Özcan Yeniçeri, Sedat Peker: Gizli Çerkez Birliği

Özcan Yeniçeri, Sedat Peker görüşmesi olmamıştır dedi.

Özcan Yeniçeri, Sedat Peker
Özcan Yeniçeri, Sedat Peker

 

MHP’li Özcan Yeniçeri, basın yayına sunulan Sedat Peker ile birlikte yemek yerken, derin derinde söyleşirken çekilen fotoğrafları konusunda Hürriyet’e konuştu.

Pişmiş kelle olan Özcan Yeniçeri utanmadan Sedat Peker’i tanımadığını söyledi. Yeniçeri, fotoğrafın çekilme olayını “Yanıma gelene deyin kimin yanıma geldiğini anlayamadım. Adam oturdu, durun demeye kalmadan “flaşlar patladı”, resimler çekildi” dedi.

Siz bu yukardaki resime bakınız, ne biçim birlikte yeyip içmişler!

Basın yayına sürülen Sedat Peker ile fotoğrafı tartışma yaratan eski MHP Ankara Milletvekili ve 7 Haziran seçimlerinde MİT ile ilişkileri ortaya çıktığı için yeniden aday gösterilmeyen Özcan Yeniçeri hurriyet.com.tr’ye konuştu. Özcan Yeniçeri Sedat Peker ile karşılaşma anını şöyle anlattı:

“Sedat Peker, denilen birisini tanımam. 1.5 yıl önce İstanbul’daydım. Bacanağımın kardeşi bir restoran açıyormuş. Açılışı siz yapın, dediler. Oraya gittim. Açılışı yaptım, dar bir alandan geçerek yemek için masaya oturdum. Sonra yanıma AKP’nin bir iki Belediye Başkanı geldi, sohbet ettik. Aradan uzun zaman geçti. Kapının önünde siyah bir minibüs durdu, 10-15 siyah elbiseli genç çocuklar indi. Ara yaptılar. Sedat Peker denen adam geldi. İlk defa orada gördüm, yanıma gelene deyin onu taniyamadim. Adam oturdu.

Ertesi gün Ankara’ya döndüğümde Genel Başkanın önünde bu resimler vardı. Ben bu adam kimdir, nedir bilmem. Resim çektirirken kimseye ‘sabıkasızlık’ belgesi sormuyorum. Bizimle ilgili kritik birşey olduğunda şimdi de kritik 1 Kasım seçimleri var, bu fotoğrafı birileri çıkarıp servis ediyor.

DÜZ BİR ADAMIM, KİMSEDEN KORKMAM, İLİŞKİM OLSA AÇIK AÇIK SÖYLERİM

“Ben düz bir adamım, böyle bir ilişkim olsa açık açık söylerim. bir ilişkim olsa söylerim. Kimseden korkmam. Ama kahpe ve kalleş bir düzen var, herkes bu fotoğrafın altına bir şeyler yazıyor.”

ADAY GÖSTERİLMEYİŞİMLE BİR İLGİSİ OLDUĞUNU SANMIYORUM

Yeniçeri, 7 Haziran seçimlerinde yeniden milletvekili adayı yapılmayışının Sedat Peker ile çekilen bu fotoğrafların ilgili olup olmadığı sorusuna ise, “Hayır bununla ilgisi olduğunu sanmıyorum. Türkiye’de kötü siyasetçiler iyi siyasetçileri kovuyor. Biraz çalışkandık, koşturuyorduk; sanırım bu durum ağır geldi. Ama Türkiye’nin bugünkü durumunda benim Meclis’te olmam gerekiyordu” yanıtını verdi.

Yeniçeri, bu fotoğraflarla ilgili olarak Sedat Peker’in de kendisini uzaktan yakından tanımadığı konusunda bir açıklama yaptığını anımsattı.

SEDAT PEKER DEN AÇIKLAMA

dansoz_pekerkopiekopie

Sedat Peker, konuyla ilgili Nisan ayında kendi internet sitesinden yaptığı açıklamada “Özcan Yeniçeri isimli milletvekilini hayatımda ne daha önce ne de fotoğrafın çekildiği açılışın daha sonrasında hiçbir zaman görmedim” ifadesini kullandı.

Özcan Yeniçeri, yüzsüzse Sedat Peker ondanda yüzsüz olduğundan yalan söylerken yüzüde kızarmıyor.

