Koray Aydın Nereye Koşuyor?

Koray Aydın Nereye Koşuyor?

Koray Aydın'a Veli Küçük "ergenekon" çetesinden destek yağıyor.
Koray Aydın’a Veli Küçük “ergenekon” çetesinden destek yağıyor.
Koray Aydın’a Veli Küçük “ergenekon” çetesinden destek yağıyor.
Koray Aydın, Fethullah Gülen'e baş eğdi. ABD elçisi Riccairdone'nin elini sıktı, önünde eğildi.
Koray Aydın, Fethullah Gülen’e baş eğdi. ABD elçisi Riccairdone’nin elini sıktı, önünde eğildi.
ABD'nin Türkiye Büyükelçisi, Riccairdone Koray Aydın'ın adaylıgını seviçle karşıladı.
ABD’nin Türkiye Büyükelçisi, Riccairdone Koray Aydın’ın adaylıgını seviçle karşıladı.

 

 Emre Çakır'da, Koray Aydın gibi Fethullah Gülenci oldu.
Emre Çakır’da, Koray Aydın gibi Fethullah Gülenci oldu.

Değerli okuyucu,

İçinde bulunduğumuz günlerde, Türkiye’de alışılmadık biçimlerde gelişmeler olmaktadır.

Bazan bizden olanlarla bizden olmayanlar yer değiştirerek, bizi yanıltabiliyorlar.

Bazanda bizim adımıza, bir düşmanımızı başımıza dikerek, içimizden birisi gibi konuşturmaktadırlar.

Bizi “ilahiler”, “marşlar” çalarak, kendimizden geçiriyorlar. Biz “milliyetçi” isek, başımıza bir sözde “milliyetçi” getiriyorlar. Biz illede “islam” dersek, başımıza sözde bir “müslüman” getiriyorlar.

Bizim doğrularımızı söyleyenlerin illede bizden olamayacağını bir türlü anlayamadık.

Birde, geçmişte bizden olan bazı arkadaşlarımızın, yeri geldiğinde düşmanlarımızla iş birliği yapabileceğini bir türlü düşünemiyoruz.

KORAY AYDIN FETHULLAH GÜLENCILER İLE BİRLİKTE ZAMAN'IN AÇILIŞINDA
KORAY AYDIN FETHULLAH GÜLENCILER İLE BİRLİKTE ZAMAN’IN AÇILIŞINDA

Kişioğlu yaradılışı gereği, kırmızıyı görünce kırmızıyı düşünüyor. Bu kırmızı gerçek kırmızı mı? İçi, dışı birbirine uyuyor mu diye bakmıyor.

Durum böyle olunca bizde yanımızda, yenimizde dolaşan, bizim adımıza tepelere tırmananlara iyi bakmalıyız.

Geçmişte Türkeş’ten çok Türkeşçilerin bugün nerelerde olduklarına bir bakınız.

Bir dönemde Türkeş’in eli-ayağı sayılan Yaşar Okuyan’ın ANAP’a geçerek, sayın Türkeş’e selam bile vermediğini biliyor musunuz?

Geçmişte ülkücü eylemlerle adını duyurmuş olan Hasan Yeşildağ’ın sonradan Recep Tayyip Erdogan’in korumacılığına soyunmasına ne denir?

Ramiz Ongun’un AKP ile birlikte MHP’yi etkisizleştirme anlaşmasına ne denir? Ramiz Ongun’un AKP’den aday olmaması ortaklıklarının öldügünü göstermez. AKP Ramiz Ongun’a olan borcunu başka yollarla ödüyor.

MHP’den koparılmış olan Muhsin Yazıcıoğlu’nun, bütün camileri ile derneklerinin F-tipi yapılanmanın karakolu yapıldığını bileniniz, yada içine sindireniniz var mı?

türkislamülkücüleri: işbirlikçilerin yeni adıdır.
türkislamülkücüleri: işbirlikçilerin yeni adıdır.

BBP’nin Mustafa Desdici önderliginde bugünde AKP’nin arka bahçesi olmuş olmasına sizde sıcak bakabiliyor musunuz?

Koray Aydın nereye koşuyor?

