IŞIK KANSU: ULUS BİLİNCİ

ALINTI: IŞIK KANSU: ULUS BİLİNCİ

Erdoğan yönetimindeki AKP, çılgınca “ben yaptım oldu” ile Türkiye’yi yönetiyor. Ancak, olmuyor, olmuyor, olmuyor!

 

Bakın şimdi Türkiye ne durumdadır? Görün !

Erdogan ile Zarrap
Erdogan ile Zarrap

Erdoğan yönetiminin bir yayını olan Takvim Gazetesi, aşağıdaki bilgiyi yayınlamış.

Bu bilgiye göre, üniversitede 4 öğretim görevlisini öldüren Volkan Bayar, çalıştığı bir önceki üniversitede bir sürü yanlışlar yapmış, sonra geldiği Eskişehir üniversitesi’nde de eski alışkanlıklarını sürdürmüş, bir sürü öğretim görevlileri durumu yetkililere bildirsede ya gereken yapılmamış yada ipe un serilmiş. En sonunda soruşturma açılıncada gidip kendisini açığa çıkaranları öldürmüştür.

Bunu neden anlattım ? Halkım bilsin, görsün bu Türkiye ne biçim yönetiliyor ?

Birde Türkiye’de namazlı oruçlu, AKP’ye oy veriyor diye ne alçaklar korumaya alınıyor gösterebilmek için.

Agacın tepesinde bir baykuş duruyor. O öterse bir islem yapılıyor. Yoksa yok FETÖ’cü yok bölücü demeden birileri bunca alçakları korumada tutuyor.

Özellikle MIT içinde yuvalanmış olan FETÖcüler, yetkilerini kullanarak, pek çok FETÖcüyü koruyorlar, onların yargiılanmalarını önlüyorlar.

Erdoğan yönetimindeki AKP, çılgınca “ben yaptım oldu” ile Türkiye’yi yönetiyor. Ancak, olmuyor, olmuyor, olmuyor!

Peki bu bozuk düzeni alaşağı edilemez mi?

Iş çook karmaşık, bunun sorumlusu ne CHP, ne MHP’dir.

Olay bu kuruluşları aşmıştır. Olay Devlet’in çetelerin elinde oluşu ile ilgilidir.

İlginç değil mi?

Bu gün için OHAL neden var? OHAL , PKKcıların, FETÖcülerin sözde çok çabuk, tutuklanabilmeleri, yasalar önünde sorgulanmalarıdır. Ancak, sayısız FETÖcüler, artık göz göre göre “biz AKP’liyiz” yada “biz MHP’liyiz” diyerek kendilerini kurtarıyorlar.

PKK’ya gelince, barış günlerinde öyle çok PKKcı devlet işlerine sokulduklarından, üstelik polis kuruluşunada yerleştiklerinden, onlarında bir kısmı AKPli görükmeye başladılar.

 

Sayin R. T. Erdoğan da Sayın D. Bahçeli’de işin gerçeginde FETÖcülerden yakındıkları yok. Çünkü en iyi FETÖ’cüler bu iki kuruluşa sığınmış durumdalar.

 

Devlet Bahçeli’de, Erdoğan giderse başka kimse  PKK’ya karşı savaşmaz sanıyor!

Bu tam boş bir düşüncedir. Bu yurdu yönetenler kim olurlarsa olsun, yıkıcılara karşı savaşmak durumundadır.

Sayın R. T. Erdoğan, ile yandaşları bu günlerde yönetimlerinin çöküntünün eşiğine geldiğini anladılar.

Artık, PKK ile FETÖ’yü neden göstererek, Türkiye’nin gelirlerini yandaşlarınıza dağıtmalarınız nedeni ile korkudan uyuyamayacaksınız.

AKP içindende MHP içindende bu oyunları bozacak yurttaşlarımız çıkacaktır. Bekleyip görecegiz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Volkan Bayar hakkında yeni iddia!

Eskişehir Osmangazi Ьniversitesi (ESOGЬ) Eğitim Fakьltesinde 4 kişiyi цldьren Volkan Bayar ile ilgili yeni bir iddia daha ortaya atıldı.