Şimdi gelelim gerçeklere:

Olayı yöneten ne Sedat Peker, ned Özcan Yeniçeri’dir. Olayı yöneten MİT’tir. Özcan yeniçeri çok zıplarsa başka MİT elemanları ilede görüşmeleri buradan yayınlanabilir.

Özcan Yeniçeri, bütün konulara bulaşan, burnunu sokan birisidir. Sinan Ogan’da böyledir. Toplumda nedense böyle atıp, tutan, gürleyen kişileri çok seviyor. Bu nedenlede bunlar, üç beş kişinin övgüsünü alınca böbürlenip duruyorlar.

Özcan Yeniçeri, Sinan Ogan, Meral Akşener, onlara verilen oyunu iyi oynayamadılar, bunun sonucu olarakta ipleri çekildi. Sayın Devlet Bahçeli gerçekleri eskiden gördü, ancak olayları belgeleyeyerek iplerini çekmeyi seçti.

Simdi sorulacak soru budur. Özcan Yeniceri Çerkez kökenli midir? Sedat Peker, Çerkez kökenli midir?

KÖSTEBEKLER, CIA’NIN FETHULLAH GÜLEN YAPILANMASINI SAVUNUYORLAR.

VAN GÖÇMENLERİ İLE ÇERKEZ İŞBİRLİKÇİLERİNİN CIA’YA BAĞLILIKLARI, TÜRKLER’İ ŞAŞKINA ÇEVİRDİ.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yurtdışında Gülen cemaatinin Türk okullarının kapatılmasına yönelik girişimlerine, değişik partiler le kuruluşlara yerleştirilmiş CIA köstebeklerince (ajan) karşı çıkıldı.

Hükümet ile Gülen cemaati arasındaki gerginlik tırmanırken Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Türk okullarının kapatılmasına ilişkin girişimlerde bulunması korku ile tepkilere yol açtı. Telekeyin çeşitli yerlerinde sayıları 160’ı bulan okulların bir anlamda Türkiye’nin kültür elçiliğini yaptığıone suruldu. Çoğunluğu Van göçmeni ile Çerkezler’den oluşan çeşitli köstebekler, bu yönüyle bakılmasını  Türk okulları konusunun iktidar-cemaat kavgası dışında tutulması gerektiğini vurguladılar.

Türk Ocakları eski Başkanı Nuri Gürgür: Başbakan’ın girişimi yanlış, dedi. Gürgür kendiside Van göçmeni

Nuri Gürgür ile Fethullah Gülen, cia'nın elemanları
Nuri Gürgür ile Fethullah Gülen, cia’nın elemanları

Ülke içerisindeki tartışmaların ve tartışmaların bu tür konulara bulaşmasının yanlış olduğunu belirten Türk Ocakları eski Başkanı Nuri Gürgür, “Çünkü bu okullar sonuç itibariyle belli bir camianın değil doğrudan doğruya bizim Anadolu insanının ortaya çıkardığı kurumlardır” diyerek şu değerlendirmeyi yaptı:  “Özellikle Türk dünyasında bu okullardan bazılarını benim görme fırsatım oldu. O bölgelerde bunların son derece yararlı olduklarını bizzat müşahede ettim. Çünkü Türk dünyası ile ilişkilerimiz 20 yıldan beri belli bir seviyenin üzerine çıkmadı. Türkiye’nin devlet olarak Türk dünyasında yaptığı fazla bir hizmet yok. Şu anda da zaten devlet olarak yapılan hizmetlerin büyük bir bölümü Gazze’ye, Somali’ye ve benzeri İslam ülkelerine doğru yöneltiliyor.

Gülen, cia'nın imamı
Gülen, cia’nın imamı

Dolayısıyla Türk dünyasında bu okulların varlığı Türkiye açısından her bakımdan yararlıdır. Başbakan’ın bu noktada olayı tamamen Cia karşıtı değerlendirmesini yanlış bulurum. ”

MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri: derin köstebeklerden Çerkez, Türk kültürüne darbe, dedi.

Özcan Yeniçeri, yolunu şaşırdı.
Özcan Yeniçeri, yolunu şaşırdı.

