismillah, Allahuekber” demekle yürümeyeceğini anlamalıdırlar.

Toplumun kendilerine arka çıkmasını istemektelerse, önce kendilerine dönmeleri gerekmektedir. 

Uygur Rabiya ile Elman Mustafazade: MTN, kaçakçı

Bölücü Perinçek’ten Çin’e destek!

Aşağıdakı yazıda Perinçek’in görüşleri anlatılmış

Türk polisine iftira attı

Türkiye• 

22:06

Uygur kışkırtıcısı Seyit Tümtürk, polisin bir kızı kolundan yaraladığı ve hastaneye gitmesine izin verilmediğini iddia etti. Güvenlik kaynakları ise kızın hastaneye değil eyleme gittiğini söyledi.

Türk polisine iftira attı

AYDINLIK / ANKARA

CIA desteğiyle eylemler örgütleyen Uygur kışkırtıcıları Türk polisine iftira attı. CIA’cı bölücüler, sosyal medyada “Polisin, kolundan yaraladığı Magfiret Emin’in hastaneye gitmesine izin vermediği” yalanını paylaştılar. Güvenlik kaynakları ise polisin Magfiret Emin’e sert müdahalede bulunmadığını, çok sonra şikayeti üzerine doktor izni verdiklerini ancak onun doktora değil Kocatepe civarındaki eyleme gittiğini bildirdi.

Son günlerde CIA destekli ayrılıkçı Uygurların faaliyetleri arttı. Başta Ankara ve İstanbul olmak üzere birçok merkezde faaliyete geçen ayrılıkçı Uygurlar güvenlik güçlerinin izinsiz gösterilerine izin vermemesi üzerine Türk polisine iftira attı. Türk polisinin gösterilerini şiddet kullanarak engellediğini iddia eden ayrılıkçılar, yaralı bir kız çocuğunun hastaneye gidip tedavi olmasına da izin verilmediğini iddia etti. Adı öne çıkan Seyit Tümtürk sosyal medyadan yaptığı paylaşımda şöyle yazdı: “Çin Büyükelçiliği önünde polis müdahalesi ile kolundan yaralanan Uygur Türkü Magrifet Emin polis tarafından abluka altına alınan evden çıkıp hastaneye gidemiyor. Polisler Uygurların hiçbir şekilde dışarı çıkmasına izin vermiyor. Bu ne zamana kadar sürecek.”

Göstericilerden Azimet Muhammed de kaldıkları otelden dışarı çıkmalarına izin verilmediğini öne sürdü: “Bugün de dışarı çıkmak istedik. Polisin sert müdahalesinde eli sakatlanan arkadaşımızın ağrısı geçmiyor, onu hastaneye götürecektik ve valiliğe resmi dilekçemizi verecektik. Birkaç görüşmemiz olacaktı. Arabalarımıza binip çıkmak isterken polis bizi engelledi, dışarı çıkmamıza izin vermedi. Ev hapsinde tutuluyoruz, evden dışarı adım atmamız bile yasaklanıyor.”

HASTANEYE DEĞİL EYLEME GİTTİ

Güvenlik kaynakları ve görgü tanıkları ayrılıkçıların iddialarını yalanladı. Göstericilerin Çin büyükelçiliğinin 300 metre yakınına sokulmadığını ifade eden güvenlik kaynakları, şu bilgiyi verdi: “Geldikleri yer zaten büyükelçiliğe epeyce uzaktı. Kalabalık da çok azdı. Şiddet kullanılması, küçük yaşta bir kız çocuğunun yaralanması diye bir şey söz konusu olamaz. Daha sonra sözü edilen kız çocuğu ile ilgili bir istek oldu. Görevliler hemen kızın hastaneye gitmesine izin verdiler. Ama o hastaneye değil, Kocatepe Camii civarındaki eyleme gitti. İddialar tamamen yalan.”

Ankara’da Çin Büyükelçiliği yakınındaki işyerlerinden eylemi izleyen çalışanlar, polisin kesinlikle şiddet kullanmadığını belirterek şunları söylediler: “Çok sayıda polisi görünce olayı izledik. Zaten protestocu grup çok azdı. Polis hiçbir şey yapmadı. Bir süre durdular, bir iki slogan attılar, dağıldılar. Polisin yaralaması diye bir şey kesinlikle olmadı.”

Bu arada, CIA destekli eylemlere özellikle yabancı gazete ve internet sitelerinin ilgi göstermesi dikkat çekti.

BELTAŞ YÖNETİCİSİNDEN AYRILIKÇILARA DESTEK

Ayrılıkçı Uygurların eylemlerine İyi Parti’ye yakınlığıyla bilinen isimler de destek verdi.

Ziyarette, kuruculuğunu eski YataTürk Başkanı Bahadırhan Dinçaslan’ın yaptığı TamgaTürk, Siyasa Topluluğu gibi İyi Parti’ye yakınlığıyla bilinen kuruluşlar da yer aldı. Grup adına konuşmayı İyi Parti Ankara Kurucu İl Başkan Yardımcılığı yapan Beltaş AŞ. Genel Müdür Yardımcısı Alparslan Yılmaz yaptı. Yılmaz konuşmasında eylemcilerin yanında olduklarını belirtti. Yılmaz, 5 Şubat’ta Çin Ankara Büyükelçiliği önünde yapılan eylemlere de katılmıştı.

Istanbul Ülkü Ocakları (Ahmet Yıldırım) yine çuvalladı.

Istanbul Ülkü Ocakları yine çuvalladı.

Bir kere, bakış açısına bir bakın!