Mustafa Destici’de AKP’ye Koşuyor. BBP bir Amerikan projesiydi. Büyük Ülkü Derneği belgeledi. Destici=korkuluk: Türk islam ülkücüsü

Bugün sevelim yada sevmeyelim, ancak ABD ile AB’nin ele geçiremedigi tek kale MHP kalmıştır. MHP’nin ülkücüleri sokaga çekmesi bir ABD ön görüşüdür. Geçmişte sokaklara dökülen ülkücülerin anaları babalarına bir sorun bakalım. Oğullarının sokaklarda savaşmalarını istiyorlar mı?

Bu bağlamda ABD’nin F-Tipi yapılanma ile MHP içindeki bazı seçilmişlerle ilişkiye geçtiği, MHP’yi içerden vurmak istediğini bilmeyen yok, ancak siz bilmeyebilirsiniz.

Koray Aydin: Fethullah Gülen'e baglılık bildirdi. (Zaman)
Koray Aydin: Fethullah Gülen’e baglılık bildirdi. (Zaman)

Son yıllarda Fethullah Gülen yapılanması, özellikle Koray Aydın la yakın ilişkiye girmişti.

Bunun yanısıra MiT ile bağlantılı olarak çalışan Bagımsız ülkücüler, Alparslan Türkeş’in askerleri, Haber Erk, Yusufiyeliler, GÇÖ, GKÖ, başkaları aşırı biçimde MHP ile ülkücü kuruluşlara saldırıya geçirildiler.

naci memiş_ismail turk: Fethullah Gülen'in MHP içindeki köstebekleriydiler.
naci memiş_ismail turk: Fethullah Gülen’in MHP içindeki köstebekleriydiler.

MHP’de geçmişte görev alıpta, bırakmaları gerekince bırakamayanlar, yukarıda adı geçen kesime katılıyorlar.

Sonuçta bu oluşumları tepeden GHA Örgütü yönetmektedir. Öyle olunca sorunun çözümü ya ver kurtul, yada yen kurtula gelip dayandı.

Koray Aydın’ın ortaya atılması yeni bir olay değildir.

Yargılanıp, anlaşmalı olarak Tansu ile Yılmaz gibi aklandıktan sonra Okyanus ötesinden düğmeye basıldı.

Koray Aydın, Fethullah Gülen, ABD işbirliği gerçekleşti.
Koray Aydın, Fethullah Gülen, ABD işbirliği gerçekleşti.

O günden beri topluma iyi bir aday olduğu duyuruldu. O artık önemli toplantılara katılmaya başladı.

Koray Aydın Fethullah Gülen işbirliği gerçekleşti.
Koray Aydın Fethullah Gülen işbirliği gerçekleşti.

Sorun Koray Aydın’ın aday olmasında değil, sorun onun MHP dışından, MHP karşıtlarından destek beklemesidir.

Koray Aydın’ı kim seçecek?

MHP delegeleri.

Koray Aydın’ın arkasına aldığı kuruluşların oy verme yetkileri var mı?

Yok.

Okyanus ötesinin gazetesi MHP’yi onunla birlikte ülkücüleri aşağılar iken Koray Aydın’ın Zaman’ı övmesi, neyin nesidir?

Koray Aydın bir CIA eylemidir. Okyanus ötesinin bastonudur.

İşlevi: MHP’yi AKP’nin arka bahçesi yapmaktır.

Bu arada kemikleri kırılmazsa…

Koray Aydın’ın afet cinliği

Hürriyet

Bu yazı bir alıntıdır.Görsel

MHP’li Bayındırlık Bakanı Koray Aydın’ın 17 Ağustos depreminden önce, hemen hemen tamamı MHP’de bulunan 232 belediyeyi, afet bölgesinde bulunan 105 belediyeye eklediği ve bu belediyelere sanki felaket yaşanmış gibi 13 trilyon lira para gönderdiği ortaya çıktı. Anap lideri Mesut Yılmaz’ın, Aydın’ın bu girişimini, diğer koalisyon liderlerine şikayet ettiği öğrenildi.