Hükümetin öfke, hırs ve öç duygusu ile hareket etmesinin Türkiye Cumhuriyetine çok büyük zararlar verdiğinin altını çizen  MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri şöyle konuştu:

Fethullah Gülen okullarının açılışında Türk çocukarı amerikan bayrağı önünde oyunlar oynuyorlar
Fethullah Gülen okullarının açılışında Türk çocukarı amerikan bayrağı önünde oyunlar oynuyorlar

“Kurulmuş kurumları onlarca sıkıntı ile onlarca maliyete katlanarak meydana gelmiş kurumları gidip yabancı devletler nezdinde kötülemek, onların kapatılmasını istemek ve bunların kapatılmasına sebep olmak Türk kültürünün yayılmasına, Türkçenin gelişmesine ve Türkiye’nin dünya üzerindeki etkinliğine yönelik bir darbedir. AKP ve Başbakan’ın intikam duygusu gözünü perdelemektedir. Türkiye’nin menfaatlerinin nerede olduğu konusunda kafaları karışıktır. Okulları kapatmaya kalkmak bir anlamda Türkiye’nin oradaki yumuşak gücünü de ortadan kaldırma anlamına gelmektedir. Yalnız bunlar mı dışarıda amacına uygun faaliyet göstermiyor? TİKA ne yapıyor? TİKA’nın yurtdışındaki faaliyetleri acaba gösterilen amaçlar doğrultusunda mı oluyor? Onlarla ilgili de bir takım iddialar, ithamlar var. O zaman TİKA’yı, Yunus Emre Enstitüsü’nü veya benzeri bir takım orada söylenen yanlış işler oluyor diye bunları da mı kapatmak gerekiyor. Bir devlet uzun vadeli meselelere bakar. Toplumsal çıkarı esas alır. Tarihten gelen ve mevcut hali ileriye taşıyacak stratejiler üzerinde durur. Onun için intikam ve nefretle alınan kararların Türkiye’ye ve bu kararı alanlara hayır getirmeyeceği açıktır. Bu çok büyük bir yanlış olur. ”

Bakın şimdi bi TIKA neyin nesi? Cia‘nın örtülü bir karakoludur. İyide bu okullarda birer cia’nın karakolları iken Özcan Yeniçeri ne istiyor?

Kültür eski Bakanı Namık Kemal Zeybek: derin köstebek, Çerkez, Akıl işi değil, dedi.

Uçkuru düşük CIA elemanı Namık Kemal Zeybek
Uçkuru düşük CIA elemanı Namık Kemal Zeybek

Başbakan Erdoğan’ın bu konudaki yaklaşımını son derece tutarsız bulduğunu söyleyen Kültür eski Bakanı Namık Kemal Zeybek Türk okulları hakkındaki görüşlerini şöyle dile getirdi:

“Bu camianın dışarıda açtığı okullar, hizmet dedikleri şeyin en iyi tarafıdır. Bugün dünyanın birçok yerinde okullar açıyorlar. Bu okullarda belli ölçüde Türkçe öğretiyorlar. Bunun dışında bunu bilerek söylüyorum çok yüksek bir eğitim düzeyi ortaya koyuyorlar. Bu yüzden de bulundukları her ülkede de adına Türk Okulları dendiği için ya da bazı yerlerde Türk Kolejleri dendiği için Türklüğün ve Türkiye’nin itibarına da olumlu katkılar sağlıyorlar. Bu bir gerçek. Ben Türk Cumhuriyetlerindeki okullarını biliyorum orada gerçekten Türkçe öğretiyorlar. Tabii ki eğitimin İngilizce yapılmış olmasına itirazım var. Ama o itiraza karşılık da, İngilizce olmasa bu kadar itibar görmez diye karşılık veriyorlar. Netice itibariyle baktığınız zaman bu okullara vicdanlı bir Türk’ün ve Türkiye vatandaşının karşı çıkması aklın alacağı bir şey değildir. Eleştirenler dahi bu gerçeği görmelidirler. Bu okullar Türkiye için de faydalı, o ülkeler için de faydalı. Bir hizmet yapıyorlar. Başbakan daha önce bunları yere göğe sığdıramıyordu. Demek ki mesele kendi nefsine dokunmalarıymış. Şahsına dokunan bir iş olunca birden bire iş bu hale geliyor. Ben meseleye böyle bakıyorum. Başbakan’ın bu sözleri ne kadar yerine gelir onu da bilmiyorum. Şimdi başka bir yana bu okullar girdikleri toplumların içine nüfuz ettiler. Bugün o yerlerdeki birçok bakanın, başbakanın çocukları buralarda okuyor. Bu okulları bitirenler toplum içinde belli yerlere geldiler. Artık okullar sadece okul olarak kalmadı, okullar çevresinde bir işadamları camiası var, dernekleri var.  Öyle başbakanın sözüyle olacak işler değil. ”

Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın: köstebek, Van göçmeni, Kültürümüz zarar görür, dedi.