Eskişehir Osmangazi Ьniversitesi (ESOGЬ) Eğitim Fakьltesinde 4 kişiyi цldьren Volkan Bayar‘ın eski gцrev yeri olan Gaziosmanpaşa Ьniversitesi‘nde mesai saatlerine uyması sebebiyle soruşturma geзirdiği, ayrıca kasten yaralama, tehdit ve hakaret gibi suзlardan da kaydı olduğu цğrenildi.

 

Edinilen bilgilere gцre, zanlı Bayar’ın 2011 yılında Tokat‘ta bulunan Gaziosmanpaşa Ьniversitesi’nde gцrev yaptığı ve 2012 yılında ESOGЬ’ye tayin olduğu цğrenildi. Cinayet Zanlısı Bayar’ın geзmişteki gцrev yeri olan Gaziosmanpaşa Ьniversitesi’nde iş arkadaşlarıyla anlaşamadığı, sinirli ve agrasif tavırlar sergileyen bir kişi olduğu bilgisine ulaşıldı. Ayrıca mesai saatlerine uymadığı gerekзesiyle hakkında soruşturma aзılan Bayar’ın “kasten yaralama”, “tehdit ve hakaret” suзlarından da emniyette kaydı olduğu цğrenildi.

 

 

 

Etiketler: Volkan Bayar , Eskişehir , Tokat , Gaziosmanpaşa Ьniversitesi , ESOGЬ

.

MİT’İN MHP’YE KURDUĞU TUZAĞIN OYUNCULARINI AÇIKLAYACAĞIZ.

E

MİT’İN MHP’YE KURDUĞU TUZAĞIN OYUNCULARINI AÇIKLAYACAĞIZ.

Yazı elimize ulaştı ancak yazı kurulumuz, incelemesini bitiremedi. Çok kısa bir süre içinde buradan okuyabileceksiniz. Sözde yazar geçinen MİT’çilerin bir kısmını buradan tanıyacaksınız. Selam ve dua ile
Bizi izleyin…

Söz söylemeye yetkim var, biz kurşun yedik bu ülkü için, bazılarıda akçalarını yediler bu ülkünün.
Uzatmayalım.
Ülkücülere ne olduda birden bire Sayın Devlet Bahçeli’ye karşı, içerdende dışarıdanda aşırı saldırı başlatıldı?
Körlerde sağırlarda artık anlayabiliyor, bu işte bir bit yeniği var. Devlet Bahçeli neden şimdi alaşağı edilmeliydi? Yerine kimler gelmeliydi, kimler getirilmeliydi? Devlet Bahçeli ile MHP’ye karşı oynanan oyunda kendilerini MHP’li ülkücü gösteren yasa dışı kişiler, şimdi neden açıkça AKP’li oluverdiler? Onun devrilmesini kimler istedi? Şimdi kimler istiyorlar?
Oyun yeni bir oyunda değil. Şimdi eskiden oynanmakta olan oyunun, çok ortaklısını ortaya koydular. Önceleri bir kaç kere içerden denendi, olmadı. Sonra dış güçler açıkça alana girerek, Bahçeliyi alaşağı etmeyi denediler.

Şimdilik yine başarılı olamadılar.
Sıkı durun bu dediklerime bir kulak verin!
Şimdi olanlar, olayların görünen yüzüdür. Görünmeyen yüzü, çok çirkindir. Bu gün bu oyunu oynayanların arkalarında duran karanlık güç, bu günlere deyin Devlet Bahçeli’yi öldürmek, yerinede AKP ye uyumlu birini getirmek istiyordu. Oda olmadı. Birinciden, Devlet Bahçeli’nin yaşam biçimi buna uygun değildi.
İkinciden ortalıkta çok görünmeyen ancak Devlet Bey’i destekleyen, birikimli bazı kişilerin de Devlet Bey’e karşı oyun oynayanlara karşı derin bir uğraş vermekte oluşları, bu kesimi engellemiş oldu. Devlet Bahçeli’ye tuzak kurulması, düşüncesi 2006 yılında ortaya konulup, işi bitirmesi için bir kişi ayarlansada, başarı elde edemediler. Sevişme kasetleri ile Bahçeli’yi bitirme işine yönelindi, buda sonuç vermemişti.