BAYINDIRLIK Bakanı Koray Aydın’ın, 17 Ağustos depreminden önce, hemen hemen tamamı Milliyetçi Hareket Partisi’nde (MHP) bulunan 232 belediyeyi, afet bölgesinde bulunan 105 belediyeye eklediği ve bu belediyelere sanki deprem felaketi yaşanmış gibi 13 trilyon lira para gönderdiği ortaya çıktı.

Aydın, bu tasarruffu için, 56. Hükümet döneminde Erzincan ve Ceyhan depremleriyle, Karadeniz sel felaketlerini gözönünde bulundurarak 105 belediyenin afet bölgesi içinde ilan edilmesiyle ilgili kararnameyi esas aldı.

1 Ocak 1999 tarihinde yürürlüğe giren bu kararla, 105 belediyeye yapılan İller Bankası yardımı artırıldı. Ancak Aydın, 6 Ağustos’da Resmi Gazete’de yayınlanan, 25 Haziran 1999 tarihli ‘Tabi Afet Nedeniyle Gelir Kaybı ve Altyapı Hasarına Uğrayan Belediyelere Yapılacak Yardımlara Dair’ karardaki 105 olan belediye sayısını 337’ye çıkardı ve bu belediyelere felaket yaşanmış gibi 13 trilyon lira para gönderdi.

FELAKET YAŞANMIŞ GİBİ

Aydın, 64 belediye başkanlığı bulunan kendi seçim bölgesi Trabzon’da, 56. Hükümet döneminde 20 olarak tesbit edilen afet bölgesi yardımı alacak belediye sayısını da 56’ya yükseltti.

Aydın’ın bu kararnamesini inceleyen Avşar Belediyesinin ANAP’lı Başkanı Ali Coşar, Danıştay’a müracat ederek uygulamanın iptalini istedi. Coşar, müracatında yardım miktarı artırılan hemen hemen tüm belediyelerin MHP’de bulunduğunu da kaydederek, Ankara’dan şu örnekleri verdi:

Ankara’nın 60 belediyesinden 12’si afet yardım listesine alındı. Bunların tümü de MHP’li başkanların yönetiminde. Şereflikoçhisar’ın 5, Bala’nın 4 belediye başkanlığından sadece MHP’li olan ikişer tanesi bu yardımlara hak kazandı.

YILMAZ ŞİKAYET ETTİ

ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ın da bu rakamlardan rahatsızlık duyduğu ve bu nedenle Koray Aydın’ı daha önceki liderler zirvesinde ortaklarına şikayet ettiği öğrenildi. Yılmaz’ın, Koray Aydın’ı deprem bölgesindeki belediyelere yardımda aynı hızlılıkta davranmamakla suçladığı da belirtildi.

Mesut Yılmaz liderlere, ‘‘Bu belediyelere Marmara’da yaşanan deprem felaketine rağmen, 13 trilyon lira gönderilirken, deprem bölgesindeki belediyelere yapılan yardım miktarı sadece 5 trilyon lirada kalmış ve bu belediyeler depremden 57 gün sonra kararname kapsamına alınmış’’ diye yakındı.

Koray Aydın’a ülkücü bakış.

Bu yazı bir alıntıdır.

Mete KILIÇ

05 Eylül 2012 – 15:52

Koray Aydın’ın Cevabını Veremeyeceği Zor Sorular…

Öncelikle yazımıza son dönemde çok ciddi boyutlara ulaşan terör olaylarında şehit düşen güvenlik güçlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Türk milletine başsağlığı dileyerek başlamak istiyorum. Ayrıca bu terör olaylarında gazi olan güvenlik güçlerimize de acil şifalar diliyorum.

“Güzel şeyler olacak” diye başlatılan ve “Analar ağlamayacak” diye sloganlaştırılan bir açılım süreci sonunda bu hallere gelmiş bulunuyoruz.

Evet, aslında birileri için güzel şeyler oluyor ama Türk milleti için değil teröristler için güzel şeyler oluyor. Habur’da davulla zurnayla karşılanan, BDP’li vekillerin sınırlarımız içinde kucaklaşarak poz verdiği, AKP’li vekilin “canımız ciğerimiz” dediği teröristler ülkemizin dört bir yanında ellerini kollarını sallayarak gezen teröristler yaptıkları canice eylemlerde birçok insanımızı şehit etti.