Uluslararası basın yayın: “Ülkü Ocakları gezicilere (turist) saldırdılar”

Ahmet Yiğit Yıldırım, Hıristiyan ile Yahudiler'in paskalya baramlarını kutladı.
Ahmet Yiğit Yıldırım, Hıristiyan ile Yahudiler’in paskalya baramlarını kutladı.

Ülkü Ocakları İstanbul İl Başkanlığı’nca Doğu Türkistan’daki müslümanlara destek olmak için yürüyüş gerçekleştirdi.”

Gerçekleşen yürüyüşte malından yaşamından sorumlu olduğumuz gezicilere (turist) saldırılıyor.

Orada bulunan geziciler diyelim Çinliydiler. Senin yurdunu görmeye gelmiş, sana akça kazandıran bir geziciye saldırmak kime ne kazandırır? Istanbul Ülkü Ocakları’na ne kazandırır? Ülkücüler’e ne kazandırır?

Böylesi bir olay, ülkücü geçinen Istanbul Ülkü Ocakları sorumluları’nın gerçek yüzlerini yeniden ortaya koydu.

Bu gelişmeleri okuyunca şok geçirdim. Yazıyı yazmak bile istemedim. Ancak susmanında olamayacağını düşünerek, yine yazdım.

Eyy Ahmet Yiğit Yıldırım, eey aptal “CİHAD” yolcusu, Türkiye’de gezen bir Çinli’nin ne biliyorsun Çin yetkililerinin yaptıklarını  onayladığını?

Eyyy Ahmet Yiğit Yıldırım, ne biliyorsun yolda yürüyen gözü çekik birinin Çinli olduğunu?

Şimdi “Ben yaptırmadım, o yaptı, bu yaptı diyeceksin!” Ancak sen çapsız çembersiz, molla parçası bu topluluğu elinde tutamıyorsan, sokağada dökmeyeceksin.

Bu Istanbul Ocakları “Cihad” batağından bir türlü kurtulamadı. Bakış açısı yalnız müslümanı görüyor. Orada müslüman olmayan Türkler’de var, onlarda ezilmektedirler.

Bu Ahmet Yiğit Yıldırım’ın Türklük bilimi birikimi yetmediginden, Çin’de ezilen müslüman olmayan Uygurlar’ında oldugunu, onların Sarı Uygurlar oldugunu anlamamaktadır. Orada ayrıca ezilen Türkler olarak Salarlar var. Ayrıca birde “Cihad” yanlısı olmayan Kazaklar, Kırgızlar, Türkmenler’de var.

Eeyyy sapık, alçak, “Cihad” parçası Ahmet Yıldırım. Yeter artık bir dönme olarak, bizim adımıza üç beş çoru çocuğu yanlış yola sürüklediğin…

Bu olay baştan sona yanlış bir girişimdir. Orada sözde Uygurlar’ı kurtarmak isteyenlerde, yanlış yapıyorlar. Biz Çin’den savaş yoluyla bir avuç yerimizi kurtaramayız.

Üstelik bu işlerin yapılması işini (İŞİD ce yaklaşım) önerenlerde  MIT görevlileri idiler. Sizin MIT le ilişkiniz nedir?

Uygurlar için yürüyüş yap, ancak yollarda ona buna saldırarak, Uygur adını İŞİD’e bulaştırma.

Bu yanlιşlar, IşID ci Uygurlarca sϋrdϋrϋlmektedir.

Bu sefer de Çinli sanılan kadını dövdüler
Başkentte Tayland Büyükelçiliği önündeki Uygur Türkleri için düzenlenen eylemde Çinli sanılan kadın turist eylemciler tarafından tartaklandı. Eylemciler saçını çektikleri kadın turisti linç etmek istediler…
Doğu Türkistan’da yaşanan olayları protesto etmek amacı ile Tayland Büyükelçiliği önünde toplanan eylemci grubun önünden geçmeye çalışan kadın turist, eylemci bir grup tarafından saçı çekilerek tartaklandı. Emniyet güçlerinin olaya müdahale edip kadını bariyerin arkasına almasıyla eylemciler sakinleştirildi.

 ————————————————–

Ülkücüler, bu kez de Koreli turistleri Çinli sanıp saldırdı

4 Temmuz 2015 16:45 Kategori:GüncelManşet

Ülkü Ocakları tarafından İstanbul’da yapılan yürüyüş sonrası bir grup, Topkapı Sarayı’nın önündeki Koreli turist kafilesini Çinli zannederek saldırdı.

Ülkü Ocakları İstanbul İl Başkanlığı tarafından Doğu Türkistan’daki Müslümanlara destek olmak için yürüyüş gerçekleştirdi. Beyazıt Meydanı’nda başlayan yürüyüş Sultanahmet Meydanı’nda son buldu. Burada basın açıklaması yapıldığı sırada ayrılan bir grup Topkapı Sarayı’na doğru koştu. İddiaya göre gruptakiler, Çinli zannettikleri Koreli turist grubuna saldırdı. Saray önünde bekleyen çevik kuvvet ekipleri araya girerek etten duvar ördü. Koreli turistler hemen olay yerinden uzaklaştırıldı. Bu sırada polisle grup arasında arbede yaşandı. Gruptakilerden bazıları araya girerek arbedeyi önlemeye çalıştıysa da başarılı olamadı. Bunun üzerine polis gaz kullandı. Müdahale sonrası polis grup olay yerinden uzaklaştırıldı. Saldırıya uğrayan bir Koreli turist, İngilizce “Ben Çinli değil Koreliyim” diyerek gülümsediği görüldü.