Uçurumun kıyısındakı Türkiye 

Uçurumun kıyısındakı Türkiye 

Türkiye’deki başkanlık seçimlerinin sonuçları bizi ister istemez, biz bu duruma neden sustuk sorusunu sormaya itmektedir.

Bu güne gelişimiz iyi anlaşılmadığı için, AKP’nin başarısız olmasına bakmayarak, seçimleri kazanması, Erdoğan’ında yasalar içerisinde yerinden indirilememesi Türkiye’nin gizli gündemidir. 

Şimdi seçim öncesi olanları, seçim sonrası olanları, kıymılların (parti) başkanların tepkilerine bakınca ister-istemez, “-bu işte bir danışıklı dövüş var.” demekteyiz.

Birde seçimlerde bir yanda Türkeli (devlet) karşısında sınırlı olanakları olan kıymıl başkanları vardı. 

Üstelik, Erdoğan için MIT’in bütün kıymılların içine soktuğu  köstebeklerine ortalığı karıştırtmış, kıymılların içlerinde iç karışıklılıklar yaratmış idi. Türkiye tamda eski sovyetler durumuna getirilmiş idi.

Burada sürekli yazdık oyları sayan mitçiler, kazananıda belirlediler.

Gelelim, bir başka anlaşılmaz duruma. Yer sallantısı olan bölgede evleri başlarına çöken, analarının, atalarının kardaşlarının yada çocuklarının göz göre göre ölümlerini gözleriyle görenler, kurtarıcılar  iki gün yoktu diyenler, sonunda gidip Erdoğan’a oy verdiler neden?

Çünkü, onlara yasa dışı biçimde o evlerinde oturma iznini verende AKP idi. O evlere izin verilince o evler 300 bin, 500 bin, 700 bin Ytl değerine ulaşmış idi. Bunun anlamı o evler değer kazanmış idiler. Yer sallandıktan (deprem) sonra yıkılsada AKP onlara yine ev yapacağını söylemiş idi. Bu halk “ölenle ölünmez” dedi. AKP’den yine çıkar sağlayacağını düşünerek AKP’ye oylarını bastılar. Kimisi 3 okka şekere, kimiside yasadışı yaptığı evine kullanma iznine oy vermiş idi. Bu halk kara budundu, çıkarı için Türkiye batacak olsada Erdoğan’a oy verecekti. 

Bu konuda seçimin yenilgidi iki ana nedene gelip dayanmıştır. 1. Sayın Meral Akşener ortaklıktan ayrıldı, sonrada geri döndü. Onun ne ayrılışı, nede dönüşü aklanmadı. Ancak sonucu Erdoğan’a seçimi kazandırmak olmuştur. 2. Sinan Ogan’ın büyük, katı türkçülük yapar görünerek belli bir gençlik kesimini özellikle CHP ile İyİ partiden çekebilmişti. Son anda AKP’ye bağlandı. Çünkü kendisi MİT le çalışan birisi idi. Ümit Özdağ’ın da Kılıçdaroğlu’na arka çıkması ınandırıcı olamadı. Sonucu Erdoğan’a seçimi kazandırmak oldu.

Bu gelişmede bize, Sayın Meral Akşener’in kimden neden korkarak ortaklığı bozduğunu bilmemizi gerektirmektedir.

Yavuz Ağıralioğlu

Konumuz: Yavuz Ağıralioğlu

Öncelikle onun kimliği ile geçmişini özetleyelim.

Kendisi Türk kökenli değil, yada Türk soyuna bakışı sorunludur. Kendisi derin islam bilgisi olmasada şeriatçıdır. 

Dedim, o İslamı ancak islam alanında bilgili değildir.

Yavuz Ağıralioğlu’nun bitişi

Konumuz: Yavuz

Ağıralioğlu’nun bitişi

Konumuz: Yavuz Ağıralioğlu

Öncelikle onun kimliği ile geçmişini özetleyelim.

Kendisi Türk kökenli değil, yada Türk soyuna bakışı sorunludur. Kendisi derin islam bilgisi olmasada şeriatçıdır. 

Dedim, o İslamcı, ancak islam alanında bilgili değildir.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun yamağı idi. Nizam-i alem Ocakları Başkanlığı yapmıştır. Bunun anlamı “Allah’ın düzenini kurmak savaşıdır. Kuran’ı yasa olarak uygulamaktır.”

Son yıllarda ABD yeşil Kuşak işini bırakınca i.lam altın olmaktan çıktı. Ağıralioğluda, amaçlarını İYİ bölükte (pati) içinde yapacağını düşünerek, İP’e girdi. Orada da sürekli tutucu dil kullandı. Bütün  sermayesi üç beş hadistir. Muhsin Yazıcıoğlu’da öyle idi. Derin islam bilgisi yoktu. Uyanıkça Batı’nın islama desteğini gördü, ondan yararlanmak istedi. Muhsin’in son yıllarda en iyi ilişkide olduğu kişilerin içinde Ermeni kökenli Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan vardı. 