AKP hükümeti “Analar ağlamayacak” dediğinde kimi kastettiklerini anlamamıştım ama görülüyor ki ağlamayacak olan terörist analarıymış.

Çünkü, bize hergün şehit geliyor, hergün şehit anaları ağlıyor, hergün Türk milleti ağlıyor.

Artık Türk milleti bu terör olaylarında kimin sorumluluğu olduğunu görmeli ve bu teröristleri cesaretlendiren, savunan, tedbir almayan ve alınmasını engelleyen, PKK taleplerini demokratik hak gibi sunmaya çalışan bütün siyasilere seçim sandığında gereken dersi vermelidir.

Şimdi gelelim Koray Aydın’a…

Bir demokratik mücadele gereği elbette aday olmak bir haktır. Tartışılması gereken aday olan kişinin aday olduğu makama uygunluğu ve o makamın gerektirdiği şartları taşıyıp taşımadığıdır. Hele hele aday olunan makam ülkücü hareketin liderliği ise bu şartlar çok daha zorlaşmaktadır.

Ülkücü harekette görev yapan ve yapmaya aday olan insanlar dürüst olmalıdır. Ancak bugün genel başkanlığa aday olan Koray Aydın daha kısa zaman önce kendisine sahip çıkan, partiye davet eden ve milletvekili yapan Bahçeli’ye karşı aday olmayacağını ve bundan sonra partiye nefer olarak hizmet edeceğini bugün kendisinin taraftarlığını yapan Yeniçağ Gazetesi’nde söylememiş miydi? Neden bunu hiçbir Koray Aydın taraftarı ya da medya mensupları kendisine sormazlar?

Ülkücü harekette görev yapan ve yapmaya aday olan insanlar şaibesiz bir temizliğe sahip olmalıdır. Peki ya Koray Aydın? Cevabını ben vermeyeceğim, okuyucularımız Türkiye’nin neresindeyseler bulundukları sokakta berberine, bakkalına, manavına, taksicisine, işsizine ya da önlerine her kim denk geldiyse sorsunlar cevabını alsınlar.

Geçenlerde karşılaştığım bir ülkücü arkadaş Koray Aydın’ın adaylığını ciddiye almadığını belirterek alenen dalga geçmiş ve aynen şu cümleleri kullanmıştı: “Biz 30 yıl hiç alakası olmadığı halde Başbuğumuzun Adnan Menderes’in idamıyla alakası olmadığını anlatmaya çalıştık ama anlatamadık. Allah göstermesin Koray Aydın’dan genel başkan olsa bir ömür boyu da onun yolsuzluk yapmadığını mı anlatmaya çalışacağız. Neyse ki seçilme gibi bir ihtimali yok çünkü ülkücüler kendisini tanıyor.”

Görsel

Bugün Koray Aydın’ın yanında olan insanlar ya da medya mensupları bunu neden sormazlar kendisine?

Ülkücü harekette görev yapan ve yapmaya aday olan insanlarda ahde vefa olmalıdır.

Bakıyoruz bu özellik Koray Aydın’da var mı? Maalesef yok…

Bahsedeceğimiz ilk vefasızlığı MHP Liderine karşı yapmaktadır.

Devlet Bahçeli Genel Başkan olduğu ilk kongrede Koray Aydın’ı MYK listesine yazmış ve partinin Genel Sekreterliği görevini vermiştir.

18 Nisan seçimlerinde Trabzon’dan birinci sıra adayı olarak göstermiş ve kurulan 57. Hükümette de Bayındırlık Bakanlığı görevini vermiştir.

Görüldüğü üzere Koray Aydın bugün kullandığı sıfatları MHP Lideri Devlet Bahçeli sayesinde elde etmiştir.

Ancak Koray Aydın, bakanlığı döneminde “yolsuzluk suçlamasına” maruz kalmıştır. Bakanlık görevinden ayrılan Aydın’a MHP yine sahip çıkmış ve kendisini MHP TBMM Grubu Başkanvekili yapmıştır.