Olayın kökenlerine inelim. AKP’nin ilk dört yılından sonra, devleti elinde bulunduran güçler, devletin yapısını değiştirmek istedi. Buna görede bütün kurum ile kuruluşlara çeki düzen vermek gerektiğini düşündüler. Bu bağlamda MHP’de CHP’de degişmeli idi. Erdogan’ da Nazarbayev gibi Aliyev gibi yada Arap şeyhleri gibi ölene deyin görevde kalmak istiyordu. Üstelik emekli olunca yaptığı yolsuzluklarla yargı önüne çıkmak istemiyordu.

Bunun içinde son sekiz on yıldır, bu alanda çok ilerleme elde edildi. Çok eski Ülkü Ocağı Başkanları, bir bir bu tuzaklara düşürüldüler. Onlara ne isterse verildi. Bazıları açıkça AKP yakasına geçti. Bazılarıda ülkücülerin arasında kalarak, içerde bozunculuk yapmayı sürdürdüler.

İçeride öyle büyük delikler açtılar, MHP, bir ağrıyan kişiye benzetildi. Onlarca il, ilçe, belde ocaklarına sızmalar oldu. Artık Devlet Bahçeli’yi istemiyoruz türküleri, oralardan başlatıldı. Bir sürü ülkücü derneklerde ilçe kuruluşlarında bilinçli olarak, Devlet Bahçeli’nin fotografları ya kaldırıldı, yada gerilere itildi.
MİT, son seçimlerin sonucunun açıklandığı dönemin uygun an olduğunu düşünerek, düğmeye bastı.
MHP’de Sayın Bahçeli’nin yanında bulunan kişiler görevleri ne olursa olsun gelişmeleri önceden sezemediler. Devlet eliyle, MHP’ye bir püskürtme yapıldı.
Bakınız, olay öyle karışık, öyle dolambaçlı geliştirilmekterdir, bir ülkücünün başının dönmesi de doğal duruma getirildi. Devlet bir algı saldırısı yaparak bir partiyi allak bullak etmeyi denemiştir.

Olay MHP-AKP arasında geçmiyor. Olay MHP içinde odaklanmış İŞİD’e yakın duranlarla MHP arasında geçmiyor, MHP Genel Başkanı Bahçeli ile ona karşı olanlar arasındada geçmiyor. Olay şimdi açıkça devlet gücünü elinde bulunduran MİT (Erdogan) ile Türkiye’ye, Türkçe’ye, anayasanın ilk dört kuralına arka çıkmakta olan ülkücüler arasında olmaktadır.
Bakın ülküdaşlar, biz bunları duyumlar üzerine yazmıyoruz. Yaşanılanları, yaşadıklarımızı yazıyoruz.
Bu gün tıpış-tıpış R.T. Erdoğan’ın arkasından koşup giden ülkücülerden önce bu öneriler bizlerede yapılmıştı.
Ülkücülerin küme-küme AKP’ye katılmaları yeni olmamıştır. Düşünün, Hasan Yeşildag, eski Kadıköy Bölge Başkanı’dır. Rize’lidir.
O, R.T. Erdogan ile yakın ilişkisini R.T. Erdogan, Istanbul’a başkan iken sağlamca kurmuş idi. İçerdede birlikte yatıp, ortak çalışmak üzere Kuran’a ant içmişlerdi.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun, Özallar’ın (Nakşibendilerin verdikleri akçalar la kurduğu BBP dönemi 1992-2009) kendi partisini kurdu, kime çalıştı? Düzene! Kaptığı 3-5 oyla MHP’nin önünü kapattı.
Çok ilginçtir. Sonrakı yıllardada MHP’nin önünü din–iman diye tıkayanlarda Muhsin’in geriye bıraktıklarıdır.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun yerine koyduklarından, Lütfü Şehsuaroğlu, Hasan Çağlayan ve Yaşar Yıldırım’da Ülkücülükle derinden sorunu olanlardandır. Yaşar Yıldırım’ın yıllardır MHP’de bulunması onun bölücü olmadığını göstermez.