CIA ajanı Haluk Akalın
CIA ajanı Haluk Akalın

Türk okullarının Türkiye’nin dünyaya açılan kapılarından biri olduğunu belirten Türk Dil Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, okulların kapatılmasına yönelik girişimleri doğru bulmadığını söyledi.

CIA ajanı Haluk Akalın
CIA ajanı Haluk Akalın

Okullar kapatılırsa kültürümüzün zarar göreceğine dikkat çeken  Prof. Dr. Akalın, “Türk okullarında; kültürümüz, edebiyatımız, geleneklerimiz  de öğretiliyor. Gelecekte bu okul mezunlarından devlet başkanları olacak. Şu an bu okullarda yetişen birçok milletvekili var” diye konuştu.

Gazeteci yazar Yavuz Bülent Bakiler: köstebek, Van göçmeni, Alkı selimle hareket edilmeli, dedi.

Van göçmenleri görüşmesi
Van göçmenleri görüşmesi

Okulların siyasi çekişmelerden uzak tutulması ve aklı selimin hakim olması gerektiğini ifade eden gazeteci yazar Yavuz Bülent Bakiler de şu değerlendirmeyi yaptı:
“Dünyanın bir çok ülkesinde açılan Türk okullarına bizzat gittim. Oradaki insanlarla tanışma fırsatı buldum. Dünya milletleri önünde yüzümüzü ağartan, göğsümüzü kabartan, marşımızı söyleten, bayrağımızı dalgalandıran bu kültür kuruluşları devletin yapamadığını yapmıştır. Başkalarının adını dahi bilmediği ülkelerde bayrağımızı dalgalandırmış, dilimizi öğretmişlerdir.”

 

Nevzat Yalcintas, CIA-Arabistan ortasında akça kasası idi.
Nevzat Yalcintas, CIA-Arabistan ortasında akça kasası idi.

Hizmet sözü: bir sifredir. Karşılığı: köstebeklik (hizmet)

“OKULLARA ÖNCÜLÜK YAPANLARA DEVLET MADALYA VERMELİ: 20. asrın sonunda ve bu asrın başında kültürümüz; dolayısıyla dilimiz, tarihimiz ve Türkiye’nin tanıtılması konusunda en büyük hizmet, yurtdışında 160 ülkedeki Türk okullarımızın açılması olmuştur. Bu okullara öncülük yapan ve bu büyük projeyi gerçekleştiren kişilere devlet madalya vermelidir. Yani onların yaptıkları bu büyük hizmetten dolayı mükafatlandırmalıdır.”

 

Ermeni olduklarını gizlemeyen iki yazar’da Gülen okullarını istiyor.

Gazeteci-Yazar Mehmet Altan:

Mehmet Altan, Cia'nın olmazsa olmazı
Mehmet Altan, Cia’nın olmazsa olmazı

 

Türk okulları gibi Türkiye’nin medar-ı iftiharı, Türkiye’nin en büyük kazançlarından, ulusal bir değeri olan kurumları ortadan kaldırmak için Azerbaycan’dı, şuarasıydı kapı kapı dolaşıyor. İnanılır gibi değil. Adama sorarlar ‘Bu okullar ne güçlüklerle ne zorluklarla yapıldı?’ diye.

Gazeteci-Yazar Hayko Bağdat:

Hayko Bagdat, Gülen'in yamağı
Hayko Bagdat, Gülen’in yamağı

Resmi ideolojilerin belli inanç grupları üzerinden tahakküm oluşturmasının nasıl vahim sonuçlar doğurduğunu bilen bir tarihçeden, bir inanç grubundan geliyorum. Üstelik bunu sadece Türkiye’de değil dünyanın başka ülkelerinde uygulatmaya çalışmak oldukça komik duruma düşmektir. Hangi çağda yaşıyoruz. Dolayısıyla ben bunu çok sağlıksız bir durum olarak görüyorum. Tamamen inat ve intikam duygusu taşıyor.”