Bütün bunların sonrasında yapılan 2002 seçimlerinde vatandaş üzerinde Koray Aydın isminin yaptığı “negatif sinerjinin” büyük etkisiyle MHP baraj altında kalmıştır. Maalesef ki yapılan ilk kongrede Koray Aydın kendisine milletvekilliği, Bakanlık veren ve üstüne üstlük suçlandığında da sahip çıkan MHP Liderine karşı bayrak açtı. Elbette ki, ülkücüler Koray Aydın’a tevessül etmediler.

Aynı Koray Aydın, 2009’da MHP’nin kayyuma devredilmesini sağlayacak bir çalışma içine girerek delegelerden imza toplamıştı.

Bugün ekranlarda ülkücülere sahip çıkılmadığını söyleyen Koray Aydın, Yüce Divanda yargılandığı dönemde bile MHP Liderinin kendisine nasıl sahip çıktığını görememekte midir? Hatta kendisine sahip çıkıldığını görülmesi için MHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı yapmasına izin verildiğini unutmuş mudur?

Bütün bunların üzerine Koray Aydın, Yüce Divan’da sonuç açıklanıp ceza almadığının belli olduğu ilk günün akşamında Gölbaşı’nda düzenlediği bir toplantıda MHP’ye yine muhalefet bayrağı açmıştı.

Bütün bunlara rağmen MHP Lideri, Koray Aydın’ı yine de affetmiş ve 12 Haziran seçimleri öncesi “Millet ve Devlet Bekası İçin Güç Birliği” çağrısıyla tüm Türk milleti gibi Koray Aydın’ı da partiye davet ederek Trabzon’da milletvekilliği sıralamasında birinci sıraya koyarak milletvekili seçilmesini sağlamıştı. Ve bugün Koray Aydın yine MHP Liderine karşı aday oluyor…

Sizce bu yaptıkları vefasızlığın en büyüğü değil midir? Aynı vefasızlık size yapılsaydı Türk insanının bu tip olaylar sonrası kullandığı deyimleri kullanmaz mıydınız? Böyle birine bırakın herhangi bir görevi selam dahi verir miydiniz? Takdir sizin…

Ancak, Koray Aydın’ın yanındaki kişilerde ve medya mensuplarında birazcık hakkaniyet varsa bu konuyu kendisine sorarlar…

Peki, Koray Aydın’ın vefasızlığı sadece MHP ve Liderine karşı mı? Hayır.

Az önce söylediğimiz gibi Koray Aydın 2002’den bu yana muhalefet yapmakta ve yanında dönem dönem bazı insanlar yer almıştır. Maalesef birçoğu Koray Aydın’ın yanında olduklarından dolayı siyasi hayatlarını karartmışlardır.

Bu insanların en bariz örneği de yukarıda belirttiğimiz 2009 yılında Koray Aydın için MHP’yi kayyuma devrettirecek imzaları veren kişilerdir. Bu kişiler Koray Aydın’ın yanında oldukları için ve MHP’yi kayyuma devrettirme girişiminde bulundukları için ülkücü hareketten dışlandılar, ülkücü harekette siyasi geleceklerini yok ettiler.

Peki, 12 Haziran seçimleri öncesi MHP tarafından partiye davet edilen ve milletvekili yapılan Koray Aydın, kendisi için her şeyini feda eden bu insanların adını bir kere

ağzına almış mıdır?

Bir kere bile bu kişiler benim için imza toplamıştı, beni affettiniz onları da affedin demiş midir? Yoksa hiç umurunda olmamış mıdır?

Bugün Koray Aydın’ın yanında olanlar her şeyi bir yana bırakın sırf kendi siyasi gelecekleri açısından bunu neden kendisine sormazlar ya da düşünmezler…

Koray Aydın 4 Kasım’dan sonra bir daha ki seçimlere kadar milletvekilliğine devam edecek, peki ya Koray Aydın’ın yanında ki insanlar onlar ne olacak? Onlar Koray Aydın’ın yanında oldukları için hep kaybetmeye mahkûm mu olacaklar?

