Ülkü Ocağı, kuruluşundan kısa bir süre sonra CİA'nın gözetimine girmişti. Ülkü Ocakları kendilerini azınlık olarak gören, Ermeni, Çerkez, Kürt kesiminin eline geçti. Biz bütün olup bitenleri burada anlatarak ulusumuzu aydınlatıyoruz.
Ermeni kökenli Bahçeli ile Yahudi kökenli Erdoğan’ın itişip kakışmaları başladı.
Türkiye yönetiminin en tepesinde AKP ile MHP’nin el altından sürtüşmeleri, kaçak güreşleri sürmektedir.
Bu güreş neden kaçak olarak sürmektedir?
Çünkü güreşenlerin ikiside sözünde duracak yüreklilikte değiller.
Erdoğan sıkışınca Bahçeli’ye sarılmış idi. Bahçeli sıkısınca Erdoğan’a sarılmış idi.
Şimdi Erdoğan, MHP’yi asalak olarak görmektedir. Neden? Çünkü AKP+MHP: % 51 etmemektedir. Öyleyse MHP eski anlamını yitirmiştir. Ancak, MHP’yi doğrudan dışlamanın olağan olmayacağınıda gören Erdoğan, MHP’nin Türk elinin tepesinde örgütlenmesini genişletmesini durdurmak istemektedir. İkinci bir nedende Süleyman Soylunun MHP’yi diline dolayarak kendi örgütlenmesini büyütmesinide sınırlamak istemektedir. MHP Süleyman Soylu’yu kullanmakta, Süleyman Soylu’da Bahçeli’yi kullanarak kendi alanlarını genişletmektedir.
İşte Bora Kaplan olayıda bunlarla ilgilidir. Bora Kaplan Sinan Ateş olayı ilede ilgilidir. Bora Kaplan MİT’inde kullandığı yasa dışı birisidir.
Bora Kaplan’ın tutulmasının anlamı MHP ile Süleyman Soylu’nun yasa dışı işlerinin ortaya çıkmasıdır.
Süleyman Soylu’nun elinde MHP’nin yasa dışı uygulamalarıda AKP’nin uygulamalarıda belgeli olarak vardır. Onun için ne AKP, ne MHP ona kapıyı gösteremezler.
Bütün bu iç içe geçmiş buru (suç) örgütü ilişkileri üç kesiminde kaçak güreş yapmalarını gerektirmektedir.
Bu gelişmelerde MİT içindeki etken kişilerinde el altından birbirlerini çökertmeye çalıştıklarını göstermektedir.