Bunlar BBP bölüğünü yönetir iken bütün camilerinde, derneklerinde Fethullah Gülen’in eserleri, dergileri, gazeteleri dağıtılır idi. 

İyi Parti’de iken de onu  bunu Fethullahçılıkla burulamaya (suçlama) başlamış idi.

Bu bilgiler ondan bundan duyma değil, kendi gözlemlerimize dayanmaktadır.

Sonuçta, gerek islam gerek Yavuz Ağıralioğlu’nun geçerliliği doldu. Ayrıca bu son konuşmasını kendisinin aday yapılmayacağını anladıktan sonra yapmıştır. Ucuz bir kabadayılık olmuştur.

Sonuç: Artık islamın geçerlilik süresi dolmuş, Avrupa ile ABD desteğini çekmiştir.

Yavuz Ağıralioğlu’nun çıkmazı buradan kaynaklanmıştır.

Son Dakika: İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu’ndan beklenen açıklama geldi

Son dakika haberi… Partisinden istifa edeceği iddiaları da gündeme gelen İYİ Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, “Adaylık oylamasında yoktum, Kemal Bey’in dayatılmasına itiraz ediyorum” dedi.

  • A A A

cumhuriyet.com.tr

Yayınlanma: 22 Mart 2023 – 16:10

Güncelleme: 22 Mart 2023 – 17:05

pastedGraphic.png

Abone Ol

pastedGraphic_1.png

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesinden rahatsızlık duyduğu iddia edilen İYİ Parti İstanbul Milletvekili ve Genel İdare Kurulu üyesi Yavuz Ağıralioğlu, düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

Partisinden istifa edeceği iddia edilen Ağıralioğlu, “Kemal Bey’in adaylığının dayatmasına itiraz ediyorum. Bu itirazım İYİ Parti’nin hassasiyetlerinin doğru anlaşılabilmesi çerçevesinde kamuoyuyla paylaştığım bir itirazdır” dedi.

 Ağıralioğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Bu yarışı bunca yanlışın içerisinde 60-40, 70-30 bitirebilecek bir mutabakat aramalıyız. 50’yi 1 geçmek duygusu muhalefeti kirletecek dedik. Dediğimizi bulduk. Seçmen 30 milyona 30 milyon gelse 1 oyla iktidar belirlenecek olsa dedik, o oy çocuklarımızın katilini methediyorsa dedik, o oyla kazanmaktansa kaybetmeyi şerefi bilenlerin partisidir İYİ Parti.

Kemal Bey dahil tüm adaylara ilk ikazımız, 50’yi 1 geçmek değil; tüm yolları mubah saymak değil. Hükümeti tenkil ederken, iktidarda kalmak için her yolu mubah görüyor diyen muhalefetin, iktidar olması için bakanlık dağıtmasını ahlaklı bulmuyoruz dedik.

Önce kaybederiz korkusuna itiraz ettik. Sonra kaybederiz korkusuna rağmen adaylık iradesinin bu şekilde dayatılmasına karşı çıktık. Buna ilaveten belediye başkanlarının adaylığının baskılanmasına karşı çıktık. Seçmene haksızlık olduğunu söyledik.

Kemal Bey’in adaylığına değil, adaylık iradesi taşımasına da değil. Cumhurbaşkanlığına anasının ak sütü gibi helal duyguyla talip olmaya hakkı vardır.

“PUSU KURULMUŞ PARTİYİZ”

Umut olarak kurulmuş masanın başka bir gündemle iktidar heveslerinin aparatı olarak dönüştürülmesine karşı çıktık. Biz umut olarak kurulmuş bu masada, ümitlerine pusu kurulmuş bir partiyiz.

Biz kimsenin mezhebine inancına hürmetsizlik edecek kadar kalbi kararmış değiliz. Ama süreci doğru yönetemediğimiz için İYİ Parti’nin 5 yıllık emeklerinin iktidar olma heveslerine itiraz ettik.

İktidar 10 yılda milleti görmez oldu, siz daha gelmeden kör ve sağır oldunuz. Memleket mücadelesinde yüzde 75-80’lerin konuşulması gerekirken iktidarı matematiğe çevirdiniz. İktidarın yüzde 50’sinden 15-20 alamayan muhalefet, cumhurbaşkanlığı makamını bölücülüğün pazarlık masasına gelmesine sebep olacak şekilde yönetti.

Siyaset, yönetici kadronun eliyle ilkesizleşir. Siz dün iktidar yaptı diye kızdıklarınıza, kendiniz de alet olup benzerseniz, o zaman iktidara gelmenizin ne anlamı var. Siyaseti bu popülizmle yapacaksanız mücadele etmenin ne önemi var. Ben bugün bu itirazları yapıyorum, sebebi şudur: 5 yıl sonra milletim bizi bağışla biz kandık dememek için söylüyorum.

Meral Akşener itiraz ediyor diye kaybetme endişesi duyuyor ve buna saygı duyulması gerekiyorken, bu kaybetme endişesine küfrediyorsanız, kaybeder miyiz korkusu duyanlara 3 gün boyunca 30 yıllık küfrediyorsanız, siz iktidara gelince, güç elinize geçince, ne yapacağı kestirilemez bir iradeyi temsil ediyorsunuz. Dolayısıyla bizi tedirgin ediyorsunuz. 

6 genel başkanın mutabakatını Kemal Bey teklif etti. CHP’nin yaşadığı bu ‘kazanabiliriz’ duygusuna 3 günde en büyük küfür edildi. Siz elinize güç geçince bize ne yapacağınızı göstermiş insanlarsınız. Siz daha iktidara gelmeden her şeye kör ve sağır oldunuz. İktidarı matematiğe çevirdiniz.

Güçlenince, İYİ Parti’nin gücüne ihtiyacınız olmadığını düşünce bakın bakalım, bize mi benziyorsunuz iktidara mı? Güçlendirilmiş-İyileştirilmiş Parlamenter Sistem diye yola çıkılıp ‘Güçlendirilmiş-İyileştirilmiş Kemal Kılıçdaroğlu’ memleketin önüne sunuldu.

Yüzde 25’i, yüzde 75’e dayatmak nedir? İktidara çözüm sürecinde kızdınız, şimdi iş nereye geldi? ‘Bizde HDP var, sizde de HÜDA-PAR var.’ Muhalefetin vazifesi ‘Sen yaptın, ben yapmadım’ demektir.

HDP bugün açıklama yaptı, Kemal Kılıçdaroğlu adına aday çıkarmayacaklarını açıkladılar. Biz terörün bulunduğu bir denklemde olmayız dedik. Ben dedim, defalarca dedim.

İYİ Parti, HDP’ye oy veren 6 milyonun kalbini kazanabilse ben bundan iftihar duyarım. Biz bölücüleri, çocuklarımızın katillerini dinlemeyiz. HDP yetkililerine Türk devletine ‘katil’ derken görüyorum, çok cüretkarlar.

“BÜTÜN OYUNUZA TALİBİZ”

Devlete ‘katil’ derken gösterdiğiniz cüretkarlığı bir kere PKK’ye gösteremediniz. Evet, bütün oyunuza talibiz, sizi de muhatap almıyoruz.

Ben terörün gölgesinin düştüğü yerde devletin makamlarının örselenmesine razı değilim. İYİ Parti’den kimse özür dilemedi. İktidar olmadan bu kadar nezaketsizliği, tahammülsüzlüğü iktidar olunca milletimiz için tehlike görüyorum. Kemal Bey’in adaylığının dayatmasına itiraz ediyorum. Bu itirazım İYİ Parti’nin hassasiyetlerinin doğru anlaşılabilmesi çerçevesinde kamuoyuyla paylaştığım bir itirazdır.

Ben Türk milliyetçilerinin bütün şubelerinin, partilerinin birbirlerinin boğazına sarıldığı son seçimdir bu. Başka seçimler doğuracak gibi gelen bu seçim bundan sonra memleketini sarıp sarmalayacak, olanı biteni görüp yöneten bir Türk milliyetçiliğinin iradesine şahit olacak.

Adaylık oylamasında yoktum, Kemal Bey’in dayatılmasına itiraz ediyorum.

Ben itiraz etsem de partime laf söyletmem. Ben partim adına değil kendi adıma konuşuyorum, bedelini ödemeye razı olduğum için bu kürsüdeyim.”

NE OLMUŞTU?

Yavuz Ağıralioğlu ve beraberindeki bazı isimlerin son dönemde yaşananlardan rahatsız olduğu ve Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı harekete geçeceği iddiası gündemde yer alıyordu.

Cumhuriyet muhabiri Selda Güneysu’nun haberine göre; Ağıralioğlu’nun Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ve CHP ile HDP arasındaki temastan ve Akşener’in bu temas ile ilgili “CHP, HDP ile görüşebilir ama bizim olduğumuz masaya getiremez” sözlerinden de “rahatsızlık duyduğu” ve “partisinden istifa edeceği” ileri sürülmüştü.

Konuyla ilgili uzun zamandır suskunluğunu koruyan Ağıralioğlu’ndan ilk adım geldi.