Ali Batman, Musa Serdar Çelebi, Ramiz Ongun, Yılma Durak, ALAADDİN ALDEMİR, Lütfü Şehsuaroğlu, Suat Başaran, AKP’in gelecegi için MHP’yi bölmede ant içenlerdendirler.
Bunlar MİT’e uyum sağlayabilmiş olanlardır.

Bu arada en sessiz, en derin geçişi yapanda Eski Ülkü Ocakları Başkanları’ndan ALAADDİN ALDEMİR olmuştur. Ülkü Ocağı’nda iken MİT’e bilgiler aktardığı için AKP onu iyi bir göreve getirdi. Harun Öztürk dönemi cemaaatın sessizce ocaklarda derinden örgütlendiği dönem olmuştur.

Ülkü Ocakları, çok eski yıllardan başlamak üzere MİT'in etkisi altına alınmıştı. Bu durumu MİT'e çalışan ülkücüler kendileride açıkça söylediler. Alper Aksoy ile yanında gezenler, bu konuda uzun uzadıya anlattılar.
Ülkü Ocakları, çok eski yıllardan başlamak üzere MİT’in etkisi altına alınmıştı. Bu durumu MİT’e çalışan ülkücüler kendileride açıkça söylediler. Alper Aksoy ile yanında gezenler, bu konuyu uzun uzadıya anlattılar.

Bu gelişmeler sizi şaşırtmasın. Devlet MHP’yi içerden oyuyordu. O günlerdede cemaat devlet ile iç içe idi.

Bakınız son seçim sonrası kazan kaldıran eski seçilmişler, Meral Akşener, Sinan Ogan Koray Aydın la bunların arkasında düşenler, MHP’nin seçimlerde az oy aldığını öne sürüyorlar.
Ancak MHP’deki AKP’ye kayışlarda, içerde kazan kaldırmalarda en son seçimden önce başlamıştı. Buna ne demeli?
Üstelik MHP yüksek oy almıştı.
Son seçimden az önce Ramiz Ongun, kendi partisini basın yayın önünde yerden yere vurup AKP’yi övüyordu. Buna ne demeli?

Bu gün de utanmadan MHP içindende dışındanda Devet Bahçeli’ye karşı bayrak açanlar, MİT’in yakından yada uzaktan yönlendirdiği acınacak köstebekleştirilen kardaşlarımızdır. MİT bugün ülkücüyü, ülkücüye kırdırma oyunu için aramızdan bu arkadaşlarımızı eline geçirmiş durumdadır.
AKP’nin elinde bulunan basın yayın günde 24 saat “MHP ile CHP’nin genel başkanları deyişmelidir” diyorlar. Peki bizim içimizde, bizim ekmeğimizi yiyen bazıları ne diyorlar?

Bilmeyenlerin bilmesi için belirteyim. Sayın R.T.Erdogan, Abdulhamithan dönemine benzeyen biçimde kendisine bağlı bilgi toplama (istihbarat) örgütünü kurdu. Burada kendisine yakın olarak gördüğü Yeni Akit yayını çizgisindeki, eski sunni hizbullahçılardan kişileri seçti. Onlar özel (istihbarat)a devşirildiler. Bu ne demektir? Yeni Akit yazarları çizerleri, işçileri ile birlikte R.T. Erdogan’ın kurdugu MİT’e alındılar. Onun için onları topluca burada tanıtmak istedim.

Milli Görüş, devleti ele geçirince, kendi çizgisindeki Hizbullahçıları, göreve aldı.
Milli Görüş, devleti ele geçirince, kendi çizgisindeki Hizbullahçıları, göreve aldı.
Milli Görüş, devleti ele geçirince, kendi çizgisindeki Hizbullahçıları, göreve aldı.
Milli Görüş, devleti ele geçirince, kendi çizgisindeki Hizbullahçıları, göreve aldı.
Milli Görüş, devleti ele geçirince, kendi çizgisindeki Hizbullahçıları, göreve aldı.
Milli Görüş, devleti ele geçirince, kendi çizgisindeki Hizbullahçıları, göreve aldı.