Şimdi okuyucularımızdan bazıları “eğer bu adam böyleydi de neden yeniden MHP’ye alınıp milletvekili yapıldı” diyebilir.

Cevabı çok basit… Hemen bir örnek üzerinden cevabını vereyim. Aranızda evladı olanlar daha iyi anlayacaktır. Bir aile içerisinde evlatlardan bazıları yanlış işler yapabilir, kötü yollara sapabilir ama ebeveynler çocuklarına her defasında sahip çıkarlar, kucaklarlar ve gittiği kötü ve yanlış yoldan ayrılmasını sağlamaya çalışırlar. Evlat anaya-babaya ihanet etse de ana-baba evlatlarını sürekli sahiplenir, kucaklar.

MHP Lideri tüm ülkücüleri evladı gibi görüp ne kadar yanlış yapsalar da kucaklamaktadır, kol kanat germektedir. Koray Aydın’ın “Millet ve Devlet Bekası İçin Güç Birliği” çağrısı çerçevesinde yeniden partiye alınması da sırf bu sebeptendir. Sizce babanın evladını kucaklaması yanlış mıdır?

Anlatacağım ya da merak ettiğim son konu ise Koray Aydın’ın Zaman Gazetesi ve AKP-cemaat yandaşı medya ile olan ilişkisidir.

Hepimizin bildiği gibi, AKP iktidarı ile birlikte siyasette, bürokraside ve gündelik yaşamda ülkücüler büyük bir iftira, hakaret ve linç kampanyasına maruz bırakılmışlardır. Bu linç kampanyasının önderliğini ise malum cemaatin mensupları ve yayın organları yapmıştır. Bilindiği üzere cemaatin yayın organlarının ilk ismi de Zaman Gazetesi’dir.

MHP Liderinin ülkücüler üzerinde yapılan oyunlara ve linç kampanyalarına yönelik açıklamaları halen MHP internet sitesinde durmaktadır. İsteyen açıp okur.

Ancak, hepimizin takip ettiği gibi, Zaman Gazetesi’nin 25. yıl kutlamasına katılan Koray Aydın “25 yıl dile kolay. Zaman’ın bu hale gelmesinde emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Bundan sonraki dönemde de kendilerine başarılar diliyorum” sözlerini sarf etmişti.

Şunu merak ediyorum; Koray Aydın ülkücülere her türlü iftira, linç kampanyasının yapıldığı bir cemaat gazetesinin kutlamasına neden gitme ihtiyacı hissetti? Zaman Gazetesi’nin başarılarının devamını dilerken iftiraya uğrayan, linç edilen ülkücüleri hiç düşünmemiş midir? O gazetede MHP’ye karşı yapılan haberleri nasıl bir başarı olarak görmüştür? Başarılarının devamını dilerken, MHP’ye ve ülkücülere yapılan linç kampanyalarının mı devamını istemiştir? Eğer öyle ise Koray Aydın’ın kendisi bu kampanyaların neresindedir? Zaman Gazetesini överek kime ya da kimlere mesaj göndermiştir? Ve son olarak her ülkücüye karşı alerjisi olan bu medya grubunun adaylığı sürecinde Koray Aydın’a yoğun desteğinin anlamı nedir?

Ben MHP’nin ve Ülkücü Hareketin geleceği açısından samimice bu sorgulamaları yaptım. Ne bir hakaret ettim ne de bir iftira attım. Sizlerde her cümlemdeki ifadeleri kendi vicdanınızda sorgulayın. Vicdanını akıl ve şuurla besleyen herkes MHP’yi koruyacak doğruları elbette görecek ve ona göre adım atacaktır. İşte önünüzde bir aday profili… Karar sizin…

Yazar: Ülkü Ocakları

Bir ülkücü

“Koray Aydın Nereye Koşuyor?” için 2 yorum

  1. muhsin Reis e laf eden pezevenktir..bahçeli ve avanesinin ne olduğunu bilmeyen hala var mı ?!

  2. Muhsin Yazıcıoğluna iftira atmak,ne müslümanlıkla,ne ülkücülükle ne de insanlikla bağdaşmaz.Yazıklar olsun

Yorum bırakın