Unutmayınız. Bu oyunlar eskisi gibi gizlenmiyorda! Son dönemdeki başlıklara bir bakın.
Yeni AkitArtık Ülkücülerin partisi AK Parti’dir’
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Kutluhan YazıcıArtık Ülkücülerin partisi AK Parti’dir” dedi. ”
Yeni Akit Selçuk Özdağ, Manisa eski Ülkü Ocağı Başkanı: “Artık Ülkücülerin partisi AK Parti’dir” dedi. ”
Bunlara eklenebilecek başka kişilerde var, ancak olayın anlaşılması için bunlar yeter diyorum.
Bu kişiler geçmişte MHP içinden MİT’in değirmenine su taşıyanlardır.
Birde basın yayın yolu ile ülkücüleri bölebilmek için MİT’in değirmenine su taşıyanlara bakalım.
Emin Pazarcı: MHP’nin iyi günlerinde MHP’nin yanında yer aldı. Şimdi MİT istedi, MHP’yi parçalamak için didiniyor. (Akşam)

Orakoğlu'na göre, eylemci ülkücüleri gözetleyen, Çerkezler le iç içe olan bir MİTçidir.
Orakoğlu’na göre, eylemci ülkücüleri gözetleyen, Çerkezler le iç içe olan bir MİTçidir.

Ergün Diler: AKP’nin basın yayında öncüsü, AKP’nin en iyi “milliyetçi”liği yaptığını öne süren Osmanlıcı, Türklükle takıntılı bir MİT’çidir. (Takvim)

Mahir Kaynak'ın anılarında sivil devrimlerde düşünce oluşturmak, devrim sonrası halkı yönlendirmede etkin yer olacak dediği kişidir.
Mahir Kaynak’ın anılarında sivil devrimlerde düşünce oluşturmak, devrim sonrası halkı yönlendirmede etkin yer olacak dediği kişidir.

Servet Avcı: Varlığını MHP’nin diğer kuruluşlar karşısında küçülmesine adamış birisidir. Bin yüzlüdür. Şeriatçıdan şeriatçı, türkçüden de türkçüdür. Türklüğe içerden çengel atan, utanmaz yapıda MİT’çidir. (Yeniçag)

Veli Küçük'e göre ÇERKEZ'dir. MIT'in yıllardır ülkücüleri etkilemek için kullandığı elemandır.
Veli Küçük’e göre ÇERKEZ’dir. MIT’in yıllardır ülkücüleri etkilemek için kullandığı elemandır.

Vedat Bilgin: MHP’de eskiden danışmanlıkta yapmıştır. Çok sinsi, çok derinden giden köstebektir. AKP’nin yükselişi için diger kuruluşların düşünce olarak çürütülmesinde görevlidir.

Orakoğlu'na göre Türkiye'nin türksüzleşmesinin işçilerinden birisidir.
Orakoğlu’na göre Türkiye’nin türksüzleşmesinin işçilerinden birisidir.

Şimdilik bunlar yeter. Çünkü amaç olayı aydınlatmaktır. Bunlara benzeyen onlarca yazar çizer, MİT’in görevlisi olarak son 8 yıldır “Aaah bu Devlet Bahçeli bir gitse, MHP tamda yönetime gelecek” diyenlerden.
Bunu geçmişte MİT’in eliyle, Deniz Baykal içinde demişlerdi. Ne oldu? Deniz Baykal düştü, CHP, başamı geldi?
MHP’deki gizli sevişme kasetleri tutsaydı, Sayın Devlet Bahçeli gitseydi, MHP başa mı gelecekti?
Birde bilerek yada bilmeyerek MİT’in değirmenine su taşıyan emekli subaylar var. Onların en çirkini, dengesizi Erdal Sarızeybek. Görevi AKP’nin ayakta kalması için, MHP’yi küçültmektir.

İşi gücü MHP ile CHP’ye saldırıp AKP’yi ayakta tutmak.
İşi gücü MHP ile CHP’ye saldırıp AKP’yi ayakta tutmaktır.

MİT, istediğini solcu istediğini sağcı istediğini iyi bir MHP’li yaparak, AKP’nin önünü açık tutmak istiyor.
Bunuda anlayabiliyoruz. Ancak soyguncu ÇERKEZ artıklarının elleri ile bir SIRP’ıda, bizim başımıza getirmek istemelerini anlayamıyoruz.

Gerisini yakında buradan okuyabilirsiniz!

İşi gücü MHP ile CHP’ye saldırıp AKP’yi ayakta tutmak.
İşi gücü MHP ile CHP’ye saldırıp AKP’yi ayakta tutmak.
İşi gücü MHP ile CHP’ye saldırıp AKP’yi ayakta tutmak.
İşi gücü MHP ile CHP’ye saldırıp AKP’yi ayakta tutmaktır.

MERAL AKŞENER, FETHULLAH GÜLEN’E ARKA ÇIKTI. “DERSHANE”LERİN KAPATILMASINA KARŞI ÇIKTI

MHP’Lİ MERAL AKŞENER, DERSHANELERİN KAPATILMASINA KARŞI ÇIKTI

Görsel

Görsel

DİŞİ TİLKİ MERAL AKŞENER

Meral Akşener, durduk yerde bir MHP milletvekili olarak, birden bire Fethullah gülen yapılanmasına arka çıktı. Çok ilginçtirki, kendisine yakın bir milletvekilide ona benzer bir çıkış yapmıştı. Ancak, Meral Aksener’in arka çıkması bambaşka

idi. Onun amacı yalnızca kapatılacak olan “dersaneler” değil, AKP içindeki-dışındaki Fethullah gülen örgütü yandaşlarının oluşturacakları olası bir oluşumda bir öncü olarak yer alabilmektir.

Çünkü o artık biliyorki, MHP içinde yeri sınırlı kalacaktır.

Bu arada o çok sevdigi “ZAMAN” çalışanına (muhbir) Recep Tayyip Erdogan’ın görüşünü degiştirmeyeceği konusunda gerekli yerlere, gerekli bilgileri verdiğini belirtiyor. Ayrıca birde özel olarak kendisine bakım yaptırarak, fotografını çektiriyor. Buradan anlaşılan “Meral Akşener’in Gülen örgütü ile olağan üstü iliskişi vardır.

Sonra utanmadan MHP’nin oylarını değilde “Fethullah gülen”in oylarının Erdoğan’ın yanında değerinin olmadığını açıklıyor. Buda kendisinin MHP’nin degilde “F-Tipi” yapılanmasının milletvekili olduğunu gösteriyor. Halkın gözünde o artık, MHP’nin kuyruklu yıldızıdır.

Cumhurbaşkanlığı için “dersane”ler kapatılıyor diyor.

Meral Aksener, MHP içinde verimli bir çalışma yapmamış, sürekli olarak F-tipi yapılanma ile gizlice ilgilenmiştir.

Ortalıkta dolaşan bilgilere göre, MHP içinde kendisini destekleyen bazi milletvekillerinin bulunduğudur. Meral Akşener’i böyle atılgan eden başka bir gerekçe de, bu yıl içinde Mekke’ye gittiğinde orada Türkiye’de etken olan bazı güçlerle yaptığı bazı anlaşmalardır. Sonuç olarak, Meral Akşener’e MHP donu dar gelmiştir. O kendisine “ŞALVAR” izlemektedir.

Çok yakında Meral Akşener’in ABD-Şikago’dan aldığı desteği, onun Türkiye’deki sivil devrimi desteklemesi için bakan seçildiğini buradan okuyacaksınız.

 Akşener Istanbul'da şeyhinin "dersane"sini savundu.
Akşener Istanbul’da şeyhinin “dersane”sini